Hala aday ismi tartışılıyor... Gül mü olsun, Eskişehir belediye başkanı mı olsun, şu mu olsun, bu mu olsun... Bu isimlerin yanında, seçilirse nasıl bir politika izlenecek konusuna kimse kafa yormuyor... Diyelim ki hem başkan seçildi "muhalefetin" adayı, hem de  bu partiler mecliste çoğunluğu sağladı... Hangi eleştirdikleri, yanlış buldukları, olmazsa olmaz dedikleri konuları gündeme getirip Türkiye'de siyaseti "başka" yapacaklar... Bir bilgisi olan var mı... Bu partiler, Türkiye'nin kanayan yaralarına çare olmak için mi bir araya geldiler... Yoksa "Tayyip Erdoğan gitsin de gerisi tufan" mı diyorlar... Mesela Türkiye'de ademi merkeziyetçi bir sistem için anayasa değişikliğini mi öngörüyorlar... Mesela Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını ÜST KİMLİK olarak kabul edip, hiç bir etnisitenin bu üst kimlikte "üstün" olmadığını öngören bir anayasa değişikliğini mi kabul ettiler... Meselenin tek başına başkanlık olmadığını, "Türk usulü" denen tek kişinin mutlak hakimiyetini öngören sistemi değiştirip, güçler ayrımına saygılı değişikler mi vadediyorlar... Sorgusuz sualsiz, her türlü hukuk prensibini hiçe sayarak yapılan uygulamalara karşı, hukukun siyasi erkten bağımsız olmasının sözünü mü veriyorlar... Bu sorular uzar gider... Var mı bu soruları soran...

Neymiş efendim, kim aday olsun... Adamlar ve kadınlar! Kulağınızı açın... Bu soruların yanıtını aramadan göstereceğiniz hiç bir aday Türkiye'de demokratik dönüşümün garantisi olamaz... Hatta daha ileri giderek söylüyorum... Bu soruların "kırıntılarını" içeren bir siyasi birliktelik en azından "yetmez ama evet"i hak ederdi, ama böyle, bunu da hak etmez...

Eğer bu soruların cevabını veren, hiç olmazsa bu soruların ışığını gösteren bir birliktelik olursa, aday, sözü geçenlerden kim olursa olsun benim oyumu alır... En azından "yetmez ama evet" derim... Yoksa, Falezler'de, Akdeniz'in sularının Falezlerle sevişmelerini izleyerek yürüyüşlerime devam ederim ve bu seçimde kimseye oy vermem... Kimse, "ama", ya da " şu bu" demesin...