- 4.04.2020 00:00
Partili Cumhurbaşkanı Erdoğan 30 Mart 2020 Tarihinde milyonlarca insanın umutla beklediği açıklamasını kameraların karşısına geçip canlı yayında “Biz Bize Yeteriz Türkiyem” sloganıyla kampanyayı 7 maşımı bağışlıyorum diyerek, vatandaşlardan destek isteyip ;bağış yapılacak Bankaların İBAN numaralarını vererek kampanyayı başlattı.
Halkın beklediği devlet yardımı olarak bir Lira bile söz konusu olmadı.
Milyonlarca insan hayal kırıklığına uğradı.
Kampanyanın özeti Erdoğan vatandaşa; benden bir şey beklemeyin devlette para yok, Pamuk eller cebe,Alah versin başka kapıya dedi.
Milyonlarca işsiz,işini kaybeden,iş yerleri kapattırılan küçük esnafa ve 5 milyon sokaktan para kazanarak evine ekmek götüren kağıt toplayıcısı,hurdacı,simitçi,kestaneci ve işportacıya, ekonomik olarak bu insanlara; açıkladığı paketten 5 bin liranın altında hane geliri olanlara, kamu bankalarından 6 ay ertelemeli 30 ay vadeli 10 bin TL’lik kredi çıktı.
Bir de Ramazan ayında vatandaşlar fitresini ve zekatını bağış olarak verebilirler dedi. DİB başkanı da bu çağrıya caizdir diye fetvayı verdi.
Hani dünya bizi kıskanıyordu, kıskanan ülkelerin Virüse karşı vatandaşlarına açıkladığı ekonomik Trilyon ve milyar dolarlık hibe paketiyle, sizin açıkladığınız paketi bir kıyaslayın.
ABD’nin Virüse karşı vatandaşına hibe olarak dağıtacağı ekonomik paketi 2 Trilyon dolar,Almanya 612 Milyar dolar,İngiltere 460 milyar dolar,Fransa 300 miyar dolar,İspanya 258 milyar dolar,Kanada 58 milyar dolar.
Türkiye 15.3 milyar dolar.
Büyük devletiz demekle büyük devlet olunmuyor, halk arasında bir söz vardır ainesi iştir kişinin lafına bakılmaz, diye.
Hani yeri göğü inleterek meydanlarda konuşuyordunuz ya; Türkiye dünyada ABD ve Almanya’dan daha fazla vatandaşına milli gelirden pay veren ülke diye? Koronavirüs kimin büyük olduğunu ortaya çıkarttı.
Hani IMF’ye borcumuzu sıfırladığımızı söylüyor,IMF’ye 5 milyar dolar borç veriyorduk?
Hani merkez bankasının kasasında 90 milyar dolarımız vardı?
Hani Türkiye 4 milyon Suriyeliye 40 milyar dolar harcamıştı, gerekirse bir 40 milyar dolar daha harcarız diyordunuz.
Suriyeliye verilen milyar dolarlar kendi vatandaşına gelince neden, yok?
İlk önce aşağıda sıralayacağımız fonlarda toplanan paraların akıbeti hakkında Erdoğan ve küçük ortağı bunun, hesabını bir versinler?
-Kızılay gibi bir buçuk asırlık tarihi olan bir kurumun başında duran ve Başkent Gazın Ensar Vakfına 8 milyon dolarlık bağışı, Kızılay üstünden vergi kaçırtan bu şahıs görevden alınmadıkça ve yargı önünde hesap vermedikçe bu kampanya, inandırıcı olamaz..
İşsizlik fonunda toplanan 131 milyar liranın nerelere harcandığının dokümanı ortaya çıkartılmadıkça..
15 Temmuz şehitler ve gaziler verilmek için toplanan 338 milyon lira yerine ulaşmadıkça..
Beşiktaş’ta terör saldırısında 2016 yılında olan ve 2017 yılında şehit düşen ve gazilere verilmek için toplanan, 52 Milyon TL’nin nerede olduğunu açıklamadıkça..
Elazığ deprem zedeler için toplan 73 milyon liranın nerelere harcandığının hesabını vermedikçe..
Merkez bankasının ihtiyat Akçesi olan ve zor günler için fonda bekletilen, halk arasında kefen parası olarak bilinen 42 milyarın, nereye harcandığını belgeleriyle ortaya koymadıkça..
Yukarıda sıraladığımız fonlarda olan paraların ilk önce hesabını verin ki vatandaş çağrınıza destek versin.
Ülkeyi şeffaf bir şekilde yönetmedikçe muhalefeti, sivil toplum ve meslek örgütlerini yok saymaya devam ettikçe, toplumda ayrışmalar ve gerginlik daha da geriliyor.
Bu ayrıştırıcı zihniyetiniz değişmedikçe inandırıcı olamazsınız.
Muhalefet belediye başkanlarının başlattığı bağış kampanyasının banka hesaplarını İçişleri bakanlığı bloke ettiğini açaıkladı gerekçesi de;devlet içinde devlet olmazmış. Kuzu suyu bulandırdı.
Peki,başta Ensar Vakfı, diğer dinci vakıflar ve Türgev’in topladığı bağışları, İçişleri Bakanı niye bloke etmiyor, bu size yakın vakıfların yaptıkları, neden devlet içinde devlet olmuyor?
Muhalif belediye başkanlarına kamu bankalarından kredi verdirmiyor sunuz, belediye başkanları yurt dışından hazine garantili kredi buluyor, hazine bu krediye kefil olmuyor, şimdi de muhalif belediyelere bağış kampanyası yaptırmıyorsunuz, söyleyin fırıncılara bu belediyelere ekmek vermesin.
Bu kadar da partizanlık ve art niyet olmaz ki, toplumun resmen sinir uçlarıyla oynuyorsunuz.
Bu anlayışla mı, toplumu kucaklayacak ve Küresel virüsü bertaraf edeceksiniz?
Uygulamalarınız buram buram ayrıştıran fanatik bir partizanlık kokuyor.
Yandaş,dinci ve havuz medyasında çıkan koronavirüs yorum ve haberleri inanılır gibi değil, tam bir deli saçması.
Neymiş efendim muhalefet sokağa çıkma yasağını niye ısrar ediyor;ekonomi çöksün Erdoğan iktidardan düşsün diye ısrar ediyorlarmış. Dünyanın en gelişmiş ülkelerinde sokağa çıkma yasakları uygulanmıyor mu?
Bu virüsü Yahudiler çıkartmış ve hepimizin genlerini değiştirmeye yönelik miş..
Virüs’ten en çok ölümler Avrupa ülkelerin de ve ABD’de olmuyor mu?
Sanki virüs bizde muhalefeti koruyan iktidarı ve taraftarını öldüren üzerine formatlanmış bir salgı.
Kovid-19 Virüs salgınını şeffaf yönetmiyorsunuz.
İşte muhalif medya üzerinde yaptığınız baskı ve gözaltılar bunu gösteriyor.
Kocaeli,Düzce ve Zonguldak olmak üzere ülke genelinde bir çok noktada muhalif olan yerel gazetecilerin gece evleri basılıyor koronavirüs üzerine haber yaptıkları için,gözaltına alındıkları ve baskı uyguladıkları haberlerini okuyoruz. Kocaeli’de muhalif olan Ses Kocaeli gazetesinin yazarları İsmet Çiğit ve Güngör Aslan, Düzce Yerel ve Marmara Yerel sitesinin yöneticisi, gazeteci Nevzat Cingirt bunlardan bir kaçı. Emniyette açıkça bu gazetecilere Virüsten ölenleri haber yapmayacaksınız, diyorlarmış.
İktidarın Virüsten ölen gerçek ölü ve yoğun bakımda yatan hasta sayısını vermediği konuda; muhalefette, muhalif medya da olduğu gibi Tabipler Birliğinin temsilcileri çıktıkları televizyon kanallarında, bunu dile getiriyorlar.
Dönem siyaset yapma dönemi değil, insanların sağlığını, açlığını ve ölüm korkusunu bertaraf etme dönemi.
Milyonlarca insanın Erdoğan’a çağrısı: virüsün yaygın olduğu illerde sokağa çıkma yasağını ilan etmesi için soruyorlar,toplu ölümleri mi bekliyorsun diye?
Koronavirüs uğradığı her yerde ülkeyi yönetenlerin zihniyetini değiştirdi ama Erdoğan’ı değiştiremedi.
Erdoğan kendine biat etmeyenleri seçilmiş, seçilmemiş hiç fark etmiyor ve bıraktığı yerden, yok saymaya devam ediyor.
Birbirimizi yok edemiyoruz ama Kovit-19 halledecek gibi.
Yorum Yap