- 23.05.2016 00:00
Ben bu yazımda Hukuk ve ekonomi üzerine bir şeyler karalamak istiyordum.
Şunu da biliyorum ülke gündemi MHP’nin başarısızlığından yola çıkan parti içi muhalif güçlerin kongre talepleri gündemi belirlerken. Bir başka asıl ülke gündemi Erdoğan’ın kendi atadığı Başbakanına yaptığı darbe ile AKP’nin Olağanüstü 22 Mayıs’ta yapılacak kurultaya gitmesi.Siz bu yazıyı okuduğunuzda AKP’nin genel kurulu yapılmış Erdoğan’ın işaret ettiği kişiyi AKP Genel kurulu seçerek Binali Yıldırım Başbakan olacak ama siyasi ömrü ne kadar olacak orası muamma.Bu iki kongre kavgası ve HDP’lilerin dokunulmazlığının kaldırılmasının TBMM’de oylandığı ve dokunulmazlıkların kaldırıldığı süreçte, benim yazımın ülke gündemiyle kesişmediğinin de farkındayım.
Vicdanım beni ister istemez Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın yönetmedin Can Dündar’a yapılan silahlı saldırı karşısında; böylesi bir cinayet girişimini Erdoğan’ın Can Dündar’ı hedef göstermesine rağmen,yandaş medyanın tetikçileri tarafından olayın çarpıtılmasına ve gündemden uzaklaştırıp unutturulmak istenmesine sessiz kalmak istemedim.
Bu ülkede değişmeyen derin devlet paradigması her zaman devreye giriyor; hedef gösterilen kişi ölürse faili meçhul olur eğer ölmezse veya öldürülemezse bunun adı mizansen olur.
Can Dündar’a yapılan suikast girişimi de Mizansenmiş.
6 Mayıs 2016 tarihinde Can Dündar’a İstanbul Çağlayan Adliyesinin önünde silahlı bir saldırı düzenlendi,Saldırıyı 1976 Sivas Nüfusuna kayıtlı Murat Şahin adında bir tetikçi tarafından yapıldı, sevindirici yanı Can Dündar bu saldırıdan yara almadan kurtuldu.
Can Dündar’a yapılan suikast girişimini havuz medyasının tetikçi esnaf takımı, sözde gazeteci geçinen mesleklerinin yüz karası olanlar, insanın kanını donduran inanılmaz haberler yapıp analizlerde bulundular günlerce;hem de yaptıkları işe ihanet edercesine utanmadan alçakça.
Yandaş medyanın esnaf takımı ve sosyal medyadaki AK trollerin Can Dündar için yaptıkları Haberlerine ve analizlerine bakar mısınız:?
“Erkek adam karısını bırakır kaçar mı? Bu nasıl bir suikast girişimi ki, iki metreden öldüremiyor silahı çeken.Bu bir suikast değil tamamen mizansenmiş.”
Bu suikast girişimini hiç ciddiye almadıkları gibi, daha kötü olanı bu suikast girişimini hiçbir AKP’linin ve yandaşçıların kınamaması ve geçmiş olsun diye Can Dündar’ı ve gazetesini aramamasıydı.
Hangi yüzle kınayacaklar ki.
İsteseymiş tetikçi çok rahat öldürürmüş, zaten tetikçi da amacım öldürmek değil korkutmak için yaptım demiş.Önümde arkamda bir örgüt yok tek başıma karar aldım isteseydim öldürürdüm diye emniyette de ifade vermiş.Hırant Dink cinayetinin katili Ogün Samast’da öyle demişti tek başıma yaptım ama gerçeğin bir gün ortaya çıkma gibi pis bir huyu var.Hırant Dink katliamında Ogün Samast’ın yalnız olmadığı kimlerin olduğu tek tek ortaya çıkmaya başladı.
Mizansen olmaması için ne olmalı?
Kesin öldürülmeli veya ömür boyu sakat kalacak şekilde yaralanmalı ki, mizansen olmadığı tartışılmasın. Ölümden başkası yalan misali.
Allah korusun ölseydi Can Dündar Tahir Elçi cinayetinde olduğu gibi önce medyaya yayın yasağı getirilir, deliller ortadan kaldırılır, birkaç ay sonra da diğer faili meçhul cinayetlerin akıbetine uğrar,faili meçhul listesine dahil edilenlerden biri olur ve kapanır giderdi.
Cumhurbaşkanımızın yanına koymam sözü de yerine gelmiş, hakta Erdoğan’a göre yerini bulmuş olacaktı.
Tahir Elçi’nin katledilmesi tarihini ise programına Tahir Elçi’yi çağırıp ‘PKK terör örgütü mü’ diye soru sorarak Elçi’nin ölüm tarihin belirlemiş olan; son bir aydır Ergenekon davasının arzuhalciliğine soyunan soytarı yaptı bunu.Bu soytarı gazeteci rüzgara göre yön değiştiren birisi,şimdi de Ergenekon davasının avukatlığını yapan bu zat , kim güçlü ise o haklı yolunu seçiyor Mehmet Barlas’ın yolunda ilerleyen bu şahsiyetsiz, Ahmet Altan bu korkağa,yalancı ve iftiracıya bir isim takmış “algı operatörü” diyor.
Ergenekon un tetikçisi her hafta programına ve köşesine bir Ergenekoncuyu çıkarıp,köşesinde konu ederken,neden Tahir Elçi’nin eşini programına çağırmıyor?
Elçi’nin eşi Tahir keşke tutuklansaydı şimdi cezaevinde olur, bizde ziyaretine giderdik diyor ne kadar acı bir söz bu değil mi? Soytarı bu söze niye kulak kesmiyorsun?İnsanlar sevdiklerinin yaşam güvencesini dört duvar arasında geçmesine gönüllü oluyorlar, yeter ki ölmesin diyen yürek dağlayan bir itiraf bu. Can Dündar’a yapılan suikast girişimini ‘mizansen’ diyen yandaşlarla Can Dündar’ı programına niye çıkartmıyorsun soytarı?
Maalesef burası hukuka yabancı, bu coğrafya da hukukun üstünlüğü değil, üstünlerin hukuku hakim.
Ülkesinin ve insanlığın sorunlarına duyarlı olan mücadele eden insanlara eceliyle ölmek nasip olmuyor,Tahir Elçi ve Hırant Dink katliamlarında yaşadıklarımız bunu göstermiyor mu?
Hırat Dink cinayetiyle başlayıp Tahir Elçi’nin öldürülmesine uzanan yolun Can Dündar’a suikast girişimini mizansen görenler,Tahir Elçi’yi ve Can Dündar’ı hedef gösterenlerin,tetiği çekenler kadar suçu var.
Şu soruyu sormadan geçemeyiz,bu tetikçiler cesareti nereden alıyorlar?
Yukarıda da bahsettim tekrar ediyorum,Erdoğan demedi mi Can Dündar ve Erdem Gül’ün MİT tırlarıyla ilgili Gazetelerinde yaptıkları haberinden sonra; bunları onların yanına koymam deyip önce tutuklattı, iki ay sonra Anayasa Mahkemesi(AYM) hak ihlali var diye Dündar ve Gül’ü tahliye edince Erdoğan;peşini bırakmam bu davanın takipçisi olacağız,demesinin ardından yaşananlar ve Can Dündar’a yapılan silahlı girişim ,Erdoğan’ın hedef göstermesinin sonucu nasıl mizansen oluyor, ey tetikçiler?
Günden güne ülke karanlığa boğuluyor, ülkenin metropol şehirlerinde bombalar patlıyor, hertaraf kan revan içinde kalmaya ramak kalmış bir durumdayız.Kürt sorununun güvenlik politikasıyla çözeceğini sanan ve son terörist ölene kadar operasyonlar sürecek diyor ama ülkenin yedi bölgesine 81 iline PKK ile çatışmada ölen güvenlik güçlerinin tabutları dağılıyor.
Kürtlerin evlerinin top tüfekle başlarına yıkılması,yerinden yurdundan edilmesi, zorunlu göçe zorlanması,ölümü ya da öldürülmesi doğal bir şeymiş gibi karşılanıyor artık Batıda.Kimse bu savaşın perde arkasını irdelemiyor, Erdoğan hangi kesimi ve kimleri hedef gösteriyorsa bunlar ölümü ve her türlü baskıyı, şiddeti,işkenceyi hapse atılmayı hak ediyorlar algısı yaratılmaya çalışılıyor; havuz medyasının başını çektiği ve AKP’nin yedek gücü MHP’nin desteğine, CHP’de katılmış oldu son HDP’lilerin dokunulmazlıklarının kaldırılmasıyla.
Genelkurmay Başkanlığı açıklama yapıyor:2015 Temmuzundan 13 Mayıs 2016 tarihine uzanan süreçte 4 bin 571 PKK’lı,1.300 IŞİD’li öldürülürken şehit sayısının da 450 olduğunu veriyor.
Genelkurmay Güneydoğu illerinde ölen sivil sayısını vermiyor nedense? Güneydoğu da silahlı saldırı sonucu ölen illerdeki sivil sayısının 215 olduğunu açıklıyor; muhalif basın, Mazlum-Der veİnsan Hakları dernekleri,kimsede bunu yalanlamıyor.
Şimdi de Erdoğan en zor gününde yanında yer alan kara gün dostu Devlet Bahçeli’yi kurtarmak için, parti içi muhaliflerin olağanüstü kongre kararlarını yaptırmamak için, bütün devlet imkanlarını seferber etmiş durumda.
Erdoğan Ülke de ve TBMM’nde karşısında tek demokrasi mücadelesi veren HDP’lileri terör örgütünün meclisteki uzantısı diyerek,HDP’lilerin dokunulmazlığını kaldırtıp muhalefetsiz diktatörlüğünün yolunun açılmasını istiyor ama düne kadar üç yıl çözüm sürecinde karşısında oturanın PKK olduğunu nereye koyacak?
Demokrasiden yana olan muhalif güçler ve gazeteciler öldürülürse faili meçhul oluyor,öldürülmezse Mizansen oluyor?
Gerçi biz Erdoğan’ın ve onun yandaş medyasının bu yalanlarına ve iftiralarına alışığız;Gezi direnişinde başörtülü bacıma saldırdılar üzerine yüz kişilik bir erkek grubu idrarlarını yaptılar,camide içki içtiler elimizde görüntüler var dedi ama üzerinden üç yıl geçti hala görüntüler yayınlanmadı ama tetikçiler birbirlerine düştüler ve bu haberlerin yalan olduğunu yandaşçılar yalanladı.
Bu yazıyı ben bitirdiğimde AKP+MHP+CHP’nin 376 blok oylarıyla HDP’li milletvekillerinin dokunulmazlığı kaldırıldığı haberleri televizyonlarda son dakika haberi olarak geçiyordu.
Aslan demokratlar Diyarbakır’da Kürt sorununun çözüm adresi TBMM’i diyorlar, Ankara’ya dönünce Genelkurmaydan brifing alıp Kürtlerin seçtiği milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılması için AKP ve MHP ile ittifak ediyorlar.CHP Genel Başkanı dokunulmazlıkları kaldırmak anayasaya aykırı diyor, ardında evet diyeceğiz diyor,bundan bir şey anlayan varsa öne çıksın.Siz niye Erdoğan’ın anayasayı ihlal etmesine,yeminine sadık kalmadığından şikayetçisiniz ki?
Böyle bir ana muhalefetin olduğu bir ülkede,hem de kendine sosyal demokrat diyen bir parti iktidar olacakmış, Erdoğan’dan da hesap soracakmış güldürmeyin insanı.
Yorum Yap