Suçunuz suçumuzdur, suçunuza ortağız diyemedik

  • 1.02.2015 00:00

 Ülkenin gündemi üç konuya   kilitlendi ama belli olmaz toplum olarak kaosa  da sürüklenirsek  şaşırmayalım; evrensel hukuktan uzaklaşmış bir ülke de neler olmaz ki!.

Gündeme oturanlardan birisi, Türk silahlı kuvvetlerinin Rus savaş uçağını hava sınırlarımızı ihlal etti diye düşürmesiyle gerginliğin, iki ülke arasında diplomatik boyutunu aşarak iplerin kopacak düzeyde olması.

ikincisi ise, Erdoğan’ın muhalif basını susturmaya yönelik yargıya verdiği talimat  sonucu, Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Gazetenin Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün tutuklanarak Silivri cezaevine konulması.

Üçüncüsü ise, Kürt coğrafyasında süren bir savaşı tüm bölgeye yayacak kanlı birolay;28 Kasım 2015 tarihinde Diyarbakır Barosu Başkanı barış elçisi, Tahir Elçi’nin bir suikast sonucu Diyarbakır’ın merkezinde güpegündüz hunharca öldürülmesiydi.

Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin öldürülmesi gündeme bomba gibi düşerken; Balıkesir’de halka hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Elçi cinayeti için yorumu  akla ve mantığa sığmayan bir açıklaması evlere şenlikti: ”Bizim teröre karşı verdiğimiz mücadele ne kadar doğru bir yolda olduğumuzun, haklı olduğunu ortaya koyuyor” demesiydi.

Gerçekten hangi olayı öne çıkartıp, birinin diğerinden daha önemli diyemeyeceğimiz, zifiri bir karanlık içerisinde birbirimizi göremediğimiz bağırıp-çağırdığımız bir yolda yürüyoruz.

Basın ve düşünce özgürlüğü yolunda tutuklanan veyargılananların; hukuki bir dayanağı olmadan gazetesi basılan, televizyonları kapanan, holdinglerine  kayyum atanan, bankalarına el konulanların, Erdoğan’a biat etmediği için baskıya ve şiddete maruz kalanların  suçuna ortak olmak için;  ‘suçunuz suçumuzdur, suçunuza ortağız diyemedik” vekitlesel olarak tek bir ses olup haykıramadığımız için, demokrasiden yana olan her kesim bundan sorumludur hatta suçludur.

 Erdoğan, kendine biat eden bir basın, muhalefetsiz ve içinde hukuk geçmeyen bir demokrasi istiyor. Erdoğan, hesap vermeyen, denetlenemeyen bir diktatörlüğünün adını da, ‘başkanlık sistemi’ diye savunuyor ama içinde demokrasinin kuvvetler ayrılığı yok.

Toplum olarak başımıza gelmedikçe olaylara ve sorunlara pek duyarlı olan, empati yapan bir kültüre sahip değiliz.

Çünkü biz Hukuk ve çoğulculuk kavramına evrensel anlamda yabancıyız.

Bu temel hak ve özgürlükler için geçerli olduğu gibi, doğa felaketleri de buna dahildir.

Olayları ve sorunları biz çoğunluk üstünden anlayan, devlet refleksli devreye giren ve  tavır alan; birey haklarını yok sayan, azınlıkların haklarını tanımayan bir geleneğe sahibiz.

Basın özgürlüğüne yapılan ve Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutuklanması da, Tahir Elçi’nin katledilmesi de bunu göstermiyor mu?

Ülkenin bir bölgesinde 8 Haziran seçim sonuçlarıyla iktidardan düşen AKP bir stratejisiyle başlayıp 7-8 Eylül 2015 tarihiyle Kürtlere ve barış severlere karşı bir linç başlatılmış; HDP’nin güçlü olduğu güneydoğu il ve ilçelerde tarihte rastlanmamış bir şiddet-baskı ve katliam yaşanıyor, ülkenin batısı bu vahşeti kıtalar ötesinde bir ülkede yaşanıyormuş gibi seyrediyor.

Aslında 17/25 Aralık’tan sonra Erdoğan’ın devlete yaptığı sivil darbenin sonuçlarıdır bunlar.

Hukukun ırzına geçildiği , yargının yürütmeye bağlandığı bir yerde bundan farklı ne çıkar ki!

Kolluk küvetlerinin savcının talimatını tanımaması,17/25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturması başlatan savcıların görevden el çektirilmesi ve tutuklanması felaketin boyutlarını gösteriyordu.

17/25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunu dosyasına bakan  hakim ve savcıların tutuklanması, yolsuzluğu ortaya çıkartan  polis şeflerinin önce açığa alınması,  ardından tutuklanması ile hırsızın polisi kovaladığı bir süreci yaşamaya başladığımız da, aslında geç kalmadık mı?

17/25 Aralıktan sonra  muhalif olan gazetelerin, yazarların, ekranları karartılan televizyonların, malına mülküne el konularak kayyum atanan  holdinglerin ve  tüm muhalif olan  insanlar hakkında verilen yargı  kararlarının altında Erdoğan’ın talimatı var.

Havuz medyasının mensupları olan gazeteci esnaf tayfasının dışında; Kim iddia eder Türkiye’de yargının bağımsız ve tarafsız olduğunu, Erdoğan’ın istemediği bir yargı kararlarının uygulandığını.

Not: Diyarbakır barosu başkanı barış savunucusu Tahir Elçi cinayetini nefretle kınıyor katil veya katillerinin biran önce umutsuzum ama   bulunması dilerken; Tahir Elçi’ faili meçhul cinayetlerin avukatıydı, hakkında kapsamlı ayrı bir yazı yazacağımı da belirteyim.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums