Hukuksuz devlet, muhalefetsiz meclis ve dindar anayasa…

  • 29.04.2016 00:00

Gündemi üst üste sarsan siyasi ve hukuki gelişmelerin dayattığı tablo her yanıyla otoriterliğin arttırılarak sürdüğünü göstermektedir.

 

Bu değerlendirme hem içerde ve hem de uluslararası alanda geniş bir kabul gören Türkiye gerçeğidir.

 

Üst üste gelen hukuki ve siyasi gelişmelerin gerek içerik ve gerekse toplumsal etkileri en ufak bir demokratikleşme umudu vermemektedir.

 

Bir yandan hâlâ hukuki temeli olmayan ve kanıtlanmamış bir FETÖ terör örgütü iddiasıyla sürdürülen tutuklamalar diğer yandan ise akademisyenler hakkında haksız tutuklamalardan sonra beraat kararının verilmemiş olması ve son olarak Freedom House’un Türkiye’yi “basını özgür olmayan ülke” olarak raporlaması   hukuk devleti olmaktan ne kadar uzakta olduğumuzun en belirgin gelişmeleri olarak göze çarpmaktadır.

 

Bir de bunların üzerine Cumhurbaşkanına hakaret nedeniyle devam eden sayısız tutuklamalar ve yargılamalar ile yeniden hortlatılan 301. Madde üzerinde yapılan soruşturmaları ve açılan davaları buna ilave ettiğimizde ve ayrıca Aleviler için AİHM tarafından verilen “dinde ayrımcılık” kararları baktığımızda hukuk devletinin dibinde olduğumuzu görüyoruz.

 

Ancak diğer yandan  “hukuk devleti” konusunda kimi çevrelerin umutlarını yeşerten ve ağlatan gelişmelerde olmuyor değil bu ülkede, 2008 yılından beri devam eden Ergenekon davası genel olarak “delil yetersizliği” nedeniyle Yargıtay tarafından bozuldu. Yeniden yargılama yolu açılmış olsa da hâkim kanı bu dosya artık kapandı diyebiliriz İşin özü onca duruşma onca delil ve kayıtlar orta yerde iken bu dava kapatılmış oldu.

 

Bu kararla kamuoyuna ordu içinde darbe planları yapılmadığı, cuntacı subayların olmadığı,”darbeci ordu geleneğinin” bittiği mesajı verilmekte istendi.

 

Yani akademisyenlere, yazarlara, gazetecilere “ceberut devlet” gibi davranan yargı darbecilere, cuntacılara “hukuk devleti” gibi davranmış oldu.

 

Oysa herkese hukuk devleti gibi davranan bir bağımsız ve tarafsız yargı saygındır.

 

17-25 Aralık yolsuzluk davasının ört bas edilmesine benzer bir durum burada da yaşandı.

 

Peki geriye ne kaldı darbe girişiminde bulunma iddiasıyla yargılananların hepsi  sivil ve asker şimdi hepsi AKP’li oldu.

 

Ancak bu masallara kimsenin inanacak hali yok.

 

Diğer yandan dokunulmazlıkların kaldırılması işi giderek mecliste muhalefetin kaldırılması işine dönüştü.

 

Bunu herkes görüyor. Öncelikli amaç HDP’nin meclisten atılması olmuş olsa da muhalefeti tasfiye planını bununla sınırlı olacağına inanmak siyasi saflık olur.

 

CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun bu tasfiye planına destek verir bir pozisyonda bulunması “kendi kafasına kurşun sıkarak intihar edecek” olanlara benziyor.

Hukuka, Anayasa’ya ve meclis iç tüzüğüne uygunluğu olmayan bir anayasa teklifini mecliste MHP’nin ve CHP’nin desteği ile oldu bittiye getirmek isteyen AKP’nin amacı sadece HDP’yi değil CHP’yi de meclisten tasfiye etmektir.

 

Buna karşı CHP lideri “hapse girmeye hazır olun” demekle yetiniyor.

 

CHP’nin ve Kılıçdaroğlu’nun tavrı “dokunulmazlıkların kaldırılması” kisvesi altında getirilmek istenen muhalefeti tasfiye planına karşı HDP ile birlikte olmaktır.

 

Bu duruma ilaveten 2010 anayasa referandumu öncesi ve sonrası giderek daha da artan yeni anayasa tartışmaları zaman içinde gerilemişse de zaman içinde yeniden yeni konular ve önerilerle gündeme getiriliyor.

 

Yeni anayasa konusunda benim fikrim böyle bir arayışın olmadığı mevcut anayasanın gerek Erdoğan ve gerekse de AKP için gayet uygun bir anayasal zemin olduğu yönündedir. Sadece “başkanlık sistemi” için bu zemini kaybetmek istemezler diye düşünüyorum. Çünkü fiilen bir otoriter başkanlık rejimi sürdürülüyor.

 

Ancak son olarak meclis başkanının söylediği “Anayasadan laikliği kaldıralım. Dindar anayasa istiyorum” demiş olması yeni anayasa konusunda tartışmalara yeni bir boyut kattı.

 

Gerçi boyundan büyük bir işe girişti. Ve boyu ondan büyük olan devreye girerek tansiyonu düşürmeye çalıştılar.

 

Bence meclis başkanı bunu söylemekle sadece “ağzındaki baklayı” çıkarmış olmadı. Ayrıca bir siyasi ve ideolojik özlemini de açığa çıkarmış oldu.

 

O özlemin modern demokrasiyi ve demokratik değerleri yok sayarak “din ve mezhep görünümlü otoriter bir kara düzen” kurması olarak düşünüyorum.

 

Zaten bugün içinde bulunduğumuz koşullar da bunun örnekleriyle dolu.  

 

Bu gündemin yarattığı tablonun iktidar ve onu çevresinin her türden çıkarlarından başka kimseye bir hayrı olmayacaktır.

 

KAYNAK: HABERDAR / MUSTAFA PAÇAL

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums