- 6.09.2014 00:00
Ankara’da 5-6 Eylül 2014 tarihlerinde CHP’nin olagan üstü kurultayı yapılacak.Bu kurultay toplumsal sorunlara proje üreterek toplumun her kesiminin dikkate alacağı bir kongreden çok parti içi iktidar mücadelesi verenlerin öfkelerini boşaltma kongresi yansımalarını verirken,medyaya da görüntülü ve yazılı bol malzeme çıkacak gibi gözüküyor.
Burada CHP ‘nin kurultaya katılacak hiçbir medya kuruluşuna sansür getirmemesi de,demokrasi ve medya özgürlüğü açısından kutlanması gerekir.İleri demokrasiden bahseden AKP’lilerde dileriz CHP’nin medya özgürlüğüne verdikleri önemi örnek alırlar.
Her seçim sonucu CHP’ye seçmen muhalefet görevi verirke;CHP’de parti içi kurultay sesleri gelir ve muhalif kanat kameraların karşısına geçer tam bir demokrasi dersi vermeye başlar;milletvekili olana kadar önünde ceket iliklediği,diz kırarak selam verdiği parti liderini diktatörlükle suçlar;Genel başkanın ve etrafındaki kadrosunun parti içi demokrasiyi işletmediğini, faşist bir anlayışla partiyi yönettiğini, genel başkan ve ekibi istifa etmeli diye medyaya manşetlik haberler çıkartır.
Medyada CHP geleneğini bozmadı yine kurultay sesleri,parti içi muhalefet ayaklandı gibi haberler yaparlar ve manşetler atarlar.
Parti içi iktidar mücadelesi veren ve genel başkana baş kaldıranlar milletvekillertinin büyük bir oranını genel başkan milletvekili göstermiştir, muhalif olanlar yani ön seçimle milletvekili olmuş kişiler değildir.Onun içinde hiç inandırıcı olmazlar başta kendi partililerine ve seçmen kitlesine.
Sosyal demokrat olduklarını iddia ederler CHP’liler,ilkelerini de altıokla tanımlarlar.
Ama CHP’nin altı okunun içinde ne demokrasi var ne de hukuk.
CHP,Sosyal demokrasinin evrensel ilkeleriyle de uzaktan yakında benzer politkaları yoktur, tek övündükleri bu devleti biz kurduk ve biz sosyalist enternasyonale üye olan çağdaş bir partiyiz.
Sosyalist enternasyonale üye olan parti yöneticileri; CHP’nin sosyal demokrasiye düşünsel, siyasal,ekonomik ve kültürel bir projesinin olmadığını hep söylemişlerdir.
Sosyal demokrat olan bir parti AB üyeliği konusunda bağımsızlık kavramının arkasına sığınır mı?
CHP,Sosyal demokratların sanayi devrimiyle ortaya çıkan eşitlik,özgürlük ve kardeşlik olan değişmez ilkelerine; küreselleşen dünyanın bu ilkeleri zenginleştiren güvenlik,değişim ve yeryüzüyle kıyaslayan tezleriyle tanışıp bunu içselleştirip partinin değişmez politkası haline getirmedikçe, kendini ne içte seçmen kitlesine, ne de demokratik yeryüzüne anlatabilir.CHP ne yapacağı konusunda net değil, ne dünyadaki değişimi ne de kendi toplumunu sosyolojik olarak okuyamıyor.
Sosyal demokrat partilerin soy ağacı marksizmdir ve sosyal demokrasi, marksizmden türetilmiş bir kavramdır.
Sosyal demokrasinin Fikir babaları Kautsk,Bernstain ve Jaures’tir.
Sosyal demokratların fikir babalarının resmi CHP’nin hiçbir parti teşkilatlarında göremezsiniz.
CHP ne marksı tanır ne de sosyal demokratların fikir babalarını istisnalar hariç.
Kautsk,revizyonizm kavramını ortaya attığında tezi marksizmi yeniden gözden geçirmek ve marksizmi çağa göre zenginleştimek olarak ileri sürüyordu..Leninist politikaları reddetmiş,işçi sınıfı çağdaş burjuvazi ile ittifak yapmalı demiş;burjuvazi ile uzlaşarak toplumu dönüştürme projesinin en çok”demokrasi” boyutunu işlemiştir.
CHP’nin bu tezleri partiye yansıtma diye bir derdi var mı,parti yönetiminde ve parti içi iktidar mücadelesi verenlerin? Yok.
Sosyal demokrasi, toplumun üreterek , örgütlenerek,değişen dünyayı yorumlayarak sosyalleşmesini savunur; bunun yol haritasının güzergahının sivil iteatsızlıktan geçtiğini,sivil toplumun devlete rağmen oluşmuş askerden arınmış toplum olarak tanımlarken..
28 Şubat sürecinde dönemin CHP Genel başkanı Türk Silahlı Kuvvetler bir sivil toplum demişti.
Kendini Sosyal demokrat bir parti olarak tanımlayan genel başkanın sivil toplum yorumu,sosyal demokrasinin evrensel ilkeleriyle benzerliği var mı,darbe yapanlardan sivil toplum olur mu?
CHP, bireyi değil ,devleit kutsayan,temel hak ve özgürlüklerden yola çıkıp, insanı merkeze koyan, devleti vatandaşın himzetkarı değil de, vatandaş, devletin hizmetkarı olmasını savuna gelmiş devleti kutsamış bir partidir günümüze kadar.
CHP’nin adı halk ama kendisi toplum kesimlerine yabancı, damardan devletçi parti olarka siyasal yaşamımızda yer almıştır.Aldığı oy da bunu kanıtlamıyor mu,iktidarla CHP’nin oy farkı yirmi puan.
CHP, dileriz bu kurultayda seçimlerden aldığı yenilgilerden ders çıkartıp, AB standarltlarında bir demokrasiyi savunur, temel hak ve özgürlükleri öne çıkartır,başta ana dilde eğitim olmak üzere,bireyin doğuştan kazanmış olduğu hakları pazarlık konusu bile yapmaz,yaptırmaz,savunucusu olacağını,vicdanı reddin de bir insan hakları olduğunu kurultaya taşır, parti programına yazar,kişilerden değil de ilkeler ve kavramlarla topluma nefes aldıracak bri muhalefet olarak küllerinden yeniden doğar umuduyla başarılar diliyoruz.
Muhalefet iktidardan daha önemlidir,her yerde bir iktidar vardır ama muhalefet yoktur,demokrasiye ve hukuka inamış bir muhalefet aynı zamanda demokrasinin siğortasıdır.AKP’nin hukuk tanımaz,yargı kararlarını uygulamaz ve yargıya darbe yapmasının ve anayasa tanımazlığının keyfiyeti; güçlü bir demokrat muhalefetin Türkiye’de olmamasıdır.
Dileğimiz CHP endişelerimizi yanıltıp, medyaya haber olan değil,medyada günlerce kurultay kararlarının toplumsal sorunları çözen tezleriyle,projeleriyle demokratik bir hayatın ortaya çıkmasının iktidar işaretlerini verir.
CHP’de Kimin genel başkanlığı kazandığı değil, toplumun tüm kesimlerinin umudu olan,güven veren her bölgeden ve ilden oy alan iktidara yürüyen bir parti olarak kurultaydan çıkmasıdır.
Yorum Yap