- 1.08.2020 00:00
Fotoğraflarından gülümseyen ölü kadınlardan birisi o artık. Bu genç ve güzel kadın Üniversite öğrencisi Pınar Gültekin Temmuz ayında Muğla’da bir erkek tarafından hayatının baharında vahşi bir cinayete kurban gitti. Pınar ne ilk ne de son olacak.
Geçen hafta ki ”İstanbul sözleşmesi olmayan ahlakı nasıl bozuyor” başlıklı yazımda kadının sosyal ve siyasal olarak toplumdaki yeri,rolü ve temsili üzerine yazmaya devam edeceğim demiştim.
Kadınlar ülke yönetiminde ne kadar söz sahibinden yola çıkarak kadınların temsili üzerine bir araştırmaya girdim ve yaptığım araştırma da, karşıma çıkan beni de afallatan eril iktidar tekeli ile karşılaştım..
Doksan yedi yıllık Cumhuriyet döneminde Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) bu güne kadar 29 Meclis Başkanı seçmiş ama bir tane KADIN’ı Meclis Başkanlığına seçmemiş, inanılır gibi değil.
-TBMM’de 600 milletvekilinden 101’i kadın.
-Yine yaptığım araştırma da 97 yılda seçilen milletvekili sayısı9 bin 535,seçilen kadın milletvekili sayısı ise sadece 315.
-Türkiye’de toplam Belediye Başkanlık sayısı1389 ama bunun sadece ve sadece45’i kadın.
- Türkiye’de 18 bin 152’si köy olmak üzere toplam 50 bin 157 muhtar var bunun 1071’i Kadın.
Şimdi de il ve ilçelerde kaç kadın vali kaç ilçenin kaymakamı kadın bir de buna göz atalım:
-81 İlden 2 ilin valisi kadın.
-973 ilçenin Kaymakamından 16 ‘sı Kadını .
-Üniversiteler de farklı değil 202 Üniversitenin rektöründen 14’ü Kadın.
-Kadınların Emniyet teşkilatında da pek yükseldiği gözükmüyor istisnalar da yok değil..2003 yılında ilk Antalya il Emniyet müdürlüğüne Naciye Ekmekçibaşı adın da bir kadın atanıyor.. Hiç bir kadın Emniyet Genel Müdürü olmazken, İlçelerde bir elin parmaklarını geçmeyen ilçe emniyet Amirleri olan kadınlar var.
-Bugüne kadar Ordu da bir tane General kadın olmamış.
-Devletin çok önemli kurumları olan TÜBİTAK,TÜİK gibi kamu kurumlarının başına Genel Müdür, Müsteşar ve Başkan olarak kadınların getirilmemesi tesadüf olabilir mi?
-Kızılay 1868 yılında kuruluyor ama bugüne kadar başına bir tane Kadın getirilmemiş.
-59 bin vakıf var ama bir tanesinin başında kadın yok.
-Hiç bir Gazetenin ve televizyon kanalının yöneticisi kadın değil.
-47 Bankanın Genel Müdürünün sadece 2’si kadın tarafından temsil ediliyor. Ama toplam bankalarda çalışan personel sayısının yarısından bir fazlası da kadın.
-En büyük esnaf kuruluşu TOBB, meslek kuruluşları ve sendikalarda farklı mı bu tablo, istisnalar hariç hiç birinin başında Kadın yok.
Böylesi erkeklerin hakim olduğu ve yönettiği bir ülkede kadınlar nasıl özgür olacak?
Bu tablonun değişmesini istemeyen İstanbul sözleşmesi’nin iptalini isteyen çevreler kimler?.
Başta iktidar ve onun destekçisi olan tarikatçılar,dini cemaatler,vakıflar bir de ahlak ve namus anlayışlarını kadınlar üzerinden tanımlayan erkekler.
Kadının üretim de, temsil de, yönetimden ve sosyal hayattan çıkarıldığı coğrafya kuraklığa dönüşür bu çölleşmeyi getirir.
Çöl de baharın geldiğinin fark edemezsiniz.Kadın yeşilin her tonunu yansıtan insanı sosyalleştiren bir orman gibidir.
Bir toplumun sosyalliği ve demokratik olduğu o toplumda kadınlarının erkeklerle ne kadar eşit yarıştığı ve yönetimi eşit paylaştığı ile ölçülür.
Ekonomik bağımsızlığını kazanamayan kadın temsilde,yönetimde söz sahibi olmadığı gibi evinde de söz sahibi olamaz,olmuyor da.
Böyle olunca da kadının eve kapatıldığı iteat etmeyen kadının erkekler tarafından şiddete uğradığı, kabul etmediğin de ölüme uzanan süreç alın yazısı veya kader değildir.
İslam ülkelerinde eril iktidarlar da değişmeyen zihniyet Kadın söz sahibi olmasın, kamusal alanda görünmesin erkeklerle de eşit yarışmasın eve kapansın uygulamasıdır.
İstanbul Sözleşmesi’nde kopartılan kıyamet te bu değil mi?
Yazıyla ortaya çıkarttığımız eril tablonun değişmesi ancak gerçek özgürlüğün sahibi olan kadınların örgütlenerek ortaya çıkmasıyla değişecektir.
Bu topraklar her gün bir Kadının erkekler tarafından cinayetle ortadan kaldırıldığı, son dört yılda 1563 Kadını tanıdığı erkeklerin öldürdüğü ve kadınların güvercin tedirginliği ile yaşadığı insan kanının sudan ucuz olduğu coğrafyanın adıdır.
Burası aynı zamanda“fotoğraflarda gülümseyen ölü kadınların” ülkesidir.
Not: Bütün okurlarımın kurban bayramını kutlarım. M.T.
Yorum Yap