DEMOKRASİ NASIL TEHRİS OLUR

  • 21.02.2013 00:00

 Orduların Profesyonel olmadığı,orduların  siyasete yön verdiği yerde;çoğulcu, katılımcı bir demokrasi hayata geçmez.

Toplumlara çağlar boyu yön veren kurumların başında hep orduların öne çıktığını görürüz.

Toplumsal gelişmeler ve dönüşümler üzerinde önemli tezleri olan,marksa manifestoyu yazdıran, düşünce adamı Hegel; bir topluma yön veren üç kurumdan bahseder..Bu kurumları; Aile,devlet ve sivil toplumu öne çıkartır ama neden ordulardan ve dinden bahsetmemesini hep düşünmüşümdür!.

Toplumsal dönüşümler,üretim biçimindeki değişimler ve kırılmalar ne kadar öne çıksa da,toplumları sosyolojik olarak irdelediğinizde;toplumlara yön veren kurumları sıraladığımızda gelişmemiş ülkelerde “Ordular” ilk sırayı alır..Arap Baharı denilen hareketi halk başlattı ama sonunda Mısır da ordu ile siyasetçi birlikte yürütüyor,bu tabiî ki sadece Mısır değil, tüm Ortadoğu da geçerli..Demokrasi geleneği olmayan toplumların değişmez kaderi bu.Ortadoğu da Ordusuz siyaset yapılmayacak kadar şuan için tartışılmaz bir vaka.

Diktatörlerin yönettiği ülkelerde ordular, devlet imkânlarını da kullanarak, bir sınıfın başka bir sınıfın üzerinde baskı aracıdır.

Diktatörlerin,kralların şahların ve sulatanların en güvendiği kurumlar ordulardır.Demokrasinin kurumlaşmadı ülkelerde siyasiler ordusuz hiç bir şeye karar veremezler.

Ordu bir toplumda belirleyici bir güç olarak etkiliyse ki;etkilidir bizim gibi az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde, ordular aynı zamanda kutsanan bir kurumlardır.Toplumun bütün kurumları eleştiriden nasibinin alır ama silahlı güçler gündeme gelince herkesi bir yutkunma tutar.

İşte bizim ordumuzun yaptığı darbelerle oluşmuş bir darbeler anayasasıyla ülkeyi yönetiyor siyasilerimiz, 12 Eylül askeri faşist darbesinin üzerinden 33 yıl geçmesine rağmen,siyasette belirgin olmasa da hala toplumsal sorunlarda ordunun görüşüne baş vuruluyor veya silahlı kuvvetlerin tepesindeki komutan açıklama yapıyor:” Kürt sorununun olmazsa olmazı olan ana dilde eğitim konusunda; biz ana dilde eğitime karşıyız diyerek, Kürtçe eğitimin verilmesine karşı siyasi bir duruş sergiliyor.”

Neden,bizim siyasetçilerimiz ordunun profesyonelleşmemesi konusunda silahlı kuvvetlerle aynı düşünce de,bunu hiç sorguluyor muyuz?Ordu profesyonelleştiği zaman, sistemi yeniden yapılandıracaksınız,kaçınılmaz bir değişim olacak.Ordular değişime karşıdırlar,çünkü her değişim bir tartışmayı beraberinde getirir.Tartışmaya toplumun her kesimi katılınca buna sınır koyamazsınız.

Neden ”vicdanı ret”i bir insan hakları olarak görmüyoruz?Vicdanı “ret “hakkını kullandığı için askerliği soğutmaktan sorgusuz sualsiz gençler hapse atılıyor.İngiltere de bundan yüz yıl önce vicdani ret’i temel hak ve özgürlükler olarak kabul görürken bizde suç?

Bizde askerlik bir vatan hizmeti olarak algılanır,askerlik yapmayan gençler adam yerine koyulmaz ama askerde nasıl bir vatan görevi yaptığı ise hiç sorgulanmaz.Patates -soğan soymanın vatan görevi olduğu söylenmez.

NATO içinde ABD’den sonra en büyük orduya sahibiz 750 bin kişiyle.750 bin ordu ne iş yapar.

Vatan görevi adı altında 120 bin er, ordu evlerinde ve sosyal tesislerde garsonluk yapar,binlercesi mıntıka temizliği ve çevre düzenlemesinde çalıştırılır,askeri lojmanlarda boya-badana işleriyle uğraşır,mesleki olanlar orduda görev yapan subay ve astsubayın hizmetkarlığını yaparken,binlerce askere de soğan-patates soydurmak vatan görevi içinde değerlendirilir.Ordu profesyonel olsa bunları konuşmaz olacağız..Daha da özel işlerini yaptıranları hiç konuşmuyoruz..

 Teknik takibe düşmüştü emekli genel kurmaya başkanı Orgeneral Işık koşaner,bir telefon görüşmesinde bir subaya kardeşim askere itini-köpeğini gezdirtirsen adamlarda laf ederler tabi,demişti.Ordu evlerinde yenilen içilenlerin sudan ucuz olduğu ise, sağır sultan bile biliyor ama bizim medyamız ve siyasetçilerimiz hiç oralı olmuyor.

Dahası, daha da önemlisi;Ordu harcamalarını denetlettirmez,bizde subayların maaşını da kendilerinden başka kimse bilmez.Sayıştay parlamentonun harcamalarını devlet adına denetler ama askeri harcamaları denetleyemez. Böyle bir uygulamanın olduğu yerde çoğulcu,katılımcı çağdaş bir demokrasi olur  mu? O ülke demokratik bir hukuk devleti kıstasında değerlendirilir mi?Askeri Yargıtay’ın ve askeri Sayıştay’ın olduğu çift yargı sisteminin işlediği yerde, evrensel değerler kurumlara ve kişiler göre uygulanıyor,bizde böyle işlemiyor mu?

Ya OYAK diye bir holding hiçbir siyasetçinin ve sivil toplumun ve medyanın gündemine neden girmez?

On yıldır iktidarda olan AKP’e hükümeti OYAK’la ilgili hiçbir açıklamasını okudunuz mu veya duydunuz mu?Kayıt dışı ekonomiden bahsediyor AKP hükümeti ama OYAK’ın KDV ödemediğini bilmiyor mu?

OYAK’ın  nasıl Türkiye’nin üçüncü holdingi olduğundan haberleri yok mu?OYAK,60 darbesinden sonra kurulmadı mı,kurulduğunda sermayesi ne kadardı? Askeri darbeler OYAK’ın hasat dönemi olduğunu biliyormusunuz?Ordunun işveren olduğu,askeri harcamalarının denetlenmediği yerde,askerlerin maaşlarının bilinmediği,çift yargı sistemini işlediği bir ülkede Allah aşkına bu nasıl bir ileri demokrasi biri çıksın da bunu anlatsın? AB’de OYAK gibi bir holding ve böyle de bir ordu var mı?AKP’nin ve Ordunun AB’ye neden sıcak bakmaması anlaşılmıyor mu?

Ya bir de medya olarak geçinen AKP’nin dalkavukları hiç bu konuyu gündeme getirmek şöyle dursun bir cümle bile söz etmiyorlar?

Bazı AKP medyasında yazanlar özel harp dairesi üzerinden genel kurmaya soru soruyorlar, demokrasiden bahsediyorlar ama demokrasilerde her şeyden sorumlu olan iktidarda bulunan siyasilere;çağrı yapmamaları ise tam bir rezalet.Mesleklerinin yüz karası bir süreci yaşıyorlar.

AKP kuruluş felsefesi olarak belirlediği üç “Y” (yoksulluk,yolsuzluk,yasaklar) ı  yok edeceğiz diye yola çıkıp,yasakların kralını uygulayıp düşünce özgürlüğünü engelleyeceksin,hükümeti eleştiren yazarı-çizeri işten attıracaksın,gazeteciliğin olmazsa olmazı sayılan “soru soran-sorgulayanları medyadan uzaklaştırıp”,denetim mekanizmasını işletilmediği, devre dışı bırakıldığı  yerde yolsuzluk önlenir mi?Denetimin olmadığı yerde yozlaşma olmaz mı?

Ya günde 2 dolar ile geçinen 12 milyon insanın yoksulluğu ne olacak?Bankalarda bulunan toplam mevduatın yüzde 46’sının 51 bin kişinin olması daha da vahim değil mi?Böyle bir gelir dağılımın bozuk olduğu yerde adaleti nasıl sağlayacaksınız?

Darbeci generallerin içeri alınmasının dışında AKP’e on yıllık iktidarında askeri mevzuatta dişe dokunur bir reform yaptı mı?

Askeri okullarda verilen eğitimden tutunda, yukarda da belirttik çift yargı sistemi,harcamaların denetim dışı kalması aynen devam etmiyor mu?Bir de darbecilerin yasasıyla ülkeyi yönetmiyor mu?Kenan Evren haklı olarak benim çıkarttığım anayasayla ülkeyi yönetip beni yargılayamazsınız  demesinde haksız mı? Darbeci de olsa yabana atılacak bir görüş olmasa gerek.YÖK,MGK gibi kurumlar askeri darbelerin eseri değil mi?YÖK duruyor başkanı değişiyor.Demokrasilerde MGK kararlarıyla ülke yönetilir mi?

 TSK kurum olarak hala siyasetin merkezinde duruyor ve yön vermeye de devam ediyor..AKP’e hükümeti en küçük bir krizde Genel Kurmay Başkanını yanlarına almadan çözüm yolu aramıyor.Gelenek aynen devam etmiyor mu?

Unutmayın, bu ülkenin yarım asırdan fazla bir askeri darbe geleneği var!..

Askerle iş tutanın böyle olur ileri demokrasisi!..

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums