- 28.04.2015 00:00
Toplumun her kesimini seçim heyecanı sarmış durumda..
Sarması kadar da doğal bir şey olamaz.
Bu seçimlerin sonucu daha önceden yapılmış seçim sonuçlarından çok farklı olacak;bu seçime heyecanı katan da HDP’nin barajı aşıp aşmaması; bir dönemin kapanıp bir dönemin de kapısını aralayacak HDP’e barajı aşarsa.
7 Haziran’da seçmensadece kendi çıkarı için değil ülkenin geleceğinin de kaderini değiştirecek.
Seçmen 7 Haziran’da Erdoğan’ı “Tasfiye” etmez ise ya ülkenin geleceğini karartacak, ya da Selocanı“Tavsiye” ederek HDP’nin barajı aşmasıyla ülkenin özgürlükçü ve aydınlık yolunu açacak.Bunun başka çıkış olarak üçüncü yolu yok.
7 Haziran’da Erdoğan’ın tek adamlığa uzanacak yolu,HDP’nin yüzde 10 barajını geçip geçmemesine bağlı..CHP ve MHP’nin oylarını birkaç puan yükseltmesi AKP’nin ve Erdoğan’ın çok umurunda de bile değil.
HDP’nin barajı aşması durumunda Erdoğan’ın bütün planları çöküp suya düşecek,suyadüşmekle kalmayacak ve 17/25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu ülkenin ve TBMM’nin birinci maddesi olurken,Erdoğan’ın ve yakınlarının yargılanmasının da önünü açacak.
İşte Erdoğan’ın istediği,AKP’nin kamuoyundan gizlediği ve seçim bildirgesine yazmadığı inanılmaz yetkiler:
-Başkan yürütmenin başıdır iç ve dış siyaseti yürütür.
-Bakanları atar ve görevden alır.Bakanlık Kurabilir.Bakanlıkları Kaldırabilir.Bakanların görev ve yetki dağılımını belirler.
-Anayasa Mahkemesi,Yargıtay,Danıştay,ve HSYK üyelerinin yarısını atar.
-Tüm kamu yöneticilerini atar,görevlerine son verebilir.
-YÖK üyelerinin yarısını ,rektörlerin tamamını atar.
-Büyükelçileri atar,uluslararası anlaşmaları imzalar.
-Başkomutan olarak savaş kararı verebilir.
-Ülkede istediği zaman sıkıyönetim veya olağanüstü hal ilan edebilir.
-Hastalık,sağlık ve kocama nedeniyle kişilerin cezalarını af edebilir.
-İhtiyaç halinde kanun hükmünde “başkanlık kararnamesi” ve yönetmelikler çıkarabilir.
Erdoğan’ın istediği bu yetkiler hayata geçerse demokrasinin kuvvetler ayrılığı bertaraf edilmiş olacak.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın neden il,ilçe,belde demeden dolaşıp,anayasal suç işleyip halktan AKP’e adına dört yüz milletvekili istediği, şimdi daha iyi anlaşılmıyor mu,yukarıdaki yetkileri okuyunca?
Dikkatle okuyun Erdoğan’ın istediği yetkiler tek adamın istediği ve diktatörlüğe göre formüle edilmiş talepler.
Savaş kararı verebiliyorparlamento devre dışı kalıyor.
İşte bunun için 7 Haziran’da seçmen “Erdoğan’ı“ya tasfiye edecek ya da edecek”, başka bir çıkış yolu yok; toplum eğer çoğulcu,katılımcı bir demokrasi istiyorsa buna dur demenin tam fırsatı,yoksa gelecek günler bugünleri aratır ve son pişmanlık ta fayda etmez.
Seçmen 7 Haziranda dur demezse Erdoğan’a; elle gelen düğün bayram misali hepimiz tek adamın vereceği iki dudağının arasından çıkacak her söz, bir kanun olarak uygulanacak ve hayatlarımızı karartacak.
Erdoğan’ın başkanlık yetkileri içinde geçen kanun hükmünde kararname çıkartma yetkisi, temel hak ve özgürlüklerin önünü kesme keyfiyeti verirken,başının belası olan sosyal medya, bundan en fazla nasibini alacak.
Bir başka konuya dikkat çekelim; başkanlık yetkileri içinde yargı ile ilgili, hiçbir ibare yok; yargının bağımsızlığı, tarafsızlığı ve kararlarının uygulanması şöyle dursun yargının ‘Y’ si bile geçmiyor.
Çoğulcu,katılımcı,çağdaş, yönetilebilir,şeffaf hesap veren bir demokrasi için Selocan’a ve HDP’yi “Tavsiye” et, oyunu HDP’ye ver barajın altında bırakma.
Çoğulculuğu ve cinsiyette eşit temsil hakkını HDP’nin milletvekili adaylarında görebiliyorsunuz.
Farklı kimliklerin kendine yer bulduğu,yetkilerin kadınlarla eşit bir şekilde görev dağılımı yapıldığını,HDP’den başka bir partide göremezsiniz.
Parlamento da grubu olan partiler içinde “demokrasi,barış ve laiklikten” bir tek ilke olarak meydanlarda söyleyen ve seçim bildirisine koyan HDP.
HDP,YÖK’ü,MGK’lunukaldıracağını,temel hak ve özgürlükleri istisnasız uygulayacağını hatta ilk defa bir parti bunu da HDP yaptı “vicdanı ret” bir insan hakları olarak seçim beyannamesine aldı;Diyanet İşler Başkanlığını (DİB) kapatacağını ve cemaatlere bırakacağını kamuoyuna ilan etti..
Tarihin cilvesi olsa gerek;Erdoğan’ın da içinde olduğu Refah Partisinin(RP) kapatılma gerekçelerinden biri,DİB’ını tasfiye edeceklerini söylemeleriydi, şimdi DİB’ını büyüten, savunan ve toz kondurmayanın,hatta kutsayanın Erdoğan’ın olması ne garip değil mi?
Tabi bizim HDP’ye bir dost önerimiz var; nedense seçim bildirgelerinde AB ile ilgili tartışmaya konu olacak ve ciddi alınacak bir cümle söz etmemeleridir.
AB üyesi olan bir ülkede toplumun hiçbir kesimine ve kendi gibi düşünmeyenlere, muhalif olanlara ben Milli iradeyim diyerek, insanları darbeci ve vatan haini diye yaftalayamaz, yargı kararlarını yok sayıp,yargıyı yürütmeye bağlayamaz.
AB’nin içinde olmayan veya AB müktesebatını ilke olarak siyaset edinmeyen hiçbir parti vaatlerini yerine getiremez, yüzde kaç oy alırsa alsın;askeri vesayetten de milli irade diyen sivil vesayetten de ülkeyi kurtaramaz. Bu ülkede Başbakanların, bakanların ve ağzında süt kokan çocukların asıldığı unutulmamalı.
AKP, ilk dokuz yılında AB reformlarına hız verip askeri vesayeti araladı ama AB’den uzaklaşınca da, sivil vesayetini dayatıp, Milli Ordumuza kumpas kurdular diyerek, darbecilerle iş tutmaya başladı.
Erdoğan’a muhalif olan herkes, yargı da dahil darbeci,vatan haini oldu ama bir tek ordu darbeci olmadı.
İktidarını uzatmak için şimdi askerlerle ittifak yapan,AKP’yi partiler mezarlığına göndermeyen AB’nin olduğu da unutulmamalı, onun için AB çok önemli diyoruz.
Dikkat:Bu seçimde sandık başında muhalefetin parti görevlilerine çok iş düşüyor.İşin garip yanı, sandık görevlisi olarakHDP’yi temsilen sandık görevlilerinin olmaması düşündürücü değil mi?
Yorum Yap