Kaçak Saray’ın sahibi 19 Ocak’ta yüce divan yolunu kapattı

  • 26.01.2015 00:00

 Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın aniden bakanlar kuruluna başkanlık edeceğim demesinin altında yatan yüce divan yolunu kesmekten başka bir şey olmadığı gün ağardıkça ortaya çıkmaya başladı. Yani yüce divan oylamasının sonucuyla..

Gün ağardıkça dememizin nedeni; Cumhurbaşkanları olağanüstü bir durum olmadan Bakanlar kurulana başkalık etmemişler siyasi tarihimize baktığımızda.

Hatırlanırsa Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın siyasi danışmanı Milletvekili Binali Yıldırım,Erdoğan’ın Bakanlar Kurulunu 5 Ocak 2015 Tarihinde Ak Saray’da toplayacağını açıklamış; BaşbakanDavutoğlu’da şuan böyle bir şey yok demişti.

Çekirdekten yetişmiş kurt  siyasetçi  Erdoğan siyasi havayı koklamasını bildi ve bu toplantının tarihini 5 Ocak’tan  19 Ocak 2015 Tarihine uzattı..

Erdoğan,neden 5 Ocak değil de 19 Ocak’ta toplantı yaptığını yüce divan oylamasının sonucu göstermiyor mu?

Bu süreçte Başbakan Davutoğlu’nun dört eski bakanla bir görüşme yaptığı ve kendilerinden yüce divana gitmeyi, kendiniz isteyin talep etmiş.

Yolsuzluk ve rüşvetle suçlanan eski bakanlar Başbakanın bu talebini kabul etmemişler.

Eski bakanlar aralarında karar verip Zafer Çağlayan’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmesi için görevlendirmişler.

Zafer Çağlayan Erdoğan’a biz yüce divana gidersek, bu davanınoğlu  Bilal’e kadar uzanacak demesi ile; Erdoğan’ın yüce divan yolunu kesmek için bakanlar kurulu toplantısına başkanlık edecek toplantı tarihini değiştirmeye zorladığı ortaya çıkıyor.

19 Ocak Bakanlar kurulunda Erdoğan’ın yüce divan konusunu masaya yatırdığı ve ciddiye alınması konusunda talimat verdiği iddialar arasında.

Erdoğan’da Davutoğlu’nun yüce divanda bakanların yargılanmasından yana olmasından, büyük rahatsızlık yarattığı; bir de Davutoğlu’na benden habersiz bu parti de hiçbir şey yapamazsın mesajı verdiği iddiaları var.

Kabine üyeleri aracılığıyla milletvekillerini markaja alınması konusunda taktik ver strateji belirlediği, meclis kulislerinde AKP’e grubunda bu konuların konuşulduğu yaygın bir görüş.

Bu oylamada yasa gereği partiler grup kararı alması mümkün değildi, milletvekilleri  özgüriradeleriyle oy kullanacak olmaları endişeleri daha da artırdı.

Grup kararının olmaması Erdoğan’ı ürkütmüş olmalı ki;oylama sonucu da bunu gösteriyor, AKP grubundan 40 milletvekilinin fire vermesi surda gedik açsa da ,Erdoğan’ın zamanlaması  yerinde.

Eğer Erdoğan devreye girmemiş olsaydı, dört eski bakandan Erdoğan Bayraktar’ın dışında diğer üç bakanın yüce divan yolu kesin gibiydi.

Şunu rahatça söyleyebiliriz; AKP’den 40 milletvekilinin yolsuzluğun olduğuna dair oy kullanması bir kararı ortaya çıkartmıştır; o da 17/25 Aralığın bir darbe değil, yolsuzluk ve rüşvet  operasyonu olduğunu parlamento tescillemiş oldu.

20 Ocak Yüce divan oylamasının sonucu Ahmet Davutoğlu’nun emanetçi olduğu ve Haziran’da yapılacak genel seçimden  sonra AKP’e iktidarda kalsa da;kesin gider gibi gözüküyor. Üç dönem yasağı olmasaydı AKP’nin başına Mehmet Ali Şahin gelecekti. Şahin gelemediğine göre en güçlü aday olarak Yalçın Akdoğan gözüküyor.

Neden böyle bir Davutoğlu analizine ihtiyaç duyduk; çünkü Davutoğlu akademisyen kökenli olduğu için,partiyede hakim değil kadrosu da yok. Partiyi fiilen imzasız Erdoğan yönetiyor, kimler milletvekili olacağı şöyle dursun, il ve ilçe teşkilatlarının başına  kimin geleceğini bile Erdoğan belirliyor.

Erdoğan’ın sıksık  konuşma yapması da bundan ileri geliyor, partinin bir lidersiz olduğunu Erdoğan adı gibi biliyor.

Davutoğlu il ve ilçe başkanları iki yılda bir mal beyanında bulunacaklar dedi..Erdoğan anında partiye adam bulamazsınız diye Davutoğlu’nun söylediklerini bertaraf etti.

Davutoğlu birey olarak siyasi vizyonu da yok,anlamsız bağırmaları ve efelenmeleriyle ile Erdoğan’ı taklit ediyor,çıkarttığı sesle gövdesi bütünleşmiyor ve komik birresim çıkıyor ortaya.

Yüce divan oylamasının sonucunu Erdoğan ile Davutoğlu’nun yorumlarında bir benzerlik gördünüz mü?Yok.Siyah beyaz kadar farklıydı.

20 Ocak’ta yapılan yüce divan oylaması AKP’e içinde ciddi bir çatlağın yanında,lider boşluğunu da ortaya çıkartırken, seçim saddına girince milletvekili aday belirlemesinde, bu daha da derinleşecekgibi gözüküyor.

Yazıyı AKP’e genel başkan yardımcısı Mehmet Ali Şahin’in yüce divan oylamasının sonucuna yönelik yorumuna, bir de soru sorarak bitirelim.

Mehmet Ali Şahin kendilerine yakın yandaş bir televizyon kanalında sorulan bir soruya; AKP’de kırka yakın milletvekilinin fire vermesini şöyle yanıtlıyor:”bir bakan 700 bin liralık saat takamaz kardeşim, asgari ücretin daha yeni bin TL olduğu ülkede siyasi olarak etik değil,bir başka bakanın bakara makara demesini, bundan dolayı arkadaşlarımız onaylamamıştır” diye yanıtlıyor.

Mehmet Ali Şahin bu yorumunu yüce divan oylamasından önce niye açıklamamış, bunu da sorsaydı ya ,tetikçi sözde gazeteci.

Şahin’in bu söyledikleri doğru ama eksik;bir bakan 700 bin liralık saat takamaz da; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kaçak Ak Saray’da  bin liralık bardakla su içmesi, siyasi olarak etik mi? Bir Asgari ücretlinin maaşı 947 TL,kaçak Aksaray’da su içilen bir bardak bin TL!.

Şahin bu sorunun cevabını da herhalde siyaseti bırakınca verir.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums