Devlet medyanın patronu ise gel keyfim gel

  • 9.07.2013 00:00

 Bizde,Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu(TMSF) diye bir devlet kurumu var bu kurum devlet adına medya patronlarını  denetleme yapıyor ve gayri meşru bir işler yaptıysa cezalandırıyor, borçlarını da ödeyemezlerse mal varlıklarına el koyuyor.Buraya kadar yaptıklarında bir sorun yok ve de yapmalıdır;eğer bir ülkede devlet diye bir kurum varsa o da kendini evrensel hukukla bağladıysa görevini yerine getirecek.

Gel gör ki bizde tuhaf bir durum yaşanıyor demokratik hiçbir ülkede olmayacak dolaplar dönüyor TMSF devlet adına el koyduğu,Gazetelerin ve televizyon kanallarını AKP yayın organına dönüştürürken,TMSF’de parti örgütü gibi görev yapıyor.

TMSF,Akşam gazetesi,SHOV TV,SKYTÜRK gibi  bir iş adamına ait olan yazılı ve görsel medyaya el koydu.

Bunu da anladık borcunu ödemiyorsa verilen tarihte elbette bu yapılmalı ama anlamadığımız konuya dikkat çekmek istiyoruz.

TMSF el koyduğu gazetenin ve televizyon kanallarının başına atadığı insanlarda bir kriter aramaz mı;meslekte başarı,objektiflik,etik değerler,düşünce konusunda bağımsız hareket etmesi,entelektüel derinlik ve medya bağımsızlığı gibi nitelikler gözlemlenmez mi?

Maalesef aramıyor ve Akşam gazetesinin genel yayın yönetmenliğine AKP’de bir dönem milletvekilliği yapmış, sözde gazeteci ve yazar geçinen yandaş medyanın kıdemli elemanından birini bu gazetenin başına getiriyor.

Bu şahıs da Gazetenin başına  gelir gelmez sipariş verilen işlere soyundu ve hemen AKP’nin izinden yürümeyen,eleştiren gazeteci ve yazarların işine son verip;ne kadar yandaş kalemşorlar varsa onları da ödüllendirircesine işe alıp köşe sahibi yapıyor.

El konulan televizyon kanallarının enkırmenlığına ise yine AKP’nin yandaş gazetecilerinden oluşanlar atanıyor,yine bu kanallarda bu yandaş yazarlardan oluşan bir tartışma programı yapanlar grubu var; gerçi ne kadar tartışma programı,işitme engelli dinlese dudak okumadan çıkartıp bunlar yalan söylüyorlar,diye programı izlemez.

TMSF’nin  el koyduğu gazeteler ve televizyonlar tipik bir KİT’ler gibi geçim kapısı haline getirildi,ekmek elden su gölden misali.

Merkez medyayı eline geçirdikten sonra dikkatlice takip edin AKP’nin yandaşı olan anlı şanlı gazeteler zaman zaman aynı manşetle pişti oluyorlar.Bir seferinde AKP’nin yandaş 8 merkez medya denilen gazetesi aynı manşetle çıkmadı mı?

Şuan da devletin elindeki  televizyon kanal sayısına bir bakalım sayısını saymakta zorlanıyorsunuz;TRT’nin  bilinen 5 tane ve  bir tane de TRT 6 ‘sı var sözde Kürtçe yayın yapıyor ama o da AKP’nin çizdiği yolda yayınına devam ediyor.

Cine 5 var,STAR TV,ATV’var, kanal 24 var,kanal 32,TV netimiz var,TGRT’miz var ‘a’ haber var,ŞHOV ile SKYTÜRK’de eklediğimizde fukaranın tavuğundan fazla bir kanalla karşı karşıyayız, tam 16 tane.

16 tane ulusal boyutta yayın yapan kanal bir anda ortak yayına geçiyor ve AKP’nin politikası doğrultusunda  yayın yapıyorlar ve Başbakanın konuşmalarını canlı veriyorlar.Muhalefeti ve sivil toplum örgütlerini etkisiz hale getiriyorlar ve bunların sesine,düşüncelerine yer vermiyorlar.

Birde bunları destekleyen yazılı medyayı bakalım,Akşam,Yen şafak,Star,Sabah,Milliyet,Vatan ile yazılı olarak manşetlik övgüler diziyorlar AKP’ye..Bu gazetelerin içinde bazı kalemlerini kiralamayanları da yok değil, bunlara yayın yönetmenleri müdahale ediyor ama işten atılmıyorlarsa ,köşeleri okunacak gazeteci kalmadıkları için tutuyorlar.

Böylesi  basın üzerinde devlet gücünü eline geçirerek ülkeyi yöneten darbeci askerler bile yapmadı hakkını teslim etmeliyiz..Gerçi askeri darbeler döneminde 12 Eylül den bahsediyorum tek kanallı bir televizyon vardı o da siyah beyaz yayın yapıyordu, fakat gazeteler üzerinde çok büyük baskıları oldu ama isimleri teşhir edilerek işten kovdurulan bir tane gazeteci bile işsiz kalmadı benim hatırladığım kadarıyla..Gazeteler kapatıldı yazarlar ve muhabirler tutuklandı yazılarına sansürler getirildi ama böyle bir basın özgürlüğü anlamında rezaleti ilk defa yaşıyoruz,hem de Başbakanın iler demokrasisine geçtiğimiz dönemde.

Bir yazar olarak çok merak ediyorum şuanda AKP’nin ve devletin televizyon kanallarında yazı yazanlar ve konuşanlar AKP’nin iktidarının sonlanmasıyla toplumun önüne nasıl çıkacaklar..

Bu çağın teknolojisi kimin ne yazdığını,ne konuştuğunu unutturmuyor ve yok ettirmiyor yani kısacası kaybetme şansınız yok.. Bir gün gelecek kimin ne yazdığı belgeleriyle ortay konulacak,yiğidimin yağmur bulutumun 5 yıl önce Erdoğan için ABD emperyalizminin Büyük Orta Doğu Projesinin(BOP) aktörü diyerek yazılar yazıyordu,şimdi benim atam ecdadım Tayyip Erdoğan,diyor.Tabi AKP iktidardan düşünce mutlaka söyleyecek bir şeyi vardır bu yiğidin,nasıl olsa bulutun yerini rüzgar belirliyor rüzgarın sürüklediği yerden de yağıp gürleyecek;yalandan ve dalkavukluktan kim ölmüş,utanma ve ayıp olur duygusunu kaybeden insan için, her arsızlık ve yüzsüzlük  doğal bir şeye dönüşüyor olmalı.
 

Düşünebiliyor musunuz, Gezi direnişiyle 30 gün süreklilik arz ederek günde 2.5 milyon insan sokaklara döküldü merkez medya bunu vermedi ve biz bu haberleri ve olayları yabancı basının devreye girmesiyle öğrendik.

Hala Gezi direnişine katılanlar her hafta sonu binlerce kişi eylem yapıyor, bizim merkez ana akım medyamız vermiyor veya üç beş saniye bir görüntüyle geçiştirip,kameralarını hem de canlı olarak Mısır’a çeviriyor.Eğer Mısırdaki askeri darbeyi Erdoğan desteklemiş olsaydı; şuan yayında olan 16 kanaldan hiçbiri bunu haber olarak bile vermezdi.

Sudan  devlet başkan Darfur da 300 bin kişinin katili El Beşir’i bizde dalkavuk medya ve onun kanalları bu katil için hiç olumsuz bir haber yaptı mı? Yapmadı..Çünkü, Erdoğan bu katili kastederek ’Müslüman insan öldürmez’ diyerek kırmızı halıda ağırladı bu eli kanlı  kasabı.Sudan diktatörünün katilliği hem de tescilli, uluslar arası mahkeme tarafından kesinleşmiş kararı var;demokratik bir ülkeye ziyarette bulunsun hemen tutuklanır.

Devlet medyayı ele geçirdikçe bu medya gücünü de iktidar olanlar kendi çıkarları ve politikaları doğrultusunda kesintisiz kullanıyorlar.

Çözüm medyayı ticaretten ve devlet tekelinden ve hükümet politikalarından  çıkartmak, TRT’de başta olmak üzere özerkleşmesi gerekiyor..İş adamının gazetesi ve televizyonu olmamalı.

Medyanın bu rezilliği ve kepazeliği artık masaya yatırılmalı yoksa bu haliyle mesleğinin hakkını vermek isteyenlerde bu arsızlıktan payını alıyor.Biz toplum olarak ülkemizde olan hayati haberleri, ya dış basından veya sosyal medyadan öğreniyoruz..Başbakan demiyor mu, Allahın belası bir sosyal medya var,diye boşuna mı yakınıyor!.Biz Uludere de 34 Kürt vatandaşını askeri savaş uçaklarıyla katledilmesini de,dış basından öğrenmiştik. Bu kadar içler acısı bir medya kepazeliğini ne kadar çekeceğiz biran önce buna son vermeliyiz.

Ne diyorlardı  demokrasilerde medya dördüncü kuvvet,bu tanım bizi bozar.Bizim medyamız ve yargımız milli değerler üzerinden karar veya haber verecek,milli olmayan bizi bozar.

Basın özgürlüğünün olmadığı ülkede demokrasiden,hukuktan bahsetmek abesle iştigaldir.

Bir ülkede basının özgürlüğü yargısının bağımsızlığını da gösterir.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums