Kendini güçlü hisseden çokta bildiğini sanar

  • 24.06.2013 00:00

 Gezi direnişi bizim toplumsal,siyasal belleğimizi yerle bir etti.

Nasıl etmesin, kimsenin akıl edemeyeceği veya öngörüde bulunamadığı bir eylem olarak ortay çıktı ve küresel bir isyana dönüştü.

Gezi direnişi üzerine öyle yazılar çıkıyor ki,AKP medyasının tetikçi kalemlerinin dışında entelektüel camiada istisnalar dışında, herkes bu eylemi bu çağın eylemi yani bilgi toplumun eylemi olarak okurken;bu eylemle, bir de  direnişin ruhunu insan psikolojisiyle yorumlayanlar var; hem de ulusal değil evrensel boyutta.Dış basında ve entelektüel çevrelerde çıkan Gezi direnişi yazılarından geçilmiyor yüksek tirajlı gazetelerde ve derspegel gibi ciddi yayın organlarında yazılar ve haberler çıkıyor,televizyon kanallarında tartışmalar yapılıyor.

Gezi direnişi eyleminin küresel bir eylem olmasının nedeni,bu eylemin sessiz bir eylem hareketleriyle başka ülkelere de esin kaynağı olarak yansıması,işte Brezilyada çıkan halk hareketlerinden tutunda,Avrupa Parlamentosunda Türkiyeli bir konuşmacıyı AP üyeleri ayakta 6 dakika sessiz dinliyorlar.

Gezi direnişi bizleri birey olarak hepimizi kendi içimizde yolculuğa çıkartarak öz benliğimizle buluşturdu ve toplumun her kesimi farklı düşünenlere karşı empati yaptırdı.Hayatlarında bir araya gelmeyecek insanlar bir arada oldular günlerce çatışmadan yürüdüler saatlerce.. Başbakanın otoriterleşmesine ve özel hayata müdahalesine karşı ortak bir yolda hayat onları buluşturdu,birbirlerini yeni tanımış oldular.

Bilgi toplumun eylemleri sanayi toplumun eylemlerine benzemediği gibi;müttefiklerinin de  benzerlik yok.Sanayi toplumun müttefikleri soğuk savaşın şartlarında ortay çıkmış;Sosyalizm-Kapitalizm etrafında oluşurken,iki ayrı pakta olanların başını çeken güçler ne diyorsa aynı kulvarda olanlar da onu destekliyordu,sistemleri belli olduğu gibi sınıfları da belliydi;birisi işçi sınıfının öncüsü, diğeri ise Kapitalizmin,diyerek bugüne göre sığ bir anlayışta devlet politikası oluyordu iktidara gelen siyasilerin.

Soğuk savaşın ittifakları yok artık;küreselleşmenin yol arkadaşı ancak kendini yenileyebilirse varlığını koruyor ve yola devam edebiliyor; yoksa çoğunluğa sığınıp bireyi,azınlıkları yok sayıp, temel hak ve özgürlükleri pas geçtiği anda, cin çarpmışa dönüyor ortaklıkta sona eriyor.

işte Gezi direnişin ortaya çıkışı ve çağsal dünyanın küresel bir eylemine dönüşmesi de bu değil mi? Erdoğan’ın kavrayamadığı da, bundan kaynaklanmıyor mu?

Bu çağın eğitimi doğumdan ölüme taşıdığı gibi,bireyi özgürleştirirken teknolojisinin de son sitemi yok; düşünsel gücü de  geleneksel yapıları yerinden çok hızlı bir şekilde yok ediyor.Gezi direnişine yön veren gençlik sosyal medya üzerinden ve internet dünyasından esinlenerek yarattıkları Gezi eylemini ve çeşitlemelerini,kim akıl ederdi?

Yazının başlığına dönersek insanoğlu doğası gereği güçlü oldukça eleştirilemez,eleştirilmedikçe de  her yaptığının doğru olduğuna inanır ve kendine olan aşırı öz güven öyle yanlışlar yaptırır ki,rüyasından görse inanmayacağı bir tepkiyle karşılaşır;Gezi direnişiyle Başbakanın yaşadıkları gibi,hala Erdoğan  inanamıyor ama yaşadığı rüya değil bir realite.

İnsan gücünü nasıl sınırlar veya çok bilmediğini nasıl fark eder?

İnsan okudukça,araştırdıkça,yazdıkça,tartıştıkça ve bu düşünsel etkinliğin başka tezlerle karşılaştırdığın da  ne kadar az bildiğini veya yanlış yolda olduğunu fark eder.

İktidar gücünü  elinde bulunduranlar da,yeryüzüyle kendi iktidarını karşılaştırıp muhalifleriyle medeni,demokrat bir görüş alış -verişi içinde olursa kendine çeki düzen verir; yoksa hem güçlüyüm hem de çok biliyorum,yanılgısına kapılır.

Bir rejimin demokratlığı çoğunluğun yönetimi ile değil,iktidarın muhalefetine yaptığı muameleyle ölçülür.Demokrasinin kriterlerini belirleyen; basın özgürlüğü, düşünce,ifade,inanç,kültür ve örgütlenme özgürlüğünün demokratik bir hak olarak hiçbir baskıya uğramadan ,doğal bir akışkanlık içinde yürüyorsa,o ülke demokratik bir hukuk devletidir.Yoksa, din ve mezheple olayları ve sorunları ele aldığınızda  iyi niyetli de olsanız,toplumda çatışmalara farkında olmadan yol vermiş olursunuz.

Bizim Başbakan 1994 yılında  İstanbul’a Belediye Başkanı olduğunda:” Ben bu şehrin Belediye başkanı değil,aynı zamanda imamıyım.İnsanların günah işlememesine engel olmakta görevlerim arasındadır” der, Gazeteci Alper Gümüşe.05.06.2012.

Erdoğan imamlık görevini,ülke imamlığına terfi ettiği duygularıyla hareket etmeye devam ediyor ama bu çağı,din ve mezhep üzerinden okuyamadığınız gibi topluma da yön veremezsiniz..22 Haziran 2013 Samsun Mitinginde toplanan kalabalığa din ağırlıklı olarak  konuşmaları,meydanda olan topluluğa amin çektirip,imamlık görevini yerine getirirken;bu konuşmaları  toplumdaki tedirginliği de doğrular nitelikteydi.

Bu çağın demokrasisi aldığı oy oranıyla kimseye  sınırsız yetki vermiyor,toplumun tüm renklerinin ve muhalefetin özgürlüğünün iktidar kadar, özgür olduğu yerde  yeryüzünde itibar görüyor.

Gezi direnişiyle çeşitlenen masumane eylemlerin dünyanın dört bir yanında yankı yapması,demokratik dünya kamuoyunun desteğiyle  itibar görmesi ve dünya gündemine oturması ülkeyi nasıl bir hale getirdiğini,Başbakan ne zaman görecek?

Yoksa, hala yüzde 50’yi evde zor tutuyorum,meydanlara yüz binler toplanıyor,diye, içte muhaliflerine ve tüm dünyaya kafa tutmaya devam mı edecek?

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums