Deve kuşu…

  • 24.06.2016 00:00

Devletin tüm yetki ve olanaklarıyla yaşamın tüm alanlarını hukuksuzluk ve zorbalıkla daraltıyorlar ve bu daraltmanın sağladığı boşlukları siyasi hesaplarına göre doldurarak tamamen bir otoriter bir baskı rejimi kuruyorlar.

 

AKP’li vekil “yargı bizim, yürütme bizim, yasama bizim her şey bizim” derken durumu eksikte olsa özetliyordu.

 

Belki bilerek ve ya bilmeyerek eksik bıraktı. Çünkü artık “medya organları, üniversiteler, şirketler, kimi sendikalar” diye listeyi uzatabilirdi.

 

Artık hukuk ve demokrasinin kırıntısının dahi bırakılmadığı bir siyasal ortamın dayanılmaz baskıları altında bulunuyoruz.

 

Bu kadar zorbalığın gözlerimizin önünde gerçekleştiği bir ülkede yaşamak herkesin harcı değil adeta hepimiz birer kahramanlık örneği göstererek bu baskılara karşı yazıyla, sözle, imzayla ve sosyal medya mesajıyla direnmeye çalışıyoruz.

 

Bu direnmeye karşılık şüphesiz bedelde ödüyoruz ya da bedel ödettiriyorlar.

 

Yayın hayatı tehlikede olan Özgür Gündem gazetesiyle dayanışma için sürdürülen “nöbetçi yayın yönetmenliği” eylemine katılan Şebnem Korur Fincancı, Erol Önderoğlu ve Ahmet Nesin “terör propagandası” yaptı diye tutuklandı ve daha önce hazırlandığı belli olan bir iddianame ile savcılık haklarında 14 yıla kadar hapis cezası isteminde bulundu.

 

Bu olay basın ve ifade özgürlüğüne vurulan en büyük hukuksuzluğun kendisi oldu.

 

Yayın hayatına devam eden yasaklanmamış bir gazete ile dayanışma amaçlı destek vermenin bedeli 14 yıl hapis cezasıyla yargılanma ise o ülkede siyasi rejimin adı faşizmdir.

 

Bu durumun üzerinden bir değerlendirme yapıldığında anlaşılan bu tür hukuksuzluklar bu tür zorbalıklar artarak devam edecek.

 

Kimse kafasını deve kuşu gibi kuma gömerek bu faşist uygulamalardan kendi kurtarma kurnazlığına düşmesin çünkü “inlerine gireceğiz” sözü sadece cemaat için söylenmedi bu söz “bize, bizim siyasetimize” biat etmeyen herkes için söylendi.

 

Kayyum rejimi “inlere girmenin” kanuni kılıfını oluşturuyor.

 

Her gazete ve televizyona, şirkete, vakfa, derneğe hatta sendikalara bu yolla el konulabilir. Dolayısıyla mülkiyet haklarına el konulabilir, konuluyor da.

 

Can Erzincan televizyonuna Türksat’tan bir yazı geliyor.

 

Yazı, yazı değil adeta Yargıtay ilamı sanki 16 Temmuza kadar ya kendin yayın kesersin ya da ben keserim.

 

Ne bir mahkeme kararı ne bir hukuki gerekçe hiç dayanağı yok yapılan işlemin ha bir gerekçe var tabi medyadan başka her şeye benzeyen bu “sahibinin sesi”ortamda doğru dürüst habercilik yapmak bu ülkeden her türlü belanın başına gelmesi için yeterde artar bile.

 

CHP ana muhalefet partisi olarak bu tablonun siyasi ortağı durumunda. Baksanıza memlekette kan gövdeyi götürüyor, hukuksuzluk zorbalık, faşist baskılar uygulamalar almış başını giderken onlar Bolu’ya 24 milletvekili ile çıkarma yaparak “siz nasıl olurda 10.yıl marşını” söyletmesiniz derdinde.

 

Diğer yandan HDP’li vekiller savcılıklara çağrılmaya başlandı.

 

Muhtemelen tutuklamalar olacak şimdi bırakın  “marşı türküyü” de CHP olarak HDP ile dayanışma içinde olarak bu oyunları bozacak güçlü bir demokratik muhalefet yapmanın yollarını bulmaya çalışın.

 

Milli Savunma Komisyonunda “yeni OHAL” kanuna destek olan CHP, bunları ne kadar dinler bilemem ama bildiğim HDP’nin başına gelenleri seyrederse kendi başına aynısının geleceğine davetiye çıkarmış olur.

 

Demokrasi ve hukuk yanlısı güçlü bir muhalefetin sağlanması gibi çok alışık olmadığımız konulardan bahsediyorum.

 

Zor bir konu olduğu belli ama imkânsız bir konu değil ve birlikte başarabiliriz.

 

Önceki hafta Denge Denetleme Ağının KONDA’ya yaptırmış olduğu “Vatandaşlık Araştırması”  durumun çarpıcı sonuçlarıyla dolu bulunuyor.

 

Vatandaşlığın din, dil, kültürel ve haklar üzerinde bakılmasına verilen cevaplarda hemen yarı oranda yasalarda ifade edilen haklar üzerinden bir ortak kabul gözüküyor. Dil ve dini inanca göre ortak kültürel değerlerin daha bir ağırlıkta olduğu görülüyor. Kürtler, Aleviler ve inançsızların sorunların çözümüne karşı “aktif vatandaş” olduğu görülürken aynı zamanda “sorgulayan vatandaşlarda” sorun ve konulara karşı sorgulayıcı bir toplumsal pozisyonda bulunuyorlar. Kısaca bu tablo bile daha sosyalleşmiş ve daha duyarlı bir vatandaşlık profiline sahip olunduğunu göstermesi bakımından rapor siyasi ve toplumsal alan açısından önemli ipuçların beraberinde veriyor.

 

İşin yanisi güçlü demokratik bir muhalefet için vatandaşlık profili muhalefet için oldukça olumlu avantajlar sunuyor.

 

Mesele bunu güçlü siyasi sonuçlara çevirmekte…

 

KAYNAK: HABERDAR / MUSTAFA PAÇAL            

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums