- 14.11.2018 00:00
Yerel seçimlere doğru giderken siyasetin tansiyonu gittikçe yükseliyor. Büyük şehirlerde kimin aday yapılacağı hala netleşmiş değil, tüm partiler pusuya yatmış rakiplerinin adaylarının kim olacağına odaklanmışlar. Ona göre aday belirleyecekler. Kamuoyuna yansımayan ama sızan bilgilere göre CHP’nin HDP’yle gizlice görüşme yapmaları CHP tabanında, hem de yurtta şok etkisi yarattı. Tam da bu sırada ABD’nin PKK’lı üst düzey yöneticileri için başlarına ödül konması da acaba rastlantı olabilir mi?. Ayrıca Ortadoğu’da yeni oluşturulacak politikaların da işaret fişeğini oluşturacak sinyaller.Bakalım, görelim ne gibi gelişmeler yaşanacak.
GÖREVLİ OLDUĞU BESBELLİ
İlk defa kamuoyu ismini rehin olarak alınan Musul Konsolusu olarak duydu.100 güne yaklaşan rehin olayından sonra Ankara’da kahramanlar gibi karşılandı. Medya olağanüstü ilgi gösterdi. Günün adamı oldu. Bir de baktık CHP’den milletvekili seçilmiş ve kısa sürede Genel Başkan Yardımcılığına kadar yükselmiş. İlk icraatı Türkiye’nin Suriye politikasına yüklenip, Esad’dan yana politikaları seslendirmiş. Rehin alındığında gösterdiği direnişi ballandıra ballandıra anlatmaya başlamış, Ta ki; Konsoluluğun güvenlik görevlisi onun yalan söylediğini, kendisini muhasebeci Kenan olarak tanıttığını söylemesiyle cilalar bir bir dökülmeye başlayınca, hırçınlıkları da artmaya devam etti. Cumhurbaşkanlığı adaylığına soyunması, TV yayınlarında agresif tavırlar gösterirken, durduk yerde Ezan’ın Türkçe okunsun açıklamasını yapması kamuoyunun tepkisine neden oldu. Aslında iki hafta önce Andımız’la ilgili Danıştay kararının açıklanmasıyla hareketlenen gündem Ezan konusuyla bayağı ısındı. Bakın burada iki noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum. Birincisi Andımız’la ilgili; Danıştayın kararına en sert tepkiyi AK Parti verirken,yıllarca Andımız konusuna karşı çıkmış olan HDP’den tek bir ses çıkmamış olması, ayrıca Andımız konusunda AK Parti’ye en sert salvolar atan CHP bu karara karşı hiçbir olumlu tepki vermemiş olması, sizce de manidar değil mi? Çünkü yerel seçimler için gizli yürütülen CHP-HDP ittifak görüşmeleri yara alma endişesi, her şey AK Parti’yi yıkma pahasına ilkelerden feragat edebiliyorlar.
İkincisi olarak da; Ardahan milletvekili Öztürk Yılmaz’ın Ezan Türkçe okunsun sözlerine en sert tepkiyi AK Parti verirken, CHP’de milletvekilini ihraç etmek için disiplin kuruluna vermesiydi. Gerçekte Ezan’ın Türkçe okunmasını laikçi kesimin hemen hemen tamamına yakını istemektedir.Lakin bunu yeterince seslendiremiyorlar. Andımızla birlikte oluşan havayı fırsat bilen Öztürk Yılmaz bu konuyu pat diye söyleyiverdi. CHP’liler ne dediler biliyormusunuz; sıramıydı şimdi! Biz Ezan’ın Türkçe okunması diye bir derdimiz yok demediler. Peki niye Öztürk Yılmaz’a öfkelendiler. Yerel seçimlerde İstanbul ve Ankara’yı AK Parti kaybederse Erdoğan’ı sıkıştırıp erken seçime zorlamak niyetleri, oluşan havayla da iktidara gelmek. İşte bu oyuna Öztürk Yılmaz limon sıkmış oldu. Çünkü o günlerde CHP’nin gözdesi haline gelen eski AK Parti kurucusu ve Ekonomi Bakanı olan şahıs bir TV kanalında şunların altını çizerek söylüyordu. ‘İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlerde belediyeleri almamız için yapacağımız en can alıcı ittifak AK Parti tabanı olacaktır’. Diyor ki; benim gibi birisini aday yaparsanız AK Parti’nin muhafazakar kesiminden oy alabiliriz, işte o zaman iktidara geliriz. Sözde AK Parti’nin tabanı saf, akılsız, AK Parti’ye ihanet etmiş birisine eski AK Parti’li diye oy verecek.Seçim politikasını AK Parti’yi yıkma üzerine kurup, hiçbir proje üretmezsen sen daha kaç seçim iktidara gelemezsin.
Tekrar Özgür Yılmaz hikayesine dönersek; son konuşması Kılıçdaroğlu’na yönelik kaba, terbiyesiz ve edep dışıydı. Neymiş Kılıçdaroğlu onun önünü kesmek istiyormuş falan filan. Aslında az bile yapıyor desem haksız sayılmam. Kim bu adam, kısa sürede yılların dış politikada uzmanlaşmış isimlerini bir kenara iterek bu adamı CHP’nin dış politikasından sorumlu genel başkan yardımcısı yap, olacak iş mi? Gerçi Dışişlerinde yükselmesini sağlayan Fetö’cüler açıklanmaya başlandı. Bu arada Kılıçdaroğlu’nun danışmanlarının da Fetö’den tutuklu olduğu hatırlanırsa, bu kişinin görevli olduğu apaçık ortada. Ne ekersen onu biçersin sözü boşuna söylenmemiş. Kalın Sağlıcakla.
Yorum Yap