- 13.05.2019 00:00
Baştan şunu belirtelim YSK’nın kararını şöyle okumakta bir sakınca yok :
”Her parti özgürce seçimlere girme hakkına sahiptir yalnız seçime giren partiler,birinciliğin Akp’nin olduğunu kabul etmek şartı ile.”
6 Mayıs 2019 tarihinde Yüksek Seçim Kurulu (YSK) İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını “4’e karşı 7 oy” ile seçimin yenilenmesine karar verirkenTürkiye’de ‘sivil bir darbe’ yaptı.
Seçimin iptali doğrultusunda karar veren 7 hakim resmen Akp’nin temsilcisi olduklarına karar vermiş oldular.
YSK’nın bu kararı aynı zamanda bu zamana kadar YSK’nın aldıkları içtihatlarla da tezat oluşturmaktadır.
20 Nisan 2019 tarihinde İyi Parti’nin Bursa Mustafa Kemal Paşa ilçesinde sandık kurullarında bulunan görevlilerin devlet memuru olmadıkları itirazını, YSK oy birliği ile reddetmiştir.
YSK hala İstanbul için gerekçeli kararını açıklamadı ama, iptal açıklamasında 202 sandık kurulunda görevlilerin kamu memuru olmadığına karar vererek, oylara müessir yani etki yaptığını varsayarak ve gerekçe gösterip seçimlerin yenilenmesine karar verdi.
Peki aynı sandıkta görevli kişiler atılan oylarda aynı zarfta olan dört oyun üçünün,İlçe belediye başkanlık tercihini,belediye meclis üyeliklerini ve Muhtarlık için kullanan pusulaları YSK doğru bulurken;İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığı için kullanılan oyları nasıl geçersiz sayıyor?
Aynı kişiler üç oyu doğru sayıyor ve hile olmuyor da, bir oy üzerine nasıl hile yapıyor?
İşin daha garip yanı 202 sandıklarda kullanılan oyların yüzde 50.5’ni Binali Yıldırım’a , yüzde 47’si Ekrem İmamoğlu’na çıkmasına rağmen,YSK iptal kararı veriyor,İlçe Başkanlıklarının ve meclis üyeliklerinin seçiminin iptaline ihtiyaç duymuyor..
Çünkü İstanbul’un 39 ilçesinin 25 Belediye Başkanlığını Akp’li adaylar kazanmış.
Çoğunluk ilçeleri Akp’de eksik olan İstanbul Büyük Şehir Belediye başkanlığını da, Akp’ye verelim kararıdır YSK’nın kararı.
YSK’nın bu kararı,hiç bir yönü ile hukuki bir değerlendirmeye ve yoruma gerek yok, tamamen siyasi bir karar olduğu tartışılmaz bir vaka.
YSK’nın böyle bir siyasi karar alacağının işaretini Erdoğan bir yıl önce,YSK’da yaştan emeklisi gelmiş 6 hakimin görevini bir yıl uzatması, önceden planlanmış tesadüf olmayan bir karar olduğu şimdi daha iyi anlaşılıyor.
Görevleri bir yıl uzatılan YSK’a üyesi hakimler şu isimlerden oluşuyor;YSK başkanı Sadi Güven başkan seçimlerin yenilenmesine karşı oy kullanmış,diğer hakimler Nakiddin Bugday,Faruk Kaymak,Refik Eğri,Zeki Yiğit ve İlham Hanagası’ndan oluşuyor.
7 üyenin Erdoğan’ın çağrısını dikkate alarak seçimlerin yenilenmesi doğrultusunda oy kullanırken,hiç bir görüş belirtmediklerini öğreniyoruz.
Erdoğan İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi de kaybeder diyordu.
Erdoğan İstanbul’u aşkı Ankara’yı da evi görüyordu.
Aşkını ve Evini kaybeden Erdoğan adeta çıldırdı ..
Erdoğan sonunda YSK’nın İstanbul Belediye Başkanlığı seçimler üzerine kararını, vereceği tarihi açıklayınca:
”YSK’a bu seçimi yenileyerek suçunu bertaraf etsin diye açık çağrı da bulundu.”
YSK seçimleri iptal etmeseydi, seçimin iptaline karşı çıkan hakimler kesin FETÖ’cülükle suçlanır ve görevden anında uzaklaştırılır, geçmişi masaya yatırılır ve hedef gösterilirdi.
İstanbul seçimlerinin iptali sonrası çok farklı görüşten olanların bile buluştukları;hukuki olarak yapılan eleştiri ve yorumlarda birleştikleri tek cümle “bu karar hukuki değil siyasi” olduğu konusunda görüş birliğinin ortaya çıkmasıydı.
YSK’nın kararları üstüne iç ve dış kamuoyundan gelen tepkiler düşündürücüydü.
46 İlin Barosu ortak bir açıklama yaparak YSK’nın kararının hukuksuz olduğu üzerine bildiri kaleme alarak; bu bir siyasi karar ve sivil darbe diye açıkladılar...
En rasyonel,düşündürücü ve çarpıcı radikal görüş Avrupa Birliğ(AB) den geldi:
”YSK’nın İstanbul seçimlerinin iptal edilmesi Erdoğan’ın seçimle görevini bırakmayacağının işareti,olarak açıklamada bulunuyordu.”
AB’nin bu açıklaması Türkiye’nin demokrasi liginden düştüğünün itirafı gibiydi.
23 Haziran’da yapılacak seçim bir İstanbul Belediye Başkanlık seçimi olmayacak;demokrasi güçleri ile muhalefetin iktidarını tanımayan ve seçimle görevi bırakmayacağını ortaya koyan, parti devletinden yana olanlar arasında geçen bir referandum olacak.
Aynı zarftan dört oy çıkıyor üçü doğru bir iptal bunu anlatamazsınız, bu bir sivil darbedir.
Hani sandık demokrasinin namusuydu?
Mücadeleye devam ya demokrasi ya faşizm, bunun pazarlık payı yok.
Yorum Yap