- 10.07.2023 10:58
- (1)
İktidar toplumu yeryüzünden kopardı.
Ülkeyi de hukuktan uzaklaştırdı.
“Din,devlet,ırk,mezhep, bayrak, toprak ve ülkenin bekası üzerinden toplumu ayrıştıran” siyaset yapmaya her daim gaz verdi.
Toplumun gerçek gündemi ise bambaşka…
Seçimin hemen ardından zamlar ve vergiler yağmur sağanağı gibi gelmeye başladı.
Gözümüzü açamaz olduk.
Gerçi “bu fırtına dünden belliydi” ama “Necip Türk Milleti” Mayısta yapılan seçimlerde tercihini, mevcut iktidardan yana kullandı.
Döviz ve altın tüm zamanların rekorunu kırarken, TL’nin dünyadaki bütün para birimleri karşısında değer kaybetmesi de önlenemiyor.
Bir ay içerisinde bir ABD doları TL karşısında 19 TL’den 26 liraya çıktı ve çıkmaya da devam ediyor…
Euro’yu ise hiç sormayın.
Döviz yükseldikçe fiyatları da tutmak mümkün değil…
Bir litre benzin bir ay içinde 20 liradan 26 TL’ye, bir litre Motorin ’de 20 liradan 25 liraya çıkarken, petrole gelen zamlar devam edecek gibi gözüküyor…
Petrole gelen zamlar otomatik olarak toplu taşıma ve nakliye fiyatlarını da etkiliyor.
Pazar ve marketlerde etiketler el yakarken,mevsim meyvelerinin ortalama kilosu 30 liradan müşteri buluyor.
Durum böyle iken…
TÜİK yine geleneğini bozmadı.
Enflasyon rakamlarını düşük göstererek, milyonlarca memur ve emeklinin ekmeği ile oynamaya devam ediyor.
Toplumsal sorunlarımız ise günden güne kar topu gibi büyüyor.
Temel ve yakıcı ortak sorunumuz olan “İşsizlik,hayat pahalılığı,yoksulluk,yolsuzluk ve gelir dağılımındaki adaletsizlik” kol geziyor.
İçerideki sorunlarımızla hayatta ayakta kalmaya uğraşırken,dünyadan kopuyoruz,olan bitenden habersiz hale geliyoruz.
Dünyada olan ve biteni eğer merak edersek internetten öğreniyoruz.
Gündemimiz sadece yaşam ile savaşmaktan ibaret hale geldi.
İnternet medyasında iki önemli haber vardı.
Haber, üç asırlık sanayi toplumunun en etkili iletişimi olan “Kâğıt gazeteciliğin” kapandığının haberiydi…
Dünyanın yayınlanmaya devam edenler arasında en eski gazetesi olan Viyana merkezli “Wiener Zeitung”,320 yılın ardından kendisinin kapanma haberini yaparak tarihe karıştı.
Bu üç asırlık gazetenin basılı yayın hayatına son vermesinin detaylarını okuyup üzerinde düşünmeye başlamıştım ki…
Bir başka haber sitesinde,1888 yılında kurulan bilim, keşif ve araştırma dergisi “National Geographiç”,135 yıl süren matbuat macerasını sonlandıracağını duyururken, son kadrolu yazarlarını ise bu hafta işten çıkardığını açıklıyordu.
Asırlık iki gazete ve dergi haberleri üzerine yazıma başlamıştım ki, kadim dostum Mehmet Altan’ın 5 Mayıs 2023 Tarihli P24 haber sitesinde “Küresel Agora:You Tube” başlık yazısını okudum.
Altan’ın yazısı yol gösterici bir referans kaynağı gibiydi.
Altan yazısında;320 yıllık sanayi toplumunun en eski iletişimi olan Avusturya’da yayın yapan “Wiener Zeitung” gazetenin kapanmasının, küreselleşmenin eseri olan internet gazeteciliğinin etkisini, “You Tube”’nin ortaya çıkışına dikkat çekiyordu...
You Tube’nin videolarının küresel paylaşılmasıyla dünyanın en büyük ve en etkili platformu oldu.
You Tube’nin 15 Şubat 2005 yılında yayın hayatına başladı…
Ekim 2006 yılına geldiğinde Google şirketi “You Tube”’yi 1.65 milyar dolara 13 Kasım 2006 yılında aldı.
2021 yılına gelindiğinde, “You Tube”’nin dünyada 2 milyardan fazla aktif kullanıcısı oldu, bu sayı gittikçe de artmakta.
You Tube’nin her ay yaklaşık 6 milyar saat videosunun izlendiği tahmin ediliyor.
You Tube, bir anlamda Google’ının ardından en büyük görüntülü arama motoru gibi diye, yazısını özetliyordu.
Geçen hafta bir kez daha görüldü ki yazılı kağıt gazetenin yerini artık görsel medya alıyor.
Bu çağın en güçlü muhalefetinin de “sosyal medya” olduğu da iyice netleşiyor.
İnsanlar sosyal medya üzerinden birbirileriyle haberleşip örgütleniyor.
Sosyal medya diktatörlerin korkulu bir rüyası olduğunu ve neden nefret ettiğini de, daha iyi anlıyoruz.
Erdoğan’da “Allah’ın belası bir sosyal medya var” demişti.
Üretim biçiminin değişmesi ile…
Bir çağ kapanırken bir çağ da açılmış oldu.
Sanayi toplumunda toplumların zenginliğinin ölçüsü “Çelik ve kömür” üretimi idi.
Bilgi çağında toplumların zenginliğinin ölçüsü ise “AR-GE” oldu.
Böylece…
Sanayi toplumunun kurumları, kavramları ve argümanları gittikçe işlevsiz kaldı.
Bunun en somut örneğini kağıt gazetecilikte yaşıyoruz.
Küreselleşmeye ayak uyduramayan muktedirler, toplumsal sorunları çözemedikçe; muhaliflerini terörist ilan etmeye,iktidarlarını korumak için de ülkenin beka sorunu algısını gündemde tutmaya, siyasette korku iklimi yaratmaya,yargıyı muhaliflerine karşı sopa olarak kullanmaya başladılar.
Kıssadan Hisse..
Küreselleşmenin eseri İnternet gazeteciliği artık besleme yazılı kağıt gazeteciliği de ülkemizde yakında devre dışı bırakırsa kimse şaşırmasın.
Yaşadığım Kocaeli’nde yayınlanan yerel kağıt gazeteler artık Pazar günleri yayınlanmıyor ve internet üzerinden haber yapıyorlar.
”Zamanın ruhuna ve hayatın temposuna ayak uyduramayanların üzerinden küreselleşme, silindir gibi geçiyor.”
Bu çağın üretiminin temel girdisi ” Bilgi” olurken…
Bazı sektörlerde insansız üretim yapılıyor.
Bu çağda eğitimin artık okulla başlamadığını,eğitimin doğumdan ölüme kadar sürdüğünü ve farklı mesleklerin doğduğunu görüyoruz.
Örneğin “teknoloji yazarlığı” ön alıyor.
Çağın teknolojisi olan bilgisayarların özünü oluşturan “ÇİP”i üretemeyenler,yönettikleri toplumu hamasetle yönetir, seçimde kazanır ama sorunları çözemez.
An itibarıyla ülkemizde yaşadığımız da bu değil mi?
Yorum Yap