BU DA BENİM ERMENİM...

  • 25.04.2016 00:00

 Adı Dikran Yanıkyan'dı (Yanekian)... Ermeniydi... Babasından, dedesinden miras kalan mesleği devam ettiriyordu... Bakır ustasıydı... Aynı zamanda baytardı, belki de Tarsus'un tek baytarıydı... İster ordunun atları olsun, ister köylünün hayvanları olsun... Ermeni mi, Müslüman mı, Kürt mü bakmazdı... Hepsi Osmanlı tebasıydı... İşlediği bakırlar Ermenilerin de, Müslümanların da, Kürtlerin de ya da ne bileyim herkesin evinin, mutfağının, hamamının birer parçasıydı...

1915'in o uğursuz cinayetlerine kadar... İttihat Terakki'nin katilleri için bu ülkenin kadim halklarına hayat hakkı tanımayan "Tehcir Kanunu"na kadar... Oğullarını bir gecede alıp kopardılar, Dikran ustadan... Dört kızı vardı... Kızlarını, henüz tüm ayrıntılarıyla öğrenemediğimiz bir biçimde, muhtemelen Halep'e Amerikalı misyonerlere teslim ederek kurtarmıştı... Baytar ve bakırcı olarak onun bir süre daha yaşamasına izin verdiler... Bir süre sonra o da arkasında kimseyi bırakamadan sessizce yok oldu...

Kızlardan üçü ayrı düşmüş... Biri evlenip Kıbrıs'a gitmiş, diğerlerinin yolu Halep'e uzanmış... Kızlarından biri ise 20'li yılların başında, 19 yaşında tekrar döndü Tarsus'a... Hiç bir iz bulamadı doğduğu memleketinde... Lusaper Yanıkyan, Amerikan hastahanesinde stajyer hemşire olarak çalışmaya başladı... Aynı hastahanede teknisyen olarak çalışan Kleanthis Leontidis'le sevdalandılar birbirlerine... 1932'de evlendiler Adana'da... Mutlulukları 3 sene sürdü... 1930'dan itibaren Müslüman olmayanlar için çıkarılan özel kanunlar, çevrede Müslüman olmayan vatandaşlara karşı kışkırtılan insanlar rahat vermedi onlara... Ailelerinin kaderi, onları da sürgün yollarına döktü... Kıbrıs'a, oradan İngiltere'ye, oradan Kanada'ya ve sonunda ABD'de küçük bir yerleşme merkezi olan Loma Linda'ya sürükledi sürgün hayatı onları... Ve ikisi de, çocuklarının yanında, doğdukları topraklara binlerce kilometre uzakta ve o topraklara hasret içinde yaban ellerinde toprakla buluştular... Dayım, annemin abisi Kleanthis ve onun sevgili hayat arkadaşı Lusaper...

Şimdi, 70 sene sonra bulduğum kuzenimle, Kleanthis ve Lusaper'in hayatta kalan son evladı (80 yaşında) Effie ile haberleşip, konuşup hasret gideriyoruz...

Bu da benim Ermeni hikayem... Somut... Taş gibi gerçek... Masal değil... Ve bu kısaca hikaye, Sevgili kadim dostum Selçuk Uzun'un vefakar çalışmalarıyla hazırladığımız uzun maceranın küçücük bir parçası... 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums