YERYÜZÜNE YABANCI OLANI SÜRÜYE SAYARLAR

  • 3.02.2016 00:00

 Yer yüzüne kapalı bir toplumda yaşıyor ve birey de  değilseniz; azınlık haklarını kabul etmez, çoğunluğa teslim olur,çoğulculuk kavramını tanımaz; güçlüden yana olan çoğunluk karşısında kendinizi farklı hissetmezseniz ‘sürüye sayarlar’ sizi.

Kapalı olan toplumları  yöneten  siyasiler dış dünyaya yönettiği kitlelerin referans kaynaklarını denetim altına alır ve medya bunun başında gelir.. Diktatörler yönettiği toplumun insanlarına yeryüzüyle mukayese imkanları vermezler, tüm dünyada insanlar   böyle yaşıyorlar algısını yaratmaya çalışırlar.. En büyük korkuları ise  değişimdir. Böyle olmadığını söyleyen bireyi, muhalefeti etkisiz hale getirmek isteyen diktatörlerin sığındığı ve belirlediği yol; tüm dünyanın gözü bizim ülkemizde ve bizi bölüp parçalamak istiyorlar içerideki dış mihrakların uşakları üstünden bir paronaya yaratıp; demokratik değerlerden uzaklaştırmak ve yabancılaştırmak için  din, mezhep, ırk, bayrak, vatan ve toprak üstünden toplumlara yön vermişlerdir    asırlardır ve  halada veriyorlar.

Orta doğu toplumlarında yaşanan, Müslüman ülkelerdeki acımasız iç savaşlar  bunlardan kaynaklanmıyor mu?

Bir toplumda birey değil, örgütlü ve ilkeli demokratik bir mücadele vermiyor temel hak ve özgürlüklerden yaklaşıp, insan odaklı bir siyasete yabancıysanız hiç ciddiye alınmaz; tersini yapmaya kalkarsanız; devlet güdümlü  çoğunluk üstünden bir mahalle baskısına muhatap olur, sosyal hayatın her alanında şiddet ve  baskıyla karşılaşırsınız.

Yakın tarihimizde yaşanan çoluk çocuk 110 Alevi vatandaşlarımızın katledildiği Kahraman Maraş olayları, Sivas’ta 36 kişinin diri diri yakılması, Çorum hadisesi ve 77,1 Mayıs katliamında 34 işçinin katledilmesi ve hala faillerinin ortaya çıkartılmaması, neyin nesi?

Bu toplumun Yüzde doksan dokuzu Müslüman klişesi ve bunun etrafında oluşan dini kurumları olan cami,kuran kursları ve imam hatip okulları ile; 130 bin çalışanının  75 bini imam olan  ve 11 bakanlığın bütçesine eşit ekonomik gücüyle devasal bir holdingi çağrıştıran Diyanet  İşler Başkanlığı(DİB), Sünni olmayan, dini bütün yaşamayan toplumun her kesimini etki altına alıyor olması,bireyi anarşist gösterip, aykırılığı suç olarak hedefe koymaları tesadüf  ortaya çıkmış bir durum olmasa gerek.

Biat kültürüne dayalı çağsal dünyadan kopuk bir eğitim sistemini toplumun her kesimine dayatmaları,felsefeyi yasaklamaları bir plan ve programın uygulamalarıdır.

 Geçmişte Atatürkçü nesiller yetiştirilmesinden rahatsız olan Erdoğan, şimdi dindar nesil yetiştirmekten bahsetmesi Kemalizm’in din versiyonunu uygulamak istemesi tezat değil mi?. Erdoğan bir konuşmasında devlet vatandaşına format atmamalı diyordu; şimdi dindar nesil yetiştireceğiz demesi devletin   vatandaşına format atmak olmuyor mu, bu?

Geçmişte Askerler, Harp okullarının açılışında  askeri   öğrencilere tavsiyede  bulunurlardı, Türkiye’nin kaderi Harbiyelilerin elinde diye.

28 Nisan 2016 Tarihinde  İstanbul’da Cumhurbaşkanı Erdoğan İmam Hatiplilerle buluşmasında bakın ne diyor: ”Tüm İslam alemi  Türkiye’ye umut bağlamış, Türkiye’de İmam Hatipliler” diyor.

Bu konuşmaları yapan kişi, ülkenin bir numaralısı cumhurbaşkanı, diğer okullarda verilen eğitim ve öğrenciler ne oluyor o zaman;İmam Hatip okullarının dışında  okuyan öğrenciler ülkesine duyarsız ve suç makinesi mi?

Gündem oluşturan TBMM Başkanı İsmail Karaman’ın  “Laiklik yeni anayasa da yer almamalı, dindar bir anayasa olmalı” açıklaması  düşünmeden ortaya atılmış bir söz  değil.

Meclis başkanı İsmail Karaman’ın   açıklaması bir tepki ölçme tartışmasıdır.. Erdoğan’ın bu konuşmadan haberdar olmaması imkansızdır.

Meclis Başkanının açıklamasının beklenenden fazla tepki alması, hatta MHP’e genel başkanı Devlet Bahçeli’nin  sert çıkışı karşısında,Erdoğan meclis başkanının açıklamalarına  sahiplenmemiş gibi hareket etti. Biraz da gündemi din ve laiklik tartışmalarıyla siyasal iklimi soğutmaya alarak regüle etmiş oldu Erdoğan.

Diktatörlükle  ülkesinin yönetenlerin sık baş vurdukları bir yöntemdir başta din, ırk, mezhep ve vatan.

Dikkat ederseniz Erdoğan başta olmak üzere  hiçbir AKP’li içinde din,mezhep ve ırk geçmeyen bir konuşmaları yok gibi.. Hatta, gibisi bile fazla.

Türkiye hiçbir zaman evrensel anlamda bir Laik ülke olmadı.

Laiklik, vaaz geçilmeyecek bir kavramdır. Laiklik farklı dinlere inanan insanların  bir arada yaşamasının sigortasıdır. Laiklik aynı zamanda demokratik hukuk devletinin uygulandığı ülkelerde din ve devlet işlerini birbirinden ayıran bir argümandır. Demokrasi tüm kurum ve kurullarıyla işliyorsa laikliğin bir anlamı var yoksa; laikliği tek başına demokrasinin  üzerine oturtursanız; demokrasiyi boğar bunun geçmişte uygulaması var, Saddam da  laikti ama Irak’ta demokrasi yoktu.

Bizde uygulanan laiklikle çelişen uygulamalara bir bakalım:

“Laik bir devlet zorunlu din dersi vermez.”

“Laik bir devlet tek dine ve mezhebe hizmet etmez bütün dinlere karşı eşit mesafede durur.”

“Devlet laikse neden vatandaşın nüfus cüzdanında dini İslam yazıyor.”

“Devlet laikse bu Diyanet İşler Başkanlığı(DİB) neyin nesi,Sünni kesimden başka inançlara ve mezheplere hizmet vermiyor?”

“Devlet laikse, Ruhban okulunun açılmasına neden karşı çıkıyor,ruhban okulu rahip ve rahibe yetiştiren  okul değil mi?”

Devlet laikse neden DİB’lığı Alevilerin CEMEVİ talepleri konusunda fetva verip, caminin dışında başka bir ibadet yerini tanımayız diye açıklamama da bulunuyor ve Erdoğan ve AKP hükümetleri de bunu destekliyor. Alevilerin ibadet yerimiz talebinin AİHM mahkemesinin Alevilerin lehine  vermiş olduğu mahkeme kararı var ama AKP’e hükümeti uygulamıyor.  Geçmişte Erdoğan AHİM kararları Türkiye’deki yasaların üstünde diyordu, şimdi AHİM kararlarını tanımıyor.

 

Bir toplumda etkili olmanız için ya bilgi sahibi olacaksınız ya sermaye veya hayatın herhangi bir alanında sivil topluma yön veren bir kanaat önderi.

Hele yaşadığınız coğrafya da örgütlü, ilkeli ve  demokrasi mücadelesi  vermez, sınıfının bilincinde olmayanlardan; Çetin Altan’ın tanımıyla bir de mesleksiz kul yığınlarıysanız,  devleti yönetenler sizi sürüye sayarlar.

Çoğulcu, katılımcı ve çağdaş bir demokrasi için mücadele verip bedel ödemeyi göze alanlar, sürüye sayılmak istemeyenlerdir.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums