YSK ifade özgürlüğünü tehdit ediyor

  • 2.02.2015 00:00

 Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) seçim sürecini düzenleme ve denetleme, seçimin eşit şartlarda ve adil bir şekilde yürütülmesini sağlama görevlerini gereğince yerine getirmediği nedeniyle giderek artan şikayetlere konu olduğu herkesin malumu.

HDP ve CHP'nin, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın meydanlarda AKP lehine propaganda yapmaması konusunda uyarılması talebiyle yaptığı çeşitli başvurular YSK tarafından “Cumhurbaşkanı'nı denetleme yetkisi bulunmadığı” gerekçesiyle reddedildi. Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'nin ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı, AGİT'in hazırladığı raporlara da yansıyan hukuk ihlalleri, seçimin meşruiyetine gölge düşürecek ölçüye vardı. (Bkz. Prof. Dr. Turgut Tarhanlı, Hürriyet, 02.06.2015) Duayen anayasa hukukçusu Prof. Dr. Ergun Özbudun'a göre, “Bundan sonraki hiçbir seçim eşit yarışma şartlarının 7 Haziran seçimlerindeki kadar ağır şekilde ihlal edildiği bir seçim olmayacak.” (Zaman, 17.06.2015)

Uluslararası Şeffaflık Derneği'nin yeni çıkan raporuna göre YSK, son genel seçim kampanyası sürecinde, başta kamu kaynaklarının iktidar partisi lehine kullanılması olmak üzere “kamuoyunun seçimlerin adil bir şekilde yapıldığına duyduğu güveni zedeleyecek nitelikte” 26 yasa ihlalini görmezden geldi. Dernek, cezasız kalmamasını sağlamak için söz konusu ihlalleri iki örnek üzerinden yargıya taşımaya hazırlanıyor.

Seçimlerin eşit şartlarda yapılabilmesi, meşruiyet sorunları doğmaması için gerek Cumhurbaşkanı'nın sorumlulukları, gerekse YSK ve RTÜK ile ilgili mevzuatta ciddi reform ihtiyacı kapıya dayandı. YSK'nın aldığı kararların da, demokratik düzenin ve hukuk devletinin gereklerine uygunluğunun sağlanması şart. Niye? Çarpıcı bir örnekle açıklayayım.

Mehmet Altan ve Eser Karakaş'la birlikte Samanyolu Yayın Grubu'na dahil Mehtap TV'de 9 yıldır “Akıl Defteri” adını alan bir yorum programı yapıyoruz. YSK, geçen yerel seçim kampanyası sırasında, 22.03.2014 tarihinde, RTÜK herhangi bir ihlal görmediği halde, Akıl Defteri'ni bir defalığına “durdurma” kararı vermiş, ne yazık ki üzerinde durmamıştık. YSK, bu defa 04.05.2015 tarihinde yayımlanan “Akıl Defteri”nde, kurulun bir “ilke kararı”nın ihlal edildiği gerekçesiyle, 18.05.2015'te program hakkında bir “uyarı kararı” verdi. Gönderme yapılan 04.03.2015 tarih ve 290 sayılı, inanılması güç “ilke kararı” aynen şöyle: “Tarafsızlık, gerçeklik ve doğruluk ilkelerine uygun davranmakla yükümlü radyo ve televizyon kuruluşları ile yazılı, sözlü ve görsel basının, tek yönlü, taraf tutan yayınlar yapamayacaklarına, bu kuruluşların yayınlarında demokratik kurallar çerçevesinde siyasi partiler arasında fırsat eşitliği sağlamak zorunda olduklarına…”

Uyarı kararını, ifade ve basın özgürlüğüne aykırı olduğu gerekçesiyle eleştirmemiz üzerine YSK bu defa genel seçim günü, yani 7 Haziran'da, RTÜK yine bir ihlal görmediği halde, “Akıl Defteri”ne bir kez daha “durdurma” cezası verdi. YSK'nın ilke kararını ihlal ettiği sonucuna vardığı beyan bana ait ve esası şu: “7 Haziran kaçırılmayacak bir fırsat. 7 Haziran'da hukuk devletini, temel hak ve özgürlükleri yeniden rayına oturtmak için büyük bir fırsatla karşı karşıyayız. Bu fırsatı değerlendirelim. Eğer AKP iktidarda kalır, hele hele 330'dan fazla milletvekili çıkarabilirse, başımıza örülecek belanın hududu yoktur. Bunun için oyumuza sahip çıkmak ve HDP'yi meclise sokmak zorundayız. HDP % 10'u aşamazsa, hak ettiği bütün sandalyeler AKP'ye yazılacak; aldığı bütün oylar boşa gidecek.”

Zaman'da yayımlanan çeşitli yazılarımda tekrarladığım bu görüşlerimden hareketle YSK, “programı birlikte sunan Eser KARATAŞ (!), Mehmet ALTAN ve Şahin ALPAY'ın tarafsız olmayan söylemlerle seçmeni yönlendirmeye ve siyaseten konumlandırmaya çalıştıkları” sonucuna varıyor... Uzun lafa gerek yok. YSK'nın ilke kararı açıkça ifade ve basın özgürlüğünü tehdit ediyor. Bu ilke kararının tutarlı bir şekilde “yazılı, sözlü ve görsel” bütün medyaya, yani bütün gazetelere, radyolara ve televizyonlara uygulanması halinde seçim süreci boyunca medyada fikir beyan edilemeyeceği, yorum yapılamayacağı, ortada ne ifade ne de basın özgürlüğü kalacağı açıktır. Zaten bu nedenle YSK “ilke kararı”nı seçici, keyfi olarak uyguluyor. YSK gerek zihniyetini, gerekse mevzuatını (yani ilke kararını) demokratik toplumun gereklerine uygun olarak gözden geçirmek zorunda.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Resmi İlanlar

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums