- 25.02.2020 00:00
Cumhurbaşkanlığı hükümet modeline geçeli iki yıla yaklaşıyor..
Vatandaş iki yıl içerisinde geçmişi arar oldu..
Vatandaş dişe dokunur bir sorununun çözüldüğünü göremedi..
Hep geriye gidiyor..
Damat Bakan 2019 yılında 2.5 milyon insana iş bulacağını söylüyordu ama,2019 yılında 350 bin kişi işini kaybetti.
İşsizlik ise resmi olarak 4 milyon 363 bine çıkmış, gayri resmi işsizliğin 7 milyon olduğu tartışılıyor ama, Cumhur ittifakı bu rakamı yalanlayamıyor.
İşsizlik, yoksulluk, hayat pahalılığı, gelir dağılımındaki adaletsizlik ve özgürlüklerin yok sayılması her geçen günü vatandaş arar duruma düştü.
Cumhurbaşkanlığı hükümet modelinden yakınan sadece muhalefet değil Akp’nin kendi milletvekilleri de yakınıyor; bakanlarla yüz yüze görüşmek şöyle dursun, bakanlar bizim telefonlarımıza bile çıkmıyor veya dönmüyor diye. Bu tepkiler Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin çöktüğünü gösteriyor.
Vatandaş iş, ekmek diye bağırıyor..
Damat her ay enflasyon ve işsizlik rakamlarını açıklarken gelecek ay bu aydan daha iyi olacak diye, adeta toplumun aklı ile alay ediyor..
Kayın pederi de bu yıl destan yazacağız, ekonomi şaha kalkacak diyor ama, ufukta böyle bir işaret gözükmüyor.
Vatandaş markette ve pazardaki fiyatlara mı inansın, koskoca Cumhurbaşkanı na mı?
Vatandaş işsizlikten o kadar bunamış ki,Akp’nin grup toplantısında izleyici locasından Erdoğan televizyonda canlı yayında konuşurken bağırıyor;“ Cumhurbaşkanım, mahkeme kararım var beraat ettim mahkeme kararını TİGEM uygulamıyor ve beni işe almıyor, çocuklarım aç” diye yeri göğü inletirken.. Korumalar tarafından ağzı kapatılarak vatandaş apar topar salondan çıkartılıyor, dileriz vatandaşın başına korktuğumuz olaylar gelmez.
Hatay’da bir vatandaş kendini yakarak hayatına son veriyor..
Cumhur ittifakın Trollerinden birisi sosyal medya hesabından “Açlıktan insanlar ölseydi Afrika’da insan kalmazdı” diyecek kadar vicdanı körlenmiş, insanlıktan nasibinin almamışa ne denilebilir!.
Peş peşe geçinmediğinden ve borçlarını ödeyemediğinden ülkenin dört bir yanından intihar haberleri yayınlanıyor ama, iktidarın besleme medyası ile yandaş medya bunları ne görüyor ne de haber yapıyor.
2020 yılının ilk Ocak ayında 27 kadın erkekler tarafından katledilmiş..
2020 yılının ilk ayında cinayet ekonomisinden 115 işçi hayatını kaybetmiş.
Bu ülkede her gün 5 işçi cinayet ekonomisi sonucu iş ölürken,7 işçi de sakat kalarak iş göremez duruma düşüyor.
17 yıllık Akp’e iktidarında 22 bin işçi hayattan koparılmış.
Muktedir iş cinayetlerine bu işin fıtratında var..İşsizlik için herkese devlet iş bulacak diye bir kural yok. Geçinemiyorum diyenlere de bir mermi kaça mal oluyor diye,savaştayız ülkenin beka sorunu var mesajını veriyor.
Ülke hukuktan uzaklaştıkça insanlar mal-mülk ve iş güvenliklerinden bahsetmek şöyle dursun insanların can güvenliği yok..OHAL döneminde 28 kişinin kaçırıldığını ve bunlar hakkında hiç araştırma yapılmadığı,aileleri günlerdir kaçırılan yakınlarını arıyor.HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu her çıktığı Meclis kürsüsünden kaçırılan ve ortadan kaybolan insanların isimlerini ve fotoğraflarını gösteriyor, İçişleri Bakanına gözaltında kaybolan insanların akıbetini soruyor ama, duvardan ses çıkıyor bakandan ses çıkmıyor. HDP’li bir milletvekilinin danışmanı milletvekilinin arabasının önü kesilerek güpegündüz de durdurulup danışmanı kaçırılıyor, kaçıran insanların kim olduğu bilinmiyor.
Hele bir Gezi davası var ki evlere şenlik tam bir komedi ve trajedi bir arada yaşanıyor..
19 Şubatta yapılan Gezi davasının duruşmasında 840 gündür tutuklu olan Osman Kavala ve Gezi davasından yargılananlar hakkında mahkeme berat ve tahliye kararı veriyor.. Osman Kaval’a tahliye olmadan bir suç üreterek 15 Temmuz darbe kalkışmasına destekten savcılık dava açarak, Osman Kavala tekrar tutuklanıyor. Muktedir, Osman Kavala’anın tutuklanmasını işaret etti; bir manevrayla beraat ettirmeye kalktılar diye. Muktedirin açıklamasından sonra Kavala’nın tutuklanması manidar değil mi? Muktedir Kavala tutuklanınca da, yargının kararına saygı duyalım dedi.
AİHM’in oy birliği ile Osman Kavala’nın tahliye edilmesi kararı var ama,uygulayan ve dinleyen yok.
Gezi davasında beraat ve tahliye veren üç hakim hakkında HSK soruşturma ve inceleme başlatıyor.
Nasıl bağımsız bir yargı ama, gel de yargı kararlarına saygı duyma.
Böylesi komedi ilk değil bundan önce Selahattin Demirtaş,CHP milletvekili Eren Erdem, gazeteci ve yazar Ahmet Altan’da da bunları yaşadık.
Ahmet Altan üç yıl sonra tahliye edildi ve talimatla bir hafta sonra tekrar tutuklandı.
Muktedir Kendine muhalif olan yazar ve siyasetçilerden biat etmelerini, özür dilemelerini, hatta pişman olduklarını beyan edip, mektup yazarak bunları dile getirmelerini istiyor. Ahmet Altan’ın tekrar tutuklanma gerekçesi olarak, pişmanlık duymadı ,özür dilemedi diye iddia edildi.
Muktedir yargı kendisinin beğenmediği bir kararı verirse bu kararı kabul etmiyor, saygı duymuyor ve uymayacağını söylüyor, hatta yerel mahkemelerinde uymaması için çağrı da bulunuyor. Kendinin onayladığı bir karar verirse yargı,bu bir yargı kararı saygı duyalım diyor.
Muktedir AİHM’in kararları Türkiye’de ki yasaların üstünde derken,AİHM kendisine muhaliflerin tutukluluğunun tahliyesine karar veriyorsa ,AİHM’in kararları bizi bağlamaz diyor.
Sıkışınca da uluslararası hukuki anlaşmalar herkesi bağlar diyor.
AB üyeliği bizim olmazsa olmazımız diye tahüt etmiş, müzakere tarihi almak için saati durdurup, müzakere tarihi alınınca Kızılay’da otobüsün üstünde tur atarak gösteri yapıp kutlarken, şimdi AB bizi bölmek istiyor; ‘Türkün Türk’ten başka dostu yokmuş’ diyerek küçük ortağının sloganına eşlik ediyor.
Muktedir önceden üstünlerin hukuku değil hukukun üstünlüğü ,vatandaş devletin değil devlet vatandaşın hizmetkarı olacak, devlet vatandaşına format atmamalı diyerek geldi; şimdi bizim neslimizi bozdular dindar ve kindar nesil yetiştireceğiz, vatan mevzu ise gerisi teferruat demeye başladı..Biz bu devleti sokakta bulmadık diye avazı çıktığı kadar bağırıyor.
Tüm zamanların en büyük siyasetçisinin geldiği yere bakar mısınız,bunu dünya kıskanmasın da,kimi kıskansın.
Başta Suriye politikası olmak üzere dış politikada duvara tosladık,dostum Putin’le papaz olduk,değerli yalnızlığımızdan dolayı, mezarlıkta korkusundan ıslık çalan adam psikolojisini yaşıyoruz.Şimdi de muktedir Suriye ile savaş halindeyiz diyebilirim diyor.
Muktedirin ve ortağının uyguladığı politikaları ile vatandaşın söyledikleri arasında bir paralellik var mı,Allah aşkına!.
Vatandaş işsizim, çocuklarımı aç diyor,muktedir ve ortağı ülkenin beka sorunu var diyor.
Vatandaş ne söylüyor Muktedir ve ortağı ne çalıyor.
Yorum Yap