Velev ki çoğunluk değil bireyim!...

  • 29.01.2014 00:00

 Üniversitelerde türbanın serbest bırakılması konusunda Ak partinin MHP’nin ittifakı ile çıkan yasadan sonra,üniversite camiası içinde yayınlanan farklı bildiriler, değişik tartışmalara konu olması, liberal demokratların Ak partiye karşı keskin tavır almaları medyada geniş yer alırken,bu tartışmalar ülkenin de gündemine oturdu.

Liberal demokratların (bu satırların yazarı da bu kategoride değerlendirilebilir) Ak parti ile ayrıştıkları temel farklılık çoğunluk ve çoğulculuk kavaramı üzerinden bakılırsa, tartışmalar daha iyi anlaşılacak ve yol ayrımına neden olan da bu kavramlardır.

Biz (basında liberal demokratlar diye adlandırıldığı için öyle söylüyorum)özgürlükleri hiyerarşik bir düzenlemeyle değil de, bir paket halinde getirilmesinin daha özgürlükçü ve daha katılımcı bir tartışmayla hayata geçmesini savunduk,Ak parti ve çevresindeki yazarlar çoğulculuk değil de, çoğunluk anlayışı ile yaklaştılar,Başbakanın ifadesi ile mecliste yüzde seksen ve kamuoyunda da yüzde yetmiş ile bir mutabakata vardık anlayışını öne çıkarttılar.

Ortaklığı bozan kavramlar olarak ortaya çıkarttığımız çoğulculuk ve çoğunluk üzerine biraz tartışmalıyız.Çoğunluk matematiksel bir orana tekabül eder,çoğulculuk ise çok sesliliği,çeşitliliği,çok kültürlülüğü,çok dinliliği ve bireyin özgürlüğünü ifade eden çağsal bir kavram olduğu gibi, özgürlükleri de demokrasi içinde yaşatmasıyla çoğulculuk ayrı bir anlam kazandırıyor demokrasiye.

Düşünce özgürlüğü inanç özgürlüğünün önünde bir engel değil, tam tersine inançlı insanlarında önünü açan bir yoldur.Düşüncede özgür olmayan insan inancını nasıl yaşayacak,yaşatacak ve ifade edecek?Bunu inanç özgürlüğünün önüne koymak anlamında söylemiyoruz, tartışmalarımıza zenginlik katmak,sığlaşmaktan kurtulmak için dile getiriyoruz.Matematikte anahtar rakam sıfırdır, bu rakamı kullanmadan problem çözülemez,bireyin özgürlüğü olmadan da hiçbir özgürlük savunulamaz..

Birey deyince ne anlıyoruz biraz bunu tartışmakta ve anlamakta yarar var.

Birey: Çoğunluk karşısında kendini farklı hisseden,statükodan yana değil de değişimden yana olan,haklarını aramasını bilen ve sorumluluğunu yerine getiren,dini,ırkı mezhebi üzerine konuşmayan, mesleği üzerinden söze giren,kazancını belgeleyen, vergi mükellefi olan,çağsal demokrasiyi ve evrensel hukuku savunan,aklım var dünya vatandaşıyım diyen demokrat bir kişidir.Ak partinin özgürlük anlayışı,türban politikası bu tanıma hiç uyuyor mu,türban oy getirmeseydi özgürlükler sıralamasında ilk sırayı alır mıydı?

Ak Partinin çoğunluk anlayışı çoğulculuğu yok etmek, azınlıkta olanları da ciddiye almamaktadır ve daha da kötüsü popülizm yapmasıdır.

Türbana(kızların üniversitede derslerine baş örtüsüyle girmesine karşı değilim yanlış anlaşılmasın) özgürlük çıkışını yakında yapılacak yerel seçimlere yönelik siyasi bir manevra olarak görüyoruz. Eğer böyle olmasaydı AB müzakerelerinin önünü tıkayan 301.madde başta olmak üzere,Ruhban okulunun açılması, Kürt sorunu,Kıbrıs meselesi,Alevilerin talepleri gibi çözüm bekleyen demokratikleşmenin önünde engel olan bu sorunları niye öne almadı?

Ak parti ülkenin zenginleştiğinden GSMH n büyümesinden sık sık her ortamda dile getiriyor,doğrudur bu büyümeyi bizde söylüyoruz, ama gelir dağılımındaki adaletsizlikten,bölgeler arasındaki kalkınmadaki dengesizlikten hiç bahsetmiyor, 5 yüz milyar dolar olan milli hasılanın 170 milyar doları 20 ailenin elinde toplanıyor bunu kim düzeltecek,bu siyasi iktidarın işi değil mi?Zenginlik var ama vatandaşın tabağına konulan pastadaki dilim hiç adil değil,bunları dile getirmek, yazmak, yazarın- çizerin görevleri alanına girmiyor mu?

Ak Partinin temel zaafı sivil itaatsizliğe karşı tahammülsüzlüğü var.Bu tahammülsüzlük Başbakanın tartışmalarına da yansıyor;Başbakan terazisi Belediye zabıtası tarafından el konulmuş işportacı gibi bağırıyor.Tartışma kültürüne hoş görüyle yaklaşmaması,cemaatçi anlayışını bir türlü terk edememesi ve şeyh-mürit ilişkisi, Ak partililerin duygularına hükmediyor ama, bu da çoğulcu,çağdaş ve katılımcı demokrasiyi Ak partinin içselleştiremediğini gösteriyor.

Sonuç olarak şunu söylüyoruz;Ak parti AB yolunda ilerledikçe,müzakerelere hız verdiği sürece ve yukarıda sıraladığımız demokratikleşmenin önünde duran engeller konusunda adım attıkça,biz desteklemeye devam edeceğiz,uzaklaşınca da hiç kusura bakmasın eleştirmekten de kaçınmayacağız bu bizim tarihsel görevimiz.

Biz bireyiz.

Birey, yalnızlığı önceden seçtiği için terk edilmekten korkmaz,çoğunluk ne der diye de düşünmez, çoğunluğun hoşuna gidecek şekilde de hareket etmez.Bizler liberal demokratlar olarak, insan odaklı ve bireyi merkeze alan siyasetten yanayız, popülizme da karşıyız.Ak partiden öncede vardık sonrada olacağız.

Ak parti onlarda kim kaç oy alırlar,kaç kişiyi etkilerler, ”yel kayadan toz alır” zihniyetini terk etmeli,mağrurlananların akıbetini unutmamalı.Daha da ötesi, “velev ki çoğunluk değil bireyim”,beni yok mu sayacaksın?

Mehmet Tıraş
mehmettiras1789@gmail.com

Not:Bu yazı 25 Mart 2008 tarihinde yayınlanmıştır.M.T.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums