Halkın demokratik refleksleri...

  • 23.07.2016 00:00

Özellikle Alman medyasını izliyorum... Hem TV'leri, hem de basılı medyayı... Ne kadar çok "Türkiye uzmanı" varmış da haberim yokmuş... Almanları da bunların verdikleri bilgiler beslediği için hiç şaşırmıyorum çarpık analizlere...

Türkiye'nin sosyal ve politik dinamikleriyle hiç bir ilişkisi olamayan, dışarıdan bakınca bir tek Erdoğan'ı gören bu "uzmanların" Türkiye'deki seçmen profili, seçmen refleksleri hakkında da hiç bilgileri yok ya da varsa işlerine gelmiyor bunları hesaba katmak...

Önce şuna hiç güvenmiyorlar... Türkiye'de halk baskıyla, emirle oy vermez... Seçtiğini iktidardan indirmesini de bilir... Türkiye'de 1950'den beri, bu halk hep askeri ya da bürokratik otoriteye karşı oy kullanmıştır... Hem de istisnasız...

1950'de cumhuriyetin kurucu kadrolarının tüm devlet olanaklarını kullanmalarına ve kuruluştan beri tüm devlet organlarını ellerinde bulunmalarına rağmen, "söz milletin" parolasıyla kimsenin beklemediği bir sonuçla Demokrat parti seçimleri kazandı...

1960'da, 27 Mayıs'ın darbecilerinin binlerce kişiyi hapislere atmasına, devirdikleri başbakanı ve iki bakanı idam etmelerine, yaptıkları anayasa ile otoritelerini sağlama almalarına rağmen ve halkın gözünü korkutmalarına rağmen seçime soktukları ve destekleri partiyi değil Adalet Partisi'ni seçti bu halk...

 1971 12 Mart darbesininin "güçlü" generalleri de aynı dersi aldılar... Derdest edip Hamzaköy'ye hapsettikleri partiler ve liderleri tekrar iktidara geldi bu halkın oylarıyla...  Sonrasında, hiçbir seçim kazanamayan CHP’yi Ecevit’in başkanlığında, Türkiye’nin en çok oy alan (%42) partisi yapıp iktidara taşıyan da bu halktı…

1980'in 12 Eylül'ünde darbeyle devleti ele geçiren generaller, akıllandıklarını sandılar ve bu sefer aralarından bir generale kurdurdukları bir partiyle seçime girdiler... Sonuç yine hüsrandı... Bu halk baskıya ve korkuya değil, kendi istediği partiye verdi oylarını... Generalleri parmakarası plaj terliği, çiçekli tişört ve donla karşısında hazırol durduran Özal geldi iktidara...

Sonrasını biliyoruz... Muhtıralar, kafa tutmalar, gözdağı vermeler para etmedi ve yine aynı halk, bu sefer AK Parti'yi seçti... Hem sivillerin, hem generallerin karşı koymasına, tehditlerine rağmen de iktidarını pekiştirdi AKP... Ne kadar saldırılırsa, o kadar güçlendi AKP... Muhalefet edenler o hale geldiler ki, AKP ve onun başkanı Erdoğan'a karşı olmanın dışında siyaset üretemez hale geldiler... "Tayyip gitsin de ne olursa olsun"dan, "seni başkan yaptımiycez" cazgırlığına kadar her şeyi denediler... Ve Erdoğan'ı olabildiğince güçlendirdiler...

Bu arada Erdoğan'nın bizzat kendi arogant tavrı, sevimsiz atakları, birleştiren değil bölen tavırları aslında muhalefetin eline çok büyük imkanlar verdi... Ama muhalefet siyaset üretmektense “Tayyip düşmanlığı”ndan başka bir şey sunamadı halka…

Ve uzun sözün kısası, bu halk Haziran 2016'da AKP ve Erdoğan'a unutamayacakları bir ders verdi... Salt çoğunluğu kaybetti AKP... Karşısında tek ortak paydası "Tayyip düşmanlığı" olan %60'lık bir blok seçildi bu halk tarafından... Bu, bu halkın demokratik tepkisi ve tercihiydi... Ne oldu... Bu %60'lık blok aralarında en ufak bir uzlaşma gösteremediği ve sadece Erdoğan'a saldırmakla siyaset yaptığı için, sadece 6 ay içinde, bu halk tekrar Erdoğan'a salt çoğunluğu verdi...

Çok kısa olarak hikaye bu... Hala bu halkın demokratik reflekslerinden şüphe eden Avrupalıları biraz anlayabilirim... Ama en azından isimleri Türkçe olan Avrupalıları anlamak bir yana, onların iyi niyetinden şüphe etmek lazım...

Şimdi en son numaralarını oynadılar Erdoğan üzerine siyaset yapan Batılı ve yerli Erdoğan düşmanları... Türkiye'de parlamentoda temsil edilen ve üçü kesin AKP ve Erdoğan karşıtı olan partilerin bile AKP ile birlikte, olanın bir darbe teşebbüsü olduğu konusunda ve buna karşı hükümeti sonuna kadar destekleme konusunda birleşmelerine rağmen, Avrupa'daki "Türkiye uzmanları" hala olanların "Erdoğan'ın senaryosu" olduğunu iddia ediyorlar... Bu tavırlarıyla da bir yandan Erdoğan'ı daha da güçlendirip Türkiye'yi Avrupa Birliği'nden uzaklaştırıyorlar, özellikle Almanya'daki Türkiyelilerin militanlaşmalarına sebep oluyorlar ve Türkiye'de Erdoğan'ın demokratik karşıtlarının da elini zayıflatıyorlar...

Ne dersiniz deyin... Nasıl anlatırsanız anlatın... Kulaklar sağır, gözler kör konu Türkiye ve Erdoğan olunca... 1950'den beri, bugün mızırdanmadan başka iş yapmayan elitlerin "gerici", "çember sakallı", "vahşi" ve buna benzer nitelemelerle küçümsedikleri HALKIN demokratik refleksleriydi yukarıda saymaya çalıştıklarım... Ben hala bu halka güveniyorum... Tankların önüne yatan da, günlerdir meydanları dolduran da hep bu halk... "Şu Tayyip bi gitsin de" demenin ötesinde siyaset üretemeyen, son umutlarını da bir darbeye bağlayan elit mızmızcıların bütün umutları bitti... Son sığınacakları yer Batı'nın "uzmanları" kaldı... Bekleyelim görelim, bakalım başka ne oyunları var...

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums