TÖB-DER DÖRDÜNCÜ ve SON OLAĞAN GENEL KURUL

21-24 Ağustos 1978

Bu kongreye delege olmadığm için katılamadım. O kongrede, farklı gruplardan olan. Karşılıklı farklı ittifaklarda yer almış arkadaşlarla görüştüm. Ciddi bir araştırma yaptım. Kongrede ilk gün.

1. Birlik Dayanışma, Demokrasi İçin Birlik ve Halkçı Eğitimciler bir ittifak oluşturuyor.
2. Demokratik Merkeziyetçiler, Devrimci Öğretmen Grubu ve Maocular ayrı bir ittifak grubu olarak çıkıyorlar. Fakat bu gruplar oluşmadan önce. Birlik Dayanışma Grubu, Gültekin Gazioğlu ile Genel Kurulda ittifak kararı alıyor. Yönetim Kurulu da belirleniyor. Fakat ne hikmetse kongre sürecinde bu ittifak bozuluyor

Genel Kurulun birinci günü, I. grup Divan Başkanlığına Süleyman Üstün’ü (Süleyman Hoca) öneriyorlar. Divan başkanlığına Süleyman Hoca seçiliyor. Bu grup kongrede Disk Genel Başkanı Kemal Türklerin bir konuşma yapmasını öneriyor. Önerge reddediliyor. O hafta sonu Bülent Ecevit’in Ankara’da büyük bir mitingi var. Tercüman Gazetesi birinci sayfadan manşetten, TÖB-DER Kongresinde CHP komünistlerle ittifak yaptı diye yazıyor. Halkçı eğitimciler ittifaktan çekiliyor. Kemal Türklerin konuşma önerisi de reddedilince II. grup Divana güvensizlik önergesi veriliyor. Önerge kabul ediliyor. Bunun üzerine yeni divan seçimi yapılıyor. Divan Başkanlığına II. grubun adayı seçiliyor. B. D. Grubu bunun tüzüğe aykırı olduğunu söylüyor. Tüzük, hiçbir şekilde Divanın görevden alınamayacağını belirtiyor. Bunun üzerine B. D. kendi delegelerini alıp başka bir salonda kongresini yapıyor. Öbür grup da kongresini yapıyor. İki başlı bir yönetim ortaya çıkıyor.

Talip Öztürk’ün başkanı olduğu bir yönetim. Gültekin Gazioğlunun başkanı olduğu bir başka yönetim. Fazla uzun sürmeden, Talip Öztürk ve arkadaşları bir öz eleştiri yapıyor. İki başlı bir yönetimin olmaması gerektiğini belirtip, yönetimi fes ediyorlar. TÖB-DER içinde bu tartışmalar bir müddet daha devam ediyor. Hatta Gültekin Gazioğlu bazı şubelerde konuşturulmamaya çalışılıyor. Sonra ortalık yatışıyor. Ancak kavgalara harcanan enerji, moral ve gücümüzü zayıflatıyor. Esas mücadele edeceğimiz alanlar için dermanımız kalmıyor. Zaten TÖB-DER de 12 Eylül askeri darbesiyle kapatılıyor.

Necati Kur