HDP Eşgenel Başkanı Selahattin Demirtaş ile beraberindeki heyet, KAF-FED Genel Merkezi'ni ziyaret etti. Demirtaş, ülkede tekçi zihniyetin farklılıkları ayrılık gerekçesi olarak gördüğünü belirterek, barış dili ile sorunların çözülmesi gerektiğine işaret etti.

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile HDP PM üyelerinden oluşan bir heyet, Kafkas Dernekleri Federasyonu'nun (KAF-FED) Genel Merkez binasını ziyaret etti. Demirtaş, dernek üyeleri ile toplantıya başlamadan önce ziyaretin amacına ilişkin bir konuşma yaptı. Türkiye'de bütün farklı kimliklerin, farklı ideoloji ve siyasi düşüncelere mensup insanların farklı farklı yerlerden göç etse de Türkiye'de buluştuklarını ve Türkiye'yi ortak vatan olarak kabul ettiklerini belirten Demirtaş, "Burada insan onuruna yakışır bir şekilde yaşama talebi olan yurttaşlarımızın artık hak ettikleri saygın konuma gelmeleri arzusundayız. HDP'nin misyonu ve vizyonu, HDP'yi var eden bütün güçlerin ortak gelecek perspektifi az önce ifade ettiğim cümlelerde saklıdır. Hiçbir topluluk yoktur ki geçmişi kederlerle yoğrulmamış olsun. Hepimiz farklı işkencelerden, zulümlerden geçerek bu günlere geldik. Zorluk ve sıkıntılara rağmen Türkiye'yi ortak vatan haline getirecek bir iradeyle bugünlere geldik" dedi.

'Barış dili ile sorunları çözeceğiz'

"İstiyoruz ki bu coğrafyada bizi birlikte yaşamaya mecbur kılacak ortak geçmişimizi acısıyla, eksiğiyle doğrusuyla inkar etmeden ortak geleceğimizi yeni yaşam üzerine nasıl gerçekleştirebiliriz, bunu tartışmak istiyoruz" diyen Demirtaş, halkları birbirine kutuplaştıran zihniyete karşı barış dili ile sorunların çözülmesi gerektiğine işaret ederek, bu nedenle toplumsal kesimlerin de siyasete müdahale hakkına sahip olmaları gerektiğini söyledi. Demirtaş, "Tüm kesimler parlamentonun siyaset yapma biçimine ve kararlara etki edebilmelidir. 'Kimliğimizle dilimizle biz de varız, eşit yurttaşlar olarak eşit hizmet almak istiyoruz' diyen herkes sistem içerisinde yer bulabilmelidir. Maalesef bu devlet işleyişi katılıma açık değil, tekçi anlayışı ile zenginliklerimiz birer ayrılık gerekçesi haline getirildiği için farklılıkların devlet yönetimine katılımı gerçekleşemiyor. Ziyaretimizin asıl nedeni de bu" ifadesinde bulundu.

'Kimliklerin birbiri ile sorunları yok'

Acılı bir geçmişe sahip olan, soykırıma uğrayarak dünyanın farklı ülkelerine göç etmek zorunda kalan Çerkez halkının var olma mücadelesi veren onurlu halklardan biri olduğunu belirten Demirtaş, Çerkez halkının siyasette kimliği ile var olması gerektiğine işaret etti. Çerkezlerin aynı zamanda demokrasi ve özgürlük mücadelesi de yürüttüklerine dikkat çeken Demirtaş, "Türkiye'de kalıcı bir demokratik reform gerçekleşecekse sizler gibi federasyonların katkısı alınmadan birlikte yaşamı gerçekleştirmek kolay olmayacak. Yeni anayasa ile sorunların çözüleceğine inanıyoruz" dedi. Türkiye'de inançların ve kimliklerin bir birileri ile sorunlarının olmadığını tüm sorunların devletin yanlış politikaları nedeni ile açığa çıktığını vurgulayan Demirtaş, "Renkli çiçek bahçesi gri, tek renkten oluşan bir enkaza dönüştürülmek isteniyor. Farklılıkları artık öfke, ayrılık nedeni olmaktan çıkarıp onurlu birer yurttaş olarak birlikte gerçekleştireceğimiz anayasa ile başarabileceğimizi düşünüyorum. Bunu yapabilirsek birlikte tarihi bir adım atmış oluruz" değerlendirmesinde bulundu.

'Birlikte mücadele etmeliyiz'

Utanç verici olan cunta anayasasından kurtulması gerektiğine vurgu yapan Demirtaş, "HDP olarak sizlerin yürüttüğü mücadeleye saygı duyduğumuzu ifade ediyoruz. Demokrasi ve birliğe katkı sunduğunuz inancındayız. Ziyaretimiz ile buna bir kez daha vurgu yapmak istedik. Birlikte mücadele etmemiz gerektiğine inanıyoruz" dedi.

'Onur duyduk'

Kafkas Dernekleri Federasyonu (KAFFED) Genel Başkanı Yaşar Aslankaya ise, 150 yıl önce anavatanlarından koparıldıklarını ve Türkiye'de yaşam mücadelesi verdiklerini belirterek, "Ziyaretinizden dolayı onur duyduk. Bu ülkede yaşayan bir unsur olduğumuzu ve ulusal mücadele içerisinde olduğumuzu hatırlayıp seçim öncesi bizleri ciddiye alarak sorunlarımızı dinlediğiniz için memnunuz. Çok teşekkür ediyoruz. Bir inkar ve asimilasyon politikası ile karşı karşıyayız. Geldiğimiz noktada dilimizi ve kültürümüzü kaybetmek üzereyiz" ifadelerinde bulundu.

Kaynak: Diha