Cumhurbaşkanlığı seçim sonucu yolsuzlukları aklar mı?

  • 23.04.2014 00:00

 Ülke gündemi 30 Mart seçim sonuçlarının bitmesiyle Ağustos ayında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimine kilitlendi.Cumhurbaşkanlığı seçimleri siyasal tarihimizde hep sorunlu olmuştur.

Cumhuriyet tarihinde ilk defa halk kendi cumhurbaşkanını seçecek..

Darbeci Kenan Evren’i de halk seçmişti ama tuhaf bir seçim sonucuydu bu, hem 82 anayasasını referandumu yapılmış hem de muhalefeti olmayan bir cumhurbaşkanı seçimi yapılmıştı..

Anayasaya ve Kenan Evren’e  evet demenin yasal  hayır demenin de suç sayıldığı bir süreçti o dönem.

Erdoğan’da Kenan Evren’e biçilmiş anayasayla Cumhurbaşkanlığı seçimine gitmeye çok iştahlı..

Nasıl iştihalı olmasın, nasıl olsa bu yasalar beni iktidara getirdi tüm yetkileri de bana veriyor mantığıyla,darbecilerin anayasasının ruhuna ve kurumlarına dokunmadan ülkeyi yönetiyor.

Hızla tek adam olma yolunda ilerliyor.

Mehmet Altan’ın tanımıyla İslami Kenan Evrenleşme yolunda.

Başbakan Erdoğan resmen Cumhurbaşkanlığına aday olduğunu açıklamasa da, AKP’nin adayı olacağı kendi partisinin kurmayları ve havuz medyasının tetikçi yazarları ballandıra ballandıra yazıp çiziyorlar.

Fakat burada can alıcı sorun peki diyelim ki Erdoğan Cumhurbaşkanı seçildi, Türkiye bir hukuk devleti mi olacak?Halkın yüzde 55’nin karşı çıktığı değil nefret ettiği bir kişi Çankaya köşkünde nasıl rahat oturacak?

Bu kadar yolsuzluk ve rüşvetle suçlanan yargıdan aklanmadan nasıl cesaret ediyor cumhurbaşkanlığına Erdoğan?Ailece yolsuzluk ve rüşvetle suçlanıyor hem de!.

Başbakan kendi aleyhinde çıkan hiçbir yargı kararını tanımıyor ve sandıktan aldığı başarının yargı kararlarını etkisiz hale getirdiğini savunuyor.

Sandıktan aldığı yüzde 45 oyun yolsuzlukları da bertaraf ettiğini dile getiriyor..Suç, sandıkla değil yargıyla bertaraf olur.

25 Aralık’ta yargıya yaptığı darbeyle tahliye ettirdikleri rüşvet ve yolsuzlukların baş aktörlerinden biri  olan kişi havuz medyasının kanallarında milli kahraman gibi boy gösteriyor, açıklamalar yapıyor röportajlar veriyor, dört balkanın düşmesine neden olan,Rıza Zarraf’ın açıklamaları dikkat çekici..

Rıza zarraf yılda 200 ton altın ihraç eden sözde bir iş adamı..

Rıza Zarraf ”ben Türkiye’nin cari açığını yüzde 15’e düşürdüm “ diyor.

Peki bu rüşvetçi iş adamı bu kadar Türkiye ekonomisinde etkili biri ise, ne kadar vergi vermiş bir de onu açıklasın,bunu sormak vergi veren vatandaşların hakkı değil mi?Rüşvetçi iş adamıyla mülakat yapan  tetikçi gazeteciler bu soruyu sormuyorlar.

Vergi vermesi önemli değil bu şahsın, Erdoğan ’hayır sever bir iş adamı” dediği yerde vergi mi sorulur.

Bizde vergi çok önemli bir konu olsa yolsuzluk ve rüşvet bu kadar gündemi işgal eder mi?

Yolsuzluk ve rüşvetin içinde yer alanların tırstığı iki kavram vardır bunun  birisi kayıt dışı ekonomi ile mücadele, diğeri ise hukukla da denetim altına almaktır.

Bu iki kavram  bizde neredeyse işlemez bir durumda.

Bilmem fark ediliyor mu,Milli irade ile yatıp kalkanlar nedense ,sanki AKP’nin iktidarında 12 yılda 12 bin 350  işçi iş kazlarında ölmemiş,Roboski katliamı olmamış,yolsuzluklar ve rüşvete bulaşmamış bir tane kamu ihalesi yapılmamış her şey süt liman.

Yolsuzlukları ve rüşveti unutturmak, yargıda yaptıkları darbelere bir de Anayasa Mahkemesini de etkisiz hale getirmek için onu da paralel devlet sepetinin içine koyarak etkisiz hale getirmeye çalışıyorlar..

Çünkü AYM’nin son HSYK kararlarını kısmi olarak iptal etmesi ve anayasaya aykırı bulması,twetter’a getirilen yasakları kaldırması ,Başbakanı ve onun  tetikçi  esnaf takımı yazarlarını çileden çıkarttı..

Bir efsane  söz vardır bizde, şu okullar olmasa Milli Eğitim ne güzel idare edilir,diye.

Erdoğan ve havuzdan nemalananlar da şu yargı,muhalif medya olmasa ülkeyi  ne güzel yönetiriz,Cumhurbaşkanlığı seçimlerini de  rahat alırız gibi bir hal ve duygu içerisinde hareket ediyorlar.

Dikkat ederseniz, havuz medyasından beslenen yazarlar koro halinde köşelerinde ve çıktıkları televizyon kanallarında, AKP’nin 30 mart seçim başarısını kendilerinin düşünceleriymiş gibi anlatmaları ve yazmaları yok mu,insan gülmeden kendini alamıyor.

Şimdi de düşünsel derinliği olmayan yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi üzerinden Ankara talimatlı yazılara başladılar ama hukuk,yargı ve medya özgürlüğünden ise yeminli gibi bir çift söz etmiyorlar.

Ama bu kış biter yaz gelir,acaba AKP’nin iktidarının sonlanacağı bir gün olacak, bu yazar geçinen tetikçiler ne yazacaklar çok merak ediyoruz. Bunun üzerinde  çok sık durduğumun farkındayım,bu köşeyi takip edenler hatırlayacaklardır.

Eli kalem tutan bir insan siyasette ikbal arayarak,güce hizmet eden, patronlarının karını düşünenler nasıl bir düşünce adamı olur, yolsuzlukları ve rüşveti görmezden gelmeleri; Cumhurbaşkanlığını Erdoğan alırsa ülke çoğulcu katılımcı bir demokrasiye mi geçecek?

Yazıyı temel hak ve özgürlükler açısından can alıcı bir soruyla bağlayalım,Cumhurbaşkanlığı seçimleri yolsuzlukları ve rüşveti yargısız nasıl aklayacak?Cumhurbaşkanı hukuk devletinin,bağımsız ve tarafsız yargının yerini mi dolduracak?

Not:Çok sevdiğim Kolombiyalı uzun yıllardır Meksika da yaşayan Nobel ödüllü yazar Gabriel Garcia Marguez 87 yaşında geçen hafta Mexico City’de hayata gözlerini yumdu.Ben iki kitabını okumuştum yazarın birisi  dünyanın en iyi yüz eserleri arasında gösterilen ”Yüz yıllık yalnızlık ve diğeri de ,benim hüzünlü orospularım.” Ölüm üzerin şöyle demişti yazar:”Her kişi kendi ölümünün ustasıdır ve zamanı geldiğinde tek yapabileceğimiz onun acı korkusunu yaşamadan ölmesine yardımcı olmaktır.”

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums