Bu servetin kaynağı ne?

2022 senesinde Türkiye’de kişisel serveti otuz milyon doların üzerinde 1761 kişi varmış. 2023 yılında sayı 1932’ye yükselmiş. Doğrusu merak ettim. Bu büyük servet artışının kaynağı ne? Üretimden mi kaynaklı yoksa başka bir şeyden mi?

“Türkçe kuyumculuğu”

Büyük Umutlar

Charles Dickens’ın Büyük Umutlar’ın yazıldığı dönemleri andıran bir aralıktan geçiyoruz. Şimdi bambaşka bir çağın sancılarını yaşıyoruz. Dünya çeşitli sorunlar yaşarken Türkiye çürüyor. Gene de seçim sonuçları “ufuneti” aldı, umut kıpırtılarına hız verdi.

Erguvanlar...

2007 yılı medyasına “Baba Evi” üzerinden örnekler verirken ortak konunun insan olduğunu fark ettim. İnsanı inkâr eden ve hamasete abanan bir garipliğin sürekli büyüdüğünü de bir kez daha gördüm. Şimdi gene erguvanlar zamanı. Bahar, umudu ile geldi.

Siyasetçinin derdi, halkın derdi

Seçim bitti. Seçilenlerin pek çoğu zenginlik ve itibar edinme yolunda önemli adımlar attılar…Onların hayatı kurtuldu. Ama bu sistem devam ettiği, demokrasi gelmediği sürece bizlerin yaşamlarında milim iyileşme olmayacak.

Basın Tarihi: “Neo-liberal politikalar” klişesi…

Dünya yeni bir çağın bütün altüst oluşunu, acıyla, kanla, diktatörlerle, savaşlarla yaşıyor. Biz ise hem acı çekiyoruz hem de niye acı çektiğimizi bilmiyoruz.

“Devlet eliyle sivil toplum”

Bu hafta sonu yapılacak seçimlerin sonuçları ne olursa olsun, millet “buranın efendisi benim” demedikçe, özgürlük, eşitlik, barış ve refah talep etmedikçe Türkiye öyle kolayından değişmeyecek.

Kürt meselesi çözülüyor mu?

2007 yılı ile 2024 arasında yaşananlar açısından milim değişen bir şey yok. Benzer baskınlar, benzer ölümler, benzer tepkiler. Niye hiçbir şey değişmiyor? Çünkü gerçek bir hukuk devleti olmayı, demokratik cumhuriyete dönüşmeyi ısrarla reddediyoruz.

Buyurun 'Ankara Kriterlerine'

Gerekirse “adına Ankara kriterleri deyip” yola devam ederseniz o yol, getirir böyle bataklığa sokar. Kopenhag kriterlerini, demokrasiyi, hukuku, insan haklarını, azınlıkları korumayı reddetmenin bedelinin ülke için ne olduğunu görebiliyorlar mı acaba?

Kutuplar ve biz

Kutuplar eriyor. Küresel iklim krizi derinleşip yoğunlaşıyor. Geçen ay, dünya genelinde şimdiye kadar kaydedilen "en sıcak şubat" oldu. Aslında ciddi ve sinsi bir felaket adım adım yaklaşıyor. Türkiye ise kutuplardan da hızlı eriyor.

“Ulusalcı”nın robot portresi

Ulusalcıların ortak özelliklerini özetlediğimizde, milliyetçi, devletçi, laik, Batı düşmanı, ordu vesayetinin savunucusu, dindarların hepsinden kuşkulanan, Kürtlerin haklarını istemesini ihanet olarak gören, göçmen düşmanı bir insan tipi çıkıyor karşımıza

Türklerle Yunanlılar arasında “gay” polemiği

17 yıl önceki bir gazetede ilk yasağın medyaya yansımasına yeniden şahit oldum. Youtube’la ilk kapsamlı ilişkimiz kavga ve yasaklamayla başlamış gibi görünüyor. Bana tanıdık bir davranış biçimi gibi geldi.

Dünya’da belediyecilik

Belediye seçimleri yaklaşıyor ama biz belediyecilikten başka her şeyi konuşuyoruz. Önemli olan insanca yaşamak için çözümler aramak değil, rakibini yenmek. Sonra da yenenle yenilenin birlikte bir sefalete sürüklenmesi tabii.

Bir Kürt, bir Alevi ve bir yazar

İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi, 4 yıl 7 ay hapis yattığı Silivri’de yazdığı romanlar bugüne kadar 26 ülkede yayınlanan, çok önemli ödüller alan yazara, 6 yıl 8 ay ceza verdi. Anayasa’nın 90. maddesini yok sayarak ve AİHM Kararı’ndan söz etmeden.

"17-25 Aralık" ABD’de devam ediyor

Türkiye’den erişim engeli olan “Amerika’nın Sesi”nden Halk Bankası davasının bu çarşamba görüşüleceğini öğrendim. Türkiye’de 17 Aralık soruşturmasına takipsizlik verilmişti. Bakalım 2 gün sonra Halk Bank davasında ABD yargısı ne karar verecek.

Seri katil

İliç'te 9 insanımız "çöken bir dağın" altında kaldı. Bu ve benzeri ölümler birbirinden bağımsız cinayetler değil. Bir seri katilin kurbanı bütün bu insanlar. AB standartlarını bile isteye reddeden bir açgözlülükle aldırmazlığın öldürdüğü insanlar bunlar.

Komutanın sır ölümü….

17 Şubat 1993'te dönemin Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis, içinde bulunduğu uçağın “henüz aydınlanamayan nedenlerle” düşmesi sonucu öldü. .Önceki gün ölümünün 31. yıl dönümüydü Aradan 31 yıl geçiyor bu ülke hala bu ölümün sırrını çözemiyor…

İnatçı ineklerin Türk usulü başkanlığı

Çocuklarına pirzola yediremeyen, süt içiremeyen bir toplum, kendisine nasıl bir gelecek hayal ediyor acaba? Bu toplum ve bu toplumun siyasetçileri “temel sorunu” tartışıyorlar mı? Peki, bu sorunu yerel seçim sonuçları çözer mi?

“Asrın tren yolları”…

Fransa da biz de hızlı tren dönemine geçiyoruz ama bizde insanlar ölüyor ve bunun düzgün biçimde araştırmasını ve yargılamasını yapamıyoruz. Sadece demiryollarının durumunu incelemek bile Türkiye’nin bugünkü düzeyi konusunda epeyce ipucu veriyor.

Katil kim?

Önceki sabah Adana’da…

Yapı denetim görevlisi Ömer Toktaş, Kıyıboyu Caddesi'nde bir inşaatı denetlemeye gitti.

Denetim sırasında inşaatta bulunan eksikleri tutanağa yazdı.

İnşaatın müteahhidi, eksikleri yazdığı gerekçesiyle yapı denetim görevlisi Ömer Toktaş'a silahla ateş etti.

Toktaş hastaneye kaldırıldı. Durumunun iyi olduğu öğrenildi.

İnşaatın eksiklerini gidermek yerine müteahhittin yapı denetim elemanını silahla yaraladığı bir toplumsal iklim, ülkenin içinde bulunduğu durumla ilgili epeyce ipucu veriyor.

xxxxxxx

Yapı denetimine tahammül edemeyen müteahhitlerin bulunduğu Türkiye’de yarın 6 Şubat depreminin yıl dönümü.

Dokuz saat arayla yaşanan 7,8 ?ve 7,5 büyüklüklerindeki iki depremde resmî rakamlara göre 53 bin 537 kişi öldü, 122 bin kişi yaralandı.

Birçok tarihî yapı da dahil olmak üzere 35 binden fazla bina yıkıldı ve 300 bine yakın bina ağır hasar aldı.

Deprem sonrası 2 milyondan fazla kişi barınma sorunu yaşarken en az 5 milyon kişi de farklı bölgelere göç etti.

Cumhuriyet tarihinin en büyük deprem katliamı yaşandı.

xxxxxxx

Hatay Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Çelikkol ölümlerin gerçekleştiği 1759 bina tespit ettiklerini, bu binaların 975’inin ruhsatsız yapı olduğunu açıkladı.

Deprem Suçları Soruşturma Bürosu'nda 22 bin 581 soruşturma dosyası açılmış. Birleştirme sonucu bu dosyalar 3 bin 522 dosyaya dönüştürülmüş ama yıkılan binalardaki yapım kusurlarıyla ilgili sadece 113 kişi tutuklanmış.

Dava açılanlar ve tutuklananlar arasında müteahhitler, yapı denetçileri ve teknik personel var ancak hakkında dava açılan tek bir kamu görevlisi, seçilmiş belediye başkanı veya belediye meclisi üyesi yok.

xxxxxx

Binlerce insan öldü.

Niye? Ruhsatsız binalara göz yumulduğu, denetimler sıkı tutulmadığı, binalar çürük yapıldığı için.

Göz göre göre cinayet işlendiği için.

Doğru dürüst binalar yapılsaydı o binalar depremde yıkılmayacak, insanlar ölmeyecekti.

Adıyaman’da AB standartlarında yapılan Kültür Merkezi, Kahramanmaraş’ta Mühendisler Odası binası, depremin tam göbeğinde yer almalarına rağmen dimdik ayakta duruyorlar.

Bu iki bina “cinayetin” iki kanıtı gibi.

Şimdi Kahramanmaraş’ta yıkılmayan binanın bugünlerde kentin merkezinin rezerv alan ilan edilmesinin ardından yıkılacağı iddiaları var…

Belli ki deprem katliamının katilleri “depremin değil, binanın öldürdüğünü” ispat eden bir örneğin ayakta kalmasını istemiyor.

xxxxxxx

Türkiye’de insanların nasıl bile bile ölüme teslim edildiğinin bir başka kanıtı da Japonya’da yaşandı.

Japonya'da 1 Ocak'ta meydana gelen 7,6 büyüklüğünde depremde 161 kişi hayatını kaybetti, 103 kişi de kayboldu.

Toprak kayması sonucu da birkaç ev yıkıldı.

Japonya'nın Ishikawa Eyaletinin merkezinde meydana gelen depremin ortaya koyduğu bilanço ile Hatay depreminin bilançosu arasındaki fark, Türkiye’de çürük binalara konan insanların “öldürüldüğünü” açıkça ortaya koyuyor.

xxxxxx

Aynı şiddetteki depremin Japonya’daki bilançosu ile Hatay’da ortaya çıkardığı katliam arasındaki dehşet verici fark dünyanın da dikkatini çekiyor.

İnsan Hakları İzleme Örgütü, 6 Şubat depremlerinde yıkılan binalarla ilgili iddianameleri ve haberleri inceledi ve avukatlarla görüştü.

Her bir davada yargılanan ve sayıları genellikle 6 ila 12 arasında değişen sanıklar, müteahhitler, özel sektörde çalışan bina denetçileri ve şantiye şefleri olarak sıralanıyor.

Bu nedenle İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch/ HRW), Türk hükümetine 6 Şubat 2023 depremlerinde yıkılan binlerce kusurlu binadan sorumlu “kamu görevlilerinin” de hesap vermesinin sağlanması için çağrı yaptı.

İnsan Hakları İzleme Örgütü, "güvenli bina standartlarının çok altında kalan sayısız inşaat projesini onayladıkları veya deprem riskinin yüksek olduğu bir bölgede yapısal sorunları olduğu bilinen binalarda yaşayan insanları korumak amacıyla önlem almadıkları için" bu kamu görevlilerinin de sorumlu tutulması gerektiğini ifade etti.

xxxxxxx

İnsan Hakları İzleme Örgütü Avrupa ve Orta Asya Direktörü Hugh Williamson:

"6 Şubat 2023'te meydana gelen yıkıcı depremlerin yıldönümünde, Erdoğan hükümetinin sadece yeni baştan yapılanmaya değil, depremler sırasında mezara dönüşen evlere, hastanelere ve otellere izin verenlerden ve bunları inşa edenlerden hesap sorulmasını sağlamaya da odaklanması gerekiyor" dedi.

Williamson "Hiçbir inşaat çalışması belediye ve vilayet makamlarının izni olmadan yapılamaz, bu nedenle yetkililer hakkında soruşturma açılmalı ve sorumlulardan hesap sorulmalıdır," talebini vurguladı…

Kısaca “cinayet ekonomisine dur deyin ve hesap sorun” dedi.

xxxxxxx

Yarın 6 Şubat failinin cinayet ekonomisinin olduğu deprem katliamının yıl dönümü.

Katil kim?

İnsan Hakları İzleme Örgütü katillerin kimliklerini işaret ediyor.

Bu binaları yapanlar kadar bu binaların yapılmasına çeşitli nedenlerle göz yumanlar da cinayetten sorumlu.

Ama kamu görevlileri yargıya hesap vermiyor.

Bu cezasızlık, katilleri koruyan bu anlayış, bir dahaki depremde yine binlerce kurban verilmesi için zemin oluşturuyor.

xxxxxx

Depremlerde ölmek istemiyor isek bu cinayet ekonomisine dur demek gerekiyor.

Nasıl mı?

Öncelikle katilleri ortaya çıkarıp yargılayarak…

Sonra da Avrupa Birliği standartlarında binalar yaparak.

Ama Türkiye bu yolu hiçbir zaman tercih etmiyor.

Vatandaşlarını ölümün eline bırakmak nedense eskiden beri bu ülkenin yöneticilerine daha uygun geliyor.

"Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı" mı ?

2007 yılındaki AKP Beyannamesinde; “vesayet uygulamaları çağdaş normlara göre yeniden düzenlenmiştir” diye yazıyor. Mart 2024 yerel seçimlerinin en önemli konularından biri ise kayyumlar. Siyaset, utanması olmayan bir yalan makinası gibi.

Mars Kelebeğinin ölümü…

Türkiye’de milyonlarca insan ancak devlet yardımıyla geçinebiliyor. 1.8 kiloluk Mars helikopteri bir uzay kelebeği gibi ölüyor…21. Yüzyıl ne garip… İnsanoğlunun gücünü ve aczini bir arada sergiliyor.

“Muhalefet istemiyorum”

100 yılın sonunda neden hala “demokratik cumhuriyet” olamadık? Bırakın demokratik cumhuriyeti, siyasal İslamcı otoriter bir rejime nasıl savrulduk? “Muhalif istemeyen” bir noktadan yola çıkınca 100 yıl sonra “muhalif istemeyen” başka noktaya varıyorsunuz.

Çakma Montesquieu

2024'te 55 milyon dolar verip “uzay dolmuşuna” müşteri bindiriyoruz. Gerçek bir kuvvetler ayrılığı olsa, o 55 milyon doların eğitime mi, sağlığa mı, yargıya mı, emekliye mi yoksa “uzay müşterisinin” dolmuş ücretine mi gideceğine Parlamento karar verirdi.

BASIN TARİHİ-Çürümenin tarihi...

Bütün sorumluluğu siyasetçilere yüklemek fazlaca kolaycılık olur sanıyorum. Asıl soru, toplum niçin çürümeye, fakirleşmeye, baskıya hiç ses çıkarmadı? Toplumda güçlü bir kurtulma isteği gözükmüyor. Daha ziyade çürümeden bir pay koparma yarışı var.

Türkiye, dünyanın en büyük gücüne sahip...

"Yetmez ama evet" ve Deniz Baykal...

Blinken neden geldi?

Bir ülke yönetimi düşünün ki en yeni nesil savaş uçağı üretim projesinden çıkarılsın, parasını ödediği 2 uçağı alamasın ve bir model aşağı uçaklar alımına talip olsun, onu da İsveç’in NATO üyeliğine onay verme pazarlığına bağlasın.

2007-2024

“2023’de aya gideceğiz” derken özellikle 2017’den sonra nasıl bir çöküş dönemine girdiğimizi rakamlar ortaya koyuyor. 2007’de önünde koştuğumuz ülkelerin şimdi çok gerisindeyiz. Hukukta ve ekonomide Balkanların en döküntü ülkeleri arasındayız.

Nasıl bir yıldı, nasıl bir yıl olacak?

İnsanoğlu bazen yaşarken ‘önemsediklerinin’ daha sonra ‘önemsiz’, ilgisiz ya da habersiz kaldıklarının çok daha ‘mühim’ bir hale gelebildiğini görüyor.Hala bizler ‘politikayı’ önemsiyoruz ama yeryüzünü ve hepimizin yaşamlarını bilim değiştiriyor.

Basın Tarihi: “Nazım Hikmet Gözaltına Alındı”

Türkiye sanki dünyadan kopmuş bir meteor. Dünyanın gelişimine ayak uyduramıyor. Hep aynı yerde dönüp duruyor. Bir gün bu ülkede devlet ve toplum, yaşama “insan” üzerinden bakacak mı, insanın önemini anlayacak mı bilmiyorum… Bilen kimse de yok galiba.

Faşizm öldürür… Faşizm fakirleştirir

Bu hafta Türkiye’nin ölüm bilançosu da yükseliverdi. 12 genç insan hayattan koptu, aileleri acıyla kahroldu. Tabii bütün tecrübeli Türkiye vatandaşları gibi ben de aynı soruyu sordum: Uzun zamandır durmuş olan çatışmalar neden yeniden hortlayıverdi?

Şark’ta iktidar savaşları...

2007’deki siyasi gelişmeler, yılın başlangıcındaki kanlı kâbusu açıklar mı sorusunun cevabını arıyordum. Belki bu siyasi karmaşanın içinde kesin cevabı bulamayız ama Hrant’ın öldürülmesinin hangi ortamda gerçekleştiğini daha berrak görebiliriz.

Katiller firarda

Bir ülkede yargı yok ise cansız bedenler vardır. Katiller ise firardadır. Çetin Altan, buranın “kabuk devlet” olduğunu söylerdi. Devlete benzeyen bir kabuk vardı ama içi boştu. Şimdi o kabuk da parçalandı. Ortada devlete benzeyen hiçbir şey kalmadı.

"Bu kadar cehalet, ancak makam sahibi olmakla mümkündür"

Bir evden üç kişi yıllarını Babıâli'de geçirince, baba evi de basın tarihinin bir parçası hâline geliyor kaçınılmaz olarak. Bu nedenle yeniden baba evi haberlerine geri döndüm.

YÖK’leme…

PİSA sınavlarında nal toplayan, yılda 4 bin kişinin profesör yapıldığı bir ülkeyiz. Siyasal iktidar üniversiteleri evrensel kalitede, özerk bir hale getireceğine kendi niteliksiz arka bahçesine dönüştürdü. Bir topluma yapılabilecek en büyük kötülüğü yaptı

Özgür Özel samimi ise…

Gençlere “AB pasaportu” vaat eden Özgür Özel, işe Türkiye’nin iş cinayetlerinin, kamu ihale vurgunlarının ve halkın kesesinden dağıtılan teşviklerin önünü kesecek olan AB müzakere dosyalarının hayata geçmesini sağlamaya çaba sarf etmekle başlayabilir.

Türkiye’ye otopsi

Daha önceleri, “hayal ettiğimiz” Türkiye’ye nasıl ulaşırız diye çabalayıp duruyorduk. Artık neden “hayal ettiğimiz” Türkiye’nin çok uzağına düştüğümüzü araştırıyoruz?

“Sakıncalı çünkü liberal”

Bugün İttihat ve Terakki döneminden miras kalan liberal düşmanlığı azmanlaşmış durumda. Keza liberal demokrasi düşmanlığı da öyle. Otoriter yapı meraklıları bu kavramlardan nefret ediyor.

Türkiye’nin geleceğini belirleyecek liste

Türkiye neye gebe? Cevabı, gri listenin akıbeti üzerinden yaşayacağız. Ya gri listeden çıkarak yeni bir doğuma gidecek… Siyasal sonuçlar yaşanacak. Ya da çok fazla kirlendiği ve demokrasiyle hukuktan çok uzaklaştığı için düşük yapıp yoğun bakıma kalkacak.

Gülmeyi nasıl unuttuk?

2004 yılında Musa Kart, Erdoğan’ın dava açtığı ilk karikatürist oldu. Sonra arkası geldi. Galiba mizahtan kopmuş, soluklaşmış, gülmeyi unutmuş, doktor dövmekle övünen “asrın” ülkesine dönüştük.

Beni bul anne

Cumartesi Anneleri’nin AYM’nin iki kararına rağmen ancak beş sene sonra hukuksal bir zorbalığına hedef olmaması tabii ki sevindirici ama belli ki anayasal düzene, hukuk devletine dönüş için bir güvence olmaktan çok uzak.

Hep aynı hikaye

Yargıyla hukuk arasındaki köprü çöktü. Türkiye ne yazık ki hiçbir dönemde “hikâyesini” değiştiremiyor. Bunun bedelini de güvencesini, refahını, özgürlüğünü kaybederek ödüyor.

Neo-Susurluk dönemi

3 Kasım usurluk Skandalı’nın 27. Yıldönümüydü. Susurluk döneminden Neo-Susurluk Dönemi’ne geçtik En korkuncu da toplumun reflekslerinin neredeyse tümden kaybolmuş olması. Suça alışan bir toplum, çürüyen bir toplumdur.

Kadınca

Kadını birey olmaktan çıkarıp ailenin bir cüzü olmaya indirgeyen bir siyasal zihniyetin iktidar olduğu 2023 yılında kadının, kadın okurun ve kadın dergiciliğinin durumu nedir? Kadın dergiciliği bir baskı nedeniyle mi görünmez oldu?

Cumhuriyet burada… Demokrasi nerede?

Bu Cumhuriyet ne yazık ki “demokrasiyle” bütünleşemedi. Demokrasisiz bir cumhuriyetin başarılı olma şansı yoktur. Şunu da kabul edelim bu ülkede iktidar da muhalefet de daima gerçek demokrasiye karşı çıktı.

Hamas, El fetih, İsrail

Ortadoğu, insanlığın tüm hastalıklarının bir arada bulunduğu bir yer gibi gözüküyor. Galiba Ortadoğu’nun özeti şu iki cümle: Herkesin savaş için geçerli bir nedeni var… Kimsenin barış için geçerli bir nedeni yok.

Ölü çocukların ırkı olmaz…

Biz insanların ölmesinin acısını mı çekiyoruz? Yoksa din üzerinden bir başka dine karşı siyasal husumet ve propaganda yapmak için bahane mi arıyoruz?

Ara bilanço ya da Pivot'la

Hamas kanlı bir atakla çivisi çıkmış Orta-Doğu'nun pimini çekti. İsrail buna vahşetle cevap vermeye sıvanınca hayat korku filmine döndü. Ortaya "Dünya'da bunalım, Orta-Doğu'da cinnet" diyebileceğimiz rahatsız edici ve can yakan bir durum çıktı.

Kanlı bir cinnetin esiri olan rejimler...

Sonuçta, yaşları nedeniyle bu yüzyılın ortasını bile göremeyecek ihtiyarlar, bu yüzyılı yaşama şansları olan çocukları öldürüyorlar. Hangi "kutsal" gerçek çocukların hayatından daha önemli?

Binali Yıldırım'ın Üstü...

AK Parti'nin 4'üncü Olağanüstü Büyük Kongresi sonrası en çok Binali Yıldırım konuşuldu., "Üstü çizilen" Yıldırım'ın eğer ilerde yazılacak tarihte adı anılırsa, bu adın nasıl anılacağını bu haberler ve yazılar gösteriyor.

Hamas ve elektron dinamikleri

Dünya depremli bir coğrafyaya döndü. Çatışma, kan ve gözyaşı sahneden inmez oldu. Bilimle siyasetten biri sonunda galip gelip Yirmibirinci Yüzyıl’a gerçek rengini verecek. Ben bilimin kazanmasından yanayım. Ama siyasetin kazanmasını isteyenler daha çok.

Ahmet Altan'ın zarları...

Ahmet Altan'ın Silivri zindanında yazdığı 3. kitabı "Zarlar" Fransa'da piyasaya çıktı. Türkiye öyle hoyrat ve karanlık bir dönemden geçiyor ki... Yeryüzündeki edebi saygınlığı sürekli artan bir yazara yurt dışı yasağı hala uygulanabiliyor.

Zorbalığın sığınağı

Bu karanlık ortamdan tek sağlıklı çıkış hukuk devleti ve cumhuriyetin demokratikleşmesi iken terör sahne almaya çalışıyor. Yeni bir terör ve şiddet dalgası puslu havayı özleyen ve ondan medet umanların işine yarar. Türkiye ise bir kez daha kaybeder.

“AB ve ABD yanlısı kişiler ve yüksek sosyete”

Kara Kuvvetleri Komutanlığı, kaymakamlardan "AB yanlısı grupların fişlenmesini" istiyor. 2004 yılındaki bu haber, yıllardır Cumhuriyet’in neden demokratikleşemediğini, ülkenin neden elden ele, vesayetten vesayete savrulduğunu anlatan tarihi bir belge.

Gene gel…

Her şeye, uzayan ve hayatımızı kaplayan karanlık gecelere rağmen hayattayız ve yaşıyoruz… Bunu en çok eylüllerde hissediyoruz gibi geliyor bana.

Dün mahkeme başkanı, bugün avukat…

AYM, AİHM kararlarını yok sayan, suçsuz birisine gözünü kırpmadan “müebbet hapis cezası” verebilen bir mahkeme başkanı bugün avukat olmuş. Başkanı olduğu mahkemelerde kendi kararları ortada iken mağdurların hakkını mı koruyacak?

Jeopolitik pazarlık arsızlığı

Utanma ne zamandır ayıp?

Bu ülkeye dünden bugüne bakınca nihayetinde beş cuntacı generalin esiri olmaya devam eden koca bir toplum görürsünüz. 12 Eylül “Kenan Evren rejimini” pişkinlikle sürdüren bir siyaset kurumu var. İktidar da muhalefet de bu “rejimden” memnun gözüküyor.

Militarizm in, gelecek out…

Sezgin Tanrıkulu'na yapılanlardan sonra çürüyen yapının parça parça döküldüğünü ve topluca eski reflekslere dönüldüğü gördük. Ancak "bilgi çağında" verimlilik hızla düşüyor. Militarizme övgüler düzmek bu hayati soruya cevap vermiyor.

“Yetmez ama evet”…

Askeri vesayeti savunanlar, yaşananların panzehirini “geçmişte”, kitabevi bombalayan astsubayların “iyi çocuklar” olarak değerlendirildiği, faili meçhul cinayetlerin yaşandığı günlerde arıyorlar. Yaşananların panzehiri hukukta, demokraside, eşitlikte.

“Gözleri çıkarılmış bir ama gibi...”

Küresel Organize Suç Endeksi’nde Türkiye, 193 ülke arasında 12. sırada.. OECD’nin araştırmasına göre de okuduğunu anlama yeteneğine sahip olmayanların, nüfus içindeki oranı yaklaşık %39. Azmanlaşan uyuşturucu ve çöken eğitim. Gerisini siz tahayyül edin

Orhan Kemal’den N.D.’ye….

Aydınlarla, sanatçılarla, fikir adamlarıyla, muhaliflerle uğraşmaktan hiç vazgeçmediler. Ve her zaman kendilerine uygun muhbir vatandaşlar yarattılar. Orhan Kemal’e zulmederken sadece mektup kullanıyorlardı. Şimdi yanına cep telefonu da ilave ettiler

2030…

Dünyalı unsurların gündemi 2030 yılına hazırlanmak. Türkiye ise tüm bu gelişmelerden çok uzak, Osmanlı İmparatorluğu’nun 1912 yıllarında seyrediyor. Dünyanın yeni miladını da hep olduğu gibi büyük bir çöküş eşliğinde topluca ıskalamasak…

Kömür yardım kararı

Kömür bile cumhurbaşkanının kararıyla dağıtılıyor. Rejim, toplumu kasten fakirleştirerek insanların ekonomik kaderini belirleyecek tek yetkili haline geldi. Toplumu "muhtaç" olmaktan kurtarmak yerine, muhtaçlara sadaka dağıtmayı tercih ediyoruz.

“Doktor dövüyoruz. O rahatlıktayız”

Doktor dövenlerin insanlığın hizmetine sunacağı becerileri yok, onun için onlar kalıyor, insanlık soyuna şifa dağıtan doktorlar gidiyor. Nitelikli insanlar gidiyor, öfkeden titreyen, ezik, kompleksli, niteliksiz bir toplum haline geliyoruz.

Moğollar Esenyurt’ta , Moğollar Akbelen’ de…

Ormanlar devlet gücü denetiminde anayasa yok sayılarak yok ediliyor, silahlı canavarlar da şehirde dükkân basıp soğukkanlı cinayetler işliyor. Bu vahşeti devletin durdurması gerekiyor. Ama anayasayı tanımayan mahkemelerle bu nasıl yapılabilecek?

“Ya barbarlık ya Pan-hümanizm”…

İspanya’da aşırı sağ güç kazandı, Almanya'da yükselişte, toplumsal krizler derinleşiyor. Pan-hümanizm yerine pan-barbarizm. Ancak enseyi karatmayın. İnsanlık kötüye gitmez. Bazen “daha ileriye sıçramak” için biraz geriler. O gerilemenin acısını yaşıyoruz

Jitem, Faili Meçhul, Abdülkadir Aygan…

Medya hukuksuzluklar karşısında sessiz kaldığı, gerçeklerin peşine düşmediği sürece, bu ülkede ciddi bir değişim olamaz.

Açın önünü…

Erdoğan’ın talebinin ne olduğu tam anlaşılmıyor. “Bizi bu halde alın” mı diyor, yoksa “biz değişelim siz de önümüzü açın” mı diyor kestirmek zor.

Küresel Agora: YouTube

Avusturya’da dünyanın hayattaki en eski gazetesi Wiener Zeitung, 320 yıllık yayınına son verdi. YouTube'un ise 2021 itibarıyla aylık 2 milyardan fazla kullanıcısı var. 31 milyondan fazla YouTube kanalı bulunmakta. Küçücük bir cümle ama ne kadar tılsımlı.

Türkiye’nin Escobar’ı Kim?

Ülkelerin ne kadar barışçıl ve huzurlu olduğunu ölçmekte sadece uyuşturucunun rolüne baksak… Veya daha da kestirmeden o ülkedeki “kokain ticaretinin” etkinliğini ölçsek yetmez mi?

Karizmanın yelkenleri…

Daha önce Babıali’de bayram yazılarının “akide şekeri” gibi olması gerektiğine dair geleneksel inanca değinmiştim. 2004 yılındaki bayram yazılarını gözden geçirdim. Çetin Altan’ın 31 Ocak 2004 yılında yazdığı “Yarın Bayram” yazısına rastladım.

“Kedi eti yiyeni AB’ye alırlar mı?”

Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü, pide, lahmacun, börek ve mantı gibi ürünlerin hazır harçlarında kanatlı eti numunesi alınmamasını istedi. Rejim galiba “ne yerlerse yesinler” noktasına geldi. Halkımıza “afiyet olsun."

Anadolu Ajansı Haberciliği…

2023 Dijital Haber Raporu'na göre Türkiye'de haberlere güven oranı yüzde 21'e düşmüş. AA'nın verdiği duruşma haberinin benimle ilgili kısmını görünce yazılı habere duyulan yüzde 21 güvenin bile yüksek olduğuna karar verdim.

Kemal Kılıçdaroğlu ve at ile it izi

Kılıçdaroğlu’nu eleştirenlerin neyi eleştirdiğine dikkatle bakın. HDP’ye yeterince sahip çıkmamasını mı eleştiriyorlar. Yoksa onun siyasetinin eksenine koyduğu “cumhuriyetin demokratikleştirmesi hedefine yönelik açılım” fikrine mi karşılar?

“Cezaevinden Vip’e…”

Siyasal konjonktüre göre farklılaşan yargı kararlarıyla kendi ayak izimizde dönüp durduk. 19 yıl önce ile bugün arasında zaman hiç geçmemiş gibi…

Zorba

Hayatı ve kendimizi çok fazla ciddiye almaya başladık. Sanki bu ülkede her cümle gizli ya da açık “sen benim kim olduğumu biliyor musun” diye başlıyor. Gökyüzüne açılan dev bir ekranda Zorba filmini oynatıp bütün ülkeye seyrettirmek isterdim.

Kusursuz çürüme…

Türkiye bu kabustan nasıl kurtulacak? Siyaset kurumu ile mi? Şu an için hayal…O zaman yeni kabine laklağıyla biraz oyalanma, sonra mükemmel çürümeye devam…Ta ki Türkiye bu çürümüş, ahlaksız siyaset oyununun kurbanı olmaktan vazgeçinceye kadar…

Hapishanede nasıl oy kullanılır?

İlk turda cehennemin kapıları kapanamadı. Pazar günü yeniden sandık başında olacağız. Cehennemin bir beş yıl daha bizi kavurmasını önlemek için son bir şans daha var. O da Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı seçilmesi.

Devlet operasyonu mu?

Eksiği gediği, hileyi hurdayı, pusuyu oyunu bilerek davranmanın ne kadar önemli ve acil hale geldiğini gösteriyor. Hala ayağa kalkmak ve galip gelmek için vakit var. Herkes sandığa gidecek, muhalefet de sandıklara sahip çıkacak. Sonrası sonra.

Sıradan eğlenceler ve seçim

Ben, halkın “normal” insanlar gibi yaşayıp, sıradan eğlencelerden zevk alacağı, güvenli ve zengin bir ülke olma hayalini hala içinde bir yerde sakladığını düşünüyorum. Umutluyum. Öyle olmazsa ne olur? Kendi “düşmanlığımızla” kendimizi çürütür bitiririz…

8 Mayıs

Bugün madenler üzerinden ilk çalışma hayatına yönelik düzenlemenin yıl dönümü. Ama aradan geçen 124 yıla rağmen iş kazalarındaki durum ortada..124 yıl evvel madende çalışmalara düzen ver ama 2023’de Avrupa’da en çok madencinin öldüğü ülke ol!

“Canavarlar Zamanı…”

Sicillerinin bozulması bir yana hukukun ırzına geçenlerin sürekli terfi ettiği, onları terfi ettirenlerin egemen olduğu canavarlaşma dönemi bitiyor. Ama bir soru aklıma takıldı: “15 Temmuz yargısının” hukuku katleden failleri ne olacak?

Temel yanlış

Cumhuriyet kurulurken sanayi devriminin ileri aşamasına köylülük üzerinden bağlanma gayreti içindedir. Bu imkânsız ve gerçek dışı bir hedeftir.

Manşeti kim atar?

2023 tarihli kol saatime bakarsam seçime 24 gün var. Seçim bildirgelerinde ilk yüz günde yapılacaklar açıklanıyor. AB müzakere süreci ile ilgili tek cümle yok. Halbuki 2004 tarihli saatimde tek konu AB müzakereleri ve üyelik süreci.

Yazarınız yapay zekâ

Azeri milletvekilini nasıl kurşunladım...!!!

İlgisi olmasa da insanların adlarını gelişi güzel ortaya atarak onları "garip ilişkiler" içinde göstermeye çalışan "15 Temmuz gazeteciliği" denen iğrençliğin yeni bir örneğini yaşadık. Bir ülkede siyaset, utanmazlığı ilke edinince medya da bu hale geliyor

Listedeki katiller

Bugünkü Meclis’te yargının “planlayıcı ve uygulayıcı” olarak işaret ettiği 1980’den bu yana işlenen cinayetlerin zanlıları var. “Katil Meclis”te çığlıklarının işaret ettiklerinin listelere çoğalarak yerleştirilmelerinin şampiyonu 14 Mayıs olacak galiba.

Roboski ve Powertrans Şirketi

100 lira için “kaçak”a gitmek zorunda olan insanların bombalandığı, resmi alavere dalavere ile Irak’tan milyarlarca liralık kaçak petrol getirildiği, halkın milyarlarca dolar cezayı sırtlanmak zorunda bırakıldığı açgözlü bir yönetim anlayışı iktidarda

Sinan Ateş cinayetinde Nazi selamı

Sinan Ateş'in öldürüldüğü soruşturmada, MHP'li vekil Olcay Kılavuz’un evinde gözaltına alınan Tolgahan Demirbaş'la ilgili gözaltı tutanağının “kaybolduğu" ortaya çıktı. Bu gelişmenin, Musevi öğrencilere Nazi Selamı vermekten daha az vahim hali var mı?

Mart’tan Mart’a

Basın Tarihi’ni yazarken aklıma çocukluğumuzun çiçek dürbünü düştü. 20 yıl öncesinin Mart ayı ile bugünün Mart ayını döndüre döndüre oynatsam. Farklı görüntülere rastlar mıyım diye merak ettim.

Kürtler, Aleviler ve Budistler

12 milyon nüfuslu Belçika, sayıları 150 bini bulan Budistlere haklarını verirken;. Türkiye kendi ırklarından, dinlerinden, mezheplerinden, siyasi görüşlerinden olmayanların vatandaşlık haklarını vermiyor. Eşitlik, özgürlük, barış bu ülkenin de hakkı.

Basın tarihi yazıyla beslenen küheylan…

Siyasetin okyanusları

Mahkeme cinayet işler mi?

İntihar bombacısı

Deprem değil, faşizm öldürüyor

“Türkiye Yüzyılı”

Cinayet şebekesinin erketeleri

Önce Bingöl Çeltiksuyu’nda öldüler…

“Komara Demokratik”

Escobar’ın Anayasası

Uluslararası sistem ve Erdoğan

Neo-Milli Güvenlik Kurulu…

Türkiye Meksikalaşıyor

‘Pudra Cumhuriyeti’nde çip cinayeti

Çürüme o noktaya geldi ki sonunda içinde milletvekilleri, katiller, uyuşturucu mafyası, özel harekât polisleri, çakarlı arabaların olduğu planlı programlı bir cinayete de şahit olduk.

Antroposen Çağı…

20 yıl önce gündem AB idi…

426…

OHAL Komisyonu ve üyeleri

“Türkiye'de Değişimin Anahtarı, Ulusal Güvenlikte Saklıdır”

Rumeli Beylerbeyi’nin geri dönüşü

“Kuantum General”

Kokainci savcı ve Atakürt

Susurluk Çetesi Yeni Nato’ya karşı

Post-Modern Pantolon Darbesi…

Kürt Raporu

Pudra Cumhuriyeti…

Takiyüddin'in Rasathanesi…

Alman İstihbarat Raporu ne diyordu?

67 yıl önce İzmir’de yaşadığım gece

Proletaryadan Prekaryaya

21. Yüzyılın Bombası: Netflix, Televizyonu Geçti

Batmanlı Kadınlar…

Sedat Peker ve medyanın ölümü…

Hizbullah

Sulh Ceza Hakimliği…

Takkeli Pol Pot’lar

Bir Medya Cinayeti: Ahmet Kaya

Ahmet Kaya, o kirli ve kara geleneğin 1999 yılındaki maktulü oldu.

Hukuku savunan değil, hukuku batıran haindir…

1999 yılının 'Mahzurlu' kelimeleri…

Alevilikten endişeleniyorlarmış… Anayasanın çiğnenmesinden niye endişelenmiyorsunuz?

1999’un mahkûmu, bugünün neyi?

Cezasızlık ülkesinin kayıpları

‘Devlet Partisi’ olan kaybeder… Gidecekler…

Takkeli İttihat Terakki mi?

Web3 faşizmi

1908 Hürriyet Bayramı’nı kim yok etti?

Eski NATO - Yeni NATO

Gazete okumak ve tarih…

Fakir yemeği…

15 Temmuz medyası hayasız bir edepsizliğin çukurudur

“Yerinde Say Marş Marş”

"Besleme Basın"dan "Besleme Basın"a

Yüksek Güvenlikli Notlar

"Vasiyetim: Lanetliler Bahçesi’’

Rekabetten mi yanasın, torpilden mi?

Kulüp’te son tango

Türkiye’nin Voltaire’leri

Zombi Suçlar

‘’Cumhuriyet okumuyorum çünkü Cumhuriyet okuruyum!”

Okura bedava prezervatif

Nesrin Topkapı'nın televizyonu

Ağırlaştırılmış müebbetlik yazı

Ekonomi gazeteciliği ne zaman başladı?

Altı şalvar, üstü frak...

1980’lerde Kürt basını

Savcının medyası

Elli dört yıl önce yayımlanan şiir

Yarım parantez

“Birinci Güç”

Müstehcen nedir, pornografik nedir, erotik nedir?

Magazinselleşmek mi, magazinselleşmemek mi?

Söz’ün macerası

Özal 17 Nisan’da öleceğini biliyor muydu?

Emekli amirallerin “darbe çağrışımlı bildirisi”

Liberalizme düşman olanlardan mısınız?

“Devlet dersinde öldürülmüştür”

Kader Daha da Kararır Mı?

Paris’ten…

TRT'nin sahibi kim?

Ahmet Altan: Paltolu Donkişot

Anayasal suç işleyen hâkimi ne yaparlar?

Anayasal suç işleyen hâkimi ne yaparlar?

Lotarya Dönemi: 30 Kupona Stres Bileziği

Gayri safî mutluluk…

Basın ne işe yarar ve 80 sonrası çarpılma…

Önce kâğıt fiyatları yeğen…

“Vurun liberalizme, yeni düşman : Liberal Demokrasi”

Henry Kissinger biliyor, Türkiye bilmiyor

Ne Meclisler gördüm zaten yoktular

Zemheri Geldi, Bari Çiçekleri Kurtarabilsek…

“Silivri Tutuklama Tesisleri”

12 Eylül Beethoven'ı yasaklamıştı..

Zulüm tırpanının biçtiği bir hayat: Veli Yılmaz…

“Silivri’de Çekirge mi, Sonbahar mı?”

Form-Reform-Deform

Zulüm tırpanının biçtikleri…

Geleneksel basın nasıl medya hâline geldi?

Darbeci ve profesör- Mehmet Altan

Ecevit neyi arıyordu?

Sübliminal mesaj EMASYA mıydı?

Marksist-Liberal

Bu kez güle güle Eylül…

En çok okunan köşe yazarı kim?

1402’liklerden OHAL Komisyonuna

12 Eylül sessizliği

Faşizm olarak 12 Eylül’ün portresi

AİHM Başkanı’na açık mektup

Babaevi

Bir insan mezbahası: Bâb-ı Âli

15 yaşında yayımlanan ilk yazım

Kanlı bir el

Rotatifin ölümü

Hapishanede bir hafta nasıl geçer?

Babadan oğula: Hapishanede yazılan kitaplar

Af gazetecileri nasıl kapsar?

Varakpâreler

Normale dönmenin hastasıyız

Şehir Gerillasının El Kitabı

Darbenin ardındaki kim?

Köpekbalığı derisinden rende

Koğuşta cenaze

Cumhuriyet’te artçı deprem

Babam, İlhan Bey ve işkenceciler

Balyoz dönemi MEHMET ALTAN

“Demokrasi oyunu oynamak…”

“Ağırlaştırılmış müebbet”e nasıl mahkûm oldum?

Silivri Notları: Peçete notlarında 21. yüzyıl

Parlamentoda linç

Ahmet Altan’ın arşivdeki dosyası

Askerî darbecilikle solculuk olur mu?

Bornova Savcısının mezarı nerede?

Kemalist Yön, sosyalist Ant dergileri

Hapishanede seksî bir Karayib yağmuru

Elli yıl önce Türk basını…

Millî Demokratik Devrimci misin, sosyalist mi?

Brexit Luddist bir hareket mi?

Sovyetlere dost, sola düşman…

Bir köşe yazarı olarak Süleyman Demirel

Silivri Mahpushane Şarkıları’nın hikâyesi

“Onlar Uyanırken”: Silivri’de son yılbaşı…

Ahlâksızlık daha fazla getiriyor ise…

Askerler Aziz Nesin’i neden tutukladı?

Askerî vesayet döneminde mahkemeye verilen karikatürist

27 Mayıs’ın şaşılıkları

“Hapishane odasında dondurulmuş yaşamlar”

Demokrasinin vazgeçilmez şartı ifade özgürlüğüdür

Kokoreç Bizans yemeği mi?

Ortadoğu’nun yeni modeli: Kürtler

Tefessühün keskin kokusu

Yaşar Kemal ile Sağmalcılar Cezaevinde...

İktidar partisi ne zaman çatlar?

Askerlerin çıkardığı basın yasası

Silivride kendi kitabım bana yasaklandıydı...

Askerî darbenin ilk icraatları ne oldu?

Basın patronları ne zaman ayaklanır?

Redingotlu zarif kuşun cellatlığı

İktidarın devrilmesinde basının rolü nedir?

Demokrat Parti: Sona doğru…

Silivri kirazı

Devlet anarşizmi ve DP’nin affedilmez günahları

Liberal bir yazar…

Demirel döneminde basın özgürlüğü var mıydı?

Devlet anarşizmi ve DP’nin affedilmez günahları

Liberal bir yazar…

“Öyle gazeteler gördüm ki zaten yoktular”

Hapishanelerde en çok hangi kitap okunur?

“Sıcak haziran geceleri, ​aydınlık bir liman önünde”

Silivri’de yaz başlangıcı

Gazeteci mebuslar

'Kopsun seni alkışlayan eller!...'

"Çöllerde gemi yüzdürmeye kalkmış divaneler”…

Basın Yasası… Kötü Ünlüler Yasası…

Benim adım 1901…

Silivri’de bahar

Recep Peker kafasıyla medya düzeni

“Boğuluyoruz, biraz hava…”

Yarın… Yarın…

Delil aramadan karar veren mahkemeye İstiklâl Mahkemesi denir

Edebiyatı sever misiniz ?

“Şimdi bir şey söylerdim ama Silivri soğuktur”

İstiklal Mahkemesi’yle burjuva devrimi yapılır mı?

Türkiye’nin 51 Nobel’i olsaydı…

Atatürk’ün kurduğu gazete ne oldu?

“Senin gibi bir yargıç olacağına, benim gibi bir sanık olsun”

Cumhuriyet’e doğru…

Agamemnon zırhlısında biten ve başlayan…

Silivri’de yılbaşı…

Özgürlük ne yana düşer usta?

Sol basın ve İttihatçılar

31 Mart Vakası’nın Silivri boyutu…

İç mekânlar, dış mekânlar…

Liberal düşmanlığı bir İttihatçı geleneği mi?

Redingotlu saksağan…

Kaşıkçı ilk basın şehidi Hasan Fehmi’nin üvey kardeşi mi?

Tarih, Kolağası Resneli Niyazi Bey’i burjuva sayabilir mi?

Abdülhamid günde kaç gazete okurdu?

Ömür biter, baskı ve sansür bitmez…

Bu zulmü bitirin!

Ahmet Rıza Bey Silivri’de (2)

Ahmet Rıza Bey Silivri’de

Alaturka 451

İkinci Abdülhamid’in Aşk-ı Memnu’ya attığı kroşe

II. Abdülhamid’in dava açtığı karikatürist…

Sansüre direnen ilk yazar

Bir Lider

21’inci Yüzyıl

Bir düşünün…

Nereye doğru, belaya doğru…

Türkiye büyük bir fırsatı hoyratça harcıyor

Siyasal İslamcılar, Darbeci Fetö’cüler ve Demokrat Duruş…

Türbülans

AKP’nin paralel ordusu mu?

Kaçak Saray, TOKİ ve Portekiz

30 Ağustos yaklaşırken…

İkinci Sol

Bill Gates’in Tavuğu…

Siyasal sahtekârlığın 33. kuralı…

Bayram haftası, mangal tahtası…

Kur'an’daki Müslüman, AKP’deki Müslüman…

İsrail İstihbaratından Al Haberi…

Kaç yıldızın var?

AKP, IŞİD ile ilgili ne saklıyor?

Dik duruş mu, takla mı?

AKP’nin sahtekârlığı…

Cameron referandum silahıyla da hem kendini hem de Birleşik Krallığı vurdu

Keşiş yengeci ve Japonlar

İç savaştan mı medet umar oldular?

Can Erzincan TV…

CIA-Pentagon çekişmesi

AKP’nin palavraları…

İspanya neden yendi, Türkiye neden yenildi?

Sürmeyi gözümüzden çektiler…

‘Kiliseye gitmeyen hayvandır’

Esir çocuklar cehennemi ve Ramazan

Ne cami, ne de kışla, demokratik cumhuriyet…

Savcı ve savcı...

Cami-Kışla koalisyonu mu?

Bir yıl önce bugün AKP iktidardan düşmüştü…

Nerede bu kent dindarları?

İftar sofralarınızı değil, hesaplarınızı açın

AKP zihniyeti kınanıyor, ağlayan ise CHP

HDP’nin oy oranı yüzde 14,2…

‘Biji Apo’

AKP’den federasyon sinyali mi?

Çay Toplayamazlar, Çünkü…

Bu adamlardan çok sıkılmadınız mı?

Badem gözlü Davutoğlu

‘Gazap Üzümleri’nin hasadı

İngiliz duydu, bizimkiler duymadı

Sorun Çözemeyen Ülke

Rahmetli AKP

AKP’ye kayyım atandı

Saray’ın darbe korkusu…

Hırsızların, darbecileri akladığı ülke ve Baransu

MHP muhalefeti Kızıl Meydan’a inen uçak gibi

Ankara’da Mars patatesi

Gözden sürme nasıl çalınır?

Siz işçi öldürmeyi iyi bilirsiniz

Dersim’den Ankara’ya, Ankara’dan Dersim’e

Biz Siyasal İslam Faşizmine Sen Bilgi Çağı’na…

Türk Ceza Kanunu Madde 309

Erdoğan suç işlemeye devam ediyor

‘İsyan’, ‘ihtilal’ kelimeleri neden revaçta?

Siyasal İslam faşizmi ve medya…

‘Yeni Türkiye’nin Sesi, Davutoğlu Ahmet Hoca…’

Anneannenizin alüminyumu

Laiklik karşıtı eylemlere odak

Hırsız yok, darbeci yok, şikeci yok

Siyasal İslam’ın dört fobisi

Siyasal İslam ve İkinci Cumhuriyet

Düdük

Siyasal İslam’ın Karaman ahlâkı…

Recep Tayyip, yeni Merkez Bankası Başkanı…

Siz katil misiniz?

Uluslararası Sistem ve Doha…

Yerli ve milli İslamcı faşizm…

57 İslam ülkesi ne kadar üretiyor?

Alevi köyüne Sünni mülteci kampı mı?

Kalkınma ve faşizm

KKTC’yi Kim Söğüşleyecek?

MHP

“Suçluysa tutuklu yargılanacak”

Başbakan Davutoğlu mu, Erdoğan mı?

Erdoğan Zuma’ca bilir mi?

Erdoğan, sona doğru…

Kırmızı Oda'da yangın…

Çağlayan’da hâkimler mi var?

Obama neden görüşmüyor?

ABD gezisine Egemen Bağış da gidiyor mu?

Esas Erdoğan’ın Orada Ne İşi Var?

Abdülhamid gelse…

Muhafazakâr ahlak ve Karaman

Sulh Ceza, ABD’li savcıyı tutuklasın…

Türk usulü başkanlık ve IŞİD

Fail IŞİD’li Çıkınca Hep Beraber Susuverdiler…

Süleymaniye’de otuz yıl…

Çirkinler ittifakı, cambazlar koalisyonu

‘Davutoğlu gidiyor, Binali mi geliyor’

Herif

Yok olduğumuzda mı gidecekler?

İslam Ordusu’nun finansörü

Erdoğan’a hukuka giriş dersi…

AKP, derin devlet mahfillerinin yeni partisi…

Kadını sevmek, böyle mi?

Zaman’a Kayyım, Babek’e İdam

Sona doğru…

Başbakan Davutoğlu’nu kim sansürlüyor?

İkinci NATO

Devlet Erdoğan’dan sıkılmaya başladı

Erdoğan Müebbetlik Suç İşliyor

Zorbalık eninde sonunda zorbayı da boğar

CUMHURİYET NE ZAMAN İĞFALKÂRDIR?

BOMBACILAR DA 'MİLLİ VE YERLİ' Mİ

İSRAİL'DE 'PARALEL' YOK MU?

Milli ve Yerli Katiller

SİYASAL İKTİDARIN KARAKTER ÖZELLİĞİ

SİYASAL İKTİDARIN BEYİN ÖLÜMÜ

AZEZ IŞİD'İN ELİNDEYKEN AKP NEDEN ÇOK SESSİZDİ?

ONLAR ALDIRMAZ

İttihat Terakki’den İttihat Terakki’ye…

İNATÇI İNEKLERİN TÜRK USULÜ BAŞKANLIĞI

'SANA ANAYASAYI ÇİĞNETMEYECEĞİZ'

ŞU ORTA SINIFI BİR TANIMLASANIZA...

SABANCI'YI KİM, NEDEN ÖLDÜRDÜ?

İğde değil, IŞİD kokuyor…

'DÜŞÜNÜN LAN, KAFANIZ ACIMAZ'

DEVLET NASIL SOYULUR?

'İÇ SAVAŞIN KANLI CEHENNEMİNDEN GEÇMEDEN'

YENİ TEORİ

Ağır fiiller

ALATURKALIK, ALAFRANGALIK

HAYSİYETLİ BİR BAKAN

ÇİN

PORTEKİZLİ MUHTARLAR

‘Beştepe’nin Yolunu Bilmeyen’ Amerikan Yönetimi

PEMBE HİMALAYA TUZU

HEYBE NİĞDE'DE, TURP NEREDE?

KAYIT DIŞI DEVLET

ALÇAK...

Şehitler mi, IŞİD'li katiller mi?

TİLKİ ÇİŞİ

SİYASAL STRATEJİ ŞİDDET OLUNCA...

BURHAN KUZU'NUN DANIŞMANLIĞI ANAYASA'YA AYKIRI MI?

ERDOĞAN'IN 5 YIL ÖNCEKİ TELEFONU

MİT TIR'LARI DAVASINI İZLİYOR MUSUNUZ?

ESSELAMÜ ALEYKÜM

Hitler ve Sonu

Yeni Çağın Kamçısı: Petrol Fiyatları

Güneydoğu’ya BM Müdahale Eder Mi?

‘17-25 Aralık İndiragandi’yi Anma Haftası’

Musul’a da Girdik…

Kuşkonar Köyü’nün Aristokrat Güvercini

Yüzyılın iki yüzü

Depremler Çağı

Hayırlı Cuma’lar…

Yaşasın Korku ve Şiddet

AKP IŞİD’i Neden Bombalamıyor?

Siyasetin Ölüm Melekleri

Ustanın çetesi…

1 Kasım’a Az Kaldı, Paldır Küldür Gidiyorlar

'Neredesin Tayyip'

Bayram Haftası, Mangal Tahtası…

Erdoğan mı, Demirtaş mı?

Öldüre öldüre, çala çala ama mutlaka gidecekler!

17-25 Kabinesi

Şehit Yüzbaşı Ali Alkan’ın katili kim?

Siyasal Sahtekârlıktan Sivil Darbeciliğe mi?

APO’cu AKP HDP’ye Kızıyor

Erdoğan’ın Psikolojik Savaş Yöntemi

Ülkeyi yakıp yıkarak başkan olunabilir mi?

Kılıçdaroğlu Dışişleri Bakanı mı Oluyor?

Havva Ana’yı Amerika mı dinledi?

Yunanistan ve Türkiye’de tıkanan sistemi kim çözecek?

Tam da rövanş alma zamanı…

Yeni Bir Siyaset

Ankara’dan taze kulis haberleri

Erdoğan AKP hükümetini düşürdü

MİT Bölge Başkanı’nın Neden Haberi Yoktu?

Meğer 28 Şubat da Kumpasmış…

Erdoğan’ın Tramvayı

Genelkurmay Başkanı Neden İzne Ayrıldı?

Rejimin Adı: Paranoid Şizofren…

Ne Olacak Bu CTP'nin Hali?

Eşkıya hükümdar oldu…

Harp okullarından İmam Hatip’lere…

Neo-Balyozcu AKP Dönemi

‘MİT’in DHKP-C içine sızdırdığı Salih Karacan…’

Fujimori Darbesi

Erdoğan’ın yeni koalisyon ortağı: Askeriye…

Türkiye 17-25 Aralık Çiftliği Gibi Yönetilsin…

Brüksel’de Kürt Meselesi ve Zübeyir Aydar

Ya Fuat Avni Kadınsa

80 Kiralık Milletvekili

Sarayı Yıkalım

Analitik Öngörü,Siyasi Pragmatizm ve İstihbarat Toplama....

Paşasının İktidarı

‘Halk Bankası Medyası’

Müslümanların Soruları

Siyasal İslam’ın Ahlakı ya da Ahlaksızlığı

Bu Nasıl Çelişki?

Sivil Darbenin Cezası Nedir?

Ortadoğu Operasyonu

Hırsız Hafızlar

Cami yerine AVM

Ortadoğu’nun yeni modeli: Kürtler

AKP’nin yükselişi ve çöküşü

Acil İhtiyaç: AKP’nin gitmesi

Kırmızı Kitaplı Kırmızı Başlıklı Kız

Bir Buçukuncu Cumhuriyet: Hırsızlar Cumhuriyeti

Makul şüpheyi 17-25 Aralık’ta arasanız ya…

İsterseniz HSYK’yı Erdoğan’a bağlayın, nafile

IŞİD ile PKK aynı şey mi?

Kürtlere Karşı IŞİD Kartı mı?

Rehineler İçin Amerika Mı Devreye Girdi?

Vahşi Batı’daki IŞİD Ortakları

Cinayet Ekonomisinin Katilleri

Oynak Merkez ve CHP

23 Nisan Başbakanı

Müebbetlik yeni teamüller…

Bir dönem bitiyor…

Hırsız başbakanları kim yakalar?

Yılışık Hırsızlar Cumhuriyeti

Türkiye Soma’laşıyor

İslamcı darbe, askeri darbe…

Allah için siyaset yapıyor, parolası Hz. Muhammed…

Böcek Hukuku…

Sosyoloji siyaseti zorluyor

Bir MİT Belgesi…

Ankara’nın yeni rüyası “ırak Sünni federasyonu” mu?

Siyasal Ahlaksızlığın Çözülme Süreci

Başbakan’ın Fetvacısı…

AKP İçin Yol Bitti….

Cinayeti Gördüm: Katilsiniz…

Barış umudu ve diktatörlük

AKP'nin özel savaş yöntemi

Duran Kalkan'a cevap ve sorular: Muhteşem açmaz ve Kürt meselesi

Eroin ve 17 Aralık

Hayat ve plan

Nasıl olacak?

Ya çatışmalarla parçalanma ya demokratikleşme…

Batı'da faşizm, Doğu'da özerklik mi?

İç savaşın kanlı cehenneminden geçmeden...

Vicdan Yolsuzluğu, Yolsuzluk Vicdanı

Erdoğan bir sabah uyandığında…

Kaçılın

Türkiye’nin milli Enver Hoca’sı...

Türk Milleti Geçilmez

Suriye ya da iç savaş hırsızlığı örter mi?

Hırsızlık Oy Oranını Artırır Mı?

Ergenekon’un ayakkabı kutuları…

Türkiye’yi Yedirmeyiz

Erdoğan,Gül ve Kürtler

Önce Vatan, İnşallah

“AKP+ORDU = İKTİDAR” FORMÜLÜ YÜRÜR MÜ ?

AKP’nin paralel devleti…

Ya “çete” iktidarın içindeyse?

Merhum Türkiye Cumhuriyeti

Hırsız yargıyı çalıyor…

Bu İktidar Darbeden Yargılanacak

Darbeciler de Size Kurtaramaz

İkinci Susurluk mu?

Cemaat mi tehlikeli hükümet mi?

Lümpen Kemalizm

Paşasının Başbakanı

Devlet Faşizminden Millet Faşizmine…

Öcalan ile kavga edip, Barzani ile barışmak mı?

Siyasal İslam Liberal Demokrasiye Karşı

AKP, CHP ve Başörtüsü

'2. Cumhuriyet'in neresindeyiz?

Üçüncü Yol İhtiyacı

MİTleşmek, Diyanetleşmek

Uluslararası Sistem AKP’nin Biletini Kesti Mi?

Tarhuncu Ahmet Paşa’yı AKP mi boğdurttu?

Lefter, Şükrü Saraçoğlu’nun nesi olur?

‘Cumhuriyetçi kutlama’, ‘demokratik kutlama’

Bu haber başka yerde yok

Ben güvenliğin askeri olanını severim

Genelkurmay’a o istihbaratı kim verdi?

Sığlığın derinliği

Orgeneral Başbuğ nerede yanlış yaptı?

Demokrasi ile ‘biat sistemi’ arasındaki fark

Siyaset, ‘kaçakçılık ekonomisi’ne Fransız mı?

Hem sorumlu, hem mağdur mu?

‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’

Golü kime attılar?

Bombalama emrini kim verdi?

Behçet Oktay’ın kemiklerini kim kırdı?

AK Parti’yi ilk kim kurdu?

Menderes’den Menderes’e…

Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın adresi

Tarık Ümit Ermeni miydi?

Türkiye her an geçmişe dönebilir mi?

İran-Suudi Arabistan mı, Sünni-Şii mi?

Laboratuarı olmayan bilim dalı

Yeni büyüme modeli ve teşvikler

Susurluk’ta faili meçhul reytingi...

Ergenekon büyürken uyuyamam...

‘Geçen gün kamyon sürdüm, Leonardo da Vinci’

Cübbeli’nin fuhuş ekibi ve mutluluk

Euro ne olacak AB batıyor mu?

Şikeci siyasetin ahlakı ve vicdanı

Askeri cezaevi yönetmeliği neden gizli?

Hurda demir ithalatında dünya şampiyonuyuz

Şikeci siyasetin kirli çamaşırları

Merkezle sıfır sorun politikası

Var mı bu yasayı çıkaracak babayiğit?

AK Parti’ye Molla Kasım soruları

Yüzde 3 Türkiye’yi keser mi?

Devlet-ulustan ulus-devlete geçemeyince

Kim bu şikeci milletvekilleri?

Bülbül gözü

Vicdani ret mecburen, mecburen

Kemalizm ile Tunceli parantezinde Dersim sürgünleri

Bravo Sayın Başbakan, sizi alkışlıyorum

Ergenekon’un farkında mısınız?

Demokrasi belki de böyle gelir

Birinci Cumhuriyet Dersim’dir...

Kürtler İslam mı, Zerdüşt mü?

Ana muhalefeti vicdanen ret ediyorum

Başbakan’ın çok önemli bir cümlesi

Savunma Bakanı’na Molla Kasım soruları

Sıfır üç promilli Kırık Kalpler Müzesi

Hırvatları beş sıfır yenebilir miyiz?

Kozinoğlu kalp krizinden mi öldü?

Tasavvuf Protestanlığın muhalifi mi?

Bayram’da Bayram Otel’de 112’nci basamakta

Birinci Cumhuriyet muhaliflerini de anacak mıyız?

Kararı alkışlıyor, Bakan’ı kutluyorum

Çok yakından tanıdığım bir kadın...

Yunanistan Türkiye’ye fark mı atıyor?

Said Nursi’nin bayramı...

Hukukun labirentleri

Photoshop’suz Türkiye fotoğrafı...

Almanya’daki Türkler, Türkiye’deki Kürtler

Kız çocukların ırzına geçme içtihadı...

MHP neden Anayasa Mahkemesi’ne gitmiyor?

Cinayet işlemeye özgürlük savaşı mı diyorsunuz?

Çikolatadan kuzgun başı deseni...

Cumhuriyet depremi, depremin cumhuriyeti...

Sırf İstanbul’da iki milyon kaçak konut var...

Başbakan’ın hatırlattığı cinayet şebekesi

Hırsızlar da kardeşiniz mi?

Hırsız müteahhit ve hempaları öldürüyor

Fay tarlasında anonslu cinayet

Bir at ile kim evlenmek ister?

Kayıplarımız Prusya tipi ordu yüzünden

Baskınla ilgili cevapsız sorular

Keşke gerçek bir ordumuz olsaydı...

Bir İsrailli kaç Filistinliye bedel?

Haydarpaşa’dan dünya nasıl gözükür?

Yeni bir dünya savaşı mı çıkacak?

Kaliforniya’da Santa-Monica plajlarında

Çalışma saatleri mi, yeni buluş mu?

AK Parti kılavuzunu tanıyor mu?

Askeri vesayet bitti mi?

Çin ekonomisi batıyor mu?

Bıçaklanmış kanlı çıplak kız bedeni

Beşar Esad dün Gemlik’te miydi?

Sunset Bulvarı’nda güneş nasıl batar?

Hala mı devlet-ulus, usanmadık mı?

Ömrü bir büyücü gibi yoğuran yaşam simyacısı

Mecburi askerlik mecburen bitiyor

Dağa mı çıkalım dağdan mı inelim?

Çocuklar ölmesin, A Vitamini de alabilsinler…

Türkiye’nin partneri kim?

Bu meclis halkın mı, devletin mi?

Şiddet, Yüz Yıl Savaşları ve patates

Deniz Feneri gazeteciliği...

Ankara’yı bırak Berlin’e bak

Google’ı su basar mı?

Kürdistan’da demokratik siyaset...

Kürt siyasetinin çözüm önerisi var mı?

İnsanları birbirlerinden ayıran duvarlar

‘Said Nursi Ermeni bir general ister miydi?’

Filistin devlet olarak tanınmalı, çünkü...

‘Model Ortaklık’ ve yanan mahkûmlar

Kumrular Sokağı Cinayeti

Erdoğan dışarı, Amerikan istihbaratı içeri

Neden Ermeni bir generalimiz yok?

Mektup bitince aşk da biter mi?

Gerçek Türkiye kaçıncı sayfada?

Bakalım Susurluk’a varabilecek miyiz?

PKK-MİT görüşmesinden kara harekâtına

‘Arap sokaklarının lideri’

Her gün üç köşe yazarı ölse

11 Eylül’den 12 Eylül’e para kazanma biçimi...

Hurma ağacı gibi uzun, sarışın ve al yanaklı

İskelet tomografisi

CHP’ye de yabancı doktor lazım

Bu resmi de görüyor musunuz?

Özel Harp ne işe yarar?

‘Kendimizi yönetmek istiyoruz’ ne demek?

Ankara’dan Lahey’e nasıl gidilir?

Peka Peka plajındaki İmparator

Seyrüsefer savaş çıkarır

Hüseyin Çelik’in demokratikleşme önerileri

Gene Eylül

‘Eşitler Toplumu’ olabilecek miyiz?

Muhafazakârlar da ‘Deniz Feneri’ni gözlüyor...

Hükümetten alkışlanacak bir karar...

Çocuklarımız tahıl mağduru mu?

Er Sevag’ı kim neden vurdu?

Federasyonun ‘Ankara Kriterleri’ duvara tosladı

Somalili madenciler

Eleştirinin kutsallığı ve ordu düşmanlığ

Kaddafi de gidiyor netekim...

Maslow, PKK Sorunu’nu çözer mi?

‘Müslümanca özeleştiri’

Mogadişu cehenneminden bildiriyorum

Kandil’den Mogadişu’ya

Kanlı bir cehennemde kavrulmaya doğru

Federasyon toplumsal vicdanı ağır yaraladı

Suriye Kürtleri, Türkiye Kürtleri..

Eşine mi kavuşacak, intihar mı edecek?

‘Devlet emrinde çalışan katiller’in listesi

Facebook neden gözden düştü?

Genelkurmay eski Başkanı da tutuklanacak mı?

‘Komşularla sıfır problem’ protokolü

Dolar iki buçuk lira olur mu?

Türkiye-Suriye savaşı çıkar mı?

Gelin bu Pazar bir bina yetiştirelim...