YAŞASIN DOSTOYEVSKİ VE KARAMAZOV KARDEŞLER

  • 25.06.2020 00:00

 Yazının başlığı 11 Kasım 1821 yılında Moskova’da doğan 9 Şubat 1881 yılında St.Petersburg’da hayata gözlerini yuman  Fyador Mikailoviç  Dostoyevski’nin ölümünden önce yazdığı, 704 sayfadan oluşan tuğla büyüklündeki  dünya klasiklerinin  değişmez edebi eserleri içinde yer alan  Romanının adı.

Dostoveski bu romanı iki yılda yazar  roman yayınlandıktan dört ay sonra da  ölür.

Ben de pandemi sürecinde eve kapandığımız dönemde okuduğum romanlardan biri olan ‘Karamazov Kardeşler’ romanı kitap  sevenler için kaleme alarak okurlarıma  tanıtayım dedim.

Ölümünün üstünden   yüz kırk yıl geçmiş ama hala okunan onlarca dile çevrilen  dünyada tanınan ve  edebi eserler içerisinde  dünya klasiklerinin değişmeyeni. Edebiyat severlerin baş ucu kitabı  olarak bilinen insana  edebi lezzet veren unutulmaz eserler  bırakan bir yazardır, Dostoyevski.

Burada Çetin Altan’ı anmadan  geçmemiz  mümkün değil Çetin Altan derdi ki; bir yazarın büyüklüğü öldükten sonra da okunuyorsa o büyük bir yazardır. Dostoyevski öleli 140 yıl olmuş ama hala okunuyor bu da Çetin Altan’ı teyit ediyor.

Romanın hikâyesini geçmeden önce kısaca Dostoyevski’nin biyografisinden devam edeyim.

Doğum ve ölüm tarihinden de anlaşıldığı gibi Dostoyevski hayatının en verimli çağında 60 yaşında yakalandığı ve atlatamadığı halk arasında Sara diye biline tıpta dilinde de adı Epilepsi hastalığına yakalanır ve bu hastalıktan kurutulamayarak hayata gözlerini yumar.

Çok genç yaşta yazmaya başlar çokta çileli bir yaşamı vardır yazarın sık sık Sara nöbetine yakalanır  5 yıl cezaevinde yatar idamdan  kıl payı kurtulur ama yazıdan hiç kopmadığı görülmekte ve hayatına 15 kitap sığdırır.15 kitabı da onlarca dile çevrilerek  dünya klasikleri arasında  yer almaktadır.

Romanın hikayesine gelince roman bir aile dramından yola çıkarak başlar,aynı kadına baba ve oğulun aşık olduğu güzeller güzeli Grunişka  babaya aşık değildir oğluna aşıktır ama baba bir türlü peşini bırakmaz Grunişko’nun.Karamazov kardeşlerin  üçünün de öksüz, ailesiz ve sevgisiz   büyümesi bu kadar da olamaz denilecek kadar çarpıcıdır ve üç kardeşin  hayat hikayeleri birbirinin zıttı içinde devam eder.İvan öksüzler  herkesle akraba olur  diye tanımlar.

Roman  baba Fiyador Povloviç’in iki eşinden  üç oğlu var birisi ilk eşinden olan  Dimtri Povloviç ve ikinci eşinden olan iki oğlu  Alyoşa veİvan’r.Romanın  baş karakterleri üç karamazov kardeşler ile   babaları yer alırken. Romanın kadın baş karakteri ise  güzelliğiyle nam salan  erkekleri peşinden koşturan   Grunişenka etrafında örüldüğünü görüyoruz. Grunişka o kadar güzel bir kadın ki yargılayan hakimler bile güzelliğinden etkileniyor ve  Grunişka’yı dinlemekten çok ona  bakmaktan gözlerini alamıyorlar.

Baba povloviç  zampara bir adam her akşam içen kadınlarla eğlenen mutlaka biryolunu bulup para kazanmasını da beceren bir özeliğe sahip.

Ölünceye kadar  hizmetçisi olan bir mal varlığına da  sahip birisi.

 Povloviç cimri mi cimri ama öldüğünde üzerinden yüz bin ruble çıkar böylesi de bilinmeyen  bir kirli çıkı.

Povloviç’in  ilk karısı  Adelayda İvanovna çok küçük yaşta anne olan bir kadındır bu kadınla Povloviç sekiz yıl evli kalır ve Dimitre adında bir erkek çocuk verir ama genç yaşta da ölür. Povloviç kadınların duygularına hitap etmesini bilen ağzı da laf yapan birisi  ilk karısının yaşı küçük olması da bir avantajdır ve kızı kendine bağlamasının bir yolunu bulur ve evlenir.

Pavloviç para düşkünü biri ve para konusunda çok ta merhametsizdir.

 ilk eşi genç yaşta yakalandığı hastalıktan kurtulamaz ve  ölür, Pavloviç  ilk eşinden olan  Dimitri’ye annesinden kalan yüklü  mirası vermemek için çevirmediği dolap  kalmaz.

Povloviç ilk karısından olan annesi ölen Dimitri’yi   bir aile yanına alır.  Pavloviç boş durmaz  ve kısa bir süre sonra ikinci  eşi Sofya İvanova isiminde güzel bir kıza gönlünü  kaptırır  kız papaz yardımcısının kızıdır. Papaz yardımcısı kızını  pavloviç ile evlenmesini istemez ama kız babasını dinlemez ve Pavloviç ile evlenir.

Pavloviç’in ikinci karısı İvanovana iki erkek çocuk dünyaya  getirir o da genç yaşta  sinir hastalığına yakalanır sık sık havale geçirmektedir İvan bir  Aleksi  üç yaşında iken anneleri ölür.

Bu iki kardeşi İvan ve Aleksi’yi Annesinin evlatlık oldukları generalin karısı alıp götürür ve büyütür iki kardeşi.

İvan Feyodroviç çok genç yaşta gazetelerde yazılar yazmaya başlar.

İvan karakterindeki kişi okuduğunuzda sizde çıkartacaksınız ki bu  Dostoyevski’dir.

Aleksi ise romanda adı Alyoşa olarak geçer, Alyoşa çok utangaç içine kapalı bir çocuktur.

Alyoşa okulda arkadaşları arasında seks ve kadın muhabbetlerine girmediği için arkadaşları Alyoşa’ya küçük hanım ismini takarlar.Alyoşa okulun  en başarılı öğrencilerinden biri olmasına rağmen bilinmeyen bir nedenle   liseyi son sınıfta bırakır.

Okulu bıraktıktan sonra Alyoşa babası Fiyoda Povloviç’in yanına döner, annesinin mezarını bulup ziyaret eder ve  sonra Manastıra katılmaya karar verir. Hayalinde Papaz olmak vardır.

Manastıra gitmesiyle Manastırın baş papazı rahip Styaretz’e hayran kalır ve sürekli onu dinlemeye gider öğütlerini nerdeyse bire bir uygulamaya çalışır.

Alyoşa din ile sosyalizm  arasında düşüncelerini karşılaştırır.

Sosyalizmi sadece işçilerin yada dördüncü sınıf halk yığınlarının gögü yere indirmek amacıyla yapılmış bir Babil kulesi olarak görür.

Manastır papazı Alyoşa’ya öfkesini kontrol edemeyen hem kendisini hem de düşüncesini küçük düşürür der.

Bu romanda da görüyoruz ki bilimin gelişmediği ve toplumların sosyalleşmediği yerde din her zaman her yerde etkili oluyor. Askerdeki oğlundan haber alamayandan  tutun da engelli çocuğunun iyi olması için papazın duası ile çocuğunun sağlığına kavuşacağına inanan, binlerce insanlar var ve hem de sıraya girerek uzun kuyruklar oluşur kilisenin önünde.

Papaz Styaretz hastaları için dua isteyenlerin dualarını yapar ama hasta olanları da  hekime götürmeleri konusunda da uyarır.

Papazın  Alyoşa’ya tavsiyesi: ”kendine yalan söyleyen bunu da ciddiye alan insan, sonunda kendi gerçeklerini  ve dışarıdaki gerçek hayatı göremez; böylece hem kendisine hem de başkalarına saygısızlık eder. Saygının olmadığı yerde sevgi de olmaz diye öğüt verir.”

Rahip gerçekten hayatı çok yönlü anlatan bir kişiliğe sahip. İnsan sadece sevdiğine değil nefret ettiğine de aşık olabilir. Şeytan Tanrıyla boy ölçüşmek ve savaşmak için insan kalbini arena olarak seçmiş diye sohbetlerinde anlatır.

 

Romanın en etkili  geçen bir bölüm.

Dokuz yaşındaki çocuk İlyuşa’nın yaşlı babasını genç Dimitri tarafından gözlerinin önünde dövülmesi ve bir şey yapamaması çocuğun asabileştirir ve yataklara düşürür.İlyuşa babasına baba ben büyüyünce seni döveni aynı yerde döveceğim ve intikamını alacağım der ama İlyuşa kısa bir süre  yatalak hasta olur sonra yaşamının son günlerinde babasına baba senden bir şey istiyorum benim mezarımın üzerine ekmek kabuğu ufala .Ekmek kırıntılarına  serçeler  gelir ben de  seslerini duyar .Yalnız olmadığıma sevinirim der. Kitaptan S.238.

Roman İvan ile papaza adayı kardeşi Alyoşa arasında Din, Tanrı, felsefe  ve kadın üzerine tartışmalarla geçer.Alyoşa kardeşi İvan ile saygı duyduğu rahibin düşünceleri arasında kalır.

İvan Alyoşa’ya bir kadının kadınlar hakkında söylediği bir sözle başlar sohbetine ’Kadınlar ağlarken ben erkekler tarafına geçerim’ sözüne dikkat çeker.kadınlara dikkat et mesajı verir.

İvan Alyoşa’ya Oklid geometrisinden bahseder. Oklid Geometrisini yaratan  MÖ yaşamış  Yunan matematikçi Oklid tarafından ortaya atılan bir geometri sınıfıdır.

Oklid  iki doğrunun kesişmesidir.

İvan, ben Tanrıyı olduğu gib ,bütün çıplaklığıyla kabul ediyorum. Şuna da dikkat etmeliyiz: Tanrı varsa ve yeryüzünü gerçekten yaratmışsa, bunları Oklid geometrisi üzerine kurmuş ve insan zekasına ancak üç boyutlu kavrayabilme yeteneği vermiştir. Aklınla kavrayamadığını Tanrıyla nasıl anlayacaksın sevgili Alyoşa. Yeryüzünde mevcut dinlerin temeli isteğe bağlıdır. Cehennem yaptıkları kötülükleri ve yok ettikleri hayatı getirebilir mi? Tanrıyı inkar etmiyorum  Alyoşa, sadece giriş biletini yüksek saygılarımla iade ediyorum. İnsan Tanrıyı yaratmasaydı insan vahşiliğine Tanrı seyirci kalamazdı. İnsan anlayacağın kendi Tanrısını yarattı ve vahşileşti. Din üzerinden topluma yön verenler her olayı Tanrıya itikatsızlık olarak görüyor ve Tanrıya inanmakla biteceğini söylüyorlar. Dinciler başkalarına yargıçlık etme görevine üstlenirler. Voltaire, Tanrıya inanmadan insanları severdi.

İnsanın kendi Tanrısını yarattığı vahşi bir olayı anlatır İvan.  Köleciliğin sürdüğü dönemde bir emekli generalin üç yüz kadar köpeği vardır bu köpeklere bakan onlarca kölesi çalışır. Kölelerden birinin dokuz yaşındaki erkek çocuğu generalin çok sevdiği zaarin ayağını kırar. General köpeklerini arasında gezerken o sevdiği zaarin topalladığını görür ve kölelere bu zaarin  ayağına ne oldu diye sorar, kölelerden biri de falanca kölenin çocuğu  kırdı deyince general o çocuğu getirmelerini emreder ve çocuğa bakar bu çocuğu götürün bir odaya kapatın ve sabah çocuğu bana getirin diye talimat verir. Çocuğun annesi de gelsin der sabah köleler toplanır. General kölelere çocuğu soyun  çırılçıplak olduktan sonra şimdi koş diye çocuğa bağırmalarını söyler, çocuk koşmaya başlayınca general köpeklerine yakala diye köpekleri çocuğun peşine salar ve köpekler çocuğu  yakalamasıyla birlikte paramparça ederler annesinin gözünün önünde. İşte görüyorsun Alyoşa insan Tanrıya inansa bunu yapamaz. İnsan kendi Tanrısını yarattığı için bu vahşete ortak oluyor ve seyrediyor der İvan.

Özgürlükleri yok sayanlar köleliği kabul ediyor. İnsanoğlunun asıl sorunu kendilerine doğuştan bağışlanan  özgürlükten  sıyrılarak bunu biran önce başkalarına devretmeleridir. İnsanoğlunun hayatında verdiği en büyük mücadele ekmek uğruna verdiği çabadır. İvan  Rahip adayı kardeşi Alyoşa’ya hayatın görünen ve görünmeyen yanları  üzerine rasyonel  bir konuşma yapar din ve Tanrı   tartışmaları  romanda insan ilişkisinde psikoloji önemli bir yer tutmaktadır.

İvan babasını kardeşi Dimtiri’nin öldürmediğini, babasını öldüren hizmetçisinin öldürdüğünü hizmetçiye itiraf etti ama duruşmaya çıkmadan hizmetçi intihar eder. Bu arada İvan ve Alyoşa kardeşleri Dimtiri’inin babalarını öldürdüklerine inanmıyorlardı  ama bütün deliller  Dimtiri’nin öldürdüğünün işaretlerini veriyordu. Kardeşlerini kurtarmak için çabalarken İvan’ın da sara nöbetleri sıklaşır kendi kendine hayal görür kardeşi Alyoşa’da İvanı yalnız bırakmaz, İvan’ın  başına sürekli sirkeli  havlu sarar ama hiç bir çaba yeterli olmaz.

Roman’da gördüğüm eksikler  Dimtiri’nin babasını hizmetçisinin öldürdüğünü öğrenmişimdir burası bilinmemekte.

 Grunişka’nın Dimitri’nin babasını öldürmediği haberini öğrenip öğrenmediği konusunda bir bilgi yok..Yalnız Grunişka Dimitri  babasını öldürdüyse para için değil kendisi hakkında bir kötülük düşündüğü için öldürmüş olabilir, çünkü Dimtir beni o kadar seviyor ki ölümü bile göze alacağındna hiç şüphe duymadığını, kendini sorgulayan hakimlere de söyler.Grunişka  Dimitri’nin her duruşmasına geldiği gibi sık sık cezaevinde ziyaretine de gider. Dimitri tutuklandığında Grunişka ölene kadar yanındayım aşkım diye bağırır Dimtiri’nin en zor günde yanında yer alır.

Karamazov kardeşler Romanı üç kardeşin ve bir babanın serüveniyle  yaşamın bütün olumlu ve olumsuzluğu etrafında örülür.

 Kitaba başladığınızda  biran önce bitirmek için elinizden bırakmayacak kadar önemli bir eser olduğunu aldığınız, edebi lezzette sizde fark edeceksiniz.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums