- 1.11.2012 00:00
Yüzde on barajını koruyarak Kürtlerin parlamentoda yer almasını istemeyenler eştikleri kuyuya kendileri düştüler.
3 Kasım 2002 genel çimler sonucu üç partinin ANAP,DYP VE MHP’nin baraj altında kalmasıyla Ak Parti oyların yüzde 34’nü alarak parlamentonun da yüzde 65’ne sahip olurken,CHP ise yüzde 18 oy alarak parlamentoya giren tek muhalefet partisi oluyordu..
Yüzde 48 oy parlamentoya yansımadan milyonlarca oy çöpe gitti 3 Kasım 2002 seçimlerinin sonucunda.
Ak Partinin bu kadar oy alacağı hesaplanıyordu ama üç partinin baraj altında kalacağı hiç hesaplanmamıştı..Bu hesabı yapamayanlar yağmurdan kaçarken doluya tutuldular..
Seçim barajını çok yüksek olduğunu söylüyorlardı ama bu barajın kendilerini sandığa gömeceğini hiç akıllarından geçirmediler.Varsa yoksa Kürtler parlamentoya girmesin,bir de DEP olaylarından yola çıkıyorlardı;Kürtler Parlamentoya girerse Kürt sorununu artık ulusal bir sorun olmaktan çıkar ve küresel bir sorun haline geleceğinden korkuyorlardı Kürt sorununu yok sayanlar.
Ak Parti yüzde 34 oyla parlamentoda hayal bile etmediği elde ettiği; yüzde 65 çoğunlukla toplumun her kesimine yönelik ciddi mesajlar verdi hatta;o zaman yasaklı olan milletvekili bile olamayan Erdoğan bir televizyon kanalında eğer tek parti olarak parlamentoya girseydik tekrar seçim isterdik,diye demokrat bir konuşma bile yaptı.
Ak parti hükümet olmasıyla birlikte rotasını AB’ye çevirdi ve AB bizim olmazsa olmazlarımızdandır.. Türkiye AB’nin içinde yer alması doğrultusunda Erdoğan bir günde üç AB ülkesini ziyaret ediyor ve her gittiği AB ülkesinde Başbakan gibi karşılanıyor ve Erdoğan özgürlükçü mesajlar veriyordu,demokratik dünya kamuoyuna.. Çok ta büyük destek gördü AB ülkelerinden Ak Parti hükümet ve Erdoğan.
AB’liği Erdoğan’a uygulana siyasi yasağını kabul etmediği gibi Türkiye ye bu yasağın kalkması konusunda da baskı yapıyordu..Dönemin muhalefet lideri Deniz Baykal bu yasağa karşı çıkarak, bir formül bulundu ve Erdoğan Siirt’ten milletvekili seçilerek parlamentoya girerek Başbakan olarak göreve başladı.
Peşinden yapılan yerel seçimlerde de Ak Parti yine oylarını yükselterek ve çok büyük bir başarı kazanarak seçimden çıktı.
Hakkını da teslim etmeliyiz 2005 yılına kadar Ak Parti çok önemli işler yaptı demokratikleşme konusunda .Diyarbakır da ezber bozan bir konuşmayla Kürt sorunun kendisinin de sorunu olduğunu;bu sorunun çözülmesi gerektiğini söylüyordu Başbakan.
Ne olduysa bu konuşmadan sonra Erdoğan AB den uzaklaşmaya ve Kürt sorunu yok benim ülkem de terör sorunu var,AB bizi bölmeye çalışıyor demeye başladı.
Tekçi,dinci ve bir savaş dilini kullanır oldu.
Özgürlükleri türban ve din üstünden tanımlamaya başladı,din referanslı yorumlar getirir oldu.Birden şoklanmış gibi yüz seksen derece değişti Başbakan.Muhalefetteyken yakındığı seçim barajını savunur oldu,biz mi getirdik,diye..
Partisinin kapatılmasına yönelik açılan dava ile Başbakan tekrar AB’nin kapısını çaldı partisi kıl payı kapanmaktan kurtulunca ,askeri darbelerin dışlardan destek görmemesiyle,tekrar içe dönük milliyetçiliğe soyundu..Ergenekon davasıyla generallerin tutuklanması tamamen Erdoğan’ı ve partisini milliyetçi,mezhepçi ve dinci bir yola girdiğini görüyoruz.
Peki bu kadar demokratikleşmeden uzaklaşan “temel hak ve özgürlükleri yok sayan” bir parti nasıl oluyordu oy kaybederim korkusu yaşamıyor?
Ak Parti ekonomide çok büyük başarılar elde etti bunu kimse yok sayamaz..2.500 dolar olan fert başına düşen GSMH’yı 10 bin dolara çıkarttı..
Sağlık sektöründe vatandaşa çok büyük hizmetler sundu..Hiç bir sosyal güvencesi olmayan insanlar artık tüm sağlık hizmetlerinden ve hastanelerden yararlanmaya başladı.
8,5 milyon özürlüyü ortaya çıkartarak;özürlüsünden utanan insanlar özürlülerine sahip çıkar oldular ve bu özürlülere maaş bağlamakla kalmadı, özürlüsüne ve düşkünlerine bakana da maaş bağladı.Dul çocuklu kadınlara her ay 250 lira para vermeye başladı.65 yaşın üstünde sosyal güvencesi olmayanlara sembollükte olsa bir miktar her ay maaş verir oldu.Güney doğuda ve doğuda okula giden çocuk sayısına göre anneye her aya düzenli para ödendi.
Cumhuriyet tarihinde İlk defa Ak Parti döneminde bütçeden eğitime ayrılan pay savunma harcamasının önüne geçti.Ders kitaplarını bedava verdi ve dergicilik tarihe karıştı.
Köyde ve Beldes projeleriyle,duble yollarla,inşaat sektöründeki canlılık ekonomide çok önemli bir başarı olarak vatandaşa yansımaya başladı.Liradan altı sıfırın atılması,enflasyonun tek rakama düşürülmesi.Eskiden iş adamları önümüzü göremiyorduk,diye ekonomi politikalarından yakınırlardı,bu sesleri duymaz olduk..Kamu maliyesini denetlenir bir hala getirdiler.
Ak Partinin emeklilerden çok büyük oy aldığı görüşündeyim bir emekli olarak..
On milyon emekli var, bu 50 milyon seçmen sayısının yüzde 20 sine tekabül ediyor ; MHP 2011 genel seçimlerinde emekliye ikramiye vereceğim dedi ama aldı oy yüzde 12 ;CHP emekliye gayri safi milli hasıladan pay vereceğim dedi aldığı oy yüzde 26..
Bu da benim tezimi doğruluyor ama oran veremiyorum..
Başbakan 2007 ve 2011 genel seçimlerinde benim iktidarımda alım gücü düşen bana oy vermesin,diye meydanlarda yüksek s esle dillendirdi bunu..
Ak Partinin en büyük şansı,muhalefetin özgürlükçü değil de yasakçı ve darbeci olması ve inandırıcı olmaması..
Ak Partiyi iki kesim zorluyor bu ülkede birsi Aleviler;Aleviler den Ak Partiye zırnık oy gitmiyor..Bir de Kürt seçmenin dörtte bir ama örgütlü güç olan Kürtler ve kısmı demokrasiden yana olan güçler,Ak Partiyi demokratikleşme konusunda sıkıştırıyor..30 Ekim 2012 tarihinde açlık grevlerine destek için BDP’nin çağrısıyla BDP’nin belediyelerde kazandığı il ve ilçelerde hayatı durdurması bunun somut örneğidir.Suriye iç savaşından sonra; üç milyon örgütlü Kürt seçmen Ak Partinin ezberini bozduğu gibi, korkulu rüyası olmaya da başladı..
Demokrasi,eğitim düzeyi yüksek,örgütlü,zengin, hukuk toplum sistemi..
Ak Parti toplumun ciddi olarak bir demokrasi talebinin o olmadığını biliyor ve her şeyi ekonomi,din,ırk, mezhep,sağlık ve eğitim üzerinden topluma yaklaşıyor.
Küreselleşme ve Arap baharının sınırımıza dayanması Ak Partiyi ve Başbakanı korkutuyor.
Başbakanın gerginliği ve öfkesi de bundan kaynaklanıyor..!
Yorum Yap