- 3.02.2017 00:00
Partili Cumhurbaşkanlığına geçişimizle daha hızlı bir icra devreye girecekmiş.
Zaman aşımı ortadan kalkacakmış ve her şey tıkır tıkır işleyecek, vatandaş artık Ankara’ya gidip gelmesine gerek kalmayacakmış sorunlar da çözülecekmiş..
Bunu kim diyor, gerçek mesleği gazetecilik olmayan,algı operasyonu yapan, havuzdan beslenen, ekran yamyamlarından oluşan yandaşlar ve milletvekilliği değil de genelbaşkanına biat edenler.
18 Madsdelik anayasa paketini AKP’li milletvekillerinin okumadan imzaladıkları iddia edildi..
Konuya sorularla girelim:
15 yıldır bu ülkeyi kim yönetiyor mevcut Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ekibi yönetmiyor mu?
Evet.
Erdoğan, hangi yasayı çıkartamamış veya bir yasa önünde engel olmuşta yol alamamış,sorun çözememişte yolu kesilmiş var mı böyle bir sıkıntı?
Yok..
Peki neden böyle bir sistem değişikliği İstiyor Cumhurbaşkanı Erdoğan?
Açıkça söyleyelim tek adam olmak istiyor kuvvetler ayrılığından, kuvvetlerin tek elde toplanmasını hedefliyor.
Erdoğan,demokrasinin kuvvetler ayrılığı önümüzde engel hatta ayak bağı demedi mi?
Erdoğan, içinde yargının kendine bağlı olduğu, kendisini denetlemeyecek bir meclis, kendisinin kabul etmediği bir medya ve güdümlü bir muhalefet istiyor.
18 maddelik tek adamı özgür kılan toplumu zapturapt altına alan diktatörlük yasasının yargı maddesini ele alalım..
Anayasa Mahkemesinin 15 üyesinden 12’sini partili Cumhurbaşkanı atayacak, 3’nü ise TBMM seçecek..
HSYK’nın 13 üyesinden 6’nı partili Cumhurbaşkanı atayacak 7 ‘sini TBMM seçecek.
TBMM milletvekili sayısı 550 den 600 çıkacak.
Milletvekillerinin aday listesini partili Cumhurbaşkanı belirleyecek meclis seçimleriyle Partili Cumhurbaşkanı aynı gün seçilecek.
Cumhurbaşkanın yargılanması için TBMM’nin üçte iki çoğunluğun 400 oyu ile Cumhurbaşkanı Yüce Divanda yargılanacak..
Parlamentoda oluşan milletvekili çoğunluğunu partili cumhurbaşkanı belirlediğine göre, böyle bir anlayışın hakim olduğu yerde,meclis Cumhurbaşkanını Yüce Divana nasıl gönderecek?
Gönderdiğini düşünün!
Yüce divan mahkemesi üyeleri, Anayasa Mahkemesinin üyelerinden oluşacakk Anayasa Mahkemesinin 15 üyesinden 12’ni partili cumhurbaşkanı atamıyor mu?
Atıyor..
O zaman bu üyeler Cumhurbaşkanını tarafsız bir şekilde yargılayacaklarına kim inanır.
Asker mahkemelerinin üyelerini atayan Genelkurmaya başkanının atadığı hakim üyeler geçmişte Genelkurmay Başkanını ne kadar yargıladıysa,bu yargı sistemi de partili Cumhurbaşkanını o kadar yargılayacak.
Ya HSYK üyelerinin durumu, bu yapı da Anayasa Mahkemesinin yapısından farklı değil..
HSYK’ın 15 üyesinden 6’nı partili Cumhurbaşkanı atayacak, geri kalan 7 üye ise yine partili Cumhurbaşkanının memuru konumundaki TBMM üyeleri seçecek.
Danıştay’ın hakim üye sayısı bu yasayla 90’na düşüyor, bu 90 üyenin 23’ü partili Cumhurbaşkanı atayacak,geri kalan hakim sayısını ise HSYK belirleyecek.
Yargının sağlı sollu nasıl ablukaya alındığını ve partili Cumhurbaşkanına bağlandığını görüyoruz..
Bütün yollar partili Cumhurbaşkanına çıkıyor.
Erdoğan OHAL’e dayandırarak nasıl KHK’ lerle ülkeyi yönetiyorsa bu yasa geçerse, ülkeyi de OHAL’i aratmayacak bir sistemle yönetecek.
OHAL bize 12 ay uzatılsa yetmez demiyor muydu Erdoğan.
Bakanların meclisten onay almadığı, yargının bakanların üzerinde bir denetlemesi olmadığı,parlamentonun icranın başını sorgulayamadığı;bu sistemin adı demokrasi dışında aranmalı..
Bu yozlaşmış partili başkanlık sistemin adı evrensel hukutan nasiplenmeyen,açıkça bir diktatörlüktür.
MHP’den ihraç edilen Devlet Bahçeli’ye muhalif Gaziantep Milletvekili prof.Dr Ümit Özdağ’ın evrensel bir hukuk tanımıyla yazıyı bağlayalım, Özdağ”Devletten hukuku çıkartırsanız geriye örgütlü suçlar kalır” dedi, 31 Ocak 2017 tarihinde Halk Tv’de katıldığı bir televizyon programında..
Doğru söze ne denilir.
Özdağ’ın sözü karanlığa tutulan bir ışık gibi parlıyor.
Çetin Altan’ı hatırladım şöyle derdi üstat:doğruyu duvara yaz kim olsa okur.
Partili Cumhurbaşkanlığı herşeyi çözecekmiş..
Duy ama inanma HAYIR demeyi de unutma.
Yorum Yap