DEVLET GÜNEY DOĞUYA BİR DAHA GELMEYECEK GİBİ BİR VAHŞET İŞLİYOR

  • 28.11.2015 00:00

 7 Haziran seçim sonuçlarıyla başlayıp 1 Kasım seçimleriyle zirve yapan Güney Doğu’da  devlet;HDP’nin güçlü olduğu bazı ilçeleri abluka altına almış günlerce sokağa çıkma yasağı getirerek, asayişi sağlamak adına bir savaş başlatmış durumda;askeri darbelerde olmayan, savaşlarda  bile rastlanmayan  bir şekilde devlet abluka altına  aldığı ilçelerde, yaşayan halkı aç-susuz bırakarak,temel ihtiyaçlarından mahrum ederek terbiye etmeye çalışarak bir halka vahşet uyguluyor.

Bu ilçelerde özel timin kurşunlarıyla 132 sivilin öldürüldüğünü rapor ediyordu İnsan Hakları Derneği ve Mazlumder’in raporları. Asker ve polis baskısı hız kesmeden sürüyor, abluka   altında olan ilçelerden çevre il ve ilçelere toplu göç başlamış, bölge milletvekilleri bu ilçelere sokulmuyor, bölge halkı ise diken üstünde büyük bir tedirginlik yaşarken,garip olan ülkenin batısı da seyrediyor.Bu yöreden doksanlı yıllarda olduğu gibi göç batıya değil de, yine o bölge içinde kalması ve bölgeyi terk etmemesi dikkat çekici bir durum!.

Bu savaş görüntüleri ve uygulamalardan çıkarttığımız ilerisi için bir karamsarlık tablosu çizmek anlamında söylemediğimiz gibi, felaket tellallığı da yapmıyoruz, bölge halkının  zalim devletten bir kopuşu yaşanıyor.

Toplumu kucaklamak isteyen, vatandaşının can ve mal güvenliğinden sorumlu olan demokratik hukuk devletinde olmayacak,  bir insanlık dramı yaşanıyor sokağa çıkma yasağı ilan edilen ilçelerde.

Devletin  güvenlik politikası adı altında bölgedeki uygulamaları, bir daha bu bölgeye gelmeyecek ve uğramayacak işgal kuvvetleri gibi vahşet işlemesi de,bunu doğrulamıyor mu?

Bölgeyi ziyaret eden olayları yerinden takip eden HDP ve CHP Milletvekillerinin gözlemleri ve raporları bunu teyit ediyor.

Bölge insanlarında,devletten kopuş olayını açık bir şekilde dile getiren CHP Genel Başkan Yardımcı İstanbul milletvekili eski insan hakları savunucusu avukat Sezgin Tanrıkulu: ”bölgede devletten ciddi bir kopuş yaşanıyor,diyerek iktidarı uyarıyordu.”

Bölgedeki halka yapılan vahşeti yerinden takip edip ve önlemek için giden milletvekilleri, o ilçelere sokulmuyor hatta güvenlik güçlerinin şiddetine maruz kalıyor, hem de hastanede müşaade altında tutulacak kadar. Dokunulmazlığı olan Milletvekiline böyle davranan bir güvenlik güçlerinin sivil halka nasıl davranacağını  siz düşünün.

Bölgede yaşanan çatışmalı ortamı ortadan kaldırmak için HDP ve CHP milletvekilleri,TBMM’ne  araştırma komisyonu kurulmasını öneriyorlar, fakat Cumhurbaşkanı Erdoğan ve onun emanetçisi Başbakan Davutoğlu  bir tek terörist kalmayana kadar operasyonlar sürecek diyerek, CHP ve HDP’nin önerilerini AKP’liler çoğunluk sayısıyla  reddediliyor.

Beyaz Torosların yerini alan kendilerini de ‘Eseddullah’(Allah’ın aslanları) olarak tanıtan kar maskeli Özel Timler,beyaz Torosları aratan yargısız infazlar  yapıyorlar.

Kendilerini “Eseddullah” olarak tanıtan Özel Timlerin Cizre’de ve Silvan’da Kürtlerin evlerinin kapısına ve duvarlarına yazdıkları yazılara bir  göz atalım, nasıl bir katliam işlediklerini duvarlara ve kapılara yazılan yazılar ele veriyor.

İşte Esedullahçıların yazdıkları yazılardan:”Esedullah burda”,Devlet geldi”,”Türksen Övün değilsen itaat et”,”Kızlar geldik derininize ineceğiz”,”ne mutlu Türküm diyene”,”Türkün gücünü göreceksiniz”,”Kanımız aksa da zafer islamındır” gibi, ayrıca  bir partiye ait olan ‘üç hilallerin’ duvarlara çizilmesi var.Şırnak’ta çatışmada ölen bir PKK’lının cesedini zırhlı araca boynundan ip bağlayarak sürükleyen de,Varto’da PKK’lı bir genç kızın cesedini soyarak sokağa atanların da bu Esedullahçılar olduğu tartışılmaz bir vaka.

Bölge de asayişi sağlamaya giden kar maskelilerden oluşan sayıları yüze yakın olan, bir operasyon dönüşü bir ilçe emniyetinin önünde, havaya bir dakikaya yakın mermi sıktılar ve ardından da tek bir getirerek tamamladılar.Attıkları sloğan IŞİD’in sloğanıydı idi,ya Allah bismillah, Allah’u Ekber gibi.Bu zihniyetle Kürtleri tahrik ederek ve katliam yaparak,burada yaşayan insanları yerinden yurdundan göçe zorlayarak, bölgeye huzur mu getireceğinizi sanıyorsunuz?

Devletin,Cizre’de,Silvan’da,Nusaybin’de uygulamalarını ve ortaya çıkan manzaraları seyrederken birden gözümün önüne; Yugoslavya dağıldıktan sonra Sırp askerlerinin Bosna’da halka yaptığı katliamın görüntüleri ve izleri canlandı.

İnsanlık suçu işleyenlerin  yaptıkları cezasız  kalmaz,şu da iyi bilinmeli ki özgürlük mücadelesi veren halkları da hiçbir güç yolundan çeviremez.

Eğer devlet aklı devreye girer; bölgedeki bizi de içine saran Suriye iç savaşından bir ders çıkartılmazsa şu kaçınılmaz görünüyor;Türkiye Cumhuriyetinin Güney doğudaki güvenlik ve asayiş adı altında yaptığı insanlık dışı uygulamaları cezasız kalırsa,devlet bir daha o bölgeye giremez, Kürtlerde devletle köprüleri atar.

PKK,devletin Kürtler karşı uyguladığı politikalarının sonucu, 29.isyan olarak ortaya çıkmış, bunu Genelkurmay belgelerinden okuyoruz. Kürtlerin içinden doğmuş devletin diliyle savaş veren iki buçuk milyon insanın Abdullah Öcalan ’benim siyasi iradem dediği’ bir kitlenin üzerine oturan bir  örgüttür PKK.PKK’nın böyle bir gücü olmasaydı Oslo’dan İmrallı-Kandil üçgeninde Dolmabahçe mutabakatına uzanan bir barış görüşmesini devlet yapar mıydı?

PKK ile masaya oturan devlet neden,TKPML,THKPC ve Dev-Sol gibi silahlı sol örgütlerle niye görüşmedi?Tabanı olmadığı için.

Zülfi Livaneli’nin köşesinde okumuştum Vatan gazetesinde yazdığı süreçte:”eğer devlet Kürt sorununu çözemezse, bir gün BirleşmişMilletlerinin mavi bereli askerini, Türkiye’nin belli bir sınırına dikerlerse “ kimse şaşırmasın diyordu.

Demirel,doksanlı yılların ortasında Güney doğuda PKK ile güvenlik güçlerinin zirve yaptığı çatışmalı süreçte, başbakan iken şöyle demişti: “bir halkı yanınıza almadan sorunları çözemezsiniz.”

O halkta belli,Kürtler.

Kürt sorunu siyasi bir sorundur;Kürt sorunu  Türkiye’nin de sınırlarını aşıp bölgesel bir sorundan da çıkıp, evrensel bir soruna dönüşmüş; Kürtler Orta Doğu’da IŞİD’e karşı karadan savaşan en etkili bir güç olarak ABD ve Batının güvenilir tek müttefiki konumundadır.

Ya Kürtlerin demokratik eşit vatandaşlık haklarını vererek barışçı bir ortamı yaratırız, ya da Kürtler kendi yollarını belirler.

Artık Küreselleşen dünyada egemenlik safsatasına sığınarak,toplumun asayişini sağlayacağız diyerek bir halkı günlerce ev hapsinde tutamazsınız; ‘İnsan Hakları’ bir ülkenin içişleri sorunu olmaktan çıkmış ve tüm insanlığın ortak sorunu haline gelmiştir.

                                                                                                                             

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums