- 17.10.2018 00:00
Bir ülkede yargı bağımsızlığını tanımayan, medya özgürlüğünü yok sayan iktidarın seçimle iş başına gelmesinin fazla bir esprisi olmaz, olamaz.
Demokrasi sandıktan ibaret olsa idi meyve ve sebze Halleri demokrasinin beşiği olurdu.
Uluslararası kuruluşların Türkiye’nin medya ve hukuk sıralaması her şeyi ortaya koyuyor.
“Türkiye Hukuk Endeksinde uluslararası 112 ülke arasında sıralamasındaki yerinin 102. olduğunu biliyor musunuz?”
“Türkiye’nin Basın özgürlüğü sıralaması daha kötü 180 ülke arasında sıralması maalesef 155.sırada olduğundan haberiniz var mı?”
Bu sıralamadan Türkiye’de bağımsız bir yargıdan ve basın özgürlüğünden bahsedilebilir mi?
Türkiye bir hukuk devleti ve yargı bizim ülke de bağımsız diyenler şimdi ne diyecekler?
Başlayalım:
-Erdoğan ABD’li Papaz Brunson için bu fakir görevde olduğu sürece o teröristi alamazsın,diyor Rahibi casuslukla, terör örgütüne yardım ve yataklıkla suçluyordu.
Gerçi biz bu şarkıyı daha önce Alman gazeteci Deniz Yücel olayında da dinlemiştik;Erdoğan Deniz Yücel için de aynı iddiada bulunmuş ama Almanya bastırınca Deniz Yücel mahkemeye çıkmadan bir gece de tahliye edilerek Almanya’ya özel uçakla dönmüştü.
Erdoğan Papaz Bronson’a karşı pazarlık konusu ediyordu ABD’ye ‘ver papazı al papazı’ diyerek Fetullah Gülen’i istiyordu ama hayal ettiği dağlara kar yağdı.
Brunson’da Gazeteci Deniz Yücel gibi tahliye edildi ve tahliyesinin arkasından ABD’den gelen özel bir uçakla o gün, gece ABD’ye uçtu ve Beyaz Sarayda ABD Başkanı Trump tarafından özel olarak karşılandı.
ABD başkanı Papaz Brunson’u ağırlamasında yaptığı konuşmalarının içinde, tam beş defa Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür ederim dedi ama Türk yargısına teşekkür ederim demedi..Bu da Türkiye’de yargının bağımsız olmadığının somut bir itirafı olarak tarihe geçmiş oldu.
Papaz Brunson davasının geldiği yer Türkiye’de yargının talimatla çalıştığının bir itirafıdır.
OHAL ilanından sonra demokrasinin kuvvetler ayrılığı askıya alınarak, Saray talimatlı bir yargı ortaya çıkarıldı ve hız kesmeden de devam ediyor.
-Mehmet Altan için Anayasa Mahkemesinin verdiği kararını ve AİHM kararını yerel mahkemenin uygulamaması ,tek başına her şeyi özetlemiyor muydu?
Altan Kardeşler ve Nazlı Ilıcak davasının Savcısı bize Anayasa Mahkemesinin üzerinden baskı yapıyorlar diyerek, en üst mahkemeyi yok sayması yargının talimatla karar verdiğini itirafıydı bu?
Basın Özgürlüğünün ve yargı bağımsızlığının ne kadar hayati bir görev yaptığını OHAL’den sonra daha iyi anlaşılmış oldu.
15 Temmuz darbesinin ardından, darbenin siyasi ayağının ortaya çıkartılmaması ve Kontrollü darbe iddialarını daha da tartışılır bir hal aldı.
İşte yandaş medyanın görmediği muhalif medyanın görüp de gösterilmek istenmeyen, gündeme bomba gibi düşecek toplumu sarsacak,iktidarı sallayacak haberleri kısaca hatırlatalım.
-Kamuoyunun baskısı sonrası Akp’nin ekonomik danışmanlık anlaşmasına vardığı ABD’de faaliyet gösteren MeKinsey şirketi ile anlaşmanın neden iptal edildiğini medya irdelemeliydi ama medyanın yüzde 95’ni elinde bulunduran muktedir bu konuyu kapattı.
-Ülkenin toplam dış borcunun 450 milyar dolar olduğu,her yıl en az 200 milyar dolar dış kaynağa yani yabancı sermayeye gereksinim var ama bunu yandaş medya yazmıyor,bir avuç muhalif medyanın haber yapması da dikkat çekmiyor.
-Türkiye 126 ülkeden 130 kalem Tarım ve hayavancılık ürünü ithal ediyor ama yandaş medya tarım ve hayvancılık üzerine olumsuz bir tane habere rastlamak mümkün değil.
- Kamu harcamalarını denetleyen SAYIŞTAY’ın 2017 raporlarının görülmemesi ise inanılır gibi değil.
-Saray’ın günlük gideri 1 milyon 240 bin 289 TL,Saray’ın yıllık gideri ise 658 Milyon TL,Saray’ın yıllık personel gideri 106.8 Milyon TL,Saray’ın mutfağının yıllık gideri 2 Milyon 600 Bin TL iken..Kamu da Tasarruf gündeme gelince Erdoğan devlet itibarından tasarruf olmaz diyor..İşte bu savurganlıklar hiç biri yandaş medya da haber niteliği taşımıyor.
-SAYIŞTAY Türkiye’de yolsuzluk ve kayıt dışı ekonominin belgesi olarak ortada dolaşan haberi hiç bir yetkili yalanlamadı.Sayıştay’ın raporuna göre devletin kasasından 3.7 Milyar Lira kayıp..
-Sayıştay İçişleri Bakanlığının harcamalarında mevzuata aykırı tespitler yapıldığını iddia ediyor ama iktidardan ve medya da hiç bir ses yok. Sosyal Güvenlik Kurumu(SGK) Sayıştay denetiminden çıkartılması ile SGK’nun açıklamasına da yasak getirilmiş. Bunlar haber olmaz mı?
-Eylül ayında 157 işçi cinayet ekonomisinin kurbanı oldu,2018 yılının ilk dokuz ayında iş kazası altında hayatını kaybeden işçi sayısı tam bin 400.Bu iş cinayetlerini ne televizyon kanallarında ne de gazetelerin internet sitelerinde ve ne de yazılı medyada görmediğimiz gibi; Türk-iş ve Hak-iş gibi işçi konfederasyonları bu iş cinayetleri konusunda basın açıklama zahmetinde bile bulunmuyorlar.
-İşçi sendikalarında nasıl bir sendikal ağalığının yaşandığının son örneği Şeker-iş sendikasının Genel Başkanı İsa Gök kendisine işçilerin parası ile 1 Milyon TL değerinde, makam aracı alması herşeyi özetlemiyor mu?Bu makam aracını DİSK veya KESK’e bağlı bir sendikacı almış olsa idi yandaş medya günlerce bunu sorgular Erdoğan’da ekranlardan avazı çıktığı kadar teşhir ederdi.Akp’yi eleştirmediği sürece sendikalar ne yaparsa yapsın.
-Ya ekonominin dip yapması ve temel gıdalardaki fiyatların uçuşa geçmesi,fiyatların el yakması,doğal gaz,elektrik ve akaryakıt zamları yandaş medyada kibrit kutusu kadar haber konusu olmuyor.
Erdoğan gıda fiyatlarındaki artışı önlemek için marketlerin üstüne Zabıtaları gönderiyor, peki doğal gaz ve elektrik zamlarının üstüne kimler gidecek?
Enflasyon,işsizlik,yoksulluk ve gelir dağılımındaki adaletsizlik yandaş medyanın hiç bir medyasında yer almıyor.
Sosyo-ekonomik sorunları gündeme medya getirir veya hatırlatır, muhalefet takip eder iktidarda çözer ama bizde bunların hiç biri olmuyor..
Çünkü yolsuzluğu medya ortaya çıkartır yargıda cezalandırır..
İkisi de parti devletinin denetiminde olunca ortaya keyfi bir yönetim çıkıyor.
Bir ülke de yargı bağımsız değil medya özgürlüğü de yoksa o ülkede demokrasi dışı bir sistem devreye girmiş demektir.
Diktatörler iktidarı ele geçirdikleri anda her yerde ele geçirdiği ve denetimine aldığı iki yer vardır bunun birisi Yargı diğeri ise Medyadır.
Azerbaycan, Rusya ve İran’ı yakından izleyin yargı ve medyanın nasıl bir durumda olduğunu görürsünüz. Bu ülkelerde ülkeyi yönetenler de seçimle iş başına gelmişlerdir.
Yargı bağımsızlığı ve medya özgürlüğü bir toplumun nasıl yönetildiğinin boy aynasıdır.
Yorum Yap