Mustafa Yurtsever: TKP’nin Sözlü Tarih Anlatımında Kendi Hikayem (1)

Mustafa Yurtsever: TKP’nin Sözlü Tarih Anlatımında Kendi Hikayem (1)
22.11.2018 - 21:38
1589

 Ben Mustafa Yurtsever, 1954 Bingöl İli Kiğı İlçesi doğumluyum. 1977 yılında askeri iş yeri olan İstanbul Taşkızak Tersanesi’nde iş başı yaptım. İşyerinde iki sendika örgütlüydü:

1.Türk-İş’e bağlı Türk Harb-İş Sendikası

2. Diske bağlı Aster-İş Sendikası

İşyerinde yetkili sendika Harb-İş Sendikası olması nedeniyle bu sendikaya üye olma zorunluluğu vardı, böylelikle Harb-İş’e üye oldum. O zamanlar, işyerinde birden fazla sendikaya üye olunabiliyordu. Bundan bir ay sonra DİSK’e bağlı Aster-İş Sendikası’na üye oldum. Aster-İş Sendikası’nın yönetiminde TKP’lilerin olduğunu duymuştum, işe girmeden önce Parti’ye sempati duyduğum için Aster-İş Sendikası’na erken ısınmıştım. Aster-İş Sendikası’nın örgütlenme şeması şöyleydi:
 

  • Ünite Temsilcileri 
  • Birkaç birimde oluşan Lokaller
  • İşyeri Temsilcileri 
     

Ben, Ünite Temsilcisi ve 4 No.lu Lokal Sorumlusu’ydum. Aster-İş Sendikası’nın İstanbul Şubesi Kasımpaşa-Hasköy’deydi. Sendika Şubesi’nde 4 No.lu Lokal olarak yaptığımız toplantıda benim şöyle bir konuşmam olmuştu; “İşçi sınıfının partisi yasaklı olduğu sürece işçi sınıfının kazanımları kalıcı olamaz, geliştirilemez. Onun için düşünce ve örgütlenme özgürlüğünü yasaklayan 141, 142 ve 163. maddelerin kaldırılması ve işçi sınıfı partisinin yasal olarak kurulması gerekir.” Toplantıda işçi arkadaşın birisi bana şöyle bir soru sormuştu “Siz hep işçi sınıfı partisinden söz ediyorsunuz ve biz de iş yerinde arkadaşlarımıza anlatıyoruz, bize işçi sınıfı partisinin adını soruyorlar. Bu işçi sınıfı partisinin adı ne? Partinin adını bilmediğimiz için cevap veremiyoruz söyler misiniz? Bu işçi sınıfı partisinin adı ne?” Biraz düşündüm.. TKP’den söz ettiğimi söyleyemeyince başka bir soruyla geçiştirip cevap verememiştim. Ondan sonraki toplantılarda işçi sınıfı partisi diye üstü kapalı TKP’den söz edememiştim.
 

İşyerinde daimi kadroya geçmiştim… Kadroya geçmemi takiben, Aster-İş Sendikası’na üye olmam gerekçe gösterilerek Sendika’dan ihraç edildim. İşyeri yetkili sendikası Harb-İş’in imzaladığı Toplu İş Sözleşmesi’nden faydalanamamıştım. Türk Harb-İş Sendikası’ndan ihraçlı olarak Kasım 1979’da yı Taşkızak Tersanesi’nden kendi isteğimle Gölcük Tersanesi Fiberglas Bölümü’ne nakil oldum. Bu birimde çalışanların yöneticiler dahil çoğunluğu faşistlerden oluşuyordu, bizlere çok baskı uygulanıyordu.
 

Çalıştığım birim her an patlamaya hazır bir barut fıçısı gibiydi, faşistleri çok kolluyorlardı. Adeta taşları bağlayıp köpekleri üstümüze salmış gibiydiler. Biz bir kaç kişi olan devrimcilere çok yoğun baskı uygulanıyordu. Adeta bizlere nefes aldırılmıyordu, herkes askeri darbeyi bekliyordu. Ben, Gölcük İlçesi Kavaklı Mahallesi’nde oturuyordum. Faşistler bu mahalleye giremiyorlardı. Polislerin öncülüğünde Kavaklı Mahallesi’ni basma girişimlerine şahit oldum, Kavaklı Mahallesi’nde oturduğum dairenin bitişiğinde İGD’li (İlerici Gençlik Derneği üyesi) arkadaşlar oturuyorlardı. Ali Er, Hürriyet Girit ve isimlerini hatırlayamadığım iki kişiyle beraber toplam dört kişi ikamet ediyorlardı. Ev sahibi bu arkadaşlarımızı evden çıkarmak için baskı uyguluyordu, Kavaklı Mahallesi’nin yerlisi ve mahallede saygı duyulan Yaşar Sirmen’e durumu anlatmıştım. Yaşar Sirmen, ev sahibiyle görüşüp konuşarak arkadaşların evden çıkarılmasını engellemişti. 12 Eylül Darbesi olana kadar arkadaşlarımız o evde oturmuşlardı. 22 Temmuz 1980 tarihinde Kemal Türkler katledilmişti, giderek askeri darbe olma ihtimali artıyordu. Darbecilerin kendi deyimleriyle darbe yapma koşulları oluşmuştu.12 Eylül 1980 sabahı iş yerine gitmek üzere evden çıktığımda sokak başları askerlerce tutulmuştu. Askerler, “Sokağa çıkma yasağı var gir içeri!” dediler. Eve dönüp radyoyu açtığımda darbecilerin bildirileri okunuyordu.
 

Daha sonra ben, TKP’nin Sesi Radyosu’nu bulup dinlemeye başladım. Radyoda dinlediğim haberleri kendi bilgimmiş gibi işyerinde arkadaşlara anlatıyordum. Dev-Sol’lu bir arkadaşımız bana, bu bilgileri nereden aldığımı sormuştu ben de kendisine özel radyolarda dinleyebilirsin demiştim, konuyu değiştirip geçiştirmeye çalışmama rağmen arkadaşım inanmamıştı. Askeri bir işyerinde çalışıyor olmam nedeniyle tehlikeli bir iş yaptığımı fark ettim. O günden sonra TKP’nin Sesi Radyosu’nu dinlemeye devam ettim ama iş yerinde bu durumdan bahsetmedim. Sabahları bazen radyoyu dinlemeye kendimi kaptırıyordum ve işe geç kaldığım oluyordu. Bu tarihte TKP’ye üye değildim ama kendimi bir parti üyesi gibi görüyordum. Giderek ücretlerimiz düşüyordu, baskılar artıyordu, DİSK kapatılmıştı, sadece Türk-İş Konfederasyonu ve bağlı sendikaları kapatılmamıştı.
Zamanın Türk-İş Genel Sekreteri olan Sadık Şide , emekli Deniz Kuvvetleri Komutanı Bülent Ulusu’nun başkanlığında kurulan darbe hükümetine çalışma bakanı olarak atanmıştı.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums