- 16.01.2017 00:00
Türkiye ve Rusya, Suriye meselesinde ortak inisiyatif alınca ABD güdümündeki Cenevre görüşmeleri bir anda değerini kaybetti. ABD, Astana’da kurulacak olan masada yer almak için Türkiye’ye sitem etmeye başladı. Oysa ABD, düne kadar Türkiye’yi hem sahadan, hem de masadan uzaklaştırmaya çalışıyordu. Bu değişim nasıl mümkün oldu, dersiniz?
Dış politikadaki hızlı manevralar sayesinde elbette; Türkiye, Rusya ve İsrail ile ilişkilerini hızla normal seviyeye çekti. ABD ile olan geleneksel ortaklık bağlarını bir tarafa bırakıp Rusya ile eskisinden farklı, daha üst düzeyde ortaklık kurma yoluna gitti. Bu sayede İran ve Irak ile olan gergin ilişkiler de normalleşebildi. Demek ki, Türkiye ile ABD arasındaki “stratejik ittifak” sanıldığı gibi pek de Türkiye’nin lehine işlemiyormuş. Obama yönetiminin PKK/PYD ve FETÖ terörünü desteklediği ve bu “stratejik dost”luğa rağmen desteğini sürdüreceği anlaşılınca Türkiye de, pozisyonunu gözden geçirme fırsatı buldu.
Ankara’nın bu manevrayı gerçekleştirmesi hiç de zor olmadı. 246 vatandaşımızı şehit eden FETÖ darbe girişimine arka çıkan, PYD’ye açıktan silah ve eğitim veren ABD’nin tutumu, Ankara’nın elini güçlendirdi.
Nitekim Türk kamuoyu da güney sınırımızda PKK/PYD için “terör devleti” Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım’ın ilerlettiği Türk-Rus yakınlaşmasına devlet içindeki güç odaklarından itiraz gelmedi. Zira Türkiye’nin toprak bütünlüğünü tehdit eden terör örgütleriyle olan yakın ilişkisi, ABD’nin Ankara’daki dostlarının hayli azalmasına yol açtı.
Şüphesiz Türkiye, ABD ile ilişkilerde bir kopuş yaşamıyor. Yüzünü tümden Rusya’ya da dönmüş değil. Türkiye, Batı ile olan geleneksel bağlarından ya da ayağındaki prangalardan hızla kurtulunca bölgede de etkili bir güç haline geldi. Sahada ve masada Türkiye’yi dışlayan ABD, şimdi kendisi Ankara’dan masaya davet beklentisi içine girdi. Obama yönetimi, Türkiye’ye karşı adeta “düşman ülke” gibi davrandı. FETÖ ve PKK/PYD’ye verdiği destekle Türk siyasetini dizayn etmeye çalıştı. Darbe girişimi de, terör saldırıları da Obama yönetimindeki ABD’nin arkasında olduğu operasyonlardır.
Obama Amerika’sının şöyle bir faydası oldu; Türkiye’ye, yeni ABD yönetimiyle daha demokratik, daha eşit bir ilişki kurma fırsatı vermiştir. Bu sayede Türk-ABD ilişkileri yeni bir güncellenme fırsatı yakalamıştır.
20 Ocak, kuvvetle muhtemel Türkiye’nin yararına olan yeni bir sürecin başlayacağı tarih olacak. Bu ihtimalin gerçekleşmesi, Trump’ın küresel çete tarafından ıslah edilip edilmemesiyle ilintili. Ayrıca bilinmeli ki Türkiye, Trump Amerika’sından bağımsız, kendi istikametini milletle belirleme kararlılığını 15 Temmuz itibarıyla deklare etmiş bir ülke. Trump Amerika’sının siyasi ve askeri tutumları bizim istikametimizi değiştirmez, yalnızca kolaylaştırabilir yahut zorlaştırabilir.
Yorum Yap