- 22.11.2018 00:00
Bu sözü kim diyor?
Cumhurbaşkanı Erdoğan..
Ne zaman diyor?
AİHM’in 20 Kasım 2018 Tarihinde Selahattin Demirtaş hakkında verdiği karardan sonra.
AİHM Selahattin Demirtaş hakkında ne karar verdi;4 Kasım 2016 Tarihinden beri tutuklu olan HDP Eş Genel Başkanı eski Milletvekili Selahattin Demirtaş’ı, Türkiye’nin tutuklama gerekçesi “Hukuki” değil “Siyasi” olduğuna ve Demirtaş’ın serbest bırakılmasına hükmetti.
Türkiye Cumhuriyetini Selahattin Demirtaş’a 10 bin Euro manevi tazminat ile 15 bin Euro yargılama gideri ödemeye mahkum etti.
AİHM kararını Türkiye tanımıyorsa Türk Mahkemelerinin kararını tanımamaktan hiç bir farkı yok ki!.
Türkiye AİHM’de bir yargıçla temsil edilen bir ülkedir.
İşte tarihten hatırlatma yapalım:
Erdoğan 2002 yılında üç sefer AİHM’e hak mahrumiyetine uğradım diye baş vuruda bulunuyor.
Bugün AİHM kararını Tanımayan Erdoğan partisine 14 Mart 2008 Tarihinde; Yargıtay Cumhuriyet Baş Savcısı Anayasa Mahkemesine kapatma davası açtığında Erdoğan AİHM’işaret etmiş:” Şunu herkes bilmeli AİHM kararları Türkiye’deki yasaların üstünde diye canlı yayında kameralar karşısında açıklama yapmıştı.”
Erdoğan OHAL’den sonra yargıyı kendine bağlayarak hakim ve savcıları 657’ye tabi bir devlet memuru olarak görüyor ve açıkça mahkemelere vereceğiniz kararda benim talimatımı beklemelisin diyor.
Bunun açık talimatını da kendisinin külliye dediği demokrasi güçlerinin kaçak Saray dediği, katılmadığı toplantıya gönderdiği mesajda:devletin güveneceği ve devlete hizmet eden hakim ve Savcılar olmalı,diye Erdoğan’ın mesajı okundu.
Yargı devlete hizmet edecekse vatandaşın güveneceği bağımsız ve tarafsız bir yargıyı nasıl bulacağız.
Türkiye’de yargının kararlarının tanınmamasının bir başka örneğini sosyal medya hesabından HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu paylaştı:TBMM’de KHK komisyon başkanına sordum,30 bin insan KHK ile atılmış ama yargı suçsuz olduklarına karar vermiş, neden bu insanların işlerine dönmesi için izin vermiyorsunuz diye sorduğumda?
Aynen şöyle dedi:”Yargının verdiği karar değil bizim kanaatimiz önemli diye cevapladı” diyordu.
Nereden nereye.
Bu kadar savrulma olur mu?
İnsanın adı Erdoğan ise maalesef oluyor.
Akp Parti programına bu ülkede bir kişi özgür değilse o toplum özgür değil diye yazdı..
Şimdi biz ve onlar diye ayrıştırıyor.
Ayrıştırmakla kalmıyor ötekileştiriyor ve hedef gösteriyor bunun son örneği son demekte saflık olur da;Gezinin finansörleri diye 13 aydır tutuklu Osman Kavala’nın arkadaşlarına yaptığı şafak operasyonu bunu gösteriyor.
AİHM kararlarının yankıları ve sonuçları üzerine kısa bir özet geçelim:
Avrupa Konseyi:AİHM’in Demirtaş kararı bağlayıcı diye açıklama yaptı.
AİHM AB’liği üyesi ülkelerin mahkemesi değildir..
Avrupa konseyinin mahkemesidir..
Türkiye’de Avrupa Konseyini bir üyesidir ve AİHM kararları da bağlayıcıdır.
Eski AİHM yargıcı Rıza Tüzmen Demirtaş kararı uygulanmazsa Türkiye Aleyhine hukuki ve siyasi sonuçları olur diyor.
Erdoğan’a soralım biz vatandaş olarak kime güveneceğiz sizin beğenmediğiniz kararı veremeyen mahkemeler nasıl bir adalet dağıtacak.
AİHM kararlarını tanımayacaksanız neden AİHM’den Türkiye’yi temsil eden hakimi çekmiyorsunuz.
AİHM kararlarını tanımamakla Türkiye’deki yargı kararlarının tanımamanın arasında ne fark var?
Hani Türkiye uluslararası bir hukukun parçası idi?
Hem de üyesi olduğu mahkemenin kararını tanımamanızın sonucunu kestirebiliyor musunuz?
Yargı kararlarını tanımayan bir ülkeye yabancı sermaye gelir mi?
İnsan ilişkisinin sigortası nasıl güven ise..
Bağımsız ve tarafsız mahkemeler de bir toplumun adalet dağıtan terazisidir..
Avrupa Konseyi üyesi olan bir ülkenin AİHM kararlarını tanımama gibi bir lüksü yoktur.
Bu böyle biline..
Yorum Yap