Öcalan, İmralıda nasıl yaşıyor?

İmralı Adasında 16 yıldır derin bir izolasyon ve tecrit altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan ve cezaevi yaşamına

 Öcalan, İmralıda nasıl yaşıyor?
2.04.2015 - 11:59
1169
2

 

İmralı Adası'nda 16 yıldır derin bir izolasyon ve tecrit altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan ve cezaevi yaşamına ilişkin elde çok kısıtlı bilgiler olsa da geçen günlerde İmralı'daki tutsak değişimi ile farklı cezaevlerine sevk edilen tutsakların anlatımları bir çok konuda merak edilenlere ışık tutuyor. Öcalan'ın günü nasıl planladığından olmazsa olmazlarına, tutsaklarla geçirdiği zamanlarda neler yapıldığından yaşanan tarihi anlara merak edilen bir çok ayrıntı İmralı Cezaevi'nin bugüne kadarki en iyi anatomisini sunuyor.

 PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın 1999 yılından bu yana tutulduğu İmralı Yüksek Güvenlikli Cezaevi, hem Kürt hem de Türkiye kamuoyunca en çok merak edilen yerlerden birisi.

 İmralı Cezaevi'ndeki özel infaz rejiminin, ağır izolasyonun ve aynı zamanda Öcalan'ın 16 yıllık İmralı Cezaevi yaşamının 2009 yılından bu yana tanığı olan Cumali Karsu, Bayram Kaymaz, Hakkı Alphan, Haspi Aydemir ve Şeyhmuz Poyraz, kamuoyunun gözünün kulağının çevrili olduğu İmralı Cezaevi'ni, sevk edildikleri Tekirdağ 2 Nolu F Tipi ve Kandıra 2 Nolu F Tipi cezaevlerinde görüştükleri avukatlarına anlattı. Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Ebru Günay, tutsaklarla yaptıkları görüşmelerin ayrıntılarını DİHA'yla paylaştı.

 İşte herkesin merak ettiği İmralı Cezaevi'nin havalandırmalarından, hücrelerinden, spor alanlarından, sohbet odalarından, okunan kitaplardan, sohbetlerinden notlar…

 Görülen tek şey gökyüzü gelirse yabani kuşlar…

 Bir ada cezaevi olan İmralı Cezaevi tıpkı kendi benzeri ada cezaevlerinde olduğu gibi siyasi liderlerin ve önemli siyasi tutsakların tutulduğu bir cezaevi. Cezaevi PKK Lideri Öcalan'ın getirilmesi ile birlikte doğrudan Başbakanlık Kriz Merkezi'ne bağlandı ve Yüksek Güvenlikli F Tipi Cezaevi şeklinde dizayn edilerek ağır bir izolasyonun merkezi haline getirildi. Öcalan'ın tek başına 10 yıl tutulduğu cezaevine ancak 2009 yılının sonunda Türkiye'nin farklı cezaevlerinden siyasi tutsaklar olan Cumali Karsu, Bayram Kaymaz, Hakkı Alphan, Haspi Aydemir ve Şeyhmuz Poyraz sevk edildi. Cezaevinde Öcalan ve diğer 5 tutsak aynı koridora açılan 12 metrekarelik hücrelerde tutuldu. Her tutsağın odasının içinde bulunan yatak, çalışma masası, küçük buzdolabı, banyo ve tuvalet için ayrılan alan hesap edildiğinde tutsaklara kalan yaşam alanı neredeyse 4 metrekare ile sınırlanıyor. Tutsaklar günde yalnızca iki kez 2'şer saat süreyle odalarından açılan kapıdan tek başlarına havalandırmaya çıkıyor. Sabah ve öğlen havalandırmaya çıkan tutsaklar bir adada olmalarına rağmen bu güne kadar tek gördükleri şey ise yüksek duvarlarla çevrili havalandırmalarından baktıkları gökyüzü ve gelirse yabani kuşlar. Tutsaklar bunları izlerken de 24 saat kamera ile takip ediliyor. Tutsaklar bugüne kadar ne birbirlerinin ne de PKK Lideri Öcalan'ın koğuşunu görebildi.

 Koşulları katlanılabilir kılan içinden geçilen tarihi sürecin direnci

 Bu ağır tecrit ve izolasyona rağmen tutsaklara İmralı Cezaevi'nde koşulları katlanılabilir kılan şey ise tarihi bir sürecin içinde olmaları ve PKK Lideri Öcalan ile paylaşımları. Tutsakların günlük yaşamlarının büyük çoğunluğu yemek, havalandırma gibi faaliyetlerin dışında okuma, yazma ve televizyondan ülke gündemini takip etmekle geçiyor. Öcalan'ın günü çok düzenli örgütlediğini ve her sabah en geç 5.30-6.00 arasında uyandığını belirten tutsaklar, kendilerinin de her sabah en geç 6.30 civarında güne başladıklarını aktarıyor.

 Haftada 6 saat buluşma

 Tutsaklar cezaevinde haftada sadece 3 saat sohbet, 3 saat de spor faaliyetlerinde bir araya gelebiliyor. Diğer tutsakların Öcalan ile görüşmeleri de bu sohbet ve spor aktivitelerinde gerçekleşiyor. Öcalan ile tutsakların ilk ve tarihi görüşmesi ise adaya sevk edilmelerinden 15 gün sonra ilk kez gerçekleşti. Tutsaklara adaya sevk edilmelerinin ardından 2'şer kişi halinde sosyal aktivite adı altında satranç vb. etkinliklere çıkmaları dayatılsa da tutsakların bu durumu kabul etmemeleri üzerine haftalık sohbet ve spor faaliyetleri düzenli şekilde gerçekleştirilmeye başlanmış. Sohbet ise cezaevinin içerisinde düzenlenmiş bir odada gerçekleşiyor. Cezaevinin klasik alışkanlığı volta atarak sohbet, İmralı Cezaevi'nin koşullarından dolayı pek gerçekleşmediği için Öcalan ve tutsaklar sohbet odasındaki yuvarlak masa etrafında bir araya geldi.

 Yuvarlak masa tarihi tartışmalara tanıklık ediyor

 Bu yuvarlak masa etrafında ise Öcalan ve 5 diğer tutsak güncel gelişmeleri masaya yatırıyor, okudukları gazetelerden, izledikleri haber ve tartışma programlarından gündemleri, yaptıkları okuma ve araştırmalardan bilgileri paylaşıyor. Haftada 3 saat gerçekleşse de bu sohbetler, belki de hem ülke gündemine dair önemli tartışmalara hem de teorik tartışmalara tanıklık etti. İlk yıllarda gerçekleşen sohbetlerde, Öcalan'ın odasında televizyon olmadığı için diğer tutsaklar Öcalan'a ülke ve dünya gündemine ilişkin televizyondan takip ettikleri haberlerin özetlerini aktardı.

 İmralı'da Sakineler için 6 kişilik tarihi anma

 Sohbetler bazen de tarihi anların tanığı oluyor. Tutsakların en çok etkilendiği anlardan birisi de Paris'te 3 Kürt kadın siyasetçinin katledildiği günün sabahında Öcalan ile gerçekleştirdikleri sohbet. Tutsaklardan Cumali Karsu avukat Ebru Günay'a Öcalan'ı ilk kez bu kadar derinden bir duygusallıkla gördüğünü aktardı. Tutsaklar kendilerinin de olayı duymalarının ardından derin bir acı duyduklarını, fakat Öcalan'da bu durumun çok daha farklı hissedildiğini söyledi. O gün Öcalan konuşurken bir anda duruyor ve "Arkadaşlar onların anısına saygı duruşuna kalkalım" diyor ve Sakine, Leyla ve Fidan için İmralı'nın bir odasında aralarında PKK Lideri Öcalan'ın da bulunduğu 6 kişi tarafından tarihsel anma gerçekleşiyor.

 İmralı'da büyük düşünce üretimi ve 3 bin kitaptan oluşan kitaplık

 İmralı Cezaevi, aynı zamanda PKK Lideri'nin 16 yıl boyunca büyük ve derin araştırma ve yorumlamasıyla ürettiği teorik ve pratik üretime de şahitlik etti. Öcalan, dönemsel olarak yoğunlaştığı konulara dair okuduğu kitaplarla aynı zamanda cezaevine büyük ve tarihsel bir kitaplık da armağan etmiş oldu. Adaya Öcalan'ın istediği ve avukatlarının onun incelediği konulara paralel olarak seçtiği kitaplar ya aileler ya da avukatlar aracılığıyla gitti. Diğer tutuklular için de durum böyle gelişti ve adada şu an 3 binin üzerinde kitaptan 4 bin civarında da dergiden oluşan geniş bir kitaplık mevcut. Kitaplar, tutsakların odalarında tutulmuyor ama kendilerine ya da diğer arkadaşlarına gelen kitapları, oluşturulan listeden bakarak seçip odalarına isteyebiliyorlar. Kitaplık kadın sorunundan ekonomiye, ekolojiden tarihe, edebiyattan coğrafyaya dergilerle dolu. Cezaevinde kitaplar kimi zaman da kolektif olarak inceleniyor. Öcalan'ın son yıllarda artan göz yaşarması sorunu nedeniyle kitap okurken zorlandığını, fakat bilgiden kopmamak için kendini zorladığını fark eden diğer tutsaklar, bu sorunu aşmak için de kolektif bir çalışma yürütüyor. Tutsaklar Öcalan'ın okuyup incelemek istediği bazı kitapları kendileri inceleyip Öcalan'a aktarıyorlar.

 Gazeteler ise İmralı Cezaevi'ne haftada bir gün toplu olarak geliyor. Öcalan ve diğer tutsaklar hemen hemen tüm ulusal gazeteleri takip ediyor. İmralı Cezaevi'ne Özgür Gündem Gazetesi de ulaşıyor. Ama gazete 20 günde bir toplu olarak veriliyor.

 Voleybol maçlarında tatlı rekabet

 Öcalan ve 5 tutsağın haftada 3 saat çıktıkları spor alanı da kapalı bir alan. Spor alanında basketbol potası ve voleybol filesi bulunuyor. Genelde spor önce basket oynanarak başlıyor, sonra voleybolla devam ediyor. 6 kişinin üçerli iki takım olarak yaptıkları voleybol maçlarında ise tatlı bir rekabet ortamı oluşuyor. Kimi zaman maçtan sonra maçın nasıl geçtiği yorumlanıyor. Yine dinlenme aralarında ve maçlardan arta kalan zamanlarda güncel siyasi gelişmeler aktartılıyor, karşılıklı görüş ve öneriler paylaşılıyor.

 Öcalan için zaman önemli

 Tutsakların Öcalan'la yaptıkları görüşmelerden aktardıkları bir diğer anekdot ise Öcalan ve zaman ilişkisi. Tutsaklar, Öcalan'ın sohbete de spora da kolunda saat olmadan çıkmadığını anlatıyor. Çünkü Öcalan için zamanı doğru kullanma çok önemli. Öcalan'ın bir sohbet esnasında saatini unuttuğunu fark edip hemen tutsaklardan birisinin kol saatini masanın üzerine bırakmasını istiyor. Tutsaklar ayrıca Öcalan'ın hem avukat görüşlerinde hem sohbet ve spor aktivitelerinde yanından su şişesini de ayırmadığını aktarıyor.

 Düzenli sağlık kontrolü yok

 Avukat Ebru Günay, tutsakların anlatımları üzerinden Öcalan ve diğer 5 tutsağın sağlık hakkına erişimi ve cezaevindeki revir hakkında da bilgiler veriyor. Cezaevinde tek bir revirin bulunduğunu belirten Günay, tutsakların bu revir dışında başka bir hastaneye sevk edilmeleri imkanının ise olmadığını söylüyor. Tutsakların sağlık problemi yaşamaları durumda revirde görevli pratisyen hekim tarafından sağlık kontrollerinin gerçekleştirildiğini kaydeden Günay, bunun haricinde düzenli bir sağlık kontrolü olmadığını ifade ediyor. 1999 yılından bu yana İmralı Cezaevi'ne bağımsız bir sağlık heyetinin gitmesi taleplerinin bulunduğunu belirten Günay, taleplerinin her seferinde reddedildiğini belirtiyor. Günay, tutsakların sağlık problemi yaşadıklarında gittikleri revirde ise her defasında farklı bir pratisyen hekim tarafından muayene edildiklerini aktardıklarını belirtiyor.

(diha)

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums