Bedende yazılı

  • 12.05.2013 00:00

 Yeni bitirdiğim “Bedende Yazılı” bir romanı sizinle paylaşmak için kaleme aldım..Sel yayıncılıktan çıkan başından değişik maceralar geçmiş bir aşk romanı bu.Yazarı İngiliz Jeanettte Winterson.Türkçeye de;Süheyla Çağlayan Mathews çevirmiş..Çevirmenin de hakkını teslim etmeliyim, büyük bir zenginlik katmış kitaba,eğer çevirmenin dilinde zenginlik yoksa; kitap ne kadar iyi olursa olsun o kitabı çok kötü bir kitap haline de getirebilir.Bir kitabı baş ucu haline getiren üç kişi vardır;bunun birisi yazar,diğeri editör,yabancı çevirisinde ise çevirmendir.Editörlük ve çevirmenlik başlı başına bir ayrı yetenektir yazarlık gibi.

Bu romanda da  karşımıza çıktığı gibi insan hayatına unutulmaz giren ve bir daha da kolay kolay çıkmayan ‘aşk’ bütün yaşadığımız olayların tadı, hazı ve acısı yaşayana göre değişen bir duygu olarak kuşaktan kuşağa sürüp gidiyor.

Çünkü, hepimiz bir aşkın ürünüyüz onun içinde yaşamımızdan çıkması imkansız. Tohum toprak gibi.

Meraklısına not olarak bu romandan kısa birkaç cümleyle anlatayım da ilginizi çekerse kitap raflarda sizleri  bekliyor,diyeyim ve kitaba dönelim.

Yazar dünyayı aşkın döndürdüğünü söylüyor..

Hissettiğim şey kesin değilse ona aşk demeli miyim.

Aşktan kaçılamayacağını,aşk beni görmesin diye kafamı çaresizce başka yöne çeviriyorum,diyor yazar!.

Yazardan ayrışıyorum burada;bana göre; aşktan kafanızı çevirseniz, gözünüzü kaçıramazsınız,gözünüzü kaçırsanız bile, aklınızdan nasıl çıkartacaksınız!.

 Ben kendi düşüncelerimi ileride anlatırım kitabın içinden anlatmaya devam edelim.

Kitapta geçen çıplak  kadın hikayesinden bir bölüm,evli olup ta unutamadığı aşık olduğu erkekle geçen serüvenden.

Çıplak Kadın:Bunu normalde yapmadığımı söylemek istedim sana.Galiba zina yapmak deniyor buna.Daha önce hiç yapmadım,tekrar yapabileceğimi de düşünmüyorum.Başka birisiyle yani.Ah,seninle tekrar yapmak isterim ama.Defalarca.(yavaşça dönüp karnının üzerine uzanır.) Kocamı seviyorum tabii.Diğer erkekler gibi değil o.Evlenemezdim onunla öyle olsaydı.Farklı bir insan;bir sürü de ortak noktamız var.Sohbet ederiz hep.

Anlaşıldığı gibi kadın evli olmasına rağmen aşkın evlilikle körlenmediğini anlıyoruz bu romanda.Ne kadar seversen sev; aşk farklı bir duygu olarak yerini her zaman tazeliğiyle koruyor.

Sevgilisi parmağını çıplak kadının dudaklarında gezdirir,üzerine uzanır  ve ona bakar bir şey söylemez.

Çıplak Kadın:Sana rastlamasaydım bir arayış içinde olurdum herhalde.Açık Üniversite’ye giderdim belki.Aklımın ucundan bile geçmezdi bu.Kocamı bir an bile üzmek istemem.Bu yüzden söyleyemem ona.Bu yüzden dikkatli olmamız gerek.Kalpsiz  ve bencilce davranmak istemiyorum,anlıyorsun değil mi?

Sevgilisi kalkıp tuvalete gider,çıplak kadın dirseklerinin üstünde doğrulup,odaya açılan banyoya yönelttiği monologuna devam eder.

Çıplak Kadın:Çok bekletme canım.(susar.) Seni aklımdan silip atmayı denedim ama bedenimden silip atamıyorum.Gece gündüz senin vücudunu düşünüyorum.Okumaya çalıştığımda seni okuyorum.Yemeğe oturduğumda yediğim sensin.O bana dokunduğunda(dediği kocası) seni düşünüyorum.Orta yaşlı,mutlu bir evliliği olan bir kadınım ve gözümün tek gördüğü şey senin yüzün.Ne yaptın sen bana?

Kesmeyle geçiş.Odaya açılan banyo,sevgili  ağlamaktadır.Sahne sonu.

Böylesi  yasağı delen, yağması gereken bir  yağmuru gibi tıpır tıpır  vurarak,  aşk bölümüyle  kitap devam ediyor ama sadece aşkla kalmıyor yazar doğanın güzelliğini ve merhametsizliğini de şöyle anlatıyor:

“Doğa bereketli ama dengesiz.Bir yıl aç bırakıp ertesi yıl sevgiden öldürüyor insanı.O yıl ağırlıktan kopacak duruma gelmiş dallar,bu yıl rüzgarla şarkı söylüyorlar. “

Yazar yine aşka dönüyor  kitabın bir yerinde “neden aşkın ölçüsünün yitip gidendir” diye bir teselli buluyor.Öpmenin tenin lezzetini tatmak olduğunu anlatıyor.

Aşka kimse kanun koyamaz;aşk ne emir dinler ne de hizmet etmeye razı olur.Aşk kendine aitti,yalvarışlara kulak asmaz ve şiddeti umursamaz.Aşkın pazarlığını edemezsin.Aşk arzudan daha güçlü olan tek şey ve baştan çıkarılmaya direnmenin tek yerinde nedenidir.Yazar,ironi yaparak arzular kapının dışındayken engellenebilir diyenler de  var,der.

Yazarın evlilik tarifi de,okurlara  çarpıcı geleceğini düşünüyorum.

“En güvenilir hırsız alarmi, kilisenin kutsayıp devletin de onayladığı evliliktir” diyor.

Yazar, aşkta insan organlarının içinde parmakların ve dilin  yerini bir başka betimlememektedir,yaşadığı aşktan yola çıkarak.

“Parmakların ifade gücü sağırların ve dilsizlerin dili,arzuyla kıvranan vücuda imzasını atan dildir.Kim öğretti sana sırtıma kanla yazmayı?Kim öğretti ellerini kızgın dağlama demiri gibi kullanmayı?İsmini omuzlarıma kazıdın,bana damganı vurdun”,diyor yazar.

Aşkın derinliğini ve organların aşkta nasıl bir görev paylaşımı yaptığını öğreniyoruz.

 Bu romanda da olduğu gibi; aşk,beynimizin bir yerinde duran ve tatlı tatlı kaşıdığımız bir  duygunun ötesinde; deri altına yazılmış  görünmeyen ve silinmeyen bir yazılı dövme olarak,hayatımızdan çıkartamadığımız ve unutamadığımız aşığımıza yollayan, bir duygu olarak canlılığını koruyor,tüm ayıpları ve yasakları yok sayarak.

 Romanı okuyanlar mutlaka yaşamlarından bir şey bulacağından eminim.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums