HIRSIZLAR ÇALARKEN DEĞİL PAYLAŞIRKEN KAVGA EDERLERMİŞ

  • 17.12.2019 00:00

 Bu söz internette sörf yaparken karşıma çıkınca ben de yazıya başlık olarak seçtim.

Bu sözün bir Arabistan atasözü olduğu söylense de yaptığım taramalarda Arabistan ile ilgili bir veriye rastlamadım.

Çok hırsız hikayeleri dinlemişinizdir  bir de benden dinleyin: İki hırsız bir kuyumcu soygunundan   yüklüce mücevher ve altın  çalıp izlerini kaybedip şehrin dışında bir yerde paylaşmak için mola verirler. Hırsızın biri önce bir karnımızı doyuralım der ve aralarında  görev bölümü yaparlar birimiz altınların  başında bekleyelim, birimizde  yiyecek almak için şehre gidip bir şeyler alalım diye aralarında   görev bölümü yaparlar. Yemek almaya giden hırsız kendince bir plan yapar ve ben orada yemeğimi yerim, arkadaşımın da yemeğine  zehir katarım o yemeği yeğince ölür ve mücevherler ve altınlarda  bana kalır der. Altınları bekleyen hırsız da şimdi o gelince onu öldürürüm, altınların hepsi bana kalır diye kendince başka  bir planı vardır. Yemek getiren arkadaşını öldüren hırsız altınların hepsi artık benim   şu yemeğimi ağız tadı ile yeyip ondan sonra da altınları alıp gideyim der; ama kendini bekleyen tehlikeyi bilmez yemeğini yer ve bir kaç dakika sonra da  kendisi de zehirlenerek ölür ve altınlar ortada kalır..

Akp’nin içindeki partililerin  hırsızlık ve dolandırıcılık suçlamaları bu iki hırsızın hüzünlü hikayesine hatırlattı bana.

Kıssadan hisse.

Akp’den koparak yeni bir parti kuran ve partisinin adını da  “Gelecek Partisi” olarak tanıtan Ahmet Davutoğlu’nun parti kurması, Partili Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı çileden çıkartmış olmalı ki; İstanbul Şehir üniversitesi üstünden Davutoğlu ve kendine muhalif olan eski dava ve  toz kondurmadığı yol arkadaşları için çok ağır suçlamalarda bulundu; bunlar Halk Bankasını dolandırmaya kalktılar diye açıklamada bulununca kızılca kıyamet koptu; Ahmet  Davutoğlu da bugüne kadar Akp iktidarı döneminde Cumhurbaşkanı, başbakan ve bakanların mal varlıklarının araştırılmasını gündeme getirdi.

Aslında Akp dönemindeki yolsuzluklar, ihaleye fesat karıştırma, adam kayırma ayyuka çıktı, hatta siyasal tarihimizde böylesi yolsuzlukları ve siyaseten zenginleşmiş siyasilere rastlayamazsınız.

Bizim gözlemimiz Erdoğan’ın ekonomik krizle siyaseten  tıkanması ile  gerçekten ipe sapa gelmez analizler yapması ve önünü arkasını hesaplamadan konuşması, ruh halinin iyi olmadığını işaretleri olarak görünüyor.

Geçen hafta Bilkent Üniversitesinde öğrencilerle yaptığı toplantıda Nobel ödülü üzerine yaptığı gaf kabul edilir bir durum olmasa gerek; kalkıp Türkiye’de teröriste Nobel ödülü verdiler demesi. Türkiye’de  Nobeli iki kişi var birisi Edebiyat üzerine Orhan pamuk bir diğeri de, bilim dalında Aziz Sancar’a verilmiş.

Bu konuşmayı Erdoğan öğleyin yapıyor akşam üzeri Kaçak Saray’ın iletişimden sorumlu Başkanı Fahrettin Altun açıklama yapıyor Erdoğan Orhan Pamuk’u kastetmedi diye..

Allah aşkına Aziz Sancar olmadığına göre Orhan Pamuk’tan başka bu ülkede Nobelli birisi mi var, kimi kastetti o zaman?

İşin garip yanı Erdoğan 2015 yılında Orhan Pamuk Nobel ödülünü alınca  telefonla arayıp Pamuk’u kutlamış, Erdoğan’ın eski basın danışmanı Akif Beki Karar gazetesinde köşesinde yazdı. Çelişkiye bakar mısınız, bunun hangisine inanacaksınız?

Erdoğan’ın hangi sözünü tutarlılık anlamında ele almalıyız o kadar çok  ki, gerçekten insan hayretler içinde kalıyor.

Erdoğan Batı terör örgütü PKK ve YPG’yi destekliyor diyor, kendisi  kalkıp PKK lideri Abdullah Öcalan’ın  HDP’lilerin  Akp’ye oy vermesi için mektubunu yayınlatıyor, Kırmızı Bültenle aranan eski PKK şeflerinden Osman Öcalan’ı devletin yayın organı TRT Kürdide söyleşi yaptırıyor. Kim inanır sizin terörle mücadele ettiğinize.

Hatırlatalım askeri darbeyle görevden uzaklaştırılan 300 bin kişinin katili Sudan diktatörü Ömer El-Beşir’i Erdoğan kırmızı halıyla Ankara’da ağırladı, Uluslararası Ceza mahkemesi tarafından cezalandırılan bu katil için Erdoğan; Müslüman adam öldürmez diye savundu. Uluslararası hukuku yok sayan bir siyasetçi uluslararası arenada da  izole olmaya mahkumdur.

Erdoğan  geçen hafta en ilginç konuşmalarından birini   İslam İşbirliği Teşkilatında  yaptı: ”İslam ülkelerinde yönetenle yönetilenlerin arasında tam 200 kat gelir uçurumu var; biz zekat  müessesini işletsek yoksulluğu yeneriz diye.”  Ama, kendisinin ve İslam ülkelerinde ki yöneticilerin dolar milyarderi olduğunu nasıl anlatacak?

57 İslam ülkesinin toplam Nüfusu 1 milyar 700 milyon dünya ekonomisine yarattığı katma değer, yüzde 10’u geçmiyor.

57 İslam ülkesinin toplam üretimi  Almanya kadar.

Bu veri de Erdoğan’a ait, Astana’da dile getirdi  islam ülkelerinde yaşayan insanların yüzde 54’nün okur-yazarlığı yok diye.Yüzde 54’ü Okur yazar olmayan bir toplum nasıl çip üretecek ,marka yaratacak ve küreselleşen dünyayı kavrayacak?

İslam ülkelerindeki bu tabloyu bir muhalif siyasetçi veya gazeteci söylediğinde Erdoğan boyun damarları bahçe hortumu gibi şişerek bağırıyor, bunlar islam düşmanları  yahu..

İslam ülkelerindeki tablo şunu gösteriyor  bir ülkenin inançlı insanlarla yönetilmesi yoksulluğu da yenmiyor,yolsuzluğu da önlemiyor; gelir dağılımında ki adaletsizliği de düzeltmiyor.. Çözüm katılımcı, çoğulcu,çağdaş bir demokrasi ile bu sorunların üstesinden geliniyor.

Geldiğiniz yer demokrasiyi bir yaşam biçimi değil de, gideceğiniz yere  tramvay olarak görmeniz, dindar ve kindar nesil yetiştirmek istediğinizin sonucudur.

Bir de Erdoğan’ın hiç gündemden düşmeyen tekrar dolaşıma sokulan ve  mizah konusu olan  diploması var..Her dönemin  askeri darbecilerin ve siyasilerin   adamı olan, bu unvanını kimseye kaptırmayan  kendi rekorunu kendisi ekarte eden, Sabah gazetesinin tetikçi baş yazarı karı-koca çoluk- çocuk ailece havuz medyasından beslenen  Mehmet Barlas’ın oğlu Cemil Barlas  yandaş televizyonda söylüyor bunu: ”Recep Tayyip Erdoğan’ın diplomasının aslını FETÖ’cüler yakmış”  ondan  diplomanın aslını gösteremiyorlar. Bizde bu tetikçiye soralım Erdoğan’ın diplomasını yaktılar da,peki  arkadaşlarını ve hocalarını da mı yaktılar?

Bir diploma ironisi de   Ahmet Davutoğlu’nun kurduğu partinin kurucularından  genç girişimci  22 yaşındaki  İsmail Güncar’dan; gazeteciler soruyor  Davutoğlu’nun Erdoğan’dan farkı ne olacak “en azından Davutoğlu’nun diploması var” diyor ..

Mal varlığını açıklayamayan, harcadığını denetim dışı tutan, diplomasını göstermeyen, hukukun üstünlüğünü yok sayan, yargı kararlarını uygulattırmayan, yargıyı muhaliflerine karşı sopa olarak kullanan, muktediri zor günler bekliyor.

Hırsızlar çalarken değil de paylaşırken kavga ederlermiş; bu kavga bazen de iktidar kavgasında da ortaya çıkıyor.

Akp’de ki kavga  hem iktidar hem de mal mülk kavgası olarak ortaya çıkmadı mı?

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums