TAHİR ELÇİ FAİLİ BELLİ BİR CİNAYETE GİTTİ

  • 3.02.2015 00:00

 Tahir Elçi için kapsamlı bir yazı yazacağım diye not düşmüştüm,1 Aralık 2015 tarihinde  yayınlanan “Suçunuz suçumuz” başlıklı  Marmara yerel sitesindeki yayınlanan yazımda.

Bu ülkede, ülkesinin sorunlarına duyarlı olan,temel hak ve özgürlükleri savunan, her kim ki cinsiyeti,ırkı,inancı,rengi, düşüncesi,bölgesi, ne olursa olsun eğer;devletin kuruluş felsefesine,ideolojisine  ve kırmızı çizgilerine karşı çıkarlar;devlet NÖTR olmalı,ben devletin değil, devlet benim hizmetkarım diye  düşüncesini söylüyor,çoğulculuk kavramını savunuyor, bu konuda mücadele ediyorsa;O kişi ve kişilerin eceliyle ölmesini Tanrının elinden alırlar ve  Tanrı’nın yerine o insanların ömürlerini de,kaderlerini de derin devletin tetikçisi olan alçaklar belirler.

Tıpkı Tahir Elçi’nin kaderini belirledikleri gibi!

Yiğit insanları alçaklar hep arkasında vurmuşlardır.

Doksanlı yıllarda Diyarbakır HEP il başkanı Vedat Aydın bir  insan hakları toplantısında Kürtçe konuşma yapması ve Kürtçeyi kamusal alana taşımasının öncülüğünün yapanlardan birisiydi ve evinden sivil polisler tarafından alınarak bir köprünün altında hayatına son  verdiler.

Hırant Dink,Ermeni soykırımını gündeme getirip,soykırım üzerine yazılar yazması,ermeni soykırımını uluslararası arenaya taşımasının sonucu; Hırant Dink’in yazdıklarından bir düşmanlık çıkartması mümkün olmayan, eğitim seviyesi düşük taşra da yaşayan  çocuk yaşta bir terörist bulup; güpegündüz Şişli’de Agos gazetesinin önünde Dink’i öldürtmediler mi? Dink cinayetinin işlendiği  dönemde  İstanbul’u yöneten üst düzeyde ki, iki bürokrat terfi edildi,İstanbul Emniyet müdürü  Celalettin Cerrah Osmaniye iline vali olarak atanırken,Vali Muammer Güler ise önce  milletvekili oldu,daha sonra bakan yaptırıldı hem de içişleri bakanı olarak ödüllendirildi.

Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi katıldığı bir televizyon kanalında canlı yayında:“PKK’sız Kürt sorunu çözülemez,PKK terör örgütü değil,Kürt sorununu silahla çözmeye çalışan ve silahlı kuvvetlerle savaşan bir örgüt dediği” için hedef gösterilerek ölümüne karar verilmişti aslında..

PKK ile devlet görüşürken PKK terör örgütü olmuyor, devlet çözüm sürecini bitirince mi PKK devlet nezdinde  terör örgütü oluyor? Anlaşılmaz bir paradoks değil mi bu?

Dikkat ederseniz Hıratn Dink ve Tahir Elçi cinayetlerinde bir benzerlik göze çarpıyor ve  bir mesaj veriliyor;ikisinin de  güpegündüz katledilmeleri ve enselerinden tek kurşunla öldürülmeleri; Devletin yok saydığı iki sorunun çözülmesi ve aydınlatılmasının mücadelesini veriyorlardı,hiçbir korkuya ve baskıya boyun eğmeyerek  “Ermeni soykırımı ve Kürt sorununun” çözümünü her ortamda gündeme getirmeleriydi.

İkisini de en güvenli oldukları mekanlarda, yaşadıkları şehirlerde öldürülmeleri dikkat çekici!

Tahir Elçi’nin Diyarbakır’da öldürülmesi planlanmış yeri ve tarihi seçilmiş bir cinayetti; çünkü seni en güvendiğin şehirde  evinde öldürürüz, biz devletiz mesajıydı.Neden Elçi’yi Diyarbakır değil de, başka bir ilde öldürmediler?

Hırant Dink’i neden yöneticiliğini yaptığı Agos gazetesinin önünde değil de, başka bir il ve ya İstanbul’un bir başka semtinde katletmediler?Bu sorular bir paranoyak sorular veya komplo teorileri olarak değerlendirilmemeli.

Neden Tahir Elçi seçildi bunu irdeleyelim ve izini sürelim öldürüldüğü daha iyi anlaşılacak.

Yaşadığı toprakların coğrafyasında işlenen cinayetlerin peşine düşen, özellikle doksanlı yıllarda güney doğu da beyaz Torosların şehirlerin en işlek caddelerinde ve sokaklarında  makas attığı, ölümün kol gezdiği, faili meçhul (belli de)cinayetlerin,gözaltı kayıplarının,işkencenin olağan sayıldığı,köy boşaltmalarının,köy yakmalarının,göçe zorlamanın  devlet politikası olduğu; hak ihlallerinin yılmaz savunucusu, hümanist bir insan hakları aktivisti,barış elçisi, aynı zamanda meslek kariyeri parlak,medyatik ve dinamik bir avukattı Tahir Elçi.

Tahir Elçi’nin takibe aldığı ve peşini bırakmadığı, ömrünün yarısından fazlasını feda ettiği hayatına mal olan davlara bir göz atalım:

-Lice davası, askerler 1993 yılında Lice’yi basmış ve bu baskında 16 sivil kişi ölmüş,Lice ilçesi  yerli ve yabancı basına kapatılmış, dünya ile irtibatı kesilmiş, hatta dönemin CHP genle başkanı Deniz Baykal’ı askerler Lice’ye sokmamışlardı.

-Albay Cemal Temizöz ve Cizre Belediye başkanı korucu başı Kamil Atak davası; Cizre’de  21 kişi öldü ve bu davanın avukatı Tahir Elçi’ydi.Bu davadan yargılananlar 2015 Ekim ayında hepsi beraat ettiler.

-1994 yılında  Şırnak’ın “Kuşkonar ve Koçağılı köylerinin” koruculuğu kabul etmemeleri sonucunda, askeri savaş uçaklarıyla bu köylerin bombalanması sonucu 38 kişi ölürken,13 kişi de yaralanmış bu  davanın da Avukatı Tahir Elçi’ydi .Elçi bu davayı 2006 yılında AİHM’ne  taşıdı.AİHM devleti 38 mağdur yakınına 2 Milyon 305 bin avro tazminat ödemeye mahkum etti.

Kuşkonar ve Kocağılı köylerinin askeri uçaklarla bombalanmasının dönemin Başbakanı Tansu Çiller bu köyleri PKK’nın uçakları bombaladı derken;dönemin Genelkurmaya Başkanı Orgeneral Doğan Güreş ise bu uçaklar Türk Silahlı kuvvetlerinin olduğunu söylüyor; bombalamayı uçakların kayışlarının  gevşemesinden sonra bombaların düşmesinden  kaynaklandığı iddia ediyordu..Bu davanın böylesi devlet ciddiyetiyle bağdaşmayan, trajikomikte  bir hikayesi var.

-Tahir Elçi’ Ergenekon davasına da müdahil olan avukatlardan biriydi ve Ergenekon davasının  Güney doğuya uzanması, faili meçhul cinayetlerin aydınlatılması için hukuki yolları zorlayan gündeme taşıyanlardandı.

- Tahir Elçi Roboski’de askeri savaş uçaklarıyla katledilen  18’i çocuk 34 Kürt vatandaşın hayatına mal olan, davanın da akıbetini kovalayan avukatlardandı.

Görüldüğü gibi Tahir Elçi’nin katliamı sıradan basit bir çatışmadan meydana gelen bir ölüm değil!

Tahir Elçi faili belli ama aydınlatılmayan cinayetlerin avukatı olarak 49 yıllık ömrünün yarısını bu yolda verdi ama kaderi de; devlet terörüyle ortadan kaldırılan insanların kederinden farklı olmadı.

Tahir Elçi’nin  cenazesinde eşinin yaptığı konuşmada belirttiği gibi, ”onu faili meçhuller ordusu karşılayacak” demesi çok manidardı.

Göreceksiniz,Tahir Elçi cinayeti de aydınlatılmayacak gündemin sıcaklığının soğumasıyla unutturmaya çalışacaklar.

Tahir Elçi cinayeti siyasi bir cinayet,bu cinayeti işlettirenler cinayeti aydınlatırlar  mı?

Tahir Elçi cinayeti aydınlandığında çorap söküğü gibi arkası gelir ve devletin içine uzanır.

Tahir Elçi cinayetinin aydınlanacağına inanmak için abdal olmak gerek.

Doksanlı yıllarda kardeşi siyasi bir cinayete giden Kürt iş adamının söylediği şu sözü dün gibi hatırlıyorum: ”eğer bu cinayet son olsun ben zil takar oynarım” demişti.

“Tahir Elçi faili belli bir cinayete gitti” diye boşuna yazıya başlık atmadık.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums