- 23.01.2018 00:00
Bir ülke düşünün, halkların gönlünde yıkılmaz bir taht kursun. Fas’tan Malezya’ya, tüm İslam ülkelerini tek tek gezin. Sokaklarında karşılaştığınız herhangi birine Türkiye’den geldiğinizi söyleyin. Yüzlerde bir tebessüm görür, kalpten bir sıcaklık hissedersiniz. Buna defalarca şahit oldum.
Son şahit olduğum yer, hayatımda gördüğüm zor yerlerden biri, ülkemden çok uzaktaydı. Orayı anlatacağım size.
AFRİN’DEN ARAKAN’A TÜRKİYE YANSIMALARI
Ya herkesten önce ya da herkesten sonra haber sahasına gitmeyi tercih ederim genelde. Bana göre iyi bir gazeteci herkesin baktığı yere bakmaz. Başka açılar bulur.
Geçen hafta Afrin operasyonunun yapılacağı sahayı görmek için Kilis’e ve sınır bölgesine gitmiştim. Suriye tarafındaki yoğun güvenlik riski nedeniyle karşıya geçemedim. Ancak şu anda Afrin’de operasyon yapan birliklerimizin kalması için yapılan yeni askeri alanları, yolları ve hazırlıkları görme fırsatım oldu.
Sınır bölgesinden döner dönmez, hemen Bangladeş’e, Arakan’lı mültecilerin kaldığı kampa geldim. Bu yazıyı, tüm ruh dünyamı altüst eden mülteci kamplarının olduğu Cox’s-Bazar şehrinden yazıyorum. Herkesin unuttuğu bir zamanda, gözlerin başka tarafa çevrildiği bir zamanda geldim buraya.
İYİ İNSANLARIN YARDIM ELİ
Buraya yardım getiren insani yardım kuruluşu ‘İyilikder’, bana Arakanlı mültecilerin gerçek durumunu, göç yollarını, Bangladeş’in halini gösterme fırsatı verdi. Aynı zamanda, bir grup gönüllü işadamının nasıl buralara kadar gelip, yardım çalışmalarına katıldığını, sırtında malzeme taşıdığını hayranlıkla izledim. Bunu ayrıca yazacağım.
Bu her ülkeye, her millete nasip olmayacak bir ayrıcalıktır. Bugün operasyon başlattığımız Afrin bölgesinde bile, iddia ediyorum, halkın büyük çoğunluğu Türkiye sevgisiyle doldur.
TÜRKİYE’Yİ SEVMEYEN ÜÇ KESİM
Ancak gittiğim tüm ülkelerde gördüğüm başka bir gerçek daha vardır. Halkının hayran olduğu çoğu ülkede üç kesim Türkiye’ye karşı bazen mesafelidir, bazen hasımdır, bazen sevmez.
1. Rejimler
2. Medya
3. Sermaye
Her ülke yönetimi, hasım gördüğü ülke aleyhine kendi medyasında muhakkak yayın yaptırır, bürokrasi ve diplomasi zorluğu çıkarır.
BANGLADEŞ, HALKI MÜLTECİ GİBİ YAŞAYAN ÜLKE
Bangladeş’in fakirliğini biliyordum ama Arakan mültecileri gibi kötü şartlarda yaşayanların bu kadar çok olduğunu bilmiyordum doğrusu. Başkent Dakka’da, minicik çocukların kaldığı bir yetimhaneyi gezerken, buranın teneke evlerden oluşmuş, suyu, yolu, elektriği olmayan devasa bir kamp olduğunu zannettim. Ancak kalanlar Arakanlı değildi, orası da kamp değil, normal mahalle diye biliniyordu.
‘Balukhali Mülteci Kampı’nın sempatik ve disiplinli komutanının acı bir tebessümle dediği gibi, “Bizim halkımız zaten çok fakirdi. Bir de sayıları 1 milyona varan mültecilere bakmak zorunda kaldık.”
Bu yüzden Arakanlı mülteciler konusunda bazen çıkarttıkları sorunlara karşı Bangladeş’e daha toleranslı davranmak gerekir. Kendi halkı Arakanlılar kadar aç ve sefilken, nasıl bir milyon insanın yükünü daha çeksinler?
TÜRKİYE O KADAR GÜÇLÜ Kİ BURADA
Ellerimize sımsıkı sarılan, gözlerinin içi gülen, insan canlısı, yumuşak huylu, sevimli insanların haline bir çare bulamamak hepimizi derinden etkiliyor. Onlar için öyle büyük, öyle güçlü, öyle kudretli bir ülkeyiz ki… Sevgilerine, hayranlıklarına ve güvenlerine cevap verememek insanı çok üzüyor. Türkiye’nin buradaki yansıması, o kadar farklı ki.
Ben hayatımda çok mülteci kampı gördüm ama bu kadar kötüsünü görmedim.
Yarın bu kampları anlatacağım size.
Yorum Yap