Tutuklandığı 2016 yılının Kasım ayından beri hakkında hiç bir fezleke hazırlanmadan Edirne F Tipi Cezaevi'nde tutulan HDP'nin bir önceki Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'tan gündeme ilişkin açıklamalar geldi.

Medya Haber'in sorularını yanıtlayan Selahattin Demirtaş, ekonomik kriz, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yerel seçimlerin ardından kayyım atama tehdidi ve Rahip Brunson’ın serbest bırakılması gibi Türkiye'de çok kısa sürede art arda yaşanan gelişmeleri değerlendirdi.

TÜRKİYE KAPİTALİZMİ ÇÖKME NOKTASINA GELDİ

Türkiye'de yaşanan ekonomik krizi ve topluma ve siyasete yansımasını değerlendiren Demirtaş, hükümetin var olan politikaları ile bu krizden çıkamayacağını aksine çökme noktasına gelindiğini söyledi:

"Şu anda yaşanan ekonomik kriz çöküşün ilk aşamaları gibi gözüküyor. Çünkü krizin nedenleri çok daha yapısaldır. Brunson ile ilgili bir mesele değildir. Türkiye’de üretim durduğu için her alanda dışa bağımlılık arttı ve Türkiye kapitalizmi çökme noktasına geldi. Toplum bunun etkilerini giderek çok ağır bir şekilde yaşayabilir. Bunun doğrudan siyasi yansımalarını kestirebilmek güçtür. Ancak hükümetin bugünkü ekonomi politikası ile krizden çıkamayacağı kesindir. Muhalefet yeni bir umut ve alternatif sunmazsa krize rağmen AKP varlığını sürdürebilir."

OPERASYONLARA KARŞI HDP SAVUNULMALI

Yerel seçimler yaklaşırken HDP ve DBP'ye yapılan baskı, gözaltı ve tutuklamaları değerlendiren Demirtaş, yaşananları 'siyasi soykırım' olarak nitelendirdikten sonra operasyonlara karşı HDP'nin daha çok sahiplenilmesini istedi:

"2009 yılından beri devam eden siyasi soykırım operasyonlarının kesintisiz sürdüğünü söyleyebiliriz. Temelde halkın örgütlülüğünü ve iradesini kırmaya dönüktür. Özellikle her seçim arifesinde seçim çalışması yürüten kadrolara özel yönelim yapılması da doğrudan seçimle bağlantılıdır. Halkımızın bu tür tutuklama operasyonlarına karşı daha fazla örgütlenmeli ve HDP’yi sahiplenmelidir."

'HAKKIMIZDAKİ YARGI KARARLARINI TAMAMI POLİTİK. HUKUKLA ALAKASI YOKTUR'

Yargının, bir önceki dönem Eş Genel Başkanlığını yaptığı HDP'ye ve şahsına yönelik tutumunu değerlendiren Demirtaş, HDP'ye yönelik yargı kararlarının tamamının politik olduğunu söyledi:

"Hukukla alakası yoktur. Biz tabiki hukuki mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz. Ancak belirleyici olacak olan siyasi mücadeledir. Yargıyı siyasetin vesayetinden kurtarmanın yolu da siyasi mücadeleyi büyüterek siyaseten örgütlenmekten geçer."

'SEÇİMLER AKP'NİN VARLIĞINI VE YOKLUĞUNU BELİRLEYECEK'

2019 yerel seçimleri neden önemini, iktidar ve muhalefet için ne anlama geldiğini değerlendiren Demirtaş, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yerel yönetim seçimlerinin sonucuna göre kayyım atanacağını söyleyerek halkı sandıktan soğutmaya çalıştığına dikkat çekti:

"Önümüzdeki yerel seçimler AKP iktidarının bundan sonraki varlığını ve yokluğunu belirleyecek önemli sonuçlar doğurabilir. AKP seçimden kayıpla çıkarsa ülkede erken seçim gündeme gelebilir. HDP açısından da kayyum siyasetine ve irade gaspına karşı halkın kendi özyönetiminde ısrarının ve demokrasiden karar kıldığının göstergesi olacaktır.

Bir kez daha halkı kayyumlarla tehdit etmek ve halkın iradesini yok sayma iradesidir. Nasıl olsa seçimden sonra kayyum atanacak diyerek halkı sandıktan soğutmaya çalışıyorlar. Hiç kimsenin bu şekilde düşünmemesi lazım. Halkımız sadığa gidip özgür iradesini yansıtmalıdır. Sonrasında da iradesinin arkasında duracak bir irade kararlılığı göstermelidir. Başka türlü bu kayyum siyasetinin çöktüğünün bütün dünyaya anlatmamış oluruz."

'HALKIN ARZU ETTİĞİ ADAYLAR HDP'Yİ ZAFERE GÖTÜRÜR'

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın açıkladığı seçim stratejisine karşı izlenmesi gereken stratejiyi ve yol haritasını tarif eden Demirtaş, halkın arzu ettiği adaylar çıkaracak bir HDP'nin seçimleri çok yüksek oylarla kazanacağından kuşkusu olmadığını ifade etti:

"Partimiz HDP ciddiyetle seçim hazırlıklarını yürütüyor. En geniş ittifak ve en demokratik yöntemlerle, gerçekten de halkın arzu ettiği adaylar çıkarmayı başarırsak çok yüksek oylarla seçimi kazanacağımızdan kimsenin kuşkusu olmasın. Halkın sevdiği, dürüstlüğünden, bağlılığından, çalışkanlığından ve yeteneğinden kuşku duyulmayan, değerlere bağlı halkla iç içe olan isimler eminim ki halkın çok daha ciddi desteğini alacaktır. Bu anlamda özellikle Kürt partilerle ittifak çerçevesinde farklı siyasi geleneklerden bu kriterlere uygun adaylar ve özellikle muhafazakar tabanımızın temsiliyetini sağlayacak adaylarımızın da mutlaka en güçlü şekilde listelerde yer alması gerektiğini düşünüyorum. Tabi isimlerin kimler olacağını en geniş biçimde o yerelin halkı belirlemelidir."

'ABD SURİYE'DE KENDİ TEZLERİNİ DAHA FAZLA DAYATACAK'

 ABD ve Türkiye arasında başlayan krizin en önemli nedenlerinden biri olarak gösterilen rahip Bronson krizini ve daha sonrayaşanan süreci değerlendiren Demirtaş, Brunson’ın serbest bırakılmasıyla birlikte hükümetin ABD'ye yönelik çıkışlarının boş ve kof olduğu da ortaya çıktığını söyledi:

"ABD ve Türkiye arasında gelinen aşamada yeni bir uzlaşma zeminine doğru gidildiği görülüyor. ABD özellikle bölgesel düzeyde Türkiye’den beklentilerini daha ciddi şekilde kabul ettirme avantajını yakalamış gibi görünüyor. Yani hükümetin ABD’ye efelenmelerinin boş ve kof olduğu ortaya çıkmış oldu. Önümüzdeki dönemde ABD özellikle Suriye’de Türkiye’ye kendi tezlerini daha fazla dayatacak gibi görünüyor. Brunson meselesi sadece bunun küçük bir işaretiydi." (HABER MERKEZİ)