SENİ BAŞKAN YAPTIRMAYACAĞIZ

  • 11.05.2015 00:00

 Mayıs ayının gelmesiyle 1 Mayıs işçi bayramının 7 Haziran da yapılacak genel seçimlerle çakışması heyecanı,coşkuyu, gerginliği ve  korkuyu bir arada yaşadık.

1 Mayıs’ı bayram ve tatil günü ilan eden Erdoğan; ardından da Taksimi yıllar sonra işçilere açıp üst üste 2010-11-12 yıllarında serbestçe taksimde işçilere bayramlarınıkutlanmasına izin vermesi ve hiç bir olayın olmamasına rağmen;aynı Erdoğan birden Taksimi işçilere kapatarak darbecilerin yoluna girdi vebilinen manzaralara geri döndük.

Bu gerginliği yaratan ise tartışmasız CumhurbaşkanıErdoğan’ın temel hak ve özgürlükleri yok sayması ve keyfi tutumu.

Muhalefet partileri  toplumsal sorunların önünde engelin  Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın olduğunu öne çıkartması, toplumsal sorunlarımızı ikinci sıraya itiyor.

Partilerin meydanlara inmeleri ve seçim bildirilerini açıklamaları Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AKP’e adına  seçim sürecini yürütüyor olması,muhalefetin topluma verdiği vaatlerini anlatmasının, önüne geçiyor.

Seçim sürecinde yaşadığınız yerde mutlaka bir parti teşkilatının etkinlikleriylekarşılaşıyor ve katılıyorsunuz.

Ben de Mayıs ayının ilk haftasında yaşadığım ilde bir yürüyüşe bir de mitinge katıldım.

Katıldığım 1 Mayıs etkinliğini  her zaman olduğu gibi işçi sendikaları öncülük ederken, diğer   meslek kuruluşlarının ve partilerinde içinde yer alması ayrı bir renk ve coşku yaratırken,HDP’liler kitlesel olarak daha fazlaydılar. 1 Mayıs sloganlarında öne çıkan ve ses getiren slogan farklı flamalar ve pankartlarla altında yürüyenlerin Erdoğan’a yönelik HDP’lilerin türettiği  ”Seni Başkan Yaptırmayacağız” sloganı kitleler tarafından en sık atılan ve tutan bir slogandı.

HDP’nin parti olarak 5 Mayıs 2014 tarihinde Kocaeli’de düzenlediği Selahattin Demirtaş’ın konuşma yaptığımitinge de katıldım.1 Mayıs’ta olduğu gibi bu mitinge  katılanları heyecanlandıran slogan,HDP’nin Erdoğan’ı kastettiği“Seni Başkan Yaptırmayacağız”  sloganıydı.

1 Mayıs yürüyüşünde eskiden tanıdığım emekli fabrika işyeri temsilcisi bir arkadaşlayıllar sonra karşılaştım ve aynı kortejde yürüdük,hoş beşten sonra ülkenin sıcak gündemi olan seçimleri konuşup;HDP’nin barajı aşmasının ne kadar önemli olduğu üzerine fikir jimnastiği yaptık. Sendikacı arkadaş HDP’lileri ve 1 Mayıs’ta işçileri de coşturan  “seni başkan yaptırmayacağız” sloganını,HDP’nin İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’den çıkmış fikir olduğunu ve Selocan’ın en kısa TBMM’de grup konuşması olarak tarihe geçmesini anlattı.

Katıldığım her iki eylemde de katılımcılar AKP’e diye bir partiyi değil de, Erdoğan’ı hedef alıyorlardı.

Gerçekten Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın meydanlarda AKP’e adına meydanlarda oy istemesi ve muhalefete laf yetiştirmesi tahammüllerin en son sınırında dolaşıyor olması,toplumun sinir uçlarıyla oynuyor.

Erdoğan “12 yıldır yönettiği ülkenin sisteminin çöktüğünü söylüyor, artık Başkanlığa geçmeli diyor

TBMM’e dinlenme odasına alındı diyor ama aynı meclisten iç güvenlik paketini çıkarttırması anlaşılır gibi değil.

Bu gömlek bu bünyeye dar geliyor demesi. Gerçi Erdoğan’a gömlek beğendirmekte zor; bir dönem Milli Görüş Gömleğini çıkarttım demişti!.

Yıllardır yönetirken bu sistemden hiç şikayetçi olmadın her şey tıkır tıkır işliyordu?

Ya darbeler döneminde bile rastlanmayan tutuklu gazetecilerin ve polislerin tahliyesine karar verdiği için iki hakimin ve MİT’e ait tırlarda  arama yaptıran savcıların tutuklanmasına ne demeli.

Hakimlerin tutuklanmasını askeri darbelerde görmedik.

Tartışılmaz bir vaka ise yargının yürütmeye bağlanmasıdır.

Bir ülkede yargıç güvenliği yoksa vatandaşın vay haline.

Önlenemez bir başka olay ise; Erdoğan’ın artık iyice dine sarılması ve tam bir din tüccarlığına soyunması, meydanlarda elinde kuranı göstererek ben kuranla doğdum kuranla yaşıyorum diyerek  anamuhalefet partisine laf yetiştirmesi, sıfatına yakışmadığı gibi anayasal suç işlemesine rağmen;  hiçbir yargı kurumunun savcısının devreye girip Cumhurbaşkanını uyarmaması, hukuk devletinin bertaraf olduğunu hakim ve savcıların tutuklanması ile tescillenmiş oldu.

7 Haziran’ı bekleyen iki soru?

Birincisi: Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın meydanlara inerek yandaş medyasıyla HDP’yi terör örgütünün uzantısı diyerek baraj altında bırakma çabası?

İkincisi: HDP’nin  seçmen kitlesini heyecanlandıran “Seni Başkan Yaptırmayacağız” seçim sloganının sandıkta oya dönüşmesi.

Yoksa CHP’nin ve MHP’in oylarını birkaç puan artırması, Erdoğan’ı çok düşündürmüyor.

Erdoğan ve Davutoğlu’nun meydanlarda son günlerde MHP’ye hiç sataşmaması ise başka bir ince hesap yapmasından geliyor.

Bunların hepsini 7 Haziran akşamı göreceğiz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gerginliğinden ve paniklemesinden çıkarttığımız bu seçimin yenilgisinin işaretlerini veriyor.

7 Haziran akşamı sandıklar açılınca tek adamlığa soyunan bir Erdoğan’la mı karşılaşacağız, yoksa demokrasinin kuvvetler ayrılığının devreye girmesiyle mi?

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums