- 23.12.2019 00:00
Küreselleşme üç yüz yıllık sanayi toplumunun geleneğini, kavramlarını, argümanlarını, kurumlarını ve üretim biçimini bertaraf ederek sınırları yıkan, devlet sırrını ifşa eden, bireyi özgürleştiren yeni bir devlet ve toplum paradigmasını ortaya çıkartırken nitelikli insan çağını yarattı.
Küreselleşmenin en belirgin farkı sanayi toplumunda olmayan bilgi ekonomisini ortaya çıkarttı.
Küreselleşme ile bilgi üretimin içinde yüzde 80 gibi belirleyici ana girdi oldu ve bu gittikçe de artarken, geri kalan yüzde 20’yi enerji, teknoloji ve insan gücü olarak yer alıyor.
Küreselleşme eğitimi okul ile tamamlanan bir süreç olmaktan çıkartıp, doğumdan ölüme kadar eğitimin içinde olunacağını zorunlu hale getirirken..
Bizim siyasiler hala Din ağırlıklı bir müfredata yönelmesi ve imam Hatip okullarının sayısının artırılması ile uğraşıyor olması, ne garip bir şey değil mi?
Küreselleşme çoğunluk karşısında bireyi özgürleştirip, çoğulculuk kavramını gündeme alarak azınlık haklarını ve kimliklileriyle insanları tanıştırdı.
Üreten Birey küresel dünyaya yön verir oldu.
Sanayi toplumunun argümanları ve kavramları üstünden küreselleşmeyi okuma şansınız yok gibi bir şey.
Küreselleşmeyi toplum olarak kavrayamadığımız için bu çağa ayak uyduramıyoruz, uyduramayınca da sorunların altında kalıyoruz.
İnsanlık üç yüzyıllık sanayi toplumu sürecinde yarattığı katma değer 28 trilyon dolar iken, son yirmi beş yıl gibi bir dilimde küreselleşme ile insanoğlunun yarattığı katma değer tam 85 Trilyon dolar, inanılır gibi değil.
İnancının esiri, ideolojisinin körü olanların küreselleşmeyi kavraması imkansız.
Küreselleşmeyi kavrasak bu çağın teknolojisi olan Bilgisayar parçası ‘ÇİP’ üretiriz.
Biz toplumsal sorunlarımıza hala sanayi toplumunun kavramları, kurumları ile çözmeye çalışıyoruz.
Sanayi toplumunda toplumların zenginliğinin ölçüsü “Çelik Üretimi” iken, Bilgi toplumunda toplumların zenginliğinin kriteri AR-GE oldu.
Küreselleşme ile bu çağın en büyük muhalefetinin sosyal medya olduğunu e-Gazetecilik ve e-Ticareti de hatırlatalım. İnterneti hiç bir siyasetçinin devre dışı bırakma gibi bir lüksü yok. Erdoğan boşuna bağırmıyor Allah’ın belası sosyal medya diye.
Biz devam edelim, Çip üretemeyen bir toplum nasıl bilgi toplumu olacak?
Bu çağın mesleğinin tasarımcılık, ekonomik gücünü bilgi ekonomisinin belirlediğini bırakın toplum kesimlerini; ülkeyi yöneten siyasiler bile farkında değil.
Farkında olan ve 17 yıldır ülkeyi yöneten bir siyasetçi beton ekonomisiyle yatıp kalkar mı?
57 İslam ülkesinde yaşayan toplumların yüzde 54’ünün okur-yazarlığı yok.
57 İslam ülkesinin toplam nüfusu 1 milyar 700 milyon ama 85 milyon nüfusa sahip Almanya kadar üretiyor.
İslam Ülkeleri az üretiyor eşit paylaşmak şöyle dursun gelir dağılımı adaletsizliği dudak uçuklatıyor, Yönetenlerle yönetilenler arasında 20 kat fark var.
Gelir dağılımı adaletsizliği bizde de farklı değil.. Bankalar Denetleme ve Düzenleme Kurulu(BDDK)’nın son verilerine göre; Türkiye’de toplam mevduatın yüzde 54’nün nüfusun binde 2’lik kesimin elinde. Nüfusun yüzde 99.8’i pasta olarak bilinen Milli Gelirin yarısını paylaşıyor.
Bu gelir dağılımındaki uçurum eşit vatandaşlık hukukunu ve iç barışı tehdit ederken içte ve dışta güvensizlik oluşturuyor.
Türkiye, Küreselleşmenin zenginliğinden pay alamıyor nedeni ise; ülke hukuktan kopup hamaset üzerinden, suni Beka sorunu yaratması ve yabancı sermayeye güven vermemesinden geliyor.
Akp’nin ilk yıllarında yabancı sermaye akını vardı şimdi yabancı sermaye gelmediği gibi var olan, yerli ve yabancı sermaye ülkeden kaçmaya başladı.
Çünkü Türkiye AB müzakerelerinden ve hukuktan uzaklaştı, yargı muhalefete karşı bir sopa olarak kullanılıyor.
Ekonominin büyümesi ve güvencesi demokrasi ile at başı yürür.
Türkiye’nin en önemli sorunlarından birisi işsizlik, ikincisi ise gelir dağılımındaki adaletsizlik.
Bu gelir dağılımındaki adaletsizliği düzeltmeden bu ülkede ne iç barış olur, ne de adalet dağıtılır.
Binde 2 ‘lik kesimi aynı zamanda bu ülkenin siyasetini yönetiyor ve yön veriyor ve bu zengin kesimin içinde siyasetin içinde olanlar da var; bunların başında da partili Cumhurbaşkanı Erdoğan geliyor kendisi dolar milyarderleri arasında.
Türkiye’yi yönetenler ülkenin demokratikleşmesi açısından olmazsa olmazlarından olan; evrensel değerlerin başında gelen hukuktan uzaklaşıp; Küreselleşmeyi de kavrayamayınca toplumsal sorunlar kar topu gibi büyüyor ve bu da doğal olarak toplum kesimlerinde umutsuzluğa sürüklüyor..
Yorum Yap