- 9.11.2014 00:00
Bizim Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan alem bir adam vallahi, anlamak o kadar zor ki, hem Alevileri meydanlarda yuhalatıyor hem de kardeşim diyor..
Alevileri Osmanlı döneminde kılıçtan geçiren padişah Yavuz Sultan Selim’in adını üçüncü boğaz köprüsüne ismini veriyor, Yavuz Sultan Selin bizim için önemli bir şahsiyettir diyerek öveceksin,ardından da Alevilerle kardeş olacaksın.
Erdoğan’ın bu kadar samimiyetsizliğinin karşısında insan ne diyeceğini bilemiyor.
Erdoğan’ın nerede ne yapacağını kestirmek o kadar zor ki,daha birkaç gün önce İstanbul’da bir kaffe de sigara içen gençlerle ağız dalaşmasına girmesi ve gençlere hakaret etmesi,kapalı yerde sığara içiyorlar bak terbiyesize, Cumhurbaşkanı yasak diyor o hale içiyor; beni görüp göstere göstere sigara içiyorlar, terbiyesizler, diyerek yanında bulunan Esenler Belediye başkanı ve Büyük şehir belediye başkanına fırça atması, nerede zabıta diye öfkelenmesini anlamak mümkün değil.
Erdoğan’ın hangi sözüne güvenip söylediklerine inanalım ama ne yapalım ki temsil ettiği makamı ve seçimle iş başına gelmesinden dolayı ciddiye almak zorundayız.
Cumhurbaşkanı Erdoğan kaçak bin odalı Ak Saray’ında ilk yemeğini Alevi vatandaşlarımızın temsilcilerine Alevilerin kutsal saydığı Muharrem ayında verdi.
Alevilerin talepleri nedense bizim siyasilerin aklına aşure ayında gelir. Kepçeyi alan kameraların önünde aşure dağıtarak kardeşlik, birlik/ beraberlik nameleri söylenir.
Erdoğan, Başbakan olduğu dönemlerde dokuz çalıştay yaptı Alevi kanaat önderleriyle, sorunlarını çözmek için ama bir arpa boyu bir yol alınmadı bu çalıştayların sonucunda.
Şimdi tekrar bir Alevi çalıştayı başlatacakmış.
Bir insanın doğuştan kazanmış olduğu haklarını kabul etmeyen ve bu haklarını kendisine devretmeye uğraşan bir zihniyet bunu nasıl çözer.
Siz Alevilere kardeşim diyeceksiniz;Reyhanlı’da bombalı otomobil saldırısında ölen insanlar için 53 Sünni vatandaşım şehit oldu diye anacaksınız,sormazlar mı adama neden sünni,alevi değil?
Alevilerin kutsal mekanı Cem Evlerini cümbüş evi diyen bir zihniyet bunu çözebilir mi?
Ben 76 milyon vatandaşımın cumhurbaşkanıyım diye ar namus üzerine anayasaya bağlı kalacağına yemin edeceksin ama Başbakanlık yaptığınız dönemde; 2011 yılında yapılan genel seçimlerde tam 7 ilde alevi-Sünni üstünden siyaset yapıp; CHP Genele Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Alevi ama aleviyim diyemiyor, diyerek meydanlarda toplanmış binlerce seni destekleyen insanlara yuhalattıracaksın..Ardından da yavuz hırsız misali Kılıçdaroğlu Alevi kardeşlerimi kışkırtıyor diye iftiralar atacaksın.
Gezi direnişinde 15 yaşında polis tabancasından çıkan kapsülle yaralanan ve bir yıl hayata tutunmak için mücadele eden ve sonra hayata gözlerini yuman 15 yaşındaki Berkin Elvan adında Alevi bir ailenin çocuğunu; terörist ilan edecek, annesini meydanlarda yine yuhalatacaksın sonra d a kalkıp, Alevileri kucaklayacak ve Alevilerin sorunlarını çözeceksin, buna kim inanır..
Gezi direnişinde ölen 11 kişi de Aleviydi ama Erdoğan bu ölenlerin yakınlarını arayıp baş sağlığı bile dilemedi; neden, kendine muhalif Alevi oldukları için.
12 yıldır iktidardasın, bir gün olsun sen ve Bakanlarından biri Cem evini ziyaret etmemiş..
Erdoağn’ın ve ‘A’ takımından bir tane AKP’linin Cem evinden kalkan bir Alevinin cenazesine katıldığını gören var mı? Yok. Göremezsiniz.
Neden her ortam da Erdoğan toplumsal olaylar gündeme gelince,Berkin Elvan’ın ekmek almaya gitmediğin gündeme getirip, yaralı ailenin acısını depreştirir, çocuklarını terörist ilan eder. Bu zihniyet Alevilerin sorunlarını çözer mi, Alevilere kardeş olabilir mi?
Diyelim ki Berkin Elvan’ın cebinde bilyeler elinde de sapan, terör örgütleri de kullandı; devletin güvenlik güçleri hedef alarak öldürmek zorunda mı?
Alevilerin taleplerini kabul etmeyen,inançlarını yok sayan siyasi iktidar anlayışı ile bu Alevi çalıştayları ne işe yarayacak.
Aleviler, Cem evleri bizim ibadet yerlerimiz diyor.
Erdoğan, Caminin dışından başka bir ibadet yerini tanımayız diyerek karşılık veriyor.
Aleviler zorunlu din dersine karşı çıkıyorlar,bu zorunlu din dersini AİHM taşıyorlar ve AİHM’i Alevileri haklı buluyor ve Türkiye cumhuriyetine bu uygulamadan vaaz geçmeli diyor,Ankara bunu uygulamıyor.
Aleviler, devletin bütün dinlere karşı eşit mesafede dursun NÖTR olsun diyor.
Erdoğan, bizim neslimizi bozdular dindar geçlik yetiştireceğim diyerek Sünni mezhep ağırlıklı bir nesil yetiştirmek için, eğitim müfredatını ona göre düzenliyor ;topluma din ve mezhep üzerinden format atmaya çalışıyor.
AKP’e ve Erdoğan bu ülkede yaşayan her kesin Türk,Müsliman ve Sünni olarak görüp kemalizmin din versiyonunu uygulamaya geçiyor.DİB’lığının bütçesi, 11 bakanlığın bütçesine eşit ve DİB’lığı protokol sırası 51. Sıradan 10.sıraya getiriliyor, toplu açılışlarda, DİB’lığı dualarla katılarak; demokrasi güçlerini ürkütürken, kendileri de seküler bir yaşamı savunan Alevileri de tedirgin ediyor.
AKP’e demek te doğru değil Erdoğan demeliyiz, kentsel dönüşüm adı altından projeler uyguluyor büyük şehirlerde ama bu kentsel dönüşüm projelerinin içinde her mahalleye nüfusuna göre camiye yer verilirken,bir tane cem evi geçmiyor projelerde, bu nasıl olacak?
DİB’lığında 140 bin kişi çalışıyor bir tane Alevi kökenli insan çalışmıyor?
Neden 81 ilin valilerinden bir tanesi Alevi değil?
Erdoğan daha bir hafta önce HSYK üyeliğine dört tane hakim atadı ama bir tanesini niye Alevi kökenli olandan atamadı?
Yüzlerce genel müdürden kaç tanesi Alevi? Bir tane Olduğunu da sanmıyoruz.
Erdoğan’ın kamu da kadrolaşmadaki kriterlerinde liyakat geçmiyor.. Geçerli olan,imam hatip çıkışlı, mezhebinin Sünni, eşinin başörtülü olması ,yüzünü kıbleye dönmesi, anlının da secdeye gelmesi yeterli.
Erdoğan kriterlerini AKP’e kamunun her alanında uyguluyor. Kamu ihalelerine girenlerde bile bunlar geçerli.
Erdoğan, sadece Alevileri meydanlarda yuhalatmıyor,demokrasinin olmazsa olmazları olan farklılıkları yok sayarak, temel hak ve özgürlükler tanımayarak, çoğunluk üzerinden bakıp çoğulculuğu kabul etmiyor, siyasi rakiplerinin içe dönük eleştirisini darbeci, dışa dönükse bunlar vatan haini,alçak,namuzsuzlar,şerefsizler, cibilliyetsiz diyerek, darbeyle iktidara gelmiş bir diktatör gibi siyasi edebe ve ahlaka sığmayan hakaret ve iftira atan, bir dil kullanıyor.
Bu dil kardeşlik dili olabilir mi?
6 Kasım 2014 tarihinde gazetelerde Erdoğan’ı Antalya gezisinde protesto eden bir bayan öğretmeni MEB ’lığının yüksek disiplin kurulu, oy birliğiyle, meslekten ihraç edildi haberleri vardı gazetelerde.
Erdoğan, demokratik tepkisini göstermek için bir araya gelmiş insanların bir sayfalık basın açıklamasına bile müsaade ettirmiyor; bir anda güvenlik güçleri,gazla,tomayla ve copla insanları çil yavrusu gibi dağıtıyor.
Anayasa suçu işleyen, yargı kararlarını tanımayan ve uygulatmayan, harcamasını denetlettirmeyen, yargıya darbe yaparak yargıyı kendine bağlayan ve kendini yasamanın, yürütmenin üstünde gören, çoğulculuk kavramını yok sayan; kültürel tüm sosyal renkleri ve özel yaşamı kabullenen birisi değil ki Erdoğan; Alevilerin sorunlarını ve taleplerini çözsün.
Erdoğan, kusura bakmasın ama Alevilerin kardeşi olması şöyle dursun sıradan bir tanıdıkları bile olamaz.,
Yorum Yap