- 13.07.2017 00:00
Yazının başlığına döneceğim gündemi kısaca bir özetleyelim.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 15 Haziran’da Ankara Güvenparktan bıçak kemiğe dayandı diye harekete geçtiği ve ‘Adalet’ için İstanbul’a başlattığı 455 kilometrelik 25 gün süren uzun maraton yürüyüşü, 9 Temmuz’da İstanbul Maltepe meydanında 2 milyon insanın katılımı ile Kılıçdaroğlu’nun okuduğu manifesto niteliğindeki 10 maddelik özgürlük talebiyle son buldu..
Bu yürüyüş demokrasi güçlerine bir umut ve korkularının üstüne gitmeye cesaret verdi.
Adalet yürüyüşünün mitingini yeryüzünden bin gazetecinin ve medya kuruluşunun takip ettiği açıklandı, hükümet yanlısı medya da bu haberi yalanlamadı.
Adalet yürüyüşü içeride ve dışarıda ülkenin tam 25 gün tek gündem maddesi oldu dersek abartmamış oluruz.
Kısaca gündemi özetledikten sonra ben yazıya başlık olarak attığım ’Dostun kimmiş öğrenmek istiyorsan hapse gir’ konusuna döneyim.
Bu sözü OT Dergisinin 52. Haziran sayısında yazar Charles Bukowskı’nın İslamcı yazar Emine Şenlikoğlu’na verdiği mülakatında okudum.
Ben yıllar önce şöyle bir yazı yazmıştım yerel medya da köşe yazarlığı yaptığım süreçte;”dostun üçü fazla ikisi azdır” diye..
Bu yazımı okuyan öğretmen arkadaşım aradı ve bir buçuk dost merhaba dediğini hatırlıyorum.
Yazara dostluk felsefenizi öğrenelim diye sorulduğunda Bukowskı:”Dostun kimmiş öğrenmek istiyorsan hapse gir” diye yanıtlıyor.
Ben bunu Mehmet Altan’ın etrafında dönenlerin nasıl çil yavrusu gibi dağıldığını başta asistanı olmak üzere hepsi ortalıkta görünmez oldular, kimi Cumhurbaşkanın danışmanı oldu kimisi Vali olarak atandı.
İnsanın gerçek dostlarını Bukowskı’nin dediği gibi hapishaneler ortaya çıkartıyor.
Yazar o kadar mütevazi ki kendisine yapılan övgüler karşında kendisinin büyük bir yazar olmadığını, büyük yazarların beşyüz yılda bir geldiğini söyleyecek kadar da alçak gönüllü birisi.
Çetin Altan’da yazar öldükten sonra ortaya çıkar eğer okunuyorsa o büyük bir yazar derdi.
OT dergisindeki çok yönlü röportajında yazar aşktan,alkolden,ölümden,savaştan,bitkiden,edebiyattan, sanata ve siyasete kadar her konuya kısa ve öz açıkamalar getirmiş
Bende bu mülakattan dikkatimi çeken ve öne çıkarttıklarımdan bir seçme sunayım dedim okurlara..
İnsan, bitkiler ve hayvanlar arasındaki farklılığı şu dörtlükle anlatıyor Bukowskı:
“Hangi çiçek,diğerini “sarı açtı” diye ayıplar?
Hangi kuş,”farklı ötünce” diğerine yasak koyar?
Derisinden,dilinden ötürü öldürülüyor insanlar.
Ah insanlar! Her şeyi bulup kendini bulup bulamayanlar..”
Bir başka soruya verdiği yanıtta ise;nefret ettiğinle iyi geçinmenin sahtekarlık olduğunu söylüyor.Nefret ediyorsan yalvaramazsın, diyor.
“Aşk,gerçekliğin ilk ışıklarıyla dağılacak bir sistir” diyor.
Hayatta kimseyi değiştiremezsin ve kimse için değişmemelisin.Yorma kendini.Bırak,hayatına eşlik etmek isteyen kişi seninle gelsin,diye de bir yorum getiriyor.
Ölüm üzerine sorulan soruya ise çok basit, çarpıcı ve düşündürücü bir cevap veriyor:”Ölümü konuşmak paradan konuşmak gibidir,ne miktarı bilinir ne de değeri” diye tanımlıyor.
Yazar alkol üzerine hem görüş belirtiyor hem de kendini alkolün esiri olarak da görüyor..”Yazarlığı öğlene kadar uyuyabilmek için seçmiş bir alkoliğim ben” demekten de kendini gizlemiyor.
Neden içtiğini de mizahi bir yorumla açıklıyor: ”Valla kötü bir şey olduğunda unutmak için içiyordum:iyi bir şey olduğunda kutlamak için içiyordum;hiçbir şey olmazsa bir şeyler olsun diye içiyordum.”
Yazar şehitlik konusunda ise;savaşı engellemiyor diye de savaşın görünmez yüzünü ortaya koyuyor.
Adaleti insanlar adaletsizliğe uğradıklarında yani kendi başlarına gelince dert ediyorlar,diye dikkat çekerken, bizim gündemimizden düşmeyen ve mücadelesini verdiğimiz konuya da ışık tutmuş oluyor.
Demokrasi ve hukuk mücadelesi vermeyenlerin insan hakları diye de bir derdi olmuyor.
Kadim dostum Mehmet Altan’ın dokuz ay sonra 19 Haziran 2017 tarihinde çıkartıldığı ilk duruşmasında,mahkemede yargıçların yüzüne;”Ben AKP’yi eleştirdiğim için tutukluyum. Demokrasi ve hukuku savunduğum için tutukluyum.. Ama, demokrasi ve hukuk nöbetini tutmaya devam edeceğim diye haykırdı.”
Demokrasi ve hukuk mücadelesi verenlerin yolu bizim gibi ülkelerde cezaevlerinin önünden geçerken;insan dostlarını da hapishanelere düşünce tanıyor.
Bukowskı yerden göğe kadar haklı.
“Dostun kimmiş öğrenmek istiyorsan hapse düşte gör.”
Yorum Yap