KANUNİ TUTUMUN DAYANILMAZ TAHRİKİ!

  • 19.10.2020 00:00

 Analistler işlenen suçlarda, kişilerin tutumunu, sistem, ekoloji, ekonomik, sosyal durum ve eğitimin etkileriyle ele alır ve genelde yazılar şöyle biter:

"Kural  yola sokar, kuralsızlık  yoldan çıkarır." 

Acaba öyle mi?

Öyle mi değil mi, Londra metrosunda yaşanan bir olaya bakarak bir sonuca varılabilir mi?

Metroda hareket halindeki trenin vagonundaki koltukların hepsi dolu, sadece iki kişilik bir koltukta genç bir zenci erkek yalnız oturuyor. Zencinin karşısındaki koltukta da yaş ve benzerliklerinden bir İngiliz anne ve kızı olduğu anlaşılan iki kadın oturuyor, yanlarında da baba ve damat ayakta dikiliyor. Baba 65 üstü, boylu poslu dinç ve bakımlı biri; 30 yaşlarındaki damat babadan da uzun.

Damat kayınpederine zencinin yanına oturmasını öneriyor.

Babanın burnu havada, aristokrat bir edayla, çimdiklenen birinin ani ve tiz tonuyla "N'oo!" diyor. Tam Türk filmlerindeki jöndamın, "ruhumu asla!", diyen keskinliğinde bir cevap. Hayır derken yüz ifadesindeki tiksinti hümanizmayı mücadeleye davet edecek kadar çirkin.

Az önce gürültü ve uğultu içindeki vagondakiler, iğrenme dozlu o tiz "n'oo!" yüzünden bir patlama olacağını anlıyor ve olacakları kaçırmamak için tedbirli ve sessiz.

Çünkü vagonun hafızası benzerlerle dolu, babanın o koltuğa zencinin yanına oturmamak için oturmadığını biliyor. .

Zenci, renginden değilse de nefes alışlarından, sımsıkı sıkılı yumruklarını birbirine vuruşundan çok sinirlendiği kendini zaptedemediği, içi içini yediği belli oluyor.

Kızı ve karısı da, yolun uzun olduğunu, oturmasını söylüyor babaya, ama nafile. Baba burnu hep havada sadece kafasını hayır anlamında oynatıyor.

Vagon, tabana toplu iğne düşse çınlayacak bir sessizlik içinde.

Tam o anda çığlık gibi bir “why?” ile çınlıyor vagon.

Horlandığını düşünen zenci,  avaz avaz bağırarak yerinden fırlıyor, kırmızı görmüş bir boğa süratinde ayakta duran babaya koşuyor ve önde dikilen iri yarı damata, aileye, vagondakilere hiç aldırmadan sağlı sollu yumruklarla girişiyor.

Vagonda çıt yok. 

Onca emek verdiği aygır gibi güçlü görünen kızı ve yıllardır aynı yastığa baş koyduğu pek sevgili karısı kılını kıpırdatmıyor.

Sırık gibi genç damat da kayınpederini korumak için hiç çaba göstermiyor.

Vagondaki yolcular da öyle, seyrediyor.

Bu ne emek inkarı vefasız bir soğukkanlılık, kurallara bağlılık?

Bu bir İngiliz soğukkanlılığı mı, kurallara, kanunlara sıkı bağlılık mı, duyarsızlık mı, buna hukukta psikolojide ne deniyor?

İşin garibi, suçluluk  psikolojisi mi, kavga bilmeme mi, ölüme kadar gitmesini önleme mi, kurallar gereği mi bilinmez, baba da kendini hiç savunmuyor, aleyhinde delil olacak sanki sakınmak için kolunu bile siper etmiyor.

Ailenin yaptığı tek şey “poliis, poliis” diye bağırmak, vagondakilerin yaptığı da treni durdurmak.

Tren duruyor, kapılar açılıyor, polis diye bağırmaya devam eden ağzı kanlar içindeki baba, ailesi ve zenci vagondan iniyor, gözleri görevli arıyor.

Burada bir gariplik, başka  bir ruhi şekillenme var, dışarıdan seyreden yadırgıyor.

Mesela aile fertleri, ne baba, ne kadınlar, deliller ortadan kalkmasın diye mi, yaşadıkları şoktan mı, babanın ağzından akan kanı silmiyor, kanın durması için bile çaba göstermiyor.

Zenci, görevlileri görür görmez hızla metronun loş dehlizlerine doğru koşuyor ve gözden kayboluyor.

Vagondakilerin suratlarından zenci yakalanacak mı, yakalanırsa bir özürle veya yukarıdan bir selam ya da  bir alo ile serbest mi kalacak, işkence mi görecek, hapse mi girecek diye merak edip etmedikleri anlaşılmıyor, tren eski demir gürültüsüyle yoluna devam ediyor.

Bu nasıl bir ruh hali, hiç olacak şey mi, burada trendekilerin bir kısmı zenciyi, diğer kısmı babayı tutup ağız dalaşı bile yapmıyor; bunlar sanki bahisli bir sokak kavga sahnesi izlemiş sakinliğinde, acıyı, hakkı, haksızlığı tümden devlet emanetine vermiş görünüyor.

Bu teslimiyet bir güvenin mi bir zorunluluğun mu yoksa yok edilmiş bir duyarsızlığın mı sonucu?

Bu, neme lazımcı, bir tür yabancılaşma mı? 

Kural kanunun sivili, dibacesine temel hakları koymadığınız taktirde üreticiliği, yaratıcılığı, duyarlılığı, dayanışmayı ve daha birçok güzel duyguyu engelleyen taş duvardır.

Kurala evet fakat  herkes içinse, çok standartlı değilse ve giderek yok olacaksa.. 

Zira, adaletin olduğu yerde kurallar sıfırlanır.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums