Bakın size güzel bir örnekle açıklamaya çalışayım...Futbolu herkes biliyo, di mi... UEFA'yı da herkes biliyo, di mi... UEFA bir karar alırsa, en keskin kulüp başkanları bile "boynumuz kıldan ince" diyo, di mi... "Gideriniz gelirinizden yüksek; iflas halindesiniz; bu durumu senelerdir ikazlarımıza rağmen düzeltmediniz; Avrupa liglerine katılmanızı yasaklıyoruz; ayrıca transfer mransfer de yapamazsınız diyo bu UEFA ve herkes biliyo ve de gıkı çıkmadan kabulleniyo, di mi... Takım İtalyanmış, Fransızmış, Türkmüş hiç fark etmiyor bu kararlarda ve bunu da herkes bliyo, di mi... Bazen UEFA denen kurumun yöneticileri yolsuzluk da yapıyo, ama adı ne kadar büyük olursa olsun adamlar yakayı kurtaramıyolar ve bunu da herkes biliyo, di mi... Uzatabilirsiniz bu bilinen konuları...

Şimdi rahatça yaslanın arkanıza ve sakince haberleri dinleyin... Avrupa Birliği de bu UEFA'dan farklı bir şey değil... Avusturya'nın başına eski bir Nazi seçilecek oldu, kıyamet koptu AB'de ve engellendi... Avrupa Birliği üyesi ülkeler üye olduktan sonra, hukuktan, maliyeye; milli güvenlikten, kolluk kuvvetlerine; trafik uygulamalarından eğitimin bir çok dalına kadar ve akademik seviyelere kadar yüzlerce konuda egemenlik haklarını Brüksel'e devrediyorlar tedricen... Yani adı Almanya da olsa, Polonya da olsa AB'nin kurumlarında kararlaştırılıyor üye ülkelerin bir çok kararları... Almanya, benim ulusal sorunum diyerek otoyollarını paralı yapamıyor... Ya da bütçesi denk ve sağlıklı değilse, herhangi bir ülke "arkadaş benim %50'im var istediğim yatırımı yaparım" diyemiyor...  Yok Almanya ve Fransa öteki ülkeleri "arka bahçesi gibi" yönetiyormuş falan gibi şehir efsanelerine inanmayın... Bir dönem AB kurumlarında tartışılan ve sonuca bağlanan üye ülke başvurularına bir göz atın... Göreceksiniz... Birazcık araştırmayla bu bilgilere ulaşmak mümkün...

Avrupa Birliği üyesi olan bir Türkiye'de, değil %50, %70 oyla bile seçilsen, "Eeeeyyy" diyerek, Avrupa Birliği kurumlarının kararlarına, ilkelerine karşı gelemezsin... Üstelik, nüfusu oranında en güçlü şekilde karar organlarında temsil edilecek bir Türkiye... Herkes düşünsün... Böyle bir bütünleşmeyi kim ister, kim istemez...

Bence daha da önemlisi, Avrupa Birliği'nin dışında, tarihleri boyunca demokratik hiç bir geleneği yaşamamış "birliklere" yönelip, "AB'siz de olur" demek de mümkün tabi... Bunu söyleyenler arasında hayret ettiğim insanlar da var... Onlara da, biraz daha somut bilgi toplamalarını ve AB ülkelerinin toplumsal ilerleme göstergelerine iyice bakmalarını öneririm... Daha iyisi hayata geçinceye kadar, Avrupa Birliği ortak paydasının sunduğu toplumsal ilerleme ve demokrasi standardlarının üzerinde bir standart henüz yok... Daha ilerisi ve daha gelişmişi de bana göre ancak eşit ortaklıklı bir Avrupa'dan çıkar...