Uzun süredir spor yazısı yazmadım; birinci sebebi Ortadoğu ve ülkemizde yaşanan kanlı süreç. İkincisi kişiseldi. 40 yıl tam sayfa haberlere, makaleler imza atmış spor yazarı olarak spor yazmaktan bıkmıştım. Günaydın, Sabah, Star, Akşam gazeteleri; ATV, Star TV, bölgesel Yeni Konya, Yeni Meram gazetelerine maç yazısı ve haberi yaptığım yıllarda bu günkü teknoloji olmayınca kim kime yanlış ya da doğru pas verdi. Sahada oyun düzeni, ileri uç, forvet elemanları, savunmada oynayan sporculara yıldız vermek. Kim ne kadar topa sahip oldu, kim gol attı, nasıl attı; kim gollük pozisyona girdiği halde kaçırdı vb. detayları görme adına zevkle maç izleyemediğim için soğumuş emekli olunca maçlara gitmeme kararı aldım.

Bugün izlemediğim zorunlu bir maç analizini yapacağım. Sporu ahlak, futbolun güzellik ve temaşa oyunu olmaktan çıkartan; bölen, ayrıştıran, ırkçı, faşist saldırgan bir unsur haline getirenlere sessiz kalan Türkiye Futbol Federasyonunun (TFF) tutumuna hayret, dehşet ve utanç içinde kalarak her sporsever gibi eleştiriyorum.

Sevgili sporseverler Amed Sportif’e yapılan ahlaka, vicdana, insanlığa, spor ilke ve geleneğine uymayan futbolun alnına kap kara leke sürülmüştür. Söz konusu saldırıya rağmen Ankaragücü – Amed Sportif maçında yaşananlar karşısında yazılı, görsel medyanın ve Ankaragücü yöneticilerin olaya seviyesiz ve taraflı bakışı bir spor yazarı olarak beni üzdüğü için duygularımı paylaşma gereğini duydum.

Maça mağlup başlayan, ancak 2-1 galip duruma yükselen Amed Sportif yöneticilerinin galibiyete sevinmelerini kabullenemeyen Ankaragüçlü yöneticilerin protokol tribününde 6 yöneticiyi demir çubuklarla tartaklanması yetmezmiş gibi tribünlerden aşağıya atılmaları gibi korkunç olayı medyanın görmemesi insanım diyeni çileden çıkarmaya yeter, artar bile.

Kendine hep amiral gemisi diyen merkez medyanın çizgisini son günlerde barındırdığı yazarlar ile havuza yönelen Hürriyet spor servisi de ne yazık ki o vahşeti en son iç sayfada bir sütuna 7 santim 8 punto ile görürken; Trabzon olayını Hürriyet logosu üzeri manşetten gördü.

Türk medyası aksine dünya medyası Ankara’nın göbeği 19 Mayıs Stadında yaşanan vahşi ve utanç verici saldırıyı manşetlerine çekince ertesi gün utançlarını telafi için tribünden atılan avukat yönetici fotoğrafını lütfen olayları görmüşlerdi. Düşünüyorum da Ankara’da olanların yüzde biri Diyarbakır’da olsaydı Türk medyası neler yazmaz, TFF neler yapmazdı!

İşin en ilginç yanı aynı Ankaragücü aynı sezon içinde birkaç ay önce deplasman için geldikleri Diyarbakır’da dövülen, tartaklanan, tribünlerden atılan Amed Sportif yöneticiler tarafından mükellef Diyarbakır yemekli ziyafetle, tribünde çiçeklerle ağırlanmışlardı.

Bu Amed Sportif’e yapılan ilk değildi. Ama Ankara saldırısı çığırından çıkartan bir saldırıydı. Sezon başından beri gittikleri her maçta kafile saldırıya uğradı, otobüsleri taşlandı, Amed Sportif seyirci stada alınmıyor. Deplasmanda otel rezervleri iptal ediliyor vs. vs..

TFF defalarca haksızlığa uğrayan Amed Sportif için harekete geçeceğine Amed Sportif takımına, futbolcusuna, taraftarına ve sahasına ceza yağdırdı. Ama Amed Sportif’e saldıranları ise hiç görmedi. Öylesine taraf tutan bir TFF oldu ki son Ankaragücü maçında Amed Sportif’e yapılanlar karşısında saldırganlara “kasten yaralama” suçundan 90 gün maç, kulübe 25 bin TL gibi gülünç bir cezası ile yetindi.

Oysa aynı TFF yönetmenliğinde bunu yapan yönetici ve kulübe çok daha ağır cezalar verme yetkisi vardı. Bu olaydan sonra verilen ceza için “TFF’nin ayrıştırıcı kafa yapısı ve yaklaşımın ortaya koymaktadır” diyenleri ırkçılıkla suçlamak ne kadar tuhaf. Sezon başından beri TFF’nin siyasi sloganlara “çirkin, kötü tezahürat” dediği tribünde bir halkı aşağılayan hakaretleri, utanç sloganlarına gereken ceza verilseydi başkentin göbeğinde yöneticiler o saldırıya hiç cesaret ederler miydi? Amed Sportif’e yapılanların sorumlusu sezon başından beri olaylara seyirci kalan TFF, aynı zamanda tarafsızlığını yitirdiği için TFF’yi uyarmayan Spor Bakanlığı yöneticileridir.

Amed Sportif’in Ankara vahşetine tepkisi ne mi oldu. Ankaragücü sonrası yapılan ilk maçta protokol tribünlerini boş bırakan demokratik, insani, ahlaki bir mesaj. Bu olgun mesajı bile Türk gazete ve TV’leri görmedi, süme altı yaptı.

Amed Sportif taraftarı kadına bile saldırmakta bir beis görmeyen zihniyetin tarafsız dedikleri TFF için Amed Sportif yöneticileri “sezon başından beri yapılan her türlü ırkçı ve bölücü saldırılara yaptırım uygulamadığı gibi Amed Sportif’i hedef gösteriyor. Ankaragücü Kulüp Başkanı ‘Şerefsizler neye seviniyorsunuz’ dedikten sonra saldırı başladı ” diyorlar.

PEKİ, NELER OLUYOR?  

Gerçekten sezon boyunca neler oluyordu? Türkiye Futbol Federasyonu’nun üç puan silme cezası verdiği Amed Sportif’in ismi TFF tarafından tescil edildikten sonra saldırı ve cezaların başladığı görülüyor. En son demir çubuklu saldırıya uğrayan; Protokol tribününden 2,5 metreden atılan; yöneticilerin burnu kırılıyor, birinin beyin sarsıntısı geçiren yine onlar.

Amed Sportif Genel Sekreteri Nesih Aktepe; “Ankaragücü maçı öncesi saldırıların olacağı duyumunu aldık. Ancak protokolde beli başlı kişilerin olacağını hesap ederek, saldırının gerçekleşmeyeceğini düşündük. Takımımızın attığı 2'nci golden sonra 30 kişi tarafından saldırıya uğradık. Saldıranların normal taraftar değildi; özelikle Kulüp yöneticileri, çalışanları, boynunda kartı olan protokol görevlileri ve başkan korumaları bize saldırdı. Daha öncesinden de bize küfür ve hakaretlerde bulunuyorlardı. 6 yönetici ve bir de kadın misafir vardı yanımızda. Kadına bile yumruklarla saldırdılar.” Dedi. 

Başkan Karakaş olaylar sonrası yaptığı açıklamada: “Amed Sportif sezon başından beri Amed ismini aldıktan sonra tüm deplasman maçlarında ırkı, ayrıştırıcı tezahüratlara maruz kaldı. Bu tezahüratlara karşın federasyonun hiçbir yaptırımı olmadı, yaptırımı olmamasıyla beraber, kulübümüz, taraftarlarımızın barışçı söylemlerinden dolayı, oyuncularımızın kendi sosyal medya hesaplarındaki paylaşımlarından dolayı haksız cezalara tabi tutuldu. Haksız maddi manevi cezaya tabi tutuldular. Bu, Amed Sportif’i daha da siyasi alana çekmiş ve belli çevrelere hedef haline getirmiştir.

Biz sporun kendi doğasında oynanmasını istiyoruz. Maalesef bugün geldiğimiz ortam artık sporun dışında sporun temel değerleri olan barış kardeşlik ve dostluk iken sahalarda şiddet, ırkçılık ayrıştırıcı enerji hakimdir. Amed Sportif ırkçı, milliyetçi bir takım değildir. Türkiye’nin her şehrinden gelen oyuncular vardır. Bu yapılan haksızlıklara hiçbir zaman boyun eğmeyeceğiz. Amed Sportif’i potansiyel suçlu takım değil bir futbol kulübüdür. Biz bununla ilgili yargı işlemlerini başlattık. Bundan sonuç alamazsak uluslararası mahkeme UEFA ve FIFA’ya kadar gideceğiz” dedi.

Konuyla ilgili Doğu ve Güneydoğu Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı Şahismail Bedirhanoğlu olayla ilgili adli sürecin başlatılması çağrısı yaptı ve “Burada en büyük sorumlu Türkiye Futbol Federasyonu’dur. Olayların yaşanmaması noktasında gerekli önlemleri almamış(tır). Açacağı soruşturmalar ve atacağı adımlar konusunda Diyarbakır’daki STK’lar olarak izleyeceğiz. Sonuçları önümüzdeki dönemlerdeki futbolda şiddeti ya teşvik edecek ya adilane davranarak futbol federasyonun olması gereği, tüm takımlara eşit mesafede duracak. İlimizin takımları gerek Amedspor gerekse tüm takımlar, maçlarda gördüklerini hak etmiyor. Bu konuda gerekli adli işlemlerin başlatılmasını talep gediyoruz,” diye konuştu.

Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ahmet Sayar ise Ankaragücü’nün özür dilemesini istedi ve Amed Sportif’in kanunlarla kurulmuş bir takım olduğunu belirterek: “TFF’nin belirlemiş olduğu mevzuat çerçeveleri içerisinde futbol oynayan, Türkiye’nin değişik illerinden profesyonel futbolcuları olan kulüptür. Amed Sportif’e TFF’in önyargılı yaklaşımlar içerisinde olduğunu almış olduğu kararlarda görüyoruz. Amed Sportif’in belli bir kesimin takımı olarak değerlendirilmesini doğru bulmuyoruz. 1 milyon 600 bin nüfuslu kentin takımıdır. Amedspor’a yapılmış saldırı, bizlere Diyarbakır kentine yapılmış saldırıdır. Bu zihniyetteki saldırılara sessiz kalmayacağız. Ankaragücü’nden kamuoyu önünde özür bekliyoruz,” diye konuştu.