Ben gözü kapalı kimseyi desteklemem... Kimsenin bende sonsuz, sorgusuz-sualsiz kredisi yoktur... 20. Yüzyıldan kalma "parti disiplini" gibi sapmalardan da kurtulalı çok oldu... Beynini ve yüreğini "teslim" eden bazı insanlara, eski yol arkadaşlarına hayret ediyorum... Hep "özür dilemek" zorunda kalıyorlar... Bir-iki sene sonra da bugünkü duruşlarından dolayı özür dileyebilirler... "Teamworker" ama "kendi beynimle" olmalı duruş...

Bir kere AK Parti karşıtı, her zaman AK Parti karşıtı... Ya da bir kere AK Parti desteği her zaman AK Parti desteği...

Öte tarafta bir kere HDP desteği, her halükarda HDP desteği... "Taraftar"san, gözün bütün hatalara kapalı, "karşı tarafınsa" bütün yaptıkları yanlış...

CHP için ne söylesem fazla... Onlar aktüel bir siyaset bile üretemiyorlar, mezar taşlarından medet umuyorlar...

Yok böyle bir şey... Siyaset, siyasetçi, partiler birer organizmadır... Genel stratejiler küçük, günlük ama önemli taktiklerden oluşur... Bu taktiklerin hepsini alkışlamak ya da karalamak değildir marifet... Bu taktiklerin sahipleri, "karşı tarafın" eleştirileri/saldırıları ile değil, doğrularının yanında olan ama yanlışlarını da açıkça söyleyen "dostlarının" eleştirileriyle kendilerini tashih edebilirler... Son 10 senenin siyasi olaylarına bakıp, bugün siyaset sahnesinde tapılan "liderlerin" ne kadar korkunç hatalar yaptıklarını görmeden onları sonuna kadar desteklemek, onlara yardım değildir... Her şeye bir mazeret, her şeyin arkasında bir komplo, her köşede bir düşman, her eleştiride bir saldırı görmenin kimseye faydası yok...

Bu "liderlerin" de insan oldukları ve siyasi biyografilerinde bissürü hataları olduğu; senin benim gibi günlük hayatlarının olduğu, sevdalandıkları, seviştikleri, hatta bazen ishal oldukları, gaz kaçırdıkları ve büyük hatalar yapmış olabilecekleri kabul edilmiyor...

Böyle olunca da, ortaya sadece "taraftarlar" çıkıyor... Hani futboldakiler gibi... Gözleri kör, takımlarını ve takımlarının yöneticilerini her şeye ve herkese karşı savunan, onlar için ölüme giden taraftarlar...

Ben böyle yapmıyorum... Başta da söylediğim gibi, 20. Yüzyıl'dan kalma "parti disiplini" gibi sapmalardan da kurtulalı çok oldu... Mesela, seçimlerde kime oy vereceğimi BEN kararlaştırıyorum ve nedenini de açıkça yazıyorum... Bu davranışım seçeceğim partiye ve kişiye sınırsız kredi anlamına gelmez. Partinin ve kişinin "günahsız" ve "hatasız" olduğu anlamına da gelmez... Haftalar öncesinden, bu ilkelerimle, bu seçimde HDP'yi seçeceğimi ve neden seçeceğimi ilan ettim... Vicdanım rahat...