Kürdler tekrar satılıyor mu(!)

  • 6.02.2016 00:00

 Türkiye’deki şehir savaşları, Irak ve Cenevre muammasında bilinen tek gerçek 100 yıl sonra da olsa devleti olmayan millet, Kürdlerin masada dünya tarafından satılıyor iddialarıdır. Suriye Kobane’de, Tel Abyad’da, Sincar’da, Rakka’da, Türklerin kutsal türbesi Süleyman Şah’ın taşınmasında IŞİD’e karşı kurşun asker, kara savaşçısı fedaisi Kürdlerdi. Rojava Kürdleri kahramanlık destanları yazarken TürkiyeSalih Müslim’le görüşüyor ABD ve AB ülkeleri övgüler dolu beyanat üzerine beyanat patlatıyorlardı.

Neler demiyorlardı ki! AmerikaİngiltereAlmanyaFransaİtalya beş koldan “IŞİD’e karşı PYD ve Kürdlere güveniyoruz” diyorlardı. Kürd kahramanlığını dünyaya ilan ettiler diye medya ve TV’ler de ilk haber olarak manşette yer veriyorlardı. “Suriye’de en iyi güç ve müttefikimiz Kürdler” diyerek pohpohladılar. Meğerse bütün övgüler yalanmış. Tek dertleri askerleri yerine karasal güç olarak IŞİD katillerinin önüne Kürdleri sürmekmiş.

Sıra barış masasına geldiğinde, yönetim ve toprak paylaşımında Cenevre’de “Suriye” için biraraya gelen dünya, konferansta “temsilen” Kürdleri istemiyordu. Birinci Dünya Savaşı sonunda da aynısını yapmışlardı. Peki, bu sefer Kürdlere bunu kabul ettirecekler miydi?

Asla, ama yine de sağları solları belli olmaz. PYD’ye Türkiye her ne kadar “terörist” dese de ABD ve AB’nin “terörist” listesinde yoklar. Bir yandan ABD siyasi kanadı PYD ile temas kuruyor, diğer yandan YPG ile askerî koordinasyon kurarak silah veriyor; yetinmiyor Rusya’nı desteğine göz yumuyordu. Ama sahada savaşçı fedai olan Kürd masada yoktu.

 

NE OLDU DA MASA KURULURKEN KÜRDLER GÖRÜNMEZ OLDU?

Bir tek Ankara “PYD olsa ben yokum; boykot edeceğim” dediği için mi? Tabii ki hayır. Koroya Suudi Arabistan, Katar katılıp tehdit edince ABD, AB, Rusya yelkenleri indirdiler. Dünya üçlünün restini göremedi. Şimdilik onlar 1-0 önde. Salih Müslim Cenevre’de olduğu hâlde kapıdan döndürüldü. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Lozan’dan daha büyük komplo ile Kürdler oyuna getiriliyordu.

Birleşmiş Milletler “Suriye Demokratik Güçleri” bileşenlerinden Arap unsuru Haytam Menna’ya davet verirken Kürd unsuru Salih Müslim ve İlham Ahmed’e vermedi. Karar önceden İngiliz ve Fransızlar tarafından dünyaya normalmiş gibi duyuruldu. Sonuç alacaklar mı? Uzmanlar tek kelime ile “hayır” diyorlar. “IŞİD’e karşı savaşan gücü feda eden zihniyet konferansı başında fiyaskoyla neticelendirdi” diyorlar. Ki öyle de oldu.

Salih Müslim sert ve net konuşarak: “Cenevre’de çıkacak hiçbir kararı tanımayacağız” dedi. Menna ve diğer bileşenler biz de gitmeyiz dediler. ABD o övdüğü sahadaki müttefiki PYD, YPG, Rojava hattâ bütün Kürdleri kaybedeceğini anlayınca telaşa kapıldı. Bu durumda konferanstan ne ABD, ne Türkiye, ne Suriye, ne de AB yani hiç kimse için hayırlı bir sonuç çıkardı. Çıkmadı da. Konferans ertelendi.

Oysa Türk karasularında her gün 30 kadın- erkek, 10 çocuk boğuluyor; ölümcül dengesizlik sürüyor. Şu ana kadar Suriye’de 300 bin ölüm, 6 milyon ülkeden kaçmış insanlık faciası var. Ama Avrupa “göçmen krizini” düşünüyor. Dünyayı sarsan Suriye savaşı ve göçlere rağmen ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Mark Toner çıkıp “Konferansa kimlerin katılıp katılmayacağı yönünde görüş ayrılıkları olduğunu biliyoruz. Kimlerin katılacağını BM Suriye Özel Temsilcisi Staffen de Misturi karar verir. Biz de Suriyeli muhaliflerin nasıl seçileceği yönündeki işlemleri destekliyoruz” diyebiliyordu. Meali; “Kürdleri satıyoruz.

Konferansın katılımcıları belirsiz, zaman belirsiz, süreç belirsiz, barış belirsiz. Karar için Suriye halkları değil ABD, AB, Türkiye, Rusya, Suudi ve Katar rol oynuyor. Uzmanlar bu diplomatik çıkışın havanda su dövmek olduğunu söylediler. Herkes var muhalefetin bel kemiği PYD yok. Suriye’nin geleceğine Suriye dışındakiler karar veriyor. Bu durumda ateşkes ve barış çok uzak. Cenevre’de siyaset ve diploması bu tutumu ile baştan kaybetti.

Zaten 3,5 yıldır toplanıyorlardı. Her toplantı bir önceki toplantının devamı ki bir arpa boyu yol alınmadı. 30 Haziran 2012, 20 Ocak 2014, 10 Ocak 2016 ve 25 Ocak 2016 davetleri.

Ne oldu, hâlâ kocaman bir hiç. Hani bütün dünya doğru bir zamanda Cenevre’de biraraya gelmişti.Rojavalılar, “Suriye’de en büyük silahlı güç PYD masada yok. ABD ve AB ile Rusya’nın derdi Kürdler değilmiş. Kürdler eliyle IŞİD’i Suriye’de zayıflatmakmış. Kürdleri ön cephede savaşan silahlı güç ve maşa olarak kullanmışlar; statü vermek için değil” diyorlar.

Bu saatten sonra Suriye’de bir tarafın kazanması, diğer tarafın kaybetmesi sözkonusu değil. Suriye’de yüzde 20 nüfus ve desteğe sahip PYD’siz görüşmeler uzun boylu süremez. Diplomasi yerine şantaj ve tehditle şimdilik PYD Cenevre’de yok. Dev bir meselede “boykot” ederim demek ne zaferdir, ne de başarıdır. PYD’siz alınacak kararlar ölü doğacak. Türkiye yanlış politikayla yalnız Suriye Kürdlerini değil 45 milyon Kürd’ü karşısına alarak uçuruma koşuyor. Tıpkı içerde kendi şehirlerini yakıp, yıkıp, bombaladığı yanlış politikaları gibi!

 

ABD ÇIKARI İÇİN HERKESİ SATAR

1968 yılından beri yazarım. Dün ne ise, bu gün de emperyalist ve kapitalist zihniyet aynı. Mal satmak, üstler ve diğer çıkarları için şimdilik Türkiye’yi sömürge ülke olarak kullanan ABD Kürdleri ekonomik katma değer görmüyor.

Ayrıca Rojava’daki “Kanton” modeli Türkiye kadar ABD’yi de ürkütüyor. Çünkü yeni demokratik sistem, rejimine uymuyor. Cenevre tezgâhtır. Başta Birleşmiş Milletler, ABD, AB, Rusya ve diğer ülkeler tribünlere oynuyorlar. Öyle ki oyuna devam için “PYD”ye Birleşmiş Milletler “ileri aşamada olabilir” diyerek olta atıyor. Siyasi pokerde çok maharetliler ya.

Nitekim ajans haberleri, Amberin Zaman ve Fehim Taştekin’in yazdıkları gibi Obama’nın IŞİD karşıtı koalisyon nezdindeki daimi temsilcisi Brett McGurk, beraberinde Fransız, İngiliz diplomatlarla 30 Ocak günü Kobane’ye gidip PYD yetkilileri ile görüşmüş. Aynı saatlerde ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Tony Blinken, PYD Eşbaşkanı Salih Müslim’le Cenevre’de buluşmuş. İkili Suriye Kürdlerine ne mi demiş? IŞİD’e karşı mücadeledeki eşsiz katkılarını alkışladıklarını; Suriye’nin geleceğinde önemli rol üstleneceklerini vurgulamışlar.

Batı Türkiye’nin siyasi kariyerine değil, coğrafi konumuna şimdilik boyun eğmiş. Ama bunun bir sınırı var. Taştekin’in dediği gibi “sakıncalı” örgütlere militan, silah taşıma; AB’ye karşı mülteci baskısı kullanma; YPG- PYD legal muhalifleri terörist görme bardağı taşırabilir. Suriye Kürdlerine yapılan çifte ziyarette “özel ilişkimiz Cenevre’den daha önemli. Sonraki aşamaya katılacak ve Anayasa sürecinde olacaksınız” demeleri ne kadar inandırıcı?

Görülen o ki, denize düşen yılana sarılır misali Rojava Kürdleri bu ziyareti desteğin bir teyidi; askerî, siyasi tanıma olarak görüyorlar. Ortaklığın IŞİD’e karşı sınırlı kalmayacağı umudunu taşıyorlar. YPG, PYD, Türkiye arasında sıkışan ABD sözüne ne kadar sadık kalır şüpheli. Zira Rojava Kürdlerinin bu saatten sonra “özerklikten” vazgeçmeleri mümkün değil.

Son hedef olan Rakka ve Cerablus’un durumunun ne olacağı da bir muamma. Ancak bir gerçek var ki Cenevre’den bir sonuç çıkmazsa Batı, dünya, Esad yönetiminin karşı çıkmasına rağmen Rojava Kürdleri fiili özerkliklerini savaşı göze alarak sürdürecekler. İşte tam burada gelecek yüzyılda birlikte yaşamak için strateji değiştirerek Kürdler ile işbirliğini yeniden canlandırma Türk ve Kürdlerin geleceğini teminat altına alır. Değilse herkes kaybeder.

Hazır ABD, Kürdler ile müttefik iken, Türkiye Rusya ile sorun yaşarken, Türkmenler Suriye’den kovulurken Rojava Kürdlerini “terörist” saymak, ABD desteğine rağmen gerekirse operasyon düzenleriz demek Türkiye’ye yarar değil zarar getirecek. Taştekin’in dile getirdiği “Suudi finansörlüğünde bir macera mı” tespiti, sadece macera değil bölge ve Türkiye’nin geleceği için bir felaket senaryosu olur.

Siyasetini iç- dış Kürdler üzerinde kurgulayarak Kürdleri dışlayan Kürd fobisi politika üretmek Kürdleri ABD, AB ve Rusya’nın yanına çekmek demektir. Bu da Türkiye için hiç hayra alâmet bir gelişme olamaz. Kürd halkının son 10 yılda elde ettikleri kazanımları kimse gözardı etmemeli. Kürdler Irak hariç, şimdilik üç parçada devletsiz eşit, demokratik ve adil bir çözüme razılar. Dünya ne yaparsa yapsın boştur. Kürdler büyük oyunu bozmaya niyetli.

Dileriz oynanan tuzaklara rağmen olumlu adım atılır; en azında denizlerde boğulan o çocuklar adına, taş üstünde taş, baş üstünde baş kalmayan; 300 bin ölü, 6 milyon Suriyelinin göçü; yakılan, yıkılan Türk ve Suriye şehirleri adına barış ve huzur gelsin isteniyor.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums