- 13.09.2016 00:00
Sabah kalktım kahvaltıdan önce internette gazeteleri tarıyorum elimde kağıt kalem,bir yandan da haftalık yazımı yazmak için kafamda olan yazıya şekil vermenin uğraşı içindeyim, ne yazacağım konusunda netleşmiş bir durumdaydım “medya etiği” üzerine yazmaya karar vermiştim.
Bir de günlük programımım düşüncesinde dalmış internette dolaşırken, bir de ne göreyim haber sitelerinde ve sosyal medya yıkılıyor, Ahmet-Mehmet Altan kardeşler polis tarafından göz altında haberleri dolaşıyor.Başta Aktroller, yandaş, havuzdan beslenen sözde gazeteci geçinenler meslek dayanışması yapılacağı yerde adeta kına yakanlardan geçilmiyor.
Aslında beklenen bir operasyon ama insan ister istemez şaşkınlık yaşıyor yakın dostları olduğu için.. Hemen kendimi toparladım ve Ahmet Altan’ın kızı gazeteci Sanem Altan’ı aradım, geçmiş olsun dedikten sonra durum ne alemde diye sorduğumda, Sanem Altan: ben ve ailece sizin kadar biliyoruz göz altına aldılar,duyarlılığım için bana çok teşekkür edip, bir gelişme olursa sizi haberdar edeceğim dedi.
İlerleyen saatlerde dostum Altan kardeşlere yapılan operasyonun gerekçesini avukatları Veysel Ok’un açıklaması internete düştü;14 Temmuz 2016 Tarihinde Can Erzincan TV’de Nazlı Ilıcak o da şu anda FETÖ terör örgütü davasından tutuklu.. Mehmet Altan ve Ahmet Altan’ın programda ülke gidişatı üzerine yaptıkları yorum nedeniyle gözaltına almışlar..
Altan kardeşlere İsnat edilen suç ise 15 Temmuz darbesini “bir gün önceden duyurmak imiş.”
İstanbul Cumhuriyet Savcılığı Terör ve örgütlü suçlar bürosu Savcısı Can Tuncay’ın iddiası: ”Darbe çağrışımıyla ilgili Subliminal (Bilinçaltı Düşünce) Altan kardeşlerin mesaj verdikleri için” savcının gözaltı kararı aldığı haberlerini yine internetten öğrendik
Kurdun kuzuya suyu bulandırdın misali bir gerekçe.
Ergenekon ve balyoz davalarının düşmesinden, 17/25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonundan sonra Ahmet Altan’ın tutuklanması için çok büyük bir kampanya başlatmışlardı, bunların başında da Hürriyet Gazetesinden Ahmet Hakan geliyordu.
Ahmet Hakan her üç yazısından birinde ve canlı yayınladığı CNN TÜRK kanalında Tarafsız bölge programında Ahmet Altan’ın hedef göstermeden programı bitirmiyordu.Diğer merkez medya ve yandaş gazeteciler ve kanalları da Altan Kardeşler aleyhine yayın yapmadan geri kalmıyordu.
Bir hafta önce 2 Eylül 2016 Tarihinde İstanbul Çağlayan adliyesin de 13. Ağır ceza mahkemesinde Ahmet Altan,Yasemin Çongar,Mehmet Baransu ve Yıldıray Oğur’un duruşması vardı, bende bu duruşmayı izledim.Balyoz davasından yargılanan orgeneral Çetin Doğan’ın avukatı davaya müdahil olarak bulunmuş mahkeme heyeti de bu talebi kabul etmişti.
Bu davanın işaretiyle ile Altan kardeşlerin etrafında çember daralıyordu.
7 Eylül 2016 Tarihinde Sabah Gazetesinde köşesinde Hilal Kaplan “YÖK,OYP Ve Mehmet Altan” başlıklı muhbirlik yazısında;Mehmet Altan’ın uzaklaştırılan 2346 akademisyenlerin içinde olmadığından dolayı YÖK başkanının açıklık getirmesi için çağrıda bulunuyor,Mehmet Altan’ın neden üniversiteden uzaklaştırılmadığını soruyordu? YÖK başkanı ve bir başka İstanbul Üniversitesinden yetkili Mehmet Altan ile ilgili soruşturmanın Hilal Kaplan’a sürdüğünü söylüyorlar,Hilal Kaplan’da bu davanın takipçisi olacağız diye parçalı yazısına devam ediyordu.Gazeteciliğin artık bir meslek değil de muhbirlik olarak kullanıldığını, bu gazeteci geçinen tetikçi ayan beyan uyguluyordu.
Milli ordumuza kumpas kurdular sözünden sonra sağlı sollu derin devletle iş tutan AKP’e ve Erdoğan,kendilerine biat etmeyenlerin üstüne dolu dizgin gidilmesini; 15 Temmuz başarılı olamayan darbe girişimini fırsata dönüştürdü.
OHAL ilanıyla ülke yönetmenin yolu Kanun Hükmünde Kararnamelerle başlayınca,demokrasinin kuvvetler ayrılığını bay pas edip,kendine muhalif olan ne kadar gazeteci,sivil toplum yöneticicisi, kanat önderi,medya ve yazarlar varsa hepsini total bir mantıkla top yekun bir operasyon başlattı.
15 Temmuzdan sonra 40 binden fazla kişi gözaltına alındı,20 binden fazla kişi tutuklandı.Kamuda yaklaşık 80 bin kişiye görevden el çektirildi.45 Gazete,23 radyo,18 televizyon,15 dergi,29 yayınevi,3 haber ajansı kapatıldı.Yaklaşık 100 Gazeteci hakkında gözaltı kararı alındı, 24 gazeteci tutuklandı bu sayı her gün giderek artıyor,cadı avı da sürüyor.
Altan kardeşlerde tutuklu(tutuklu diyorum muhtemelen tutuklanacaklar) 105 tutuklu gazeteciler kervanına katılıyordu..
Artık korkunun ecele faydası yok..
Ya Erdoğan’a biat edip taraftarı olacak devlet ganimetinden yararlanacaksınız..
Muhalif olursanız kamuda çalışan on binlerce çalışan gibi hiçbir yargı kararı olmadan açığa alınır; 11 bin 301 öğretmeni nasıl bir günde PKK terör örgütüyle ilişkilendirerek, iş hayatına son verip hayatlarını kararttıkları ortada.
Açığa alınan 11 bin 301 öğretmenden 9843’ü KESK’e bağlı Eğitim-Sen üyesi olduğu açıklandı.
Erdoğan’ın istemediği Belediye başkanı seçerseniz onlara Kayyım atayacak,muhalif olanların mal varlıklarına el konulacak, yargı kararı değil de OHAL ile yönetildiğimize göre KHK’ler yeterli olacak..Anayasa Mahkemesine(AYM) bireysel baş vuru hakkınızı da kullandırmıyorlar.
Bu haksızlıklara ve hukuksuzluğa karşı demokrasi,hukuk, özgürlük diyerek mücadele edenlerin suçları suçumuz diyerek Erdoğan’a ve AKP’ye biat etmiyorum diye demokratik yoldan mücadele yolunu seçip,örgütlenerek,inanç ve siyasi görüş farkı gözetmeksizin bir araya gelip; bedel ödemeyi göze almadan direnmekten başka bir çıkış yolumuz gözükmüyor.
Tek adamlığa ve diktatörlüğe hayır demek için..
Düşünce ve basın özgürlüğü için.
Gösteri ve yürüyüş haklarımız kullanmak için.
Demokrasinin kuvvetler ayrılığını tanımadıkları için..
Çoğunluğu kabul edip çoğulculuğu kabul etmedikleri için..
Aykırı ses ve basın özgürlüğünü yok saydıkları için..
Demokrasi,hukuk ve özgürlükler için mücadele edenlerin suçuna ortak olup suçları suçlarımızdır Demek için..
Toplum olarak ortak paydamız demokrasidir,hukuktur, temel hak ve özgürlüklerdir diye..
Darbelere de diktatörlüklere de karşıyız demek için.
Savaş değil barış istiyoruz demek için.
Yüksek sesle haykırmalıyız.
Bu hukuksuzluğu durduramazsak arkası yarın dizisi gibi daha çok operasyon dalgaları gelecek.
Duyarlı olmak için bir yakınınızın alınmasını beklemeyin.
Onun için Sana Biat Etmeyeceğiz Ortak Sesimiz ve Vaaz Geçilmez İlkemiz Olmalı.
Not:Ağız tadıyla olması mümkün değil ama çıkmayan candan umut kesilmez misali, yine de korkusuzca ve kardeşlik duygularının öne çıktığı bir Kurban Bayramı geçirmeniz dileğiyle.MT.
Yorum Yap